bugün

uzun uzun bir seyler anlatildiktan sonra diyecek bir sey kalmadigi fark edildiginde soylenen soz. sozun bittigi yer, "oyle iste".
telefonla yapilanlarinda daha cok kullanilsa da yuzyue gerceklesen konusmalarda da karsilikli anlatilan olaylarin artik baglanacak bir yerleri kalmadiginda, elle tutulacak ve uzatilacak bir cikinti da birakilmadiginda yani konunun olabildigince icine edilmesinden sonra son sozu soyleyenin ustune "oyle iste" denilir. yani en son ben bir sey soylemis olayim artik baska konuyu da sen bul ya da burda konusma bitsin anlami tasir.oyle iste.
alternatifleri icinse;
(bkz: guzelmis)
(bkz: peki)
(bkz: iste öyle)
17.yüzyıl lafı sonlandırma geyiği. güncelliğini yitirmemiş olup halen kullanılmaktadır.
söylenmek istenen fakat bir türlü söylenemeyen sözlerin yerine kullanılan, duygulara tercüme olan sözdür. ve ara sıra bu sözü duymayı özler insan.
bazen nasılsın sorusuna yanıt olur pek ala. bazen "kötüyüm"den bile daha can yakar. bazen söyleyecek bir şeyin olmadığında son sözün bu olur. bazen hiçbir yerde olmak istemezsin. hiç kimsenin varlığı veya yokluğunun seni rahatsız etmeyeceği bir yerde olmak istersin ya bazen, öyle işte.

ailenden, arkadaşlarından * * ayrı kaldığında, senin dilinden konuşmayan başka bir kültürün ortasında kaldığında * "fine" diye yanıtlarsın soranlara fakat aslında "öyle işte"dir söylemek istediğin. bazen dönmek istersin. bazen dönemezsin. yalnız kalmak istersin bazen, yalnız kaldığında da yok mu kelimelerini can evinden seçip oturup seninle uzun uzun konuşacak birisi diye aranırsın. öyle işte.

sonbahardan nefret edersin ya...
olur öyle demeden önce duyulması gereken sözcük öbeğidir.
ne başı tam, ne sonu tam. "kendimi çok iyi anlatamadım," demek gibi bişey.
bazen en güzel ânınızı anlatırsınız dostum dediğiniz kişiye. o sizi hiç sebepsiz dinler. gözlerinize bakar ne hissettiğinizi kalbinin derinliklerinde hisseder. ne diyeceğinizi bilir ama yinede dinler. içinde fırtınalar kopar belki ama sizin ânınızı bozmamak için susar. siz gülünce güler üzülünce düşer suratı. sonra biter anlatacaklarınız. öyle işte dersiniz. daha ne diyeyim ki sen benim ne dediklerimi diyeceklerimi diyecek olduklarımı biliyorsun zaten demektir o an sizin için öyle işte.

bazen birine dökersiniz içinizi ne kadar farklı pencerelerden baktığınızı bilirsiniz. anlatmak istersiniz ama. çünkü patlayacak olursunuz artık. sonra öyle işte dersiniz. burada kessem iyi olur. nasıl olsa bundan önceki yıllarımda anlatmadığım gibi bundan sonraki yıllarımda da anlatmasam sana, olur der gibi. ne bir şey eksilir ne de bir şey fazlalaşır.

bazen söylemeye diliniz varmadığı şeyleri düşünürsünüz içinizden. parmak uçlarınıza kadar acıdığınızı hissedersiniz ama bilirsiniz içinizde kalması bir pişmanlığı daha engelleyecektir. konuşursunuz içinizden amma onunla amma kendinizle. sonra bir öyle işte patlatırsınız elle tutulur sessizliğe. sanki az önce o muhabbeti kendinizle yapmamış da ona anlatmış gibi. oda anlamış gibi... ardından yalancı bir gülümseme...

bazende sesine hasretsinizdir. tek bir kelime daha duyabilmek için şu sayılı günde öyle işte dersiniz. sanki ne zaman biteceğini bilir gibi. bitebilme ihitimalini değilde biteceğini bilmek belkide sizi iter öyle işte demeye. bir kez daha sesini duyayım...

ve bazende bilirsiniz sevmediğinizi ama onun sizi sevdiğini en acısı da bu zaten. sevildiğini bilmek... onun altında ezilmek. insanı küçültür de küçültür. bu sefer onun sizin sesinize hasret kaldığını bilirsiniz. yan yana iken bile sizi özlediğini. mutlu olsa da kuruntu yaparsınız ilerde üzeceğinizi bildiğiniz için sanki şimdi de üzgünmüş gibi hissedersiniz. öyle işte dersiniz. ben iyiyim canım da sıkılmıyor yeter ki sen mutlu ol. çünkü sizi seviyordur ve siz onun gibi birini hak etmediğiniz gibi onu üzmeye de hakkınız olmadığını bilirsiniz. bir gün bitecek madem o gün bugün olmasın. şu an ne kadar da mutlu bunu bozmamalıyım dersiniz.

öyle işte ee sıyrıl içindeki bulanıklıklardan bana dön. bir kez daha erteleyelim. örtelim üstünü bir kez daha. sonra tekrar açılacağını bile bile. kandırayım kendimi bir kez daha seviyorum diye. sen üzülme. zaten farkında değildir belki de bu daha çok üzer bazen. keşke sevseydim de sevilmeseydim dersiniz. ikilemde kalırsınız ben mi o mu. benliğiniz baskın çıkar tabi bir süre sonra. anlayana öyle işte.
deyiş.

kelimeler biter ve bu sözle bitirilir konuşma. bazen çaresizlik bazen utanma.
nasıl istediysen öyle işte, cuma'nın bu araf saatlerinde iyi gider efendim.

(bkz: büyük ev ablukada)
tam derin nefesi çekmişsindir içine şakır şakır anlatacakken birden akla;
ben bunu niye anlatıyorum
ben buna niye anlatıyorum
anlatsam da anlamayacak
gibi düşünceler gelir ve ağızdan bu mucizevi kelime dökülür. ardından gelen* uzun bi'oyhh çekilir. bide çokta sikindeymiş gibi derinden çektin noldu anlat gibi samimiyetsiz şeyler falan neyse çok uzattım amk öyle işte.