bugün

yeni gelmiş yazar. hoşgeldin diyelim sana da.

(bkz: ironiden anlamayan nesle aşina değiliz)
felsefe entrylerini dört gözle beklediğim 4. nesil yazar. hoşgelmiş.
entry sayısını 4 yaparak sevindirmek istediğim yazar.(#1243242)
ayrıca yine sözlük yazarlarımızdan olan nietzsche'yi etkileyip etkilemediğini de, tarihin tekerrür eden o klişeciğiyle anımsatmak istedim.
hoşgeldin sefalar getirdin yazarı. daha da önemlisi şairi...aynı kanın insanı, sağlam kişilik. şahsını aramızda görmek en güzeli oldu.
(bkz: arthur schopenhauer)
(bkz: kimsin)
bir insan kadınları bu kadar açık ve net tanımlayamazdı. büyüksün schopenhauer, hiç bir kadının seni sevmemesi nekadar haklı olduğunun ispatı.
kirpileriyle bir of çektirmiş feylezof.
http://www.radikal.com.tr...hauerin_kirpileri-1079177
Kirpi fablinda insan iliskilerini acimasiz bir sekilde ele alan yazar. " soğuk bir kis gununde cok sayıda kirpi donmamak icin bir araya toplanirlar. Ama kisa sure sonra oklarinin birbirleri uzerindeki etkisini görüp tekrar ayrılırlar, ısınma gereksinimi onlari bir kez daha bir araya getirdiginde oklari yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasinda gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecek uygun mesafeyi buluncaya kadar. Bunun gibi, insanlarin hayatlarinin boslugundan ve tekduzeliginden kaynaklanan toplum gereksinimi onlari biraraya getirir. Ama nahos ve tiksinti verici özellikleri onlari bir kez daha birbirlerinden ayırır. .."
(img:#872482)
bütün kitabı koy madem de okuyalım.
(bkz: haklı çıkma sanatı)
“Bir şey ne kadar soylu ve mükemmelse onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır.”
-Schopenhauer
"yalnızca iyi tanıdığın, saçma sapan şeyleri savunmayacak kadar anlama yetisine sahip olduğunu ve utanılacak durumlara düşmeyeceğini bildiğin kişilerle tartış; otoritenin dikte ettiklerine göre değil, nedenlere, gerekçelere dayanarak tartışmayı bilenlerle; sunulan nedenleri dinleyip dikkate alanlarla; ve nihayet, gerçeğe değer veren, karşı tarafın ağzından bile olsa iyi nedenleri memnuniyetle dinleyen ve doğruyu karşı taraf söylediğinde, yani kendisi haksız olduğunda da bunu hazmedebilecek kadar adalet duygusuna sahip olanlarla tartış. demek ki yüz kişi içinde tartışmaya layık bir kişi bile zor çıkar. geri kalanı ise bırakın ne isterlerse onu konuşsunlar, çünkü budalalık insan hakkıdır."
“insan sadece yalnız olabildiği sürece, bütünüyle kendisi olur. Demek ki, yalnızlığı sevmeyen özgürlüğü de sevmez, çünkü insan ancak yalnız olduğunda özgürdür.”

-schopenhauer
Babası ticaret adamı annesi ise yazar. Fena zengin bir ailede doğmuş schopenhauer. Babası çocukluktan beri ticaret adamı olmasını istemiş hatta bir ara schopenhauer sosyal bilimlere merak sarınca babası onu bu alandan uzaklaştırmak ve gerçek paranın ticarette olduğunu anlaması için Avrupa turuna çıkarmış. Schopenhauer Avrupa turundan 16-17 yaşlarında döndüğünde aile ekonomik krizin, iflasın eşiğindeyken babası bu bunalıma dayanamayıp intihar ediyor. Schopenhauer asla ticaret adamı olmak istemiyor. Annesi bu meslekte ısrarcı olmasa bile schopenhauer babasının baskısını üstünde hissediyor ve 21 yaşına kadar ticaret okuyor. Bu sırada ara ara tıp ve psikoloji seminerlerine katılıyor. Annesi sosyetede hava atarken schopenhauer'a küçük bir ev tutuyor ve mirastan kalan parayı ona veriyor. Schopenhauer'ın annesiyle arası pek samimi değil. Ayda bir iki kez resmi bir dille mektuplaşıyor. Baba baskısını üstünden attıktan ve annesiyle de iletişimi koparmanın ardından bir başına kalıyor Schopenhauer. Eğitim bittikten sonra Göttingen üniversitesine tıp 1. Sınıfa başlıyor ama sadece 2 yarıyıl okuyup alanın kendisine göre olmadığını anlıyor ve felsefeye Kant ve platon'u inceleyerek başlıyor.