nerde bir pis iş var deniz üzerinden yürütülen bir bakarsın gemi panama bandıralı. hani çoğu film ve hatta bazı oyunlarda (gta) uyuşturucu kaçakçıları, tetikçiler hep haiti den çıkarya; bu gemilerde denizlerde bu nama sahiptir. ayrıca mütemadiyen kaza yaparlar. deniz kazalarının yarısından fazlasında da bu gemiler baş rolü oynar. bir bakmışın karaya oturmuş, bir bakmışın arıza yapmış bir köşede yatıyor üç beş aydır. velhasıl-ı kelam uzak durulmalıdır panama bandıralı gemilerden.
tanım: mutfakta bulunan camdan etrafta uçuşan güvercinleri izleme aktivitesi.
canın sıkılmıştır. hava da zaten kasvetlidir. hafiften uykun vardır. sigara içmek, sıklığından dolayı artık sana zevk yerine acı vermektedir. ortada avare gibi dolaşırken mutfağa da düşer yolun.cama doğru yanaşırsın. bakarsın ki alt kat komşunun geniş mi geniş balkonunda güvercinler atılan yemlere dadanmış. seyre dalarsın. sol baştan sağ başa doğru yem yiyerek gider güvercinler.sonra sağdan sola ... ama mutlu görünürler aralarında ufak gurlamalar yaşansa da. bi kaç tane daha gelir uzaklardan yiyecek bulmanın heyecanıyla. o an içinde tarifi mümkün olmayan bir sadelik, bir huzur eşliğinde düşünürsün. evet belki de uzun zamandır yapmadığın şeyi yaparsın; düşünürsün ...ve muhtemelen iç aleminden "keşke bende bir güvercin olsaydım" nidaları yükselir. nasıl da mutlular! dert yok, tasa yok ... yemleri biter neden sonra güvercinlerin. birer ikişer uzaklaşmaya başlarlar senden. arkalarından seyre dalarsın ... sonra muhtemelen seni tekrar umutlandıracak bi sebep ararsın. bulursun! ... güvercin olmaktan vazgeçersin ... geri dönersin amaçsız koşuşturmana.
uludağ sözlükte düzenlediğiniz bir kampanya ile yaşar büyükanıt ı görevden aldıramazsınız* veya 1 i asal sayı yaptıramazsınız* veya bundan sonra insanların hürriyet gazetesi almasına engel olamazsınız*. ama aşağıda detaylandıracağım kampanyayı gerçekleştirebilirsiniz.
......................
an itibariyle tarafımca başlatılmış kampanyadır. öyle görülmektedir ki şu an için biz vatandaş olarak elimizden gelen en iyi şey de budur. katılan herkesten Allah razi olsun ...
okunana fatihalar öncelikle peygamber efendimizin ruhuna, alinin ashabının ruhlarına ve ondan sonra şehitlerimizin ruhlarına bağışlanacaktır.
......................
edit: eksiler umrumda değildir. gayem bir kişinin daha o merhumlar için yapabileceği ender ve önemli şeylerden biri olan "ruhuna fatiha okuma" eylemini gerçekleştirmesidir. o popülist şovenist diye çığıran güruhu ve sözlükte din kelimesini hazmedemeyenleri de ALLAH a havale etmişimdir.
az önce gördüm onları. gecenin bu saatinde ve şanlıurfa gibi bir yerde. ayrıca bu yaşıma dek hayatımı ikame ettiğim istanbul ve bursa daki sürümlerinden de hiçbir farkları yoktu, bildiğin siyahlara bürünmüş gotik işte. şaşırdım. ha bi de 1 kilo koku sürmüşler. ziyadesiyle rahatsız ediciydi. sonra devam ettim yoluma .. *
star gazetesi yazarı şamil tayyar ın bugünkü yazısıdır.
....
Mehmet Coşkun... Babasını çocuk yaşta sirozdan kaybetti. Ama o, yılmadı, hayata sımsıkı sarıldı; Oto tamircisi oldu, sokaklarda ayakkabı boyadı, yetmedi simit sattı, hamallık yaptı. 20 yaşında kahpe kurşuna teslim oldu. Geride yırtık çoraplı, ayakkabısız dünyalar güzeli iki yavru bıraktı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama sahip olduğu tek şeyi, canını, gözünü kırpmadan verdi.
Ahmet Sarıoğlu... Henüz 22 yaşındaydı. Birkaç yıllık astsubaylık ömrünü, tam 4 kez ödülle taçlandırmıştı. Baba Arif Sarıoğlu, tek erkek evladının ölüm haberi ulaştığında 'Vatan sağolsun' diyecek kadar metanetli ve yürekli bir adamdı. Bir çok arkadaşı gibi o da, 3 kuzusunu bizlere emanet bıraktı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama toprağı vatan yapmaktan hiç çekinmedi.
Bayram Güzel... Tam 20 yıl önce Ramazan bayramında dünyaya geldiği için ona 'Bayram' adını koydular. Kadere bakın ki, yine bir Ramazan'da bayramı göremeden şehit düştü. Oysa 'komando' olarak askere alındığında ne de gururluydu. Evinin duvarına şöyle yazmıştı: 'Herkes asker olabilir ama her adam komando olamaz.' Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama vatan için göğsünü siper etti.
Kasım Aksoy... Askere giderken evli ve iki çocuk babasıydı. Hasretle yuvasına döneceği günler hatırına şafak sayıyordu. Hain Gabar pususundan birkaç gün önce aradı annesini: 'Az kaldı, bu görev son görevim, yakında dönüyorum.' Bilemezdi, bu görevin gerçekten son görev olduğunu. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama 'Devletimiz için canımız feda olsun' diyen babanın cesur yüreğiydi.
Şükrü Karataş... Kürtçe ağıtlarla defnedildi. Fotoğrafına eklediği vasiyeti ibret doluydu: 'Olur ya bir çatışmada ölürsem arkamdan yas tutmayın... Bedenimden elbisemi çıkarmayın, onlar benim gururumdur. Ölünce kefenim olacak... Göğsümden kör kurşunu çıkarmayın o benim madalyam olacak.' Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama asker kıyafetini kendine kefen edinecek kadar vatana sevdalıydı.
Fetullah Selçuk... Daha bir ay önce üç arkadaşı yanı başında şehit düşmüştü. Kanlı başlarını göğsüne dayarken kurtulduğuna sevinememişti. iman sahibiydi, annesini aradı: 'Benim için kurban keser misin.' Kendisine can veren yaratanına şükretmek istiyordu. Zavallı anne çok kıvrandı, ekmeğe muhtaçken kurbana parayı nereden bulacaktı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama evladını bu vatana kurban verdi.
Mehmet Yıldırım... Terhisine 23 gün kalmıştı. Gözünü budaktan esirgemezdi. Ailesini ne zaman arasa, 'Beni merak etmeyin. Ben kararımı verdim. Vatan için ya gazi olacağım ya şehit' diyordu. Muradına erdi. Ömrünün baharında bir hain pusuda şehit düştü. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama vatan uğruna gülerek ölüme gitmesini bildi.
Sıdık Küçükgöz... Askere gitmeden 6 ay önce nişanlanmıştı. Yuvadan önce 'vatan borcu' dedi. Ödeyip borcunu, evlenmeyi düşünüyordu. O da arkadaşları gibi Allah'ın 'Ölmezler' deyip kutsadığı şehitler safına katıldı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama 'Torunum vatan için şehit oldu, şimdi beni askere götürsünler' diyen dedenin cesur torunuydu.
Ali Şahan... Fatma annenin, Hasan babanın biricik yavrularıydı. Elbette onun da düşleri vardı, geleceğe dair. Hepsi hain bir roketatarın kıvılcımları arasında kararıp gitti. Ateş düştüğü yeri yakarmış. Baba yüreği, tabuta sarılıp 'Alim ne olur konuş' dese de o, artık konuşamazdı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama bizler için konuşmak yerine ölmeyi tercih ediyordu.
Tahsin Yıldırım... Güzel Melisa'nın babası. 'Baba, bizi bırakıp nereye gidiyorsun' diye bağırıyordu ardından. Canından çok sevdiği o güzel Melisa'yı gözü yaşlı bırakmıştı Türkiye için. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama hasletleri yüceydi.
Seyfi Altuntaş... Biliyorum, Seyfiler oldukça bu bayrak inmez. Öyle haykırıyorlardı, törene katılan kalabalıklar. içlerinde biri vardı, kızkardeşi Selime... Feryatlarına yürek dayanmazdı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama bayrak için canından vazgeçti.
Ve diğer mübarek insanlar...
Üniversite tahsili göremediler. Birileri için onlar cahildi, rejim için tehdit unsuruydu. Bir kısmının anneleri, kız kardeşleri başlarını örtmüştü. Askeri birliklere giremezlerdi ama şehit törenlerinde ön safta yer alırlardı.
Canları pahasına yurt savunmasında şehit düşen bu insanlara 'göbeğini kaşıyan adam' lakabı takarak küçümseyen yazar ise bodrum katını marangozhaneye çevirdiği Çayyolu'ndaki villasında hobi olsun diye kül tablası yontuyordu.
Öyle meşguldu ki; düşlerini birlikte yaşamayı planladıkları hayali adaya yolculukları sırasında denize düşen yazar arkadaşı Emin'i yüz üstü bırakıp kürek çekmeye devam etti. Bidon kafalı yazara ise söylenecek laf yok. Zaten o düşünce uzvuyla çoktan vedalaşmış.
Onlar bu toprakları vatan yapmak için kanlarıyla suladılar ya siz? Biriniz küreklerini bırakmadı, diğeriniz bidonuna sarıldı.
Bugün bayram... Göbeğini kaşıyan adam kan ağlıyor, siz de kına yakın.
ayak bileğinin yumuşak doku yapısının kısımlarından biri. ayrıca spor haberlerinin olmazsa olmazı. yırtılması halinde 3 hafta sahalardan uzak kalma sebebi.*
tim booth ve angelo badalamenti nin birlikte hazırladıkları booth and the bad angels albümünden akıllara zarar bir parça. dinledikçe daha da güzelleşir, eskimez. tam bir gece şarkısıdır. sözleri de derin manalar ihtiva etmektedir, dehşettir vahşettir. bilen bilir!
what a journey
so hard to describe
your harbour so small
the ocean so wide
spin the wheel, spin the wheel
go wherever she spins
surrender to this wave that's rolling in
homing fingers
starting to dig
raising expectations
lifting the lid
there's a show going down
going deeper within
i long to lose myself
inside your skin
what a feeling under the stars
my body's rotating from venus through mars
there's a war going on
between my head and my heart
i wonder how they grew
so far apart
i'm so shaken, about to explode
the myth of kissing princes
is they turn into toads
there's a war going on
between the sun and the moon
before they come to terms we'll be consumed
oh my god, please take me now
i'm ready for ascension
if i only knew how
give me wings give me wings
now i'm stuck on the ground
recieve this blood and bones
i'm homeward bound
see the statue growing wings
this singer was a virgin
until he conceived
god is love, god is love
and her lover i'll be
i long to leave the world in ecstacy
dance with me around this fire
the dance of bad angels who'd love to fly higher
god is love, god is love
and her lover i'll be
long to lead the world in ecstacy
boşa vakit harcamaktır. hali hazırda biliyor olması muhtemeldir.
- yuh be abi ... ofsayt o pozisyon. ben seni hakem yapanı da hebele de hübele de ...
- yol lan pasif ofsayt o ... dur anlatayım bak
- tamam eyvallah anladım abi sağol ... ama hakem yine de ibne
- o olmazsa olmaz zaten baboli farklı bi şey söyle ... !
otobüs ahalisi tarafından yapılması muavin, şoför veya hem muavin hem şoför tarafından dikte edilen eylem. şoförün gözünde arkalar her daim boştur ve bu eylemde amaç o boşlukları doldurmaktır. bir de "otobüsün arkası da aynı yere gidiyor merak etmeyin" diyerek işi şaklabanlığa döken şoförler vardır ki tadından yenmez.
-evet beyler ilerliyoruz. hanfendi sizde lütfen ... otobüsün arkası da aynı yere gidiyo merak etmeyin ahahahah
-şakacı seni
60 lı yıllarda ülke aydınlarının sürekli ziyaret ettiği, çoğu olayın daha ülke gündemine gelmeden tartışıldığı, günümüzde yerinde yeller esen kültür yuvası. işin garibi sağcısı, solcusu, komunisti, ateisti aynı havayı soluyabiliyor, kavga etmeden, birbirlerine hakaretler yağdırmadan hararetli tartışmalar yapabiliyordu bu mekanda. müdavimleri arasında necip fazıl, sezai karakoç, prof. saip ragıp atademir, m.şevket eygi, ziya nur, dündar taşer, osman yüksel serdengeçti, hilmi oflaz, erol güngör gibi önemli isimler vardı. müdavimlerine marmaratör de denirdi vakti zamanında. yazar mehmet niyazidahiler ve deliler isimli kitabında acısıyla tatlısıyla bu mekanda olup bitenleri ele almıştır. ayrıca 6 bölümden oluşan belgeseli de çekilmiştir.
son olarak marmara kıraathanesi ve onun belgeseli hakkında güzel ve daha açıklayıcı olacağına inandığım bir yazı :
emel kişisinin ilkokul fişlerine konu olan bal alma eylemini başlatan emir kipi. kutsal bir görev uğruna hayatını bal almaya adamıştır emel. tıpkı hala ata bakan ali *, artık ılık sütten nefret eden ışık *, ömer *, cemil *, ayşe ** ve nice eğitim gönüllüsü gibi ... !
orjinali : ilk entryi sözlükten soğuma nedenlerine girmek **
ironiktir muhtemelen kısa ömürlü olacak ilk ve tek entrysini giren çaylak işidir. bahsi geçen çaylak yazar olamamak için elinden gelen tüm çabayı göstermiştir sıra modlardadır !
okul çağındaki sabi bünyelere ebeveynlerce dayatılan tıraş modelidir. berber amcanın en kısa süren tıraşlarındandır.bir berberin 1 saat içinde 15 tıraş yaptığı şahsımca görülmüştür. bir de ezeli rakibi vardır halihazırda (bkz: amerikan tıraşı)
bahsi geçen şahıs potansiyel bir sapıktır halihazırda. tedbirli davranılmalı ve evdeki * tüm dişi bireyler gün aşırı uyarılmalıdır. ayrıca görüldüğü yerde delici bakışlarla süzülmeli; giyim kuşamı ve önceden edinilmiş genel önyargılar doğrultusunda kişi hakkında kesin! bir yargıya varılmalıdır. daha sonra kişiye geçirilen maske çeşitli eylemler ve fiiliyatlarla en ince ayrıntısına kadar deşifre edilir. artık işitilen her müzik ve gürültü bu kişiden bilinebilir. evet bu kişi komşulardan biridir ama aynı zamanda üniversite öğrencisidir ve bu yukarıdaki eylemleri gerçekleştirmek için yeter hatta artar ... !
sözlük kullanıcısı bünyenin entrylerinin ne kadar iddialı, ne kadar manalı olduğunu belirtmek amacıyla kurması muhtemel tümce ! orjinali için ise (bkz: bir of ceksem karsiki daglar yikilir)
Dansçı Rabia Christine Brodbeck, bir gün Newyork'ta gezerken bir mescidin kapısında bu yazıyı okur ve içeri girer. Dışarı çıktığında başka biridir artık ve kısa süre sonra islamiyeti seçer. -Ben din değiştirmedim içimdeki hazineyi keşfettim- sözleri ise tıpkı bu başlık gibi insanı düşündürmeye yeter de artar. evet varlık hiçlikle başlar ve hiçlik varlığın temelidir. *
çevik türk gencinin kahraman olma, takımı ipten alma, hat trick yapma uğrunda verdiği çetin savaşı betimleyen kelime oyunlu cin tümcedir. özellikle mahalle ve halı saha maçlarında doğruluğu birebir gözlemlenebilir. türksün sonuçta önüne geçebilmek elinde değildir, genlerinde vardır. çapraz koşularla rakip takımın defansını yıpratmak ve kaleciyi ters köşeye yatırmak doğuştan gelen yegane hedeflerindir.