mert41994
818 (olağanüstü)
dokuzuncu nesil yazar 19 takipçi 568.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    star wars jedi survivor

    1.
  1. star wars jedi fallen order oyunun devam oyunu. Respawn Entertainment tarafından geliştirilmiştir ilk oyunda olduğu gibi.

    Gamepass'e gelmesiyle oynadım ve bitirdim oyunu. ilk oyundaki o hamlık yüzünden ikinci oyuna kesinlikle para vermek gibi bir niyetim yoktu, yani yerinde de karar almışım gibi hissediyorum öncelikle. Oyun kötü mü, değil ama ortalama bir oyun olduğu gerçeği de göz ardı edilmemesi gereken bir gerçek.

    Optimizasyon açısından, valla oyunu ben 4070ti ile 1080p de oynadım, çok aşırı bir sorun yaşamadım ama arkadaşım 3060 ile ciddi sorun yaşadığını söyledi. Özellikle Ray Tracing oyunda olsa da açmanızı çok tavsiye etmem, jedha gezegeninde RT açık ise direkt çöküyor oyun. Tavsiyem ise eğer bir nvidia kart ile oynuyorsanız oyunun dlss dosyasını güncellemeniz. Ben frame generation da açık şekilde 40-50 fps artış gördüm DLSS versiyonu değiştiğinde. Frame Gen kullanmıyorsanız bu kadar artış yaşamayabilirsiniz de, en azından baya toparlayabilir. Dosyayı da nasıl atacağınızı google'a kısa sorabilirseniz hızlıca yanıtını bulabilirsiniz. Yine de arada frame droplar ve çökmeler yaşadım.

    Hikaye açısından valla ben Star Wars'tan hiç haz eden birisi değilim. Bana hep çok sıkıcı gelmiştir, bu oyunda da açıkçası çok orijinal bir hikaye anlatmaya girişilmemiş, o yüzden takip dahi etmedim. ilk oyunda çok daha bariz bir hikaye akışı vardı, burada biraz daha çetrefilli hale gelmiş, valla çok bakmadım.

    Görsellik ses falan açısından oyun gayet güzel görünüyor. Hoş ben en üst grafik seçenekleri ile akıcı oynadım fakat düşük ayarlarda da çok üzücü olacağını sanmıyorum, ilk oyunu 740M gibi bir ekran kartıyla oynadığımda da dönemi için iyi bir görselliği vardı, bunda da düşükte iyi görsellik olacaktır diye tahmin ediyorum.

    Oynanışa gelirsek, işte burada işler biraz karışacak. Oyunda artık arkada bir frame sorunu olduğu için mi problem var yoksa oyun mu bozuk bilemiyorum, bazı noktalarda gerçekten dodge ve block mekanikleri sorunlu. Karakter baya geç tepki alabiliyor kimi zamanlar. Perfect block ile guard counter falan yapmayı bekliyorsunuz, bazen hasarı yiyorsunuz, bazen normal block sayıyor, tam tersinde de perfect atmış olabiliyorsunuz, aşırı dengesiz. Bu yine kabul edilebilir bir dert olsa da asıl dertler bence diğer noktalarda ortaya çıkıyor. Çeşitlilik anlamında oyun bir miktar ilerlese de, tam olarak o ilerlemeyi yapamamış. Ben yine bu oyunun aceleye getirildiğini düşünüyorum. Silah ve skiller açısından oyunda gerçekten bir ilerleme var, ama düşmanlar çevre etkileşimleri konusunda aynı noktada olamıyorum ne yazık ki. Oyundaki düşmanların çok büyük bir oranı ilk oyundakiyle aynı. Yeni eklenen üç beş şey olsa da bu büyüklükte bir oyun için bence yetersiz kalmış. Senaryo üzerinden gittiğinizde belki yeterli olacaktır ama yan görevlerde birbirini tekrar eden o kadar çok içerik var ve o kadar ödüllendirmiyor ki bu içerikler, gezmek için gerçekten bir sebebiniz bence yok. Bazı bosslar hele o kadar sinir bozucu ki, anlatamam. Şöyle ki, yan içeriğe legendary beasts konseptli yaratıklar koyulmuş ve bazı grab hareketleri size tek atıyor. Oyunda da bir gecikmeli tepki olduğu için belki %10 da çok iyi götürdüğünüz savaşta küt diye tek yiyebiliyorsunuz. Acayip sinir bozucu, ben sinirden kolu kırıyordum. Ödül olarak experience ı da iyi verdikleri için heralde en ödüllendirici içerik bunlar. Onun dışında normal düşmanların boss halleri var ki, yani canlarının çok olması haricinde hiç bir esprisi yok. Etrafta da topladığınız eşyalar büyük oranda kozmetik olduğu için yani çok dolanmak istemiyorsunuz. Belki perkler için dolanabilirsiniz de, ben standart zorlukta çok keşif yapmadan rahatça bitirdim, çok ihtiyacınız olacağını zorluğu arttırmadıkça sanmıyorum. Zaten bu legendary beastler dışında da çoğu boss bile sizi gram zorlamayacaktır.

    Jedi serisinin bir üçleme olacağı ve üçüncü oyunun da yolda olduğunu açıklamışlar yakın zamanda.

    Özetle, bence Jedi Survivor arttırılan içeriği ile takdir edilesi olsa da bu içeriği destekleyecek materyalleri eklememesi ve oyunun tam anlamıyla doğru oynanışa sahip olmaması sebebiyle ben bir miktar aceleyle çıktığını düşünüyorum. Üçüncü oyunla birlikte daha zengin ve tatmin edici bir hikayeyle çıkabilirlerse ortalamanın üzerinde bir oyun olacağı kanaatindeyim. Bu haliyle senaryoyu bitirdikten sonra gerçekten geriye dönüp oynama isteği benim için sıfır. Tekrar oynar mıyım sorusuna da muhtemelen hayır diyeceğim, çünkü tekrar oynatabilecek bir içeriğe ne yazık ki sahip değil.
    0 ...
  2. persona 3 reload

    1.
  3. Persona 3 oyununun 2024 yılında çıkan yeniden yapımı.

    Uzun zamandır bir oyun beni bu kadar sinirlendirmemiştir sanırım. Bu oyun gerçekten firmanın müşterilerine attığı tertemiz bir nostalji kazığı. Millette gayet memnun görünüyor, bence durum baya vahim. Bu oyunun 70$ lık etiketini ele alarak eleştireceğim. Bu oyun çünkü belki 30$ ı hakeder, bana sorarsanız 20$ falan ancak eder.

    Şöyle başlayayım, gerçekten Persona 3'ü deneyimlemek istiyorsanız bu remake'e hiç ihtiyacınız yok. Orijinal sürümü ile de gerçekten hiçbir şey kaybetmezsiniz. Hatta daha fazlasını bile alırsınız çünkü en azından orijinal sürümde DLC'de dahil, burada abimler sonradan ekleyeceklermiş.

    Remake denince sizler ne beklersiniz bilmiyorum, ama benim beklediğim şeyler şunlar, belki senaryonun daha iyi hale getirilmiş olması, oynanışta, eğer oyunun muadilleri varsa, onlardaki yenilikleri bu oyuna implement etmeleri, daha sıkı kontroller ve gerçekten bu işin çıktığı yıla ait bir ürün gibi hissettirmesi. P3R'da bunların hiç birisi yok.
    Öncelikle oynanıştan başlayalım. Oyunun en büyük iddialarından biri olan visual novel gibi olan gerçek hayat kısımlarının ete kemiğe büründürülmesi. Sağolsunlar bunu yapmışlar, ama Persona 4'te olduğu gibi yapmışlar. Her yer minicik kutular ve başka bir yere gitmek isterseniz loading yiyorsunuz. Aynı şekilde büyük oranda da bu alanların sabit kamera açısında olduğunu söylemekte de fayda var. Yani öncelikle ne loadingi? PSP'ye mi yapıyorsunuz oyunu? Hadi el konsoluna çıkartacağız dediniz diyelim, en güçsüz cihaz da Switch diyelim, Switchte bile millet Zelda yapıyor. Hadi siz Zelda yapmayın da, bu nedir?
    Gelelim diğer kısma, oyundaki diyaloglara, diğer iki oyunda da belli noktalarda seslendirme vardır, belli noktalarda yoktur. Bu ana görevlerde de dahil, nerede olmadığını kestirmek biraz zordur. Burada da aynen devam ediyor. Ya altı üstü Japonca ve ingilizce seslendirtiyorsun. Hadi yan görevlere koyma, anlarım, ana görevde de yok.
    Aynı şekilde sunum tarafından devam edeceğim, hala sizinle etkileşime giren tüm NPC'ler yalandan bir animasyon yapıyorlar. 70$ lık etiketle 2024 yılında çıkıyor bu oyun. Takdir sizin.
    Dungeona gelelim, o da ayrı bir facia. 5. oyunda tüm dungeonları elle dizayn etmişlerdi ve şahanelerdi. Burada yine Persona 4 gibi prosedürel olarak oluşturuluyor. Neden? Diyebilirsiniz, bu oyunda tek bir dungeon var onun için de, yani 250 katlı dungeon yapmak zorunda değilsiniz ki. Yap 15-20 katlı, doğru dürüst üzerinde çalışılmış olsun. Hepsi birbirinin aynısı 250 katlı dungeon ne işimize yarayacak, manyadınız mı? Keza yine tüm katlar prosedürel, insan en azından 20-25 tane şablon oluşturur da onlar rastgele döner, yok abi.
    Düşmanlarla etkileşim de de yine dönmüşüz Persona 4'e. Oyunda bir avantaj mekaniği var ve eğer düşman sizi farketmezse avantajı siz alıyorsunuz. 5'te yine bu sağa sola saklanıp küt diye vurabilerek yapılıyordu, burada ise arkasından gidip küt vuruyorsunuz. Yani komik. Zor değil ya, sağa sola gizlenecek alan falan koyabilirlerdi, yapmamışlar. Eski oyunda neyse aynen koymuşlar. Shadowlar da bu şekilde zaten, ona artık hiç bir şey diyemiyorum.
    Haritalar ve düşmanlar prosedürel olduğu için katlarda bulacağınız her item tüm dungeondaki aggroları restartlıyor, yani 4. oyunun klasik saçmalıklarıydı, yine var.
    Keza yine 5'te çok iyileştirdikleri ve burada hala olan, düşmandan eğer çok güçlüyseniz, üzerine koştuğunuzda otomatik olarak öldürüyordunuz, onu da kaldırmış abimler. Eğer koşa koşa geçeyim demezseniz her savaşa tekrar tekrar girmek zorundasınız. Maksat oynanış uzasın.
    Etraftaki dükkanlarla etkileşim de dönmüş taaa eskiye. Eğer o dükkan ne iş yapıyor diye biliyorsanız her şey güzel, ama ya ne yapıyordu derseniz dönüp text okumak zorundasınız. 5'te yine çözdükleri şeyi hop geri almışlar.
    Oyun Türkçe geliyor diye şaşırmış ve heyecanlanmıştım. Bu çeviri bildiğiniz eski Google çeviri. Özen falan gösterilmemiş, mecazı falan yok çevirinin, ne ise direkt onu çıktı olarak vermişler.
    Şu an hızlıca aklıma gelen saçmalıklar bunlar. Daha oynasam daha da çıkar ama sanıyorum devam etmeyeceğim. Çünkü bu oyun 2024 yılında çıkmış olsa da hala orijinal oyundaki tüm dizayn seçimlerine aynen sahip. Devam oyunlarında düzelttikleri şeyleri bile eklemek, oyundaki bazı sistemlerde de revizyon gerektirebileceği için onları bile eklemeye yeltenmemişler, aşırı tembel bir remake.

    Ben bu oyunu Game Pass üzerinden oynadım. Bu oyun 70$ etiketiyle satışa sunuldu, tekrar hatırlatmak isterim. Bence rezil bir remake, hatta remake demeye bin şahit ister. Remaster falan ancak olur, hatta onu da oyunun sahiplerine bedava verirler, abi zaten var sende, biz eski sürümü kaldırıyoruz artık buradan devam et falan diye. 70$'ınızı çöpe atmayın.
    0 ...
  4. hi fi rush

    1.
  5. Xbox için exclusive olan Bethesda yayıncılığındaki Tango Gameworks oyunu. Shinji Mikami'nin ritim hack and slash oyunu.
    0 ...
  6. atomic heart

    1.
  7. 2022 Q4 te çıkacak bir Polonya geliştiriciye ait FPS oyunu. Mundfish adlı pek adı sanı duyulmamış bir firmadan geliyor.

    Oyun kafa olarak çok güzel duruyor, oynanışta atmışlar abimler iki tane, gayet yeterli görünüyor. Bu oyuna dair bir iki endişem var ki ilki gameplay'in ne kadar sıkıcılaşabileceği yönünde. Genelde bu tarz işlerde bu çok olası oluyor, evren oyuna sizi çekiyor ama oyun kısmı sizi bir noktada sıkabiliyor, stüdyonun yeni olmasından kaynaklı böyle bir endişem var. ikinci olarak, oyun sandbox bir oyun mu, açık dünya mı, lineer mi, buna dair tam bir detay görememem. Açık dünya ya da sandbox olması da oyunun bu açılarda ne kadar geliştirilebildiğine dair insanı merakta bırakıyor. Gördüğüm kadarıyla 50 kişilik bir stüdyo. Grafiklere de ciddi zaman harcandığı ortada. Gameplayi toparlayalım, e bir de açık dünya yapalım falan derlerse nasıl bu insan gücünü dağıtacakları soru işareti ki eğer lineer bir iş değilse ki olacağını hiç sanmıyorum, bir noktada ciddi batırmasını beklememiz gerekiyor gibi geliyor bana.

    Çıksın görelim, ben meraktayım açıkçası.
    1 ...
  8. ruined king a league of legends story

    1.
  9. Riot Games'in League of Legends'ı sadece bir MOBA oyunundan çıkartıp bir marka haline getirme çabalarından bir başkası, ve bu aslında çok takdir edilesi bir hamle bence. Aynı zamanda Türkçe dil desteği, Steam, Epic gibi alternatif launcherlarda da çıkartması ve lokal kur fiyatlandırmaları bunlar gerçekten ciddi artılar.

    Oturup oynamadım, açıkçası oynayacağımı da sanmıyorum, trailer ve bir kaç gameplaye baktım. Markadan dolayı ilgi çekici olduğunu da itiraf etmek lazım, ne yapmışlar acaba dedim ve marka dolayısıyla oynanacaksa oynanacağını söylemem gerekli. Sıra tabanlı dövüş sistemi ve serinin kanıksanmış izometrik kamera açısıyla point and click exploration sistemi kullanılmış. Dövüş sistemi bu oyunu batıracak ya da kurtaracak olan şey bana kalırsa. Açıkçası benim kişisel beklentim de bu konuda düşük, çünkü çok fazla ihtiyaçları da yok. Marka yeterince oyunu sattırabilecek kadar büyük. Ama AA hatta indie sayılabilecek kalitede bu oyunu çıkartmaları da bana biraz "ya çok riske girmeyelim bir piyasaya atalım bakalım piyasa ne tepki veriyor" izlenimi de yaratıyor. Riot Games öyle az geliri olan firma falan değil, isteseler bunu çok rahat yapabilirler. Ama bu bütçe sanırım lokalizasyon ve fiyatlandırmaya gitmiş, anlaşılabilir bir yandan da.

    Yani bu oyunun piyasada kıyaslanacağı örnekleri de baya kuvvetli. Darkest Dungeon mesela var. Persona ve Shin Megami Tensei gibi işler her ne kadar büyük bütçeli olsalar da benzer savaş sistemi kullanmaktalar. Yakın zamanda çıkmış olan yine büyük title olan Yakuza 7: Like a Dragon gibi işler bu oyuna rakip sayılabilir. Keza indie cehpesinde daha neler neler var, yani bu pazarda umarım iyi bir iş olarak kendisini gösterebilir. Ben beklemedeyim, League of Legends fanları özellikle şu sıra sağa sola bağırarak her içeriklerinin inanılmaz iyi olduğundan bahsediyorlar ve bu oyunda da aynı şey görünüyor. Bu duman dağıldığında eğer iyiyse bakmak isterim. Ama markanın büyüklüğünü ve bu olayın asıl amacının bence "kanka bak biz burda League of Legends diye bir oyun yaptık onun evreni de böyle gel sen de ucundan girdin bak" olduğundan çok bir beklentim yok. Belki sadece League of Legends oynayan ve diğer tüm işleri hakir ve boş beleş gören kardeşlerimizin başka oyun türleri olduğunu görmesine yardımcı olur, hoşta olur işin doğrusu.
    0 ...
  10. elden ring

    3.
  11. 9 saat civarı oyun deneyimim sonnunda merak edenler için bir kaç not yazacağım. Merak etmeyin, spoilerlık bir durum yok çünkü bana da biri bir şey dese sanırım spoiler olur.

    Oyun mekanik anlamında tamamiyle dark souls'un daha cilalanmış hali. Zıplama ise şu an için kafa karıştırmak dışında herhangi bir işime yaramadı. Atıyorum, bir noktada yukarda item var ya da yol ordan, dark souls mantığı ile düşünerek nerden giderim derken tuşa basınca "ha zıplıyorduk ya" diyerek devam ediliyor.

    Keşif kısmı abartılı seviyede kastırma olmuş bana kalırsa. Açık dünyaya çıktığınız andan itibaren hiç bir destek yok oyundan. Her yere de işin doğrusu gidebilirsiniz gibi duruyor. Oyun size bu noktaya gitmemen gerektiğini açık dünyada Dark Souls zorluğu yaşatarak hissettiriyor, nasıl yani diyecek arkadaşlar vardır, baya tek yiyorsunuz. Diğer düşmanlara da nerdeyse tek atıyorsunuz ya da direkt tek atıyorsunuz. Yine açık dünyada biraz az hasar vurduğunuz tüm düşmanların olduğu bölgeler yine "grindla da gel baba" dedirten yerler, çünkü kasacak bir şeyler var sizi orada, emin olun. Kaybolmanızı bir nebze engelleyen tek şey bu, fakat yine de kayboluyorsunuz. Haritayı açmaya çalışırken bazı dungeonların yanından geçtiğinizde haritaya size işaret koyabiliyor oyun lütfedip, o da olmasa sanırım dungeon bulamayacağız gibi.
    Açık dünya tarafı düşündüğüm gibi, biraz üzücü bence, çünkü standart oyunlarda alıştığımız şeylerin üzerinde şeyler ben açıkçası pek görmedim. Düşmanların kendi bölgeleri var ve oralarda spawn oluyorlar. Açık dünyada bireysel olarak vurdukları hasar oldukça komik bir souls için. Ama kalabalık oldukları ve genelde de grup dalmayı sevdikleri için o souls zorluğu hala var. Dungeonlarda ise olay tamamen değişiyor, direkt souls standartlarına geri dönüyorsunuz.
    Dungeonlar için yine diyeceğim bir diğer üzücü nokta da, çok basit dizaynlara sahip olmaları. En azından benim girdiklerim için, ki 6-7 tane bitirmişimdir, çok kısa düşman sekansları üzerine bir boss fight geliyor karşınıza. Kimisinde hiç düşman göndermeyip doğrudan boss yollayabiliyor, ya da boss yollamayanları da mevcut. Boss dahil 5 dakikada girip bitirebileceğiniz kadar basit yapılara sahipler. Bosslar ise, beni yine üzen bir nokta olarak, bazıları hiç özel düşman değil, açık dünyada karşılaştığınız bazı düşmanların dungeon içindeki muhtemelen ekstra cana sahip halleri. Özel pek bir yanları yok. O detaylı ve güzel boss fightlar yerine ben daha çok özensiz işler gördüm. Tabi arada da eşsiz şeyler var gibi duruyor, hakkını o konuda yemeyeyim. Ama ben dungeonlarda özellikle büyük olanlarının olacağını ve baya standart bir souls bölümü kalitesinde olacağını bekliyordum, henüz öyle bir yere denk gelemedim.

    Şu da çok komik ki, oyunda herhangi bir ilerleme kaydedip kaydetmediğim hakkında en ufak bir fikrim yok. Bir noktada bir şeyler olacaktır diye umuyorum ama şu an baya vurdum ata koş baba koş mantığıyla dağ bayır çimen geze geze oynuyorum. Ama ciddi anlamda azıcık kafamı sağa sola eğdiğimde inen balta ile dümdüz olduğum seviyelerdeyim, yani o kadar oynamaya bile başındayım denebilir oyunda, o yüzden çoğu şey hala daha havada denebilir.

    Şimdilik bazı noktalarda beni üzmekte oyun. Ama açılamadığını düşünüyorum daha, tamam çok güzel açık dünya yapmışınız, dünya kadar yer görüyoruz iyi güzel ama ben bu oyundan gezme simülasyonu deneyimi beklemiyorum. Umarım açıldıkça çok çok çok daha iyi bir iş olur.

    Ama şunu da demeden edemeyeceğim, bugün ikinci gün hatta oyuna göre üç oldu sanırım, framerate sorunları ciddi anlamda ve devam ediyor. Kimi bosslarda hayati anlarda hasar yedirtebiliyor 0 frame düşünce oyun. Yine Network tarafında sorunlar mevcut, özellikle ilk gün sürekli multiplayerdan düşüyordu herkes. Bugün bir tık daha iyi gibi.
    0 ...
  12. grand theft auto the trilogy

    1.
  13. III, Vice City ve San Andreas'ı barındıran yeni nesil konsollara getirilen Rockstar Games oyunu.

    Açıkçası bu oyunlar Remake değil, remaster. Ve fiyat olarakta 60$ olarak fiyatlandırılmış. Kusura bakmayın da soygundur bu arkadaşlar. 15-20 sene üzerinden geçmiş oyunlar hepsi, remaster oyunlara 60$ fiyat istemek ayıptır. Ekstra içerikte görüldüğü kadarıyla yok, III. oyun hariç hala hepsi oynanabilir iş olsa da, yani bu kadar fiyatlandırmayla çıkartmak biraz ayıptır. 30$ falan olsaydı fena bir fiyat olmazdı ancak 60$ çok fazla. Ülkemize de 529 liradan kakalıyorlar.
    0 ...
  14. yakuza like a dragon

    2.
  15. Xbox Game Pass'e gelmesiyle başladığım ve yakın zamanda bitirdiğim oyun. Ve diyebilirim ki gerçekten inanılmaz bir iş.

    Hikaye tarafına gelirsek çok dolanarak anlatıyor meramını ve başlarda takip etmek gerçekten çok zor. Yorgun şekilde de gelip oynadığım için oyunu gerçekten bazı noktalarında sıkılıp sızdım. Sonlara doğru ama bu hikaye çok daha derli toplu bir hale geliyor ve bir anda ilginçleşiyor. Oyunun geneli için söyleyebileceğim böyle bir durum var kesinlikle. Oyun bir noktadan sonra hikaye konusunda ciddi açılıyor ve ilginçleşip dikkat çekici hale geliyor. Başları takip etmenizi bir miktar öneririm. Ben takip edemediğim kadarıyla bazı detayları kaçırmışımdır diye tahmin ediyorum.
    Oyunun bir de klasikleşmiş yakuza formülü içerisindeki yan görevleri var ve bazısı gerçekten keyifli ve geyik. Bazısı da çok Japon mizahı sıkabiliyor. Ama gerçekten yapmaya değerler çünkü çok güzel ödülleri var.

    Oynanış tarafında bu oyun gerçekten bir maden. Çok fazla yan materyal var ve hepsi birbirinden keyifli. Ana dövüş mekaniği bildiğimiz sıra tabanlı dövüş fakat tam olarak standart dandik şekilde çalışmıyorlar. Karakterler sürekli yer değiştiriyorlar ve değiştirmelerine göre yaptığınız hareketlerin sonuçları farklılaşıyor. Misalen, alan vuran hareketler için düşmanların kümelendiği anı beklemeniz gerekli ki alanın içerisinde onlara da hasar vurabilir olun. Ya da sağda solda engel var ise onu tekmeleyerek ya da eğer yeterince güçlü ise kaldırarak onunla saldırıya geçerek beklenmedik bir saldırı hasarı artışı yakalayabilirsiniz. Ya da çok zorda kaldınız, summonları kullanarak savaşın seyirini bir anda değiştirebilirsiniz. Hepsinden mi sıkıldınız, takımınızın her karakteri için seçilebilen totalde 10 dan fazla meslek (Sınıf) var ve her biri birbirinden farklı ve yepyeni oynanış mekanikleri ekliyor oyuna. Her sınıfa özel en az bir sınıf ve paylaşabildikleri bir kaç ayrı sınıf mevcut. Her sınıf bir anda oynanışı değiştirebilecek kadar etkili.
    Bir diğer ön plana çıkan şey ise Ichiban Holdings. zamanla alışılabilen bir sisteme sahip ve bu minigame oyunda para kazanabilmenin yegane yolu. Gerçekten ciddi para kazanmak için biraz grind gerekiyor ama grindlamadan da en azından normal zorlukta bitirebilecek kadar oyunu para kazanmanız mümkün. Bu holding tarafı oyuna hem oynanabilir yeni bir karakter ve aşırı güçlü bir skill olarak size geri dönüş yaptığını da söylemem gerekli. Karakter için özellikle oyunun bir kısmında oldukça ve oldukça yararlı olduğunu söylememde yarar var.
    Bir diğer yan etkinlik ise mario kart şeklinde olan Dragon Kart. Yani bitiremediğim için bu yan görevi pek sonucunun ne olduğunu bilemiyorum ama fena değil. Çok aşırı tavsiye edemem açıkçası.
    Diğer yan görevler ise genelde kısa süreliler ve genellikle savaşta ya da holding tarafında kullanılabilecek ekstralar size katıyorlar ve bunlar gerçekten reddedilebilecek şeyler değil bence. Hepsi oldukça iyi.

    Müzikler, oyunda çok sık çalıyorlar ve keyifliler. Sokak dövüşlerinde kullanılanı aşırı sık duysanız da Bosslardaki müzikler bir anda gazı arttırıyor kesinlikle.

    Oyuna dair eksileri aslında iki kategoriye ayırmam gerekli, objektif eksiler ve kişiye özgü eksiler olarak.
    Objektif eksiler kategorisinde bu oyunun en büyük eksisi eski yakuza oyunlarında da olduğu gibi bazı ara sahnelerdeki vasatlık. Bazı diyalog sahnelerinde seslendirme dahi yok ve hangileri olduğunu anlamanız imkansız. Ana senaryo tarafında bile eksiklikler var. Keza karakterlerin bazen aşırı donuk tavırları da kimi zaman sinir bozucu olabiliyor.
    Oyunun ilk baştaki temposu. Gerçekten Yakuza 7 sabır isteyen bir iş. Oyunun açılması gerçekten chapter 5'i buluyor. Her anlamda bu arada, konu tıkanık ilerliyor, class sistemi açılmış değil, karakter seviyeleri düşük, çok yapabilecek bir şey yok, sanki oyun sıradan ve sıkıcıymış gibi gelebilir ilk 5 chapterda. Sonrasında bu noktaya geldiğinizde oyun bir anda açılıyor.
    Kişiye has eksiler tarafında ise, yani dövüş sistemi. Ben de hiç sıra tabanlı dövüş sevmeyen birisi olsam da yakuza 7 nin sistemini şahane buldum. Eski oyunlar beat em up olduğu için ciddi bir spin var.
    Çok fazla referans ve özellikle eski oyunlara referans olması. Yakuza evrenine dair bir şeyler duymuş olmanızı biraz bekliyor oyun ne yazık ki her ne kadar soft reboot olsa da. Ve bu karakterleri çok kısa tanıtıyor. Ben 0 oynayarak geldiğim için bir kısmını tanıyordum, ancak yeni gelen birisi bu karakterlerin çoğunun ne sebeple orda olduğunu kesinlikle sorgulayacaktır.
    Bazı bosslardaki absürtlük. Oyunda boss fightlar var ve fena değiller. Fakat her biri gerçekten kayaya tökezlemek gibi hissettiriyor. Özellikle oyunun ortalarında gelen bazı bosslar gerçekten neyi yanlış yaptığınızı sorgulatır cinsten. 38 levelda gittiğim bir bossun 50 level olup elime ciddi ciddi vermesi pek hoş değildi misalen. Sonra eski save'e dönünce farkettim, oyun bir miktar uyarıyormuş ancak o kayaya vurduğunda farkediyorsunuz. Hele en sonlardaki bosslar artık fenalık geçirtebiliyorlar. Ve bosslara karşı da genelde yaratıcı taktikler ile girişmek yerine bir pattern geliştirip o şekilde ilerliyorsunuz uzun süre. Bayabiliyor.

    Sözün özü spoilersız şekilde fikirlerimi iletmeye çalıştım. Oyuna dair söylenebilecek çok şey var. Sıra tabanlı dövüşten ölümüne nefret etmiyorsanız ve absürtlük sizin için bir sorun değilse Yakuza 7 gerçekten değerlendirilmeye şiddetle değer bir iş olmuş.
    0 ...
  16. the witcher nightmare of the wolf

    1.
  17. Netflix tarafından gelen Witcher evreninde geçen anime film. Vesemir'in gençliğini konu almakta.

    --spoiler--
    Canon materyallerin hiç birinde Vesemir'in gençliğine dair herhangi bilgi benim bildiğim kadarıyla yok. Bu sebepten ötürü böyle bir tercih yapıldığını düşünüyorum ben. Hem bilindik/tanıtılacak bir karakteri işleyip sarı çizmeli mehmet ağa anlatmaktan daha çok ilgi çeker, hem de balta girmemiş orman, istediğini yazabilirsin.

    Keza anime de bunu yapmış zaten. Vesemir yerine oradaki karakterin Mehmet Ağa olması filmden herhangi bir şey kaybettirmez. Muhtemelen gelebilecek tepkilere karşı çekincelerinden suya sabuna da karışmamışlar. Kendi içerisinde olaylar olup bitiyor. Yani Netflix dizisinde bile bu anime canon sayılsa, en fazla bu animeye referans verebilecek bir replik söylenebilir. Belki Filavandrel in bazı olayları ileride Isengrim tarafından da dillendirilebilir.

    Nasıl derseniz de yani, hiç özel bir yanı yok. En azından Witcher evreninin ana teması olan gri konsept korunmuş. Her ne kadar öyle diğer işlerdeki kadar griliğin tonu koyu olmasa da gri denebilir. Anime karakterleri de, iki çeşit olarak ele almak lazım bunu, kitaplardan tanıdığımız karakterler ve dizi için ortaya çıkartılan karakterler. Filavandrel ve Vesemir dışında sanıyorum ilk listeye dahil karakter yok, onlar da miraslarının ekmeğini yiyor diyebiliriz. Vesemir, ana karakter olduğu için bir karakter gelişimi ve macera yaşıyor kesinlikle, hatta daha iyi yapsalardı gelecek sezondaki Vesemir karakterinin olaylara yaklaşımı konusundaki davranışlarını açıklamak konusunda da güzel bir temel olabilirdi, böyle de yani insanlar çok takılmazlar gibi düşünüyorum. Filavandrel ise, yani fan service sayılabilecek kadar sönük. Diğer karakterler ise Witcher evreninde yer bulamayacak kadar sönük tiplemeler ne yazık ki. Gayet unutulası ve Witcher evrenine en ufak katkıları ya da etkileri söz konusu değil.

    Özetle, her şeyden bağımsız iyi bir film izleyeyim kaygısı ile izlenecek bir iş değil. Eğlencelik bir şeyler arıyorsanız ya da Witcher evreninden keyif alıyorsanız izlenebilir bir iş olmuş. Sıradan ama okey bir iş izlemek ile sorununuz yok ise tamamdır. Canon sayılmayacak kadar sönük bir olayı da anlattığını düşünürsek izlememek çok şey kaybettirmez.

    --spoiler--
    1 ...
  18. exatlon türkiye

    1.
  19. Netflix'in yeni içeriğiymiş.

    Abi gerçekten paramı buna mı veriyorum diye sorgulatan iş. Bu ne abi. Tv'de kaçtığımız iş Netflix'e gelmiş gerçekten. Abi biz sizden Şahsiyet, Alef kıvamında iş bekliyoruz siz gelmiş Survivor TV'de size yetmedi mi alın o zaman size yeni Acun içeriği demek nedir lan? Saçma sapan dizileriniz meraktan sattı abi işte, millet para verdim aa neymiş diye açıp baktı, en tepedekinden en alttakine kimse de öyle ayıla bayıla bahsetmedi zaten. Bu kafayla gidip "ya bunlar ne atsak izliyor zaten" diye getirilen şey iş mi yani?

    Hani Türkiye ofisi, umarım buraları okuyorsunuzdur, kardeşim siz alternatif ekransınız. Millet TV'den kaçıp sizi izliyor TV kötü diye, siz niye TVleşmeye çalışıyorsunuz? Gerçekten 50m2 falan gibi bir şey yaptırıyorsunuz diye hala böyle bir umudum var, batırmayın ya. 10 tane tv dizisi yaptınız, bir tane de adam akıllı bir şey yapın artık.
    1 ...
  20. persona 4 golden

    1.
  21. PC'ye gelmesiyle şimdiden 25 saat gömmüş olduğum bir Atlus işi.
    Bilmiyorum ne kadar Persona'ya hakimsiniz, ben uzaktan uzaktan bakan bir kişi olarak oldukça meraklıydım, P4G ile de başlamış oldum. Ve söylemem gerekli ki, oyun gerçekten çok uzun duruyor.

    Hikaye akışı oldukça keyifli ve ilgi uyandırıcı kesinlikle. Karakter sayısı çok olmasa da oldukça detaylı yazılmışlar. Zaten Persona'nın oyun olarak esprisi de bildiğim kadarıyla özellikle iyi karakterler ve derin hikaye anlatımı. Geceli gündüzlü oynasam da oldukça başlarında olduğumu düşünüyorum.

    Oynanış tarafında bu oyun çok fazla değişken ve mekaniğe sahip. Her yerden bir şeyler çıkabiliyor oyunla alakalı. Ama şunu diyebilirim ki oyunda boş bir mekanik kesinlikle yok, hepsi bir şeylere hizmet ediyor. Ama temelde şunu diyebilirim, temel amaç kişilerle ilişkilerinizi olabildiğince güçlü tutup daha güçlü personalar ve ekiple daha hızlı bir şekilde oyunda ilerlemek. Yapılabilecek şeylerin pek sınırı yok gibi duruyor zaten. Aynı zamanda karakterinizin statları mevzusu var, onlar da ciddi önem taşıyor. Yan görevler oyun içinde bolca ve fena olmadıklarını söylemem gerekli.
    Dövüş sistemi ise klasik sıra tabanlı bir JRPG. Şimdilik düşmanlarınızın zayıf noktalarını bulup yüksek hasar vererek temizleme üzerine. Zayıf noktalarına genelde personalarınızla erişiyorsunuz ve hızlıca hasarlayıp mümkün olduğunca az hasarla atlatmaya çalışıyorsunuz. Dungeonlar var ve anladığım kadarıyla tamamen random şekilde oluşturuluyor her seferinde, bir üst kata çıka çıka bossu indirmek üzerine. Bundan daha detaylı sistem ama anlatmam durumunda hikayeye dair spoilerlar vermem gerecek, gerek yok.

    Müzikler konusunda da oyun cidden çok güzel. O kadar çok çalıyorlar ki gerçekten ezberletiyor ve güzeller de.

    Eksi olarak bahsedebileceğim şeyler aslında baya az, zindan tasarımları biraz sıkıcı, çok tek düzeler. Arada random encounterlar geliyor ancak yine de, dümdüz zindanda koşup shadow avlaya avlaya ilerlemek o kadar da keyifli değil.
    Bir de oyunun harita sistemi biraz sıkıntılı. Zamanında kısıtlı sistemlere çıktığı için mantıklı ama herhangi bir yere girdiğinizde sürekli loading yiyorsunuz. HDD üzerinde oynadığım için de biraz bekletiyorlar.
    Şu an için PC sürümü özelinde oyundan atma ve ara sahnelerde shutter sorunu var, hotfix çıkmış steam üzerinden, onu kurdum ama shutter sorunu pek düzelmişe benzemiyor, umarım kısa sürede düzeltirler.

    Fiyatı birazcık bence Steam için tuzlu ama bizim ülkemiz için bu durum, yurtdışı fiyatı falan oldukça uygun. Denenebilir kesinlikle.

    Edit: 83 saat olmuş, üzerine biraz daha detaylı konuşabilirim sanırım.
    Ara sahnelerle alakalı, SSD ye kurulum bekliyor paşam. Sisteminizde SSD yoksa ne yazık ki shutter yiyorsunuz cutscenelerde. Hotfix biraz düzeltmiş olsa da tam olarak çözdüğünü söyleyemem. Aktarılan data çok büyük, HDDlerin stream hızı yetersiz kalıyor, muhtemelen önce rame yazıp oradan oynatması lazım, ekibin teknik bilgisinin yetersiz olması dolayısıyla yapamadılar, zaten adamlar da bunu söylüyorlar baştan beri, PC kanadında hiç bir bilgimiz yok diye. Galiba ilk portları, Catherine'i başkalarına portlattırdılar.
    Çökme olayını bu kadar saat içinde bir kere yaşadım. Auto-Save özelliği olmadığı için canınız sıkılabilir, çok dikkatli olmasanız da tutmanızda ara sıra save fayda var. Günlerce olan progress uçabilir.

    Oyunu bir defa bitirdim ve new game plusta oynuyorum. Oyunda çok fazla son var ve teoride mümkün olsa da açıkçası pratikte ilk seferde oyunu iyi sonla bitirmeniz baya imkansız gibi. Ve açıkçası spoiler değil, oyunun sonu kötü sonda yok. Hikayeyi cart diye ortada bırakıp gidiyor kötü son. Eğer iyi son almak istiyorsanız bence social skillerinizi mümkün olduğunca hızlı şekilde tamamlamanız, para biriktirmeniz ve NG+ a geçmeniz eğer hikayeyi merak ediyorsanız çünkü bunlar o saveinizden taşınıyor. Diğer tüm özellikler sıfırlanıyor. Özellikle skillerinize harcamayacağınız zamanı Social Linklerle harcayarak oyunu daha tatmin edici bir şekilde bitirebilirsiniz ki ben henüz bitirmedim, hala oynamadayım. Doğru sonu almak için gereken şeyleri zaten internette aratıp bulabilirsiniz.
    Bir de oyunda aslında DLC denebilecek bir ekleme var ki o da Marie. Gizli bir şekilde varmış, onu da doğru işleri yaparak aktive ediyorsunuz bilginize.
    Onun dışında yok abi ben bitirdim hikayeyi tekrar oynamak istemiyorum derseniz de animede sanırım anlatıyor. Persona 4 Animation düz oyunu anlatırken Persona 4 Golden Animation ise Marie hikayesini anlatıyor.
    0 ...
  22. prince of persia redemption

    1.
  23. Dün bir anda piyasaya çıkmış iptal edilmiş bir hack and slash oyunu.

    https://www.youtube.com/watch?v=5ZjeLv9SIpg

    Abicim duyuracaksanız bir Prince of Persia yapın yani. Özledik yahu. Alıp sağlam bir hack and slash oyununa çevirirseniz falan da hiç itirazımız yok. Eski kafa hikayesi olan bir hack and slashe okeyim ben.
    0 ...
  24. ten love songs

    1.
  25. nvidia geforce now

    1.
  26. Açılalı bir kaç gün olduğu halde burada başlığının açılmadığına hayret ettiğim cloud computing servisi. Ve oyun için hizmet vermektedir.

    Sistemin temel mantığı şu, siz daha önce satın aldığınız bir oyunu eğer sistemde varsa tanımlayıp, kendi hesabınıza erişerek uzak makinede çalıştırıp renderı alıyorsunuz, sizin bilgisayarınıza bu görüntü bir video olarak geliyor ve siz normal oyun oynar gibi bu görüntü üzerinden oyununuzu oynuyorsunuz. Biz de bu altyapı ile çalışmaz dediğinizi duyar gibiyim fakat aksine baya baya çalışmakta. Telefonlar için de var, kurcalamanızı öneririm eğer hesaplarınızda bunu oynamaya değer oyun varsa. Yoksa yok cs go için, dota için, Pubg için değer bir sistem kesinlikle değil.
    0 ...
  27. star wars jedi fallen order

    1.
  28. respawn entertainment tarafından yapıpmış yeni star wars oyunu.

    Oyunun artı yönleri kadar bence eksi yönleri de baya mevcut. Daha bitirememiş olsam da baya zaman harcadım, bir şeyler söyleyebilirim diye düşünüyorum.
    Mekanikler, oyun dövüş mekaniklerini Soulsborne serisinden esinlenerek yaratmış. Ordaki gibi oturaklı bir dövüş olmasa da güzel bir sistem var. Rakibinizle düelloya girebiliyorsunuz. Ama genel olarak rakibiniz saldırı yaparken sizden iyi zamanlaması olan bir reflection bekleyip temiz yüksek hasar ile öldüremeniz üzerine kurulmuş. Dümdüz saldırma animasyonları hem çok tırt hemde yeterince hasar vermiyor, çünkü düşmanlar da savunuyorlar.
    Onun dışında ise aslında oyunu da net şekilde tanımlayacak olan adventure tarafı da bir miktar platforming ögeleri içeriyor. Bunlar da oldukça sıkı çalışıyorlar. Onun dışında bonefirelar var, toplanabilirler var cart curt. Bölgeler net şekilde ayrılmışlar ve her bölge yine souls alışkanlığı olan kısayollar ile genelde birbirlerine bağlılar ya da siz oluşturuyorsunuz. Yeni yeni özellikler ile de karakteriniz erişemediği yerlere erişebilir hale geliyor, burdan da mini metroidvania esintilerini de söyleyebiliriz.

    Garip bir şekilde oyunu açık dünya haline getirmişler, ana görevde gideceğinizin ötesinde yerlere gidip bir şeyler toplayabiliyorsunuz ama opsiyonel. Upgradeler ve skinler toplayabiliyorsunuz.

    Kısaca oyuna bir souls kopyası diyebilir miyiz, bence hayır, ama bir oranlama yaparsak oyunun içeriğinin %70 fikir babası souls. Kalanlar kısmına da adventure oyunları koyarım sanırım.

    Oyun aslında baya melez, dövüş mekaniklerini souls kadar sağlam yapamamışlar ki zaten bekliyordum bunu. Platforming keza diğer örnekler kadar iyi değil ama iyi. Onun dışında ise açıkçası orijinal herhangi bir fikri mülk sanıyorum bu oyunda yok. Ha iyi mi evet, ama yeni bir şey sunmuyor oyun pek.

    Edit: Üzerinden 1 sene civarı geçmiş. Ve bu oyuna dair hatırladığım herhangi bir şey yok. Üzerine de çıktıktan sonra artık hiç bir şey konuşulmadığını da hatırlatmam lazım, çıktı oynandı ve bitti. Oyuna dair olumsuz yorumlarımın sebebi buydu işte, Orijinal bir yanın olmayınca yaptığın işi güzel yapsan da bir anda bitiyor. iyi sattı 2. oyunda çıkacak, umarım en azından bunun üstüne bir şeyler ekleme yoluna giderler. Potansiyeli var, harcanmasına gerek yok böyle yani.
    0 ...
  29. the outer worlds

    1.
  30. Obsidian Entertainment tarafından geliştirilen bir action Rpg oyunu. 25 Ekim 2019'da çıkış yapmıştır ve bugüne kadar açılmamıştır başlığı. Şaka mısınız nasıl açılmaz bu? Neyse efenim Fallout'un orijinalini yapmış, üstüne doymayıp New Vegas'ı yapıp Bethesda'ya "kardeşim Fallout böyle yapılır" diyen firma yine Fallout'u daha adam akıllı hale getirip yapmışlar. Gameplayi gayet güzel duruyor, RPG elementlerinin iyi olacağı Obsidian Entertainment isminden dolayı gayet belli, Fallout seven herkesin göz atması gerekli bana kalırsa.
    0 ...
  31. trine 4 the nightmare prince

    1.
  32. Trine serisinin 2019 çıkışlı şimdlik son halkası olan oyun. Trine ne diye sorarsanız eğer, 2.5D bir puzzle platformer oyunu olarak adlandırabiliriz sanırım. Puzzle mekaniklerinin yanında idare edecek düzeyde bir de savaş mekanikleri bulunmakta ancak savaş mekanikleri daha çok tempoyu değiştirmek adına var. Yoksa oyunda bulunan nerdeyse her yeteneğin amacı puzzle çözmeniz için yeni yeni yetenekler kazandırıyor.

    3. oyunla birlikte gelen 3D ye geçiş ve bu geçişin oyunda yarattığı inanılmaz içerik düşmesi sorunu bu kez yok. Oyun tekrardan bildiğimiz 2.5D ye dönmüş ve eski oyunlar kadar başarılı. Yalnız önceki oyunların üstüne de çok bir şey koymadıklarını söylemekte fayda var. Sanırım Knight'a savaşması için bir yeni skill ve Thief'e puzzle çözmede faydalı olması amaçlı gergin ip verilmiş. Mage'in üçgeni oyundan çıkartılmış, puzzleları da zaten ona göre dizayn etmemişler. Karakterlerimiz ve skillerimiz yerli yerinde duruyor olsa da hikayenin artık nerelere gittiğini yakalayamadığım için senaryoya dair herhangi bir fikrim yok. Oyuna adını veren artifact zaten yok olmuş durumda. Bu karakterler nasıl buluştu, ne olmuş, neyle neden nasıl nerede savaşıyoruz bunlar benim için muallakta. Zaten oyunun konsepti de high fantezi olduğundan çok basit bir şeylerdir, umursamadım ben açıkçası.

    Oyunun puzzlelarına gelirsek eğer, gerçekten başarılılar. Evet önceki oyunlardaki gibi bolca puzzle var ve yer yer kolay olsalar dahi yeri geldiğinde zorlayıcı olabiliyorlar. Eskisine göre değişiklik var, ilki eskisi kadar zamanlama üzerine kurulu puzzlelar artık baya az. Sonlara doğru bir iki tane çıkıyor olsa da özellikle başlarda hiç yok diyebilirim, ikincisi eskiden yeteneklerinizi siz topladığınız iksirler ile açıyordunuz, yani misal thief ile 2 rope yapmak isterseniz ona hızlıca ulaşarak diğer skilleri sallamayıp ulaşabiliyordunuz, ancak artık experience sistemine dönülmüş, yaptığınız savaşların sonunda aldığınız exp ile kendiliğinden açılıyor ve artık misal 2 rope gerektiren puzzlelar devreye giriyorlar. Bu da oyundaki bazı puzzleların aşırı zorlanmasını ya da bazısının inanılmaz basitleşmesinin önüne geçmiş. Skiller ise daha opsiyonel kalmışlar, genelde de savaşlarda kullanabileceğiniz şeyler haline gelmişler, bu da oyundaki biraz toplanabilirleri anlamsız kılmış diyebilirim sanırım. iyi bir oyuncuysanız toplanabilirleri es geçerek oyunu bitirebilirsiniz. Ancak oyunun opsiyonel puzzleları da oldukça keyifli, atlamamanızı öneririm. Hatta kimisi kafa yakabilecek cinsten olabiliyorlar.

    Oyunun grafikleri yine oldukça şahane, görsellik eski oyunlar kadar inanılmaz ve insanı büyülüyor. Hoş artık benim grafik kartım yeter dediği için ben o kadar yakalayamadım, grafikleri en dibe çektim ama yine şahane görünüyor. Müzikler yine trine'dan alıştığımız tınılar. Aslında baya eskiye dönüş bu oyun.

    Bu arada belirtmem gerekli, limbo falan gibi puzzle platformerlardan çok daha hızlı oynanışa ve çok daha atik ve yetenekler ile daha farklı düşünerek çözebileceğiniz puzzlelara sahip oyun. Misal yeri geldiğinde iki tane kutu oluşturup onları rope ile bağlayarak yolunuzu oluşturmanız gerektiğini, ya da çarklı bir sistemde moment oluşturarak hızlanıp, ki bunu yine kutular ile yapabilirsiniz, zoya'nın rope'u ile ya da pontius'un charge'ı ile veya zıplayıp havadan sert inişi ile yapmanız mümkün. Ya da ne bileyim gergin bir ip kullanarak onu bir kutu ile platform arasına bağlayıp sekmesinin oluşturacağı hızlanma ile döndürmeniz mümkün. Ya da yine en yüksek noktadayken zoya'nın freezeini kullanarak sabit tutup yine kutular ile ya da iki platform arasına köprü kurarak geçmeniz yine olası. Veya ortamdaki nesneler ile etkileşime geçerek bunlar çeşitlendirilebilir ki bunlar benim ilk aklıma gelen şeyler, yoksa misal kullanamadığım zıplayan top vardı, bu da benzer şekilde kullanılabilir diye sanıyorum.

    ilk iki oyunu beğenmiş olanlar, puzzle platformer tarzını sevenler ve bir puzzle oyunu için hızlı olabilecek bir oynanış sizin için sorun değilse Trine gayet başarılı bir oyun. Eklemem de gerekli son olarak, 4. oyun seriye çok yeni bir şey katmıyor, geçmişini tekrar ediyor, yenilik bekleyerek girecekseniz hata edersiniz, eski mekaniklerin üstüne hafif bir sos ile yepyeni puzzlelar çözmek isterseniz oldukça iyi. Dövüş mekaniklerinin yetersiz olduğunu da tekrardan belirtmem gerekiyor. Çok aksiyonlu bir oyun arıyorsanız da puzzlelarda atikliğin getirdiği aksiyon dışında dövüşlerden bunu beklemeyin. Bazen atiklik ile çok alakasız şekillerde puzzleları çözebiliyorsunuz çünkü hala, ilk iki oyunda da aynı durum vardı, burada da aynı durum devam ediyor. Misal iki tane kutuyu çok hızlı olursanız havada yakalayıp üstüne çıkıp onu platform olarak kullanabiliyorsunuz, bu aslında bir oyunun açığı ama kullanılabiliyor, hiç uğraşmadan bazı puzzleları böyle çözebiliyorsunuz.
    1 ...
  33. valfaris

    1.
  34. indie bir side scroller runner shooter diyebiliriz sanırım ya. En güzel anlatacak oyun da sanırım Metal Slug serisi. Cyberpunk bir evrendeki karakteri yönetiyoruz. Bir adet uzak menzilli, bir adet yakın menzilli ve bir de special silah olmak üzere 3 adet silah ile önünüze gelen düşmanları temizleyerek bölüm sonunda boss fight ile taçlandırılan oyunlardan. Bir de artık alıştığımız ve oyunu daha yetenekli oyuncular için daha sevilesi hale getiren mükemmel zamanda bloklamanın reflect etmesi mevcut.

    Oyunda çok güzel bir kaç detay var, öncelikle silah çeşitliliği oldukça yüksek gibi görünüyor. Az önce bahsettiğim bir kaç farklı silah çeşitinin yanında upgradeleri ve farklı silahlar ile de oynamanız mümkün. Tabii ki de farklı silahlar farklı oynanış stillerini de getiriyor. Bir de ekstra güzel detay da bir mana barının olması. Mana barı bloklamanızda ve special silahların kullanımında oldukça önem arz ediyor, öldürdüğünüz düşmanlardan genel olarak tekrardan mana kazanabiliyorsunuz ya da silahlarınızdan da kazanmanız mümkün. Ya da her bloğunuz yine manadan kaybettiriyor, o yüzden dikkatli kullanmanız oldukça önem arz ediyor.
    Bir de oyunun şöyle bir mekaniği var ki, enteresan buldum. Checkpoint sistemi var oyunda ve klasik mantıkla çalışmıyor. Tekrar dirilme için itemları yol üstünde buluyorsunuz ve checkpointleri bu itemlar ile aktifleştiriyorsunuz. Eğer kendinize ekstra güveniyorsanız bu checkpointleri atlayıp bossun da sonrasında bu itemları upgrade itemlarıyla takas edebiliyorsunuz. Bazı gizli bölgeleri araştırırsanız hoş ekstra bulmanız mümkün ama düz ilerlemenizde her checkpoint için bir tane veriliyor, kaçırmanız da açıkçası çok kolay değil.

    Oyunda düşmanlar kadar bosslar da ciddi önem taşıyorlar ve yaklaşık olarak 4 boss geçtim ve gerçekten eğlenceli ve zorlayıcı bir çoğu. Sizi farklı oynamaya zorluyorlar ve dark soulslardaki gibi sizi öğrenmeye itiyorlar, elinizi kolunuzu sallaya sallaya bölümlerin bir kısmını geçebilirsiniz ama bosslarda aynı durum söz konusu değil.
    Bölüm dizaynları da oldukça yenileyen bir yapıya sahip kendilerini. Sürekli koş düşman vur mantığından öte bazı noktalarda platforminge kayan sekanslar ile tekrara düşmemiş, oyunu taze tutmuş her daim. Ölmeniz durumunda da anında checkpointten respawn olup devam edebilmeniz de yine bir artı olmuş. Sağlık puanı artıyor mu emin değilim ancak ilerlediğim yol boyunca herhangi bir sağlık upgradeine denk gelmedim, karakter oldukça kırılgan.
    Oyuna dair sıkıntı diyebileceğim nokta sanırım biraz sübjektif ama sanat tasarımı. Cyberpunk bir dünyada zaten yapabilecekleriniz sıkıntılı iken renk paleti de olabilecek en sıkıcı palet seçilmiş, bir de pixel grafikler yine aynı monotonluğu devam ettiriyor ve gözün seçiminde hafif sıkıntı yaşatıyor, bazı noktalarda yeri seçmek oldukça zorlaşabiliyor, düşmanlar da keza kaçırabiliyorsunuz ve damage yediğinizde farkedebiliyorsunuz bazen.

    Onun dışında hızlı oynanışı ile Dead Cells'i bir miktar hatırlattı bana oyun. Severseniz oldukça başarılı duruyor, gamepad kırdıracak yeni oyunumuz hayırlı olsun diyebilirim.
    0 ...
  35. really don t like u

    1.
  36. Tove Lo ve Kylie Minogue un ortak şarkısı.

    --spoiler--
    Scan you up and down
    See you got curves in all the places that count
    Oh, you in the crowd
    He's looking at you and he looks happier now
    Why, why, why, why did I go to this party?
    Thought I was done feeling sorry
    Know he'd be here with somebody
    Why did it have to be you?
    I know I've got no right to
    I know I've got no right to
    Really, I just don't like you
    Look prettier than I do, tonight
    You make it hard to have a good time
    Time, time, time (yeah, yeah)
    I know I've got no right to
    I know I've got no right to
    Really, I just don't like you
    Look prettier than I do tonight
    You make it hard to have a good time
    Time, time, time
    None of it is your fault
    And when I hate on you, I'm breaking the code
    But you got him, I don't, I don't
    Hard to be fair to you when I got my heart broke
    Why, why, why
    Why did I go to this party?
    Thought I was done feeling sorry
    Know he'd be here with somebody
    Why did it have to be you?
    I know I've got no right to
    I know I've got no right to
    Really, I just don't like you
    Look prettier than I do tonight
    You make it hard to have a good time
    Time, time, time (yeah, yeah)
    I know I've got no right to
    I know I've got no right to
    Really, I just don't like you
    Look prettier than I do tonight
    You make it hard to have a good time
    Time, time, time
    I'm gonna try, I, I, I, I
    'Til my eyes and these drinks run dry, I, I
    'Til I, I don't feel anything
    Oh why, why did I go to this party?
    Why did it have to be you?
    I know I've got no right to (I know)
    I know I've got no right to (I know)
    Really I just don't like you
    Look prettier than I do tonight (yeah)
    You make it hard to have a good time
    Time, time, time (time, yeah)
    I know I've got no right to (oh)
    I know I've got no right to (I know)
    Really I just don't like you
    Look prettier than I do tonight
    You make it hard to have a good time
    Time, time, time
    Wish it wasn't real, girl
    You know how I feel, mmm
    Wish it wasn't real, girl
    But you know how I feel

    --spoiler--
    0 ...
  37. greedfall

    1.
  38. Açıkçası bence ufak ufak yükselen yıldız olan focus home entertainment tarafından yayınlanan ve spiders adlı geliştiricinin oluşturduğu action rpg oyunu greedfall. Focus Home bu aralar gerçekten güzel işlere imza atıyor diyebilirim, Vampyr benim kişisel olarak oldukça beğendiğim ancak üzerine koyulması gerektiğini düşündüğüm bir işti. Call of Cthulhu her ne kadar walking simulator oyunu olsa da hikayesini başarılı bir biçimde vermekteydi. Greedfall'da aslında benzer şeylerde.

    Hikayeye gelirsek, açıkçası bende oyunun çok başlarında olduğum için pek birşey diyemiyorum ama 17. yy da lokasyonunu tam olarak anlamadığım bir yerde * bir hastalıktan muzdarip herkes. Oluşturduğunu ana karakterde bu hastalığa bir çare bulmaya çalışmakta. Çok meh başlamış olsa da şansı var gibi, uzun diyalog sekansları ve diyalog ağaçları var gibi. Yan görevler tarafında da garip olma potansiyeli taşıyan bir takım şeyler mevcut.

    Oynanış açısından, yine çok açılmamış olsa da bir action oyunu temelinde. Çok çok şahane diyemem ama fena da değil. Ama açılacak skiller ile değişmesi çok olası, ilginç sayılabilecek bir de taktiksel mola seçeneği var, aksiyon rpglerde pek bulunmayan, daha çok sıra tabanlı oyunların mekaniğini de güzel bir biçimde aktarmışlar oyuna. Takım arkadaşlarına da sanıyorum emirler verip onları da yönlendirmeniz mümkün gibi. Onun dışında da 3 sınıf gördüm, Warrior, Mage ve anladığım kadarıyla Rogue, üç sınıfla da oynamanız mümkün, ben rogue ile devam ediyorum şimdilik.

    Müzikler konusunda söylenebilecek bir şey yok. Oyun hakkında aslında genel olarak söylenebilecek bir şey yok oldukça yeni. AA kalitede bir action rpg oyunu, zamanında Witcher 2'yi sevdiyseniz, Vampyr'i sevdiyseniz bu oyunu da sevmeniz oldukça mümkün. Bir göz atmanızı tavsiye ederim. Ha o iki oyun kadar iyi bir hikaye arkı çıkacak mı, bilemiyorum.
    2 ...
  39. hollow knight

    1.
  40. Bir çok platforma çıkmış güzel bir metroidvania oyunudur. Oyunu diğer metroidvanialardan ayıran şey ise açıkçası ciddi anlamda dark souls lardan alışkın olduğumuz bazı mekaniklere de sahip olması. Aynı zamanda çok daha aksiyon odaklı olması da işin bir diğer kısmı.

    Oyunu bir metroidvania olarak adlandırmaktansa soulslike olarak adlandıran arkadaşlar var ama o tabir biraz abartı. Dediğim gibi soulslardan alınan belli mantıklar var. Öncelikle Dark Souls'ta olduğu gibi oyunda kısıtlı checkpointler var ve bu checkpointler arasında oyunu kaydedemiyorsunuz. Checkpointler dark soulslardaki kadar hayati önem taşımasalar da ciddi bir öneme sahipler. Öldüğünüz zaman tekrardan checkpointe ışınlanıyorsunuz. Yine öldüğünüzde soulunuz öldüğünüz yere düşüyor ve üzerinizde taşıdığınız tüm para olduğu yerde kalıyor. iki defa ölürseniz eğer klasik souls mekaniği olan kaybolması hadisesi de bulunmakta. Bir de soulslike demeyi pekiştirmek amaçlı oyundaki düşmanların bir kısmının gerçekten sizi öldürme odaklı olmasını gösterebilirim. Hepsi bu kadar.

    Metroidvania olarak diyebileceğim ise bildiğimiz klasik metroidvania mekanikleri. Reflekslere dayalı bir oynanış, platforming, ability kazanarak ilerleme ve haritada yeni yerler açma gibi özelliklerin hepsine sahip oyun. Yeterince iyi kesinlikle ama çok daha iyilerini gördüğümü söylemem şart. Harita yapısının da oldukça başarılı ve metroidvania bir oyuna yakışır olduğunu söylemem de gerekli. Dark Souls 1'in haritası kadar kompleks, her yer bir şekilde birbirine bağlı falan deniyor ama, bir metroidvania oyundan beklenen de bu. Oldukça çok bölge var ve her bölgenin kendine has bossları var. Zorluk olarak ne aşırı zor ne de aşırı kolay diyebilirim. Oyunu bitirmediğim ve aşırı açıkçası araştırmadığım için anladığım kadarıyla bossların büyük bir oranı opsiyonel. Level atlama gibi bir durum da söz konusu değil. Health, soul ve nail upgradeleri ve kişisel olarak refleks gelişimi oyun boyunca upgrade oluyor, onun dışında değişen bir durum söz konusu değil.

    Sözün özü Hollow Knight çok ciddi anlamda Dark Souls 1'den esinlenilmiş * * aksiyon bazlı bir metroidvania oyunu. Kesinlikle elinizden tutmuyor ve yine dark soulslarda olduğu gibi sizi çayır çimene salıyor. NPC'lerde yine dark soulslarda olduğu gibi muallak muallak konuşup size hikaye parçaçığı vermekten öte birşeyler yapmıyorlar. Oturup onları birleştirmeye çalışırsanız falan ancak hikayeyi anlarsınız. Daha platforming tarzında bir şeyler arıyorsanız ya da bitirdiniz ve kesmediyse (bkz: ori and the blind forest). Gayet güzel ama bir o kadar da sinir bozucu bir deneyim. Bunu bilerek alın efendim.
    0 ...
  41. the throne

    1.
  42. Blind Guardian'ın 2015 çıkışlı albümünün parçası. En gaz parçası olabilir.
    0 ...
  43. yakuza 0

    1.
  44. Sega'ya ait japon oyunu. 6 tane ana seri oyununa da sahiptir.
    0 ...
  45. deltarune

    1.
  46. Undertale yapımcısı Tobyfox elinden çıkan 2. oyun.
    Undertale ile bağımlı sanırım, daha deneme fırsatım olmadı
    http://www.deltarune.com dan anladığım kadarıyla demosu indirilebiliyor.
    0 ...
  47. organizasyon bizim işimiz

    1.
  48. Selçuk Aydemir, Ahmet Kural ve Murat Cemcir üçlüsünün yeni dizisi. Bayadır adı açıklanmış ama ses seda yok. işler Güçler, Kardeş Payı tekrarları izlemekten ciğerim soldu, hangi kanalsa, alın kardeşim. Adamların gişe işleri yüzünden ciğerimiz soldu, boş boş zaman harcıyor zaten. Gelsin de izleyelim artık.
    0 ...
  49. jazzpunk

    1.
  50. 2014 senesinde çıkmış, eğlenceli bir indie yapım.

    Kafa olarak What Remains of Edith Finch gibi bir kafaya sahip. Teorik olarak bir walking simulator. Ancak gerek kendine has mizah anlayışı, gerek estetik ve dizayn seçimleri, gerekse göndermeleri ile alternatif bir şeyler arayanlar için oldukça eğlenceli bir yapım.
    Ha yok ben garibim, fotorealistik görünmeyen her şey benim için boktandır, sadece yürüyüp ordan oraya gidiyoz aksiyon nerde, her şey çok gerçek olmalı kafasındaysanız, bu oyun size göre değil. Undertale falan gibi yaptığı şeyi de çok iyi yaptığını söyleyemem. Oyun sektörü size artık benim gibi aşırı endüstrileşmiş gibi geliyorsa ve her sene Call of Duty, Assassin's Creed falan nereye kadar diyorsanız, bu oyun size göre.

    https://store.steampowere...0/Jazzpunk_Directors_Cut/
    0 ...
  51. crypt of the necrodancer

    1.
  52. Müzik tabanlı bir 2D dungeon oyunu. Aslında oyun temelinde bildiğimiz 2D dungeon oyunu, düşmanları öldür, loot kas ve bölgeyi temizledikten sonra boss u öldürüp bir sonraki kata çık şeklinde. Fakat bu oyunda herşeyi arkada çalan ritim ile yapmak zorundasınız. Her düşmanın bir ritim şeması var, o şemaya göre saldırı ve hareket ediyorlar. Siz de bu ritme uymak zorundasınız, yoksa hareket edemiyorsunuz, kısa sürede ölüyorsunuz.

    Çok değişik bir kafası var ancak gerçekten zor, aynı anda üstünüze birden çok düşman geliyor ve hepsi ayrı scripte sahip. Üstüne bir de mini bosslar geliyor bazen, onlar bambaşka zaten. Haritalar random şekilde generate ediliyor belli mantık üzerine, her oyununuz birbirinden farklı oluyor.

    ilginç oyunlar ilginizi çekiyorsa kesinlikle düşünülebilir.
    0 ...
  53. dark souls remastered

    1.
  54. orijinal Dark Souls'un yeni nesil için yenilenmiş sürümüdür. Yalnız özellikle pc sürümünde ilk oyunda olan fps sıkıntıları ve sorunları aynen durmaktadır. Sadece oyunu güncelleyip salmış piyasaya adamlar. Neyse.

    Edit:
    Özellikle Blighttown haritasında Fps çok ciddi anlamda düşmekte. Anor Londo da tavanda kısayolu açmaya ilerlediğiniz bölge fps konusunda sıkıntılı yerlerden biri. (Painted world of ariamis'in girişinin olduğu oda) Gravelord Nito ve Gwyn Lord of Cinder bossları yine fps'in dipleri gördüğü yerler. Oyunu ilk defa oynadığım için exploitleri deneyemedim ama sanırım onlar da yerli yerinde duruyor. Keşke birazcık el atsaydınız be From Software.
    1 ...
  55. batman ninja

    1.
  56. suicide squad hell to pay

    1.
  57. DC animasyon serisinin yeni halkası.
    R rated, özellikle başlarda deliler gibi gore film. Bir superhero hikayesi için kabul edilebilir hikaye arkına sahip. Önceki animasyonlarda bu adamlar hemen r rated yaptık, hemen sevişme sahnesi koyalım alakalı alakasız kafasında ilerliyorlardı. Bu kez striptiz kulübü koymuşlar. Fena değil ama çok iyi DC animasyonu da diyemem.
    1 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük