ee islam ülkelerine vatandaşlık-vize al yazacaktım... sonra birden kafamda belirdi “s..avrupaya tutan mı var”.. herkes bulunduğu yerde ideallerinii istiyor, çok haklısın. ama yeni yılı kutlamanın seni hristiyanlaştıracağını düşünüp bir de bunu halka mal ediyorsan, lütfen şapkanı önüne koy da bi düşün be.. nolur dostum ya. zor değil.
Önlemleri minimize etme çabasını anlayabiliyorum, spor salonları hadi birnevi sağlık kategorisine sokuldu önlemlerin uzun vadeli olduğu düşünülünce- kuaförleri nasıl kapatmadılar ya. ağdasını mı istersin, tarak, makas, her şey gırla birebir yakın temas istiyor ve ürünler elden ele dolanıyor. bu tarz kapatılması uzun vadede eve kuaför getirmelerle ya da kaçak çalışmalarla sonuçlanıyor- bas cezayı.. böyle dönmüyor mu zaten çark?
Evlenmem ya diye net asar keser tavırla konuşanlar hayatında “karı kız” görmemiştir. çok netim bu konuda.
evleneceği kişinin dış görünüşü ve sağlığı konusunda seçici olmaktan normal hiçbir şey yok fakat bu kadar net kanılara varabiliyorsanız muhtemelen barbara palvin en beğendiğiniz kadın ve otuzbircisiniz.
o kadar çok kadın gördüm ki toplumun, özellikle erkeklerin “kilolu” kalıbına uyan ama aslında o erkekleri cebinden çıkarabilecek. tamamen kişinin kendini bilmesi önemli. bir tane doktor hocam vardı. kadın filinta gibiydi, bembeyaz dişler, hokka burun, simsiyah saçlar, muhteşem bir giyim, inanılmaz diksiyon. ama balık etliydi ve çevireceğimiz 10 erkekten 7sinin “kilolu” diyeceği türden. ama kadın yemeyi içmeyi çok sevdiğini, bunun için de olağan kilosunda kalmayı bedel olarak kabul ettiğini söylüyordü. bunun gibi bir sürü örnek var. elinizden onu bırakın da az buçuk kadın içine karışın, sohbet edin, görün en önemlisi, belki hayat partnerinizi bulursunuz. böyle böyle herkesi barbara palvin, kendinizi de bir bok sanıyorsunuz.
Hiçbir yerde olmak istememek kadar korkuncu yoktur, şu an bizzat yaşıyorum. önce içindeki sıkıntıdan kurtulmak gerek sanırım. her şeyden kaçarsın da kendinden kaçamazsın deyip burda ağlak romantizm yapmak istemem ama doğru. En çok gitmek istediğim yerler tayland, ingiltere ve isviçre. gel gör ki şu an orda olmak ister miydim..hayır. Burada da olmak istemiyorum ama. Hayalin dahi mutluluk vermemesi çok kötü bir his.
Bazı insanlar vardır ve bu insanların ılık suyu yoktur, insanları keskin şekilde ikiye böler. Bunlar arasında serenay sarıkaya da vardır. örnek olarak burcu esmersoy ve dua lipayı da verebiliriz. Bir kesim crushlanıp aşktan gözü kusur görmezken diğer kesim sümüğümü sürmem seviyesinde iğrenir. Garip bi şekilde bazı insanlar konusunda zevkin orta yolu yok. serenaya gelince, kusursuz.
edit ve mizacını mikaela longa benzettiğim youtuber, türkiyede türünün ilk örneğidir. sıfır kasıntılık ve über doğallığıyla kısa sürede yükseleceği belli olan hanım kızımızdır, büyük sanmıştım fakat liseliymiş hem de. başarılar diliyoruz.
Kanımca çokonattır. Ülkerin kırmızı gofreti çok abartılıyor ya. taze olmasa yenmez. ama çokonat öyle mi? Her derde deva, midelere şenlik, kan şekerine şenlik canım çokonat.
Halloween döneminde yapıldığı düşünüldüğünde gayet konsepte uygun bir kostüm. mikail falan da olunabilir. couple olarak adem-havva gidilebilir. gidilir yani.
Küçükken mahallede amcalar dükkanın önünde hararetli hararetli futbol oynayan çocukları kışkışlardı. “Dükkanın önünü kapamayın” derdi. nerden nereye işte.
Asıl ağda kışın yapılır. Ağdaya kıl gelmesi için kılın uzun olması gerekir. Yazın en ufak kıl/tüy görünürde olduğundan, ağdaya gelinecek kadar beklenemez, epilasyon aleti ya da jiletle geçirilir. (pürüzsüz seviyorsanız+yazlık yerdeyseniz özellikle) Kışın da düzenli mutlu mesut ağda yapılır.
Bugün camilerde okutulan hutbede, örtünmenin insanın kendisine olan saygısının ve özeline sahip çıkmasının bir göstergesi olduğu, müminin kendi bedenine duyduğu bu saygıyı bir başkasına da göstermek zorunda olduğu belirtildi. Hutbede, “Vücudunu izinsiz ve haksız bakışlara karşı örttüğü gibi, bir başkasının mahremiyetine de hürmet göstermelidir. Bakışlarıyla hiç kimseyi rahatsız etmemeli, sınırlarını bilmelidir. Halk arasında yaygın olarak kullanılan “Güzele bakmak sevaptır!” sözünün yüce dinimiz islam'da karşılığı yoktur. Zira güzel ya da çirkin fark etmeksizin her insanın mahremiyet hakkı vardır.” hatırlatması yapıldı.
Erkeklere de kıyafet uyarısının yapıldığı hutbede, şunlar kaydedildi: “Ayet-i kerimelerin apaçık beyanıyla, Cenâb-ı Hak, erkek ve kadın bütün müminlerden edeb ve mahremiyet konusunda hassasiyet bekler. Gözlerimizi haramdan çevirmenin ve tesettüre riayet etmenin hepimiz için bir vecibe olduğunu ifade buyurur. Özellikle erkekler için beden sağlığını da tehdit eden dar giysiler, mahremiyetin korunmasını sağlamadığı için tesettür bilincine uymaz. Tesettür bilinci ise, bedeni örtmek kadar, kalbi ve aklı da her türlü kötülüğe, fuhşiyata ve harama karşı kapatmak, örtmek ve korumaktır. iffet, kadına, erkeğe, gence, yaşlıya kısacası her insana yakışan üstün bir meziyettir. Irz ve namus dokunulmazlığı, insanların ortak değeridir. Bu değere riayet etmek kadını ne kadar saygın kılıyorsa, erkeği de o derece saygın kılar.”
Vallahi bıktırmıştır beni bu kıza olan söylemler. Ulan küçücük kız, ne görünce ağlayacaktı? 13 yaşındayken hepiniz atom fiziği hakkında muhabbetler ediyordunuz değil mi? Kuantum fiziği hakkında tezler değil de şeyma subaşı okuduğu için özür dileriz.. Kimi görünce ağlayacak mete atatüreyi mi? sümüğünüzü kolunuza siliyordunuz hatırlatayım o yaştayken. Vatana millete hayırsız evlatmış... dolandırıcılık yaptı, adam kundakladı sanki küçücük kız. Sadece genç kız dünyasında hepimizin geçtiği evreden geçiyor ve birtakım kendince güzel bulduğu kadınları rol model olarak alıyor. Sadece bunları yaptığı için internete girdiğinde abisi ablası yaşındaki insanların “hakaretlerini” görmeyi hakediyor mu gerçekten? Gerçi kaç yaşında olursa olsun her insan ucuz/ basit hatta cringe şeylerden zevk alabilir. Guilty pleasureınız yok gibi konuşmayın arkadaşlar, kambriyen dönemle alakalı okumalarınız sizi bekler değil mi... Let people enjoy things, kendinizi kasım kasım kasarak hayatınızın ipini kaçırdıktan sonra başka insanların psikolojisini bozmayın.
Devrim niteliğinde bir hamledir.
Öncelerde küpe kolye, yüz bakımı, ardı sıra gelen ağda, kaş aldırma derken ardından babet çorabı.. “ibne misiniz öeeheh” yapıştırmasını yiyen her şey bir bir topluma yediriliyor. Çünkü neden olmasın? Birkaç seneye giyilecek ve gayet normal karşılanacaktır.
theresa may’den ingiltere başbakanlığını devralan boris johnson’ın icraatıdır.
kardeşini (jo johnson) devlet bakanlığına almış. may dönemimde ulaştırmadan sorumlu bakanmış. şimdi ise ekonomi, enerji ve sanayi stratejisi, eğitim bakanlığında üniversiteler ve bilimden sorumlu bakan. kabine biraz soğuk ama girince alışıyorsun herhalde (bkz: liyakat)
herkes ne meraklıymış sağlığa, vücudun yağ oranına, estetik görünüme(özellikle)ya. güzel insanlar, ne kadar düşünceliymişsiniz başkalarının sağlığı konusunda. herkes avokadolu tost yiyor herhalde sabah akşam.
Elinde olsa daha da kötüsünü yapacağından emin olduğum, bana yaptığı çektirdiği tüm korkunç şeylerden sonra “seni seviyorum” demesi. Keşke en ağır küfürleri savursaydı, en sert tabirleri kullansaydı. Ama bunları kullanmaktan beter ettikten ve ayağımı kaydırdıktan sonra gelip seni seviyorum dediğinde her şeyi unutursun ve kendini yaptıklarından daha kötüsüne hazırlarsın bir anda, her şeyi sıfırlarsın. kötü yani.
ya type belirleyebiliyor muyuz bilen? şifresi nedir bunun napmam lazım? Esmer sevmiyorum ben. allahım bana şöyle en beyaz tenlisinden, en uzun boylusundan pls.
“dert” kavramının bu kadar basite indirgendiğini bilmiyordum gerçekten.
1. bazı kalıplar vardır, bu kalıpların içi çok zor dolar, bir yere zor yerleştirilir ve tıpkı edatlar gibi yanına bir şey konmadıkça asla bir anlam ifade etmez.
2. hayatta her insanın dertlerinin aynı olması imkansızdır.
“dert, tasa” olarak adlandırılan şeyler hayatın şartlarıyla kıyaslandığı zaman bir anlam bulur. derdin tanımını duyduğunuz anda etiket basmak korkunç bir ön yargı. derdini sorduğunuz birine “annemin agresifliği” cevabı alırsanız “yaa ne olacak, anne değil mi ya” “anneler öyledir” tarzı tepkiler verirsiniz. bu insanın annesinden duygusalından ekonomiğine, fizikselinden cinseline şiddet görüyor olabilir. (buraya en korkuncundan en doğalına kadar olası hayat senaryosu yazabilirim.) inanın size zar zor bahsedebildiği bu küçük tanımdan, ümitsizce çare arama çabasından dolayı dünyasını tekrar başına yıkmaya hiç hakkınız yok. ön yargılarınızı kırın ve artık en büyüğünü kendinizinki sanmayı bırakın.
her insanın koşullarını aynı sanmanız çok komik. daha zor durumda olan birini görüp “mutlu” olmak ciddi bir şerefsizlik gerektirir. “şükür” edebiliyorsanız ne ala. insan dünyanın en iyi hayatını yaşıyor olsa bile bir şeylere üzülmesi dünyanın en normal şeyi, çünkü üzülmek sevinmek kadar bir duygu ihtiyacı, cinsel dürtüler kadar bundan da kaçış imkansızdır. hayat herkese adil değil, ne zaman oldu da insanların dertlerinin eşit olmasını
bir de utanmadan “dert kalitedir;)” yazılmış. hayat size ne kadar kötü davranıyorsa o kadar kalitelisiniz aynen. özür dileriz insanların hayatlarları eşit olmadığı için ve insani duygulardan arınılmadığı için.
böyle bir durum tamamen sözlük formatına aykırı olur. sözlüğün amacı farklı öznellikleri bir arada toplamaktır zaten. sözlüğün kuruluş sebebi “bilgi”nin yanında vikipediden farklı olarak, hayatın içinden gelen yorumlar, tecrübeler, aynı kavram üzerindeki çeşitlilik ve tamamen farklı pencelerlerdir. örneğin bir ilacın prospektüsünde zaten olası her şeyi görürsünüz, etkilerini okursunuz ve detaylı bilgiyi alırsınız. ama sözlüğe girdiğinizde kullananların da, etkilerinin de çeşitliliğini, çoğunluktan olası yan etkileri alabilir, bilgi alışverişinde bulunabilirsiniz. bir ilaçta “deli uyku yapıyo” yazmaz ama, sözlükte kuvvetle muhtemel yazacaktır.
bkz: efendilik isteyen vikipediye gitsin