ivo andriçin romanı. Sıplarla,Boşnak Türkler arasındaki ilişkileri Sokullu Mehmet Paşa döneminden, Birinci Dünya Savaşı ndaki döneme kadar, köprünün tarihiyle ilişkilendirerek anlatan, harika bir roman. Yazarının Nobel edebiyat ödülü almasında etkili olmuştur. Romanın bir ilginç yanı da bu romanın hem Türkler (Osmanlı varisi olarak) hem de Sırplar (En milliyetçi olanları bile bu romanın bazı bölümlerini propoganda aracı olarak kullanmıştır)tarafından çok tutulmasıdır. Bu da yazarın mümkün olduğunca objektif davrandığının bir göstergesidir. OKUNASI, OKUTTURULASI BiR ROMAN....
ispanya da tinto ve odiel nehirlerin birleştiği noktada, Huelva şehrine 13 km uzaklıkta bulunan, 1261 yılında yapılmış olan, adını arapçarabıta kelimesinden alan, Christopher Columbus'un ünlü yolculuğundan önce Hindistana giden yeni bir yol bulmak için Kral Ferdinandve Kraliçe Isabella'dan izin alamayınca, iki sene boyunca konaklamış olduğu manastır. Vangelis'in bu manastır adına yazptığı güzel bir parçası da mevcuttur.
Vücudun bir bölgesinin kaynama derecesi çok yüksek olan gazlarla soğutularak,siğiller, sivilce izleri, et benleri, güneş lekeleri gibi cilt izlerinin giderilebilmesini sağlayan tedavidir. Başarı oranı oldukça yüksektir.
mezun olduğum lisedeki okul müdürünün, ben üniversiteyi bitirmiş olmama rağmen , halen aynı okulda görev yaptığı,
ki bu müdür ben ilkokuldayken de aynı okulda müdürdü, ve hatta yine mezun olduğum ilkokulun müdürünün de halen değişmediğini bu senede yine öğrendikten sonra şaşırdığım, bu adamlar 4 cumhurbaşkanı * onlarca hükümet ve bakan eskitmelerine rağmen nasıl yerlerinde kalabiliyolar acaba diye beni meraka düşüren, o okulların bunlara devlet tarafından hibe edildiği düşünülen- ki gayrimenkullerdeki iyi niyetli zaman aşımını 10 yıl çoktan doldurmuşlardır- şasılası bir durumdur. türkiye nin değişmeyen en önemli statikleridir kendileri.
yazarlara "biz kendi yazdıklarımızı kendimiz mi okuyoruz" sorusunu sorduran bir olaydır.teknik yetersizliklerden dolayı olduğu makina soğuk a verilen linkle anlaşılmakla birlikte, illa ki kısmen kapatılması gerekiyorsa bence okurlara açılıp yazarlara kapatılması daha hayırlı olacaktır.
komplo teorilerinin vazgeçilmez bir öncülüdür. Birileri bazı şeylerin istedikleri gibi olması için, bazı şeylere meşruiyet getirmek için gereken olayları bir ya da birkaç cepheden vücuda getirirler. bu olaylar daha sonra başta medya kullanılarak gündeme getirilir. bu olaylar sürekli gündemde tutulup, halkta belli duyguların, özellikle belli nefretlerin, usanmaların başlaması sağlanır. ta ki "lanet olsun ne olursa olsun bizi bu "dertten" ( ortada gerçekten bir dert var mı bilinmez) kurtarın" denilene kadar. sonra "kurtarıcılar" gelip halkı kurtarırlar. halk ta onları baştacı eder. işte bu olayların başlangıç noktasına bizler halk arasında "düğmeye basmak" deriz. düğmeye basıldıktan sonra olaylar ard arda gelişmeye başlar. bir örneği için (bkz: 28 şubat süreci)
son günlerde gelen şehit haberleri, patlayan bombalar, Camide işlenen cinayetler bir düğmeye basma olayı mıdır, bekleyip görecez...
hayvansal meddelerden (işkembeden felan) yapılan cerrahi ipliklerdir. Türkiye de kullanımı devam etmekle birlikte AB'de yasaklanmıştır. (bkz: deli dana)
1) Dört büyükler, dört büyükler dışında bir takımla oynuyorsa, maçın hakemi tüm takdir haklarını büyük denen takım lehine kullanmalıdır. Zira onlar korunmaya muhtaçtır, çünkü büyüktürler!
2) Spor medyası, eğer bir küçük takımın hakkı yendiyse bunu görmez, gündeme getirmez, ta ki bu hak yenme durumu bir büyüğün çıkarına dokunmadıkça. Zira onlar büyüktür, ve sadece büyüklerin hakkı yenilemez.
3) Şampiyon olma, küme düşme işleri öyle futbolun doğal akışına bırakılacak kadar basit işler değildir. Bunlar yetkililerce bazen ligin henüz başında bazen ortasında bazense sonlarına doğru belirlenir. Bu doğrultuda yapılan tüm şikeler, hasır altı edilmek zorundadır. Ortada kesin deliller olsa dahi. (bkz: koskoca beşiktaş şike yüzünden küme düşürülür mü?) (bkz: koskoca Juventus düşürüldü ya!)
4) Federasyon Başkanları illa ki iki büyükten birinin adamıdır. Diğer kalan büyükler bu durumdan sürekli rahatsız olur. Çünkü bu büyük haksız rekabetle bir adım öne geçmiştir. Ayıptır, günahtır çünkü bunlar da büyüktür. Büyükler arasında adalet olmalıdır.
5) Bu kurallar (ne yazık ki) sadece Türkiye sınırları içerisinde geçerlidir. Avrupada büyüklerin büyüklüklerini büyük maçları kazanarak kanıtlamaları gerekir.
6) Herkes bu kuralları bilmelidir, ama bilmiyomuş gibi yapmalıdır. Sonra ligin tadı çıkmaz.
bugün her zaman 10 dakikada gittiğim yolu 1 saatte gitmeme neden olan, bayram kutlamayla ne gibi bi alakası olduğunu , asfalt yolda ne provası yaptıklarını, bunun vatana millete ne faydası olduğunu anlayamadığım, ama eğer 1 saatlik trafik ahbaplığı yaptığımız arabalardan birinde kalp krizi geçiren hasta olsaydı kesinlikle bayram şehidi olabileceğini anladığım,
gereksiz, benzersiz, saçma sapan, çağdışı, aptalca...bir Türk geleneği
sega master system plus hafızasında bulunan, adı üstünde avcılık oyunu. ilk bölümünde havada üçan ördekler ki vurulunca kızarmış tavuk kıvamına girerlerdi, tavşanlar ki vurulunca size ellerindeki tabelayla bin puan verirlerdi, ikinci bölümünde ayılar ki öldürmek için 5 kez vurulmaları gerekir ve armadillolar ki vurunca yuvarlana yuvarlana giderlerdi, üçüncü bölümde ise panterler ki vurunca üstünde 2000 yazardı, ve maymunlar 300 puan veren cinsinden bulunan, her turu geçmek için belli bir puanın aşılması gerekn, aşıldıkça bu üç tur arasında ilerlenen, ucu bucağı, sonu sapağı olamayan bir oyundu. silahla oynanırdı. nişan alma konusunda askerlikte yardımcı olabileceği düşünülürdü 90lı yıllar da. ama canı sıkılınca oynayan televizyonun dibine girip, hedefin üstüne silahı dayayıp vururdu bunları.
2 adet joystick, 1 adet silah, hafızada bir motosiklet oyunu ve safari hunt oyunu bulunan, babamın zamanında bunu almakla bana yapmış olduğu en büyük iyiliktir. aynı zamanda sega yazısı ilk görününce js1 in yukarı tuşuna ve 1 ve 2 numaralı tuşlarına hep birlikte basıp sabırla beklendiği vakit hafızadaki gizli bulmacaya benzeyen uyduruk oyun da oynanabiliyordu. oyun kasetleri yaklaşık 30 dolar seviyesinden işlem görüyordu ve o günlerde yemeden içmeden harçlıkları biriktirip kaset almaya çalışıyoduk. bursada inegöl çarşısında bi adam satardı bunun kasetlerini. ona iyi para kazandırmıştık vesselam. şimdi o kadar para verdiğimiz oyunları internetten 5-6 saniyede indirebiliyoruz. üzülsem mi sevinsem mi...
aynı isme birden çok insan evladının sahip bulunması halinde ortaya çıkan bir durumdur. şu ana kadar bir kimlik kargaşasına sebep olduğu vaki olmamıştır. ya da ben bilmemekteyim.
özellikle gürcüler tarafından yapılması ve daha ziyade yenilmesi sevilen, bozuk kıvamına yakın bir tür peynirin tavada özellikle tereyağı ile (bol bol) kızartılamsı suretiyle hazırlanan, hele bi de dibi kırmızı kırmızı tuttunca tadına doyum olmayan (bkz: tadından yinilmez), bir tür geleneksel yiyecek. Çayla mükemmel gider. (bkz: olsa da yesek)
Türkiyede ihaleler alanında kurulmuş olan bir bağımsız idari otorite. Ankara'da Bahçeliye nazır bir binada çalışmaktadırlar kendileri. Her çalışan kendine bir oda istediği için de bir yerlere sığamazlar ve sürekli kendilerine yeni bina ararlar. Çalışanları iyi maaş alır, prestijli bir kurumdur. 2 yılda bir uzman yardımcılığı sınavı açıp mimar, mühendis, hukukçu, iktisatçı ne varsa herkesi uzman yardımcısı olarak işe alıp, hepsine de aynı işi yaptırabilecek üstün meziyetlere de sahip olan nevi şahsına münhasır bir kurumdur aynı zamanda.
