hayatımın en adrenalinli yıllarına şahit olmuş olan ve yer itibariyle insana köy okulunda okuyorum hissi veren güzide okul. şehir merkezine uzak olması ne kadar dezavantajsa, ders aralarında sigara içmek için etrafta bulunan onlarca dönüm fındık bahçesinin olması ve öğle aralarında okey oynamak için zula bir yere montelenmiş prefabrik kahvehanenin okula yakın olması da bir o kadar avantajdır.
hacca gitmek isteyen tonton amcaya 'araplara paramı yedireceksin' diyerek müslümanlara hakaret eden fakat öldüğünde musalla taşına yatacak olan, hem chp'ye hem de türkiye'ye zarar veren siyasetçi.
osmanlı bünyesinde en fazla etnik unsuru bir arada bulunduran devletlerden biridir ve devlet hizmetinde, bürokraside ve askeriyede önemli görevlerde bulunanlara bakıldığında devşirme kökenli olanların sayısı azımsanamayacak kadar fazladır lakin osmanlı son dönemleri hariç milli ve manevi değerlerinden ödün vermemiştir bu bakımdan türk olup olmadığını tartışmak yersizdir fakat illa ki cevap vermek icap ederse türk'tür ama bilindiği üzere ırkçı politika izleyen bir devlet değildir.
soruşturmayı yürüten savcının görevden alınması yargıya müdahale gibi görünse de, soruşturma yürütülürken istihbarat elemanlarının isimlerinin medyaya yansıması ve gizli görevdeyken deşifre olmaları açılan bu soruşturmanın aslında istihbaratımıza ne kadar da büyük zarar verdiğini gözler önüne sermektedir.
çinli filozof konfüçyüs'ün atalarından aldığı ve ahlaklı nesil nasıl yetiştirilir sorusununa cevap veren ahlak öğretileridir. konfüçyüs yaşadığı dönemde bu öğretileri din olarak ileri sürmemiştir fakat sonraları kitap haline de getirilen bu öğretiler çinliler tarafından resmi din ilan edilmiştir.
yargının siyasal rejim üzerinde üstünlük kurmasıdır. yargının, yürütme üzerinde üstünlük kurması hasebiyle olagarşik yönetim biçimine girer.
(bkz: oligarşi)
(bkz: yargı vesayeti)
bu politika doğu'nun batı karşısında imaj yenilemesidir. batı senelerdir kendi ürettiği sözde islam terörüyle müslüman toplumu bir hayli karaladı buna bonus olarak da iran'ın şeriat cezaları ve afganistan'da son anda direkten dönen recm cezaları eklendi. sonuç olarak müslümanlığın hiç de batı'dan görüldüğü gibi bir din olmadığını göstermek için islam'da bulunan tecdid(yenilenme) hareketi paralelinde yeni bir politika geliştirme gereği duyuldu.
fransa'da ortaya çıktığı sanılmaktadır. geleneksellikten kopuşu ifade eder. beyaz türkler için muasır medeniyetin göstergesiyken, muhafazakar kesim tarafından pek de matah birşey değildir.
ilk günlerde insanı mal eder, dayanılmaz bir acı verir. kırkı çıktıktan sonra ise özgürlüğün verdiği hazla nirvanaya ulaşırsınız. artık sabahları mesaj atmak için erken kalkmaya, her ay telefona tonlarca para yükletmeye gerek kalmamıştır.
(bkz: mutluluk bu olsa gerek)
vizyona girmesi de filmin konusu kadar ilginçtir. bir süre yeterli sermaye olmadığı için vizyona girememiştir, sonrasında yönetmenin tanıştığı bir arkadaşı vasıtasıyla filmin bir kopyası cem yılmaz'ın eline geçmiş ve sponsor sorunu çözülmüştür.
her türk gencinin başına gelmiş veya gelmesi kuvvetle muhtemel olan yüz kızartıcı durumdur. yaşla alakası yoktur ne de olsa annenin gözünde evlat 40 yaşına da gelse hala çocuktur. baba versiyonu 'misafirin elini öptün mü evladım?' şeklindedir.