Teknik olarak güttüğü amaca ulaşmış ve ulaşmaya devam da eden bir programdır. Nitekim kimse kimseyi televizyonun karşısına zorla geçirip de programı izletme gibi bir dayatmada bulunmuyor. Bu biraz da insanların izledikleri programın aptallığının farkında olsalar da iradelerine yenik düşerek yaptıkları bir zaman geçirme vesilesi. Eğer tüm Türk televizyonları gün aşırı kendi yapımlarına ait olan dizileri yayınlıyorlarsa ve izleyiciler de bu durumdan sıkıldıysa, bu fırsatı elbet birileri kaçırmayacaktır. kısa bir zaman diliminde program öyle bir bütçe elde etmiştir ki, bu zamana kadar almanya, fransa, hollanda, kıbrıs, makedonya ve türkiye'nin çeşitli şehirleri olmak üzere birçok yerde program yaparak gücünü kanıtlamıştır.
Şu duruma eurovision'u karıştırmayın. Zira gülünç oluyor. Eğer sizin şarkıcınız ortaokulda müsamereye katılan bir kızın yaptığı şarkıyla eşdeğer kalitede bir şarkıyla sahneye çıkıyorsa birinci olmayı düşünmek absürd olacaktır. Ne var ki bulunduğumuz konum hiç de düşük görünemez. Birçok ülkeden 12 puan aldık, dışarıdan bakılınca bu adil değil. Azerbaycan, Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya ve diğer ülkeler... Bu puanlar azımsanamaz.
Fransızca konusunda bu dilden nefret edenler ve bayılanlar olmak üzere iki yaygın kitle vardır. Katiyen bunun arası olmaz. bazı kişiler tarafından kibar olarak nitelense de, bana göre çoğu zaman rahatsız edeci bir ses bütünlüğü vardır. ne var ki arada sırada fikrimi değiştirip dinlemekten zevk almışımdır bu dili. konuşanına göre kulağa hoş gelir ya da gelmez. tutarsız bir dildir bu. ama asla içimde öğrenmek gibi heves olmamıştır. benim önceliğim ispanyolca ve yunancadır.
Esasında farkedilmese de Yunanca ve Türkçe birbirlerinden çok etkilenmiştir. Yunanca'da ayrıcalıklı olarak Türkçe'de olmayan bazı sesler vardır ve Türkçe'de olan bazı sesler Yunanca'da bulunmaz. Dinlemeye doyulmayan hayran olunası bir dildir. Çok da uzağımızda değildir. Kapıya bardak dayayarak duyacağımız kadar yakındır bize.
Türkçe aldığı tüm dış etkilere karşın kendini yenileyebilen bir dildir. Evet, bugün Türkçe sömürülmektedir. Özgünlüğünü yitirir gibi görünmektedir. Ama bu dil yapısı itibariyle öyle güçlüdür ki, tüm çabaları boşa çıkarır. Dış dillerden alınan kelimeler doğrudan fiil olmadıkça pek de sorun yoktur aslında. Örneğin: "edit" Bu bir fiil gibi görünse de, Türkçe mantığı bunu bir isim olarak görüyor ve fiilleştirmek adına "edit-lemek" diyor. Bu da bir yüz yıl daha Türkçe'nin muhafaza edileceğinin garantisidir.
kendince özgün bir dildir. kulağa tuhaf bir şekilde hoş gelir. saatlerce hiç sıkılmaksızın rai1 izleme nedenimdir. ne var ki gözlemlediğim kadarıyla özellikle ingilizce'den aldığı sözcükleri kendi ses bütünlüğüne uyarlayamaz.
Slav dillerinin babasıdır. Bir ara öğrenmek için yoğun çaba sarfettiğim dildir. Ancak karşılaştığım zorluklardan ötürü hevesim kalmamıştır öğrenmeye. Konuşanını göre kulağa hoş gelir ya da gelmez. Yapıca zengin olmasına karşın genel olarak kaba bir dildir.
Yunancası lesvos'tur. Lesbos da denildiği olur. Konumu itibariyle Yunan ana karasından çok Türkiye'ye daha yakındır. Özellikle Ayvalık'tan görülebilir niteliktedir. Bunun yanı sıra Yunanistan'ın üçüncü büyük adasıdır. Ada dahilinde birçok tarihi mekan vardır. Aynı zamanda ada genelinde uzo ve zeytin üretimi fazladır. Adanın halkı ihtiyaçlarını halletmek adına Atina ya da Pire'ye gitmektense diplerindeki Ayvalık'ı tercih ederler. Özellikle yaz sezonunda düzenli feribot seferleri vardır.
bir de unutmadan bu ada öylesine hayatıma yer etmiştir ve o kadar manalıdır ki, kullanıcı adım da midilli'dir.