bugün

1932 yapımı bir carl theodor dreyer filmi.
çekim teknikleri ile oldukça başarılı bir dreyer filmidir. vampir hikâyesi olarak da sonraki filmlere öncülük eder. murnau'nun nosferatu filmi ile farklılık gösterir, ikisi de vampir filmi olmasına rağmen. kaynak romanlar farklıdır da ondan. nosferatu, bram stoker eserinden yola çıkar.

http://www.imdb.com/title/tt0023649/
1932, Alman yapımı film. Yönetmen, carl theodor dreyer. Döneminin sahne çekimleri, ışığı kullanma teknikleri açısından ötesinde. Filmden birkaç kare:
görsel
görsel
görsel
görsel
Edit: Filmi izlerken arada Sahneler arasında bağlantıyı kaçırır gibi oluyor insan, en azından bende böyle oldu, ancak yine de hoş bir film.
Ayrıca film dili, almanca ve ingilizce.
Alman mı yahudi yapim mi ayirt etmek gerekir.
5 Haziran 2018'de Steam platformunda piyasaya sürülen bir Aksiyon oyunudur kendisi.Oyunun hikayesi kısaca;
1920’li yıllarda geçen Vampyr’ın hikayesinde ispanyol Gribi yüzünden kırılmış bir Viktorya ingilteresi’nde Jonathan Reid isimli bir doktoru kontrol ediyoruz. Kendi rızası dışında vampir olan Reid, hikayede aile üyelerine yapılan acımasızlığın intikamını almak için, kendisini vampire dönüştüren kişinin peşine düşüyor. Her ne kadar ana hikayeyi bu şekilde özetlesek de, Vampyr senaryo tarafında aslında hiç de beklediğiniz anlarda oyuncuyu ters köşeye düşürebiliyor. Bir anda Jonathan Reid’in aslında gerçek kimliğini ve neye dönüştürüldüğünü öğrendiğimde, biraz şaşırdığımızı itiraf etmeliyim. Senaryo kurgusu anlamında ana görevlerde kopukluklar olsa da, oyun devamlı olarak sizi bir sonraki görevin neler anlatacağı konusunda merakta bırakıyor. Bu da oyun sırasında hikayenin temposunu hiç düşürmüyor.
Oyunda vampir karakteri olduğumuz için sadece geceleri dışarı çıkabiliyoruz.Karanlık fobisi olanlar ya da karanlıkta hemen sıkılanlar için pek tavsiye etmiyorum arkadaşlar.
https://www.oyunfor.com/steam-oyunlari/vampyr-427290 buradan 153 tl gibi bir fiyata alabileceğiniz bu oyun steam platformunda https://store.steampowered.com/app/427290/Vampyr/ 180 tl ile satılmaktadır.
RYO ( Rol Yapma Oyunu ) oyunu olarak önplanda ki Vampyr bu aralar talep görmektedir.
Oyuna puan verecek olursak 10/8 diyorum...
Salak oyun basını yüzünden az kalsın kaçıracağım bir oyun olacakmış vampyr. Puan olarak baya yerin dibine soktular, heralde berbat falan diyordum önyargıyla. Sonrasında "ya bir indireyim acaba nasıl" dedim ve, gelin üstüne konuşalım.

Bu arada oyunu henüz bitirmedim, ona göre dikkate alın.
Son olarak ön şart, oyun muazzam diye bitirmeyeceğim. Ama yerin dibine sokulacak kadar da kötü olmadığını, hatta ve hatta rpg seviyorsanız kesinlikle deneyim edilmesini tavsiye ettiğim bir yapım vampyr. Ama yine şunu söylemem gerekli, AAA bir oyun değil bu oyun. AA bir oyun olarak ciddiye alınması gerekiyor. Oyun şu konularda iyi derken kendi klasmanını kastetmekteyim. Kült RPGlerle kıyaslamayın o yüzden.

Öncelikle oyunun senaryosu, henüz sanıyorum yarısına gelmiş olsam da ana hikaye gerçekten güzel. ilginç ve meraklandırıyor. Bunu şahane karakter kadrosuna borçlu, bunu da hikaye içinde anlatacağım. Çok uzun olmasa da tadında uzunlukta bir ana senaryosu olduğunu söylemem gerekli. Bunu da dengelemek için mekaniklerde bahsedeceğim durum koyulmuş.
Karakterler konusunda da oyun gerçekten şahane npcler yaratmış. Her npc nin kendine ait hikayesi var, birbirleriyle ilişkileri var ve her npc aşırı önem arz ediyor. AA büyüklüğünde bir oyun için tüm NPCler seslendirilmiş ki baya başarılı. Oyunda ilerlemenize göre yeni diyaloglar açılıyor, diğer NPClerle iletişim kurarak, sağda solda bulduğunuz şeylerle ve NPCleri takip ederek NPClerin hikayelerini tamamiyle açabiliyorsunuz ki gerçekten oyunun en keyifli yanı sanıyorum bu. X kişisi konuşmalarında size Y kişisi hakkında bilgi veriyor, o bilgi ile Y kişisine giderek daha derin bilgi alıp Z ya da tekrar X kişisiyle alakalı bilgiler alabiliyorsunuz. NPClerin kendi arasındaki olayları öğrendiğinizde onların davranışları ve konuşmalarının altındaki sebepler çok daha güzel anlaşılabiliyor. Bu olay size NPC den alınabilecek Experience puanı konusunda yardımcı olacak ki ona yine mekanik konusunda değineceğim.

Oynanış ve mekaniklere gelirsek eğer, oyunun çok parlamadığı hatta bu kadar yerden yere vurulduğu nokta sanıyorum savaş mekanikleri ki bir nebze katılabilirim. Alışık olduğumuz soulslike mekanikler kullanılmış fakat oldukça ve oldukça odunsu olduğunu söylemem gerekli. Vampir güçleri ile savaşlar bir takım çeşitlendirilebiliyorlar fakat kısıtlılar. Umut vadediyor ama dediğim gibi, odunsu ve kısa sürede ilginçliğini kaybediyorlar. Başlarda savaşlara girerken koşa koşa, sonradan aman kim uğraşacak diye kaçmaya başlıyorsunuz.
Bu tarz oyunlarda hareketlilik genelde sorundur ama yüksekten atlama, ışınlanma gibi bazı özellikler oyunda mevcut. Çok büyük birşey mi lan ne alaka diyebilirsiniz de arkadaşlar bu oyunun sınıfı AA oyunlar. Ona göre değerlendirildiğinde gerçekten ciddi kolaylıklar bunlar. Ancak bir fast travel opsiyonu bulunmamakta.
Haritadan bahsetmek gerekirse open world, ama kararında bir open world. Aşırı büyük değil, yeterli hissettiriyor. Bundan ötürü sanıyorum ki fast travel yok ama bunun ben biraz da oyun süresini uzatma olarak görüyorum. Muhtemelen asıl sebep bu.

Oyunda bir de doktor olduğunuz için ilaç mekaniği ve vampir olduğunuz için de insanları özümseme mekaniği var. Bu ikisini bir arada ele alacağım, üstteki NPC muhabbeti de buna dahil ve oyunun zorluğu da yine bu noktaya bağlı ki gerçekten oyunun benim gözümde parladığı bir diğer nokta da burası. Üstte bahsettiğim gibi info toplayarak NPClerin hikayelerine erişiyorsunuz ve özümsediğinizde çok daha fazla experience almanızı sağlıyor. Fakat hastalıklar bu experience'ı belli oranlarda düşürüyor. Onları tedavi etmeniz gerekmekte. Tedavi edilmediklerinde hastalık yayılıyor ve sanıyorum ki etrafta daha çok düşman görmeye başlıyorsunuz, ben denemedim bilmiyorum. NPC hikayelerini takip etmek için tedavi etmenizi ben tavsiye ederim.
Oyunda aslında ciddi experience elde etmenin yolu bu NPCleri sırayla tek tek öldürmek. Bunu yaptığınızda çok hızlı level atlayıp oyunu çok rahat bir biçimde bitirmeniz çok olası. Fakat pasifist yolu tercih ederseniz yine experience toplama şansınız var. NPClerin yan görevler fena olmayan experience vermekteler, ilginç olabiliyorlar içerik konusunda. Etrafta fightlara girerek bir oranda kazanabiliyorsunuz ki çok çok az, hastaları iyileştirerek belli oranda yine almanız olası. Pasifist yolda ilerlerseniz oyun haliyle belli oranda zorlaşıyor. Ancak Dark Souls oynamışsanız ve bu mekaniklerin çok yabancısı değilseniz gerçekten aşırı zor olmadığını söylemem gerekli. Ben yarısına kadar pasifist yolda ilerledim, arada bosslarda ciddi sayıda öldüm fakat normal fightlarda araya sıkışmadığım falan sürece ölmediğimi de söylemem gerekli. Oyunda bir zorluk ayarı söz konusu değil, bu iç içe geçmiş olan mekaniklerle zorluğu siz kendiniz ayarlıyorsunuz.

Grafikler konusunda oyun çok başarılı değil. Açıkçası benim yine işime gelen bir nokta, sistemim eskidiği için bu oyunları oynayabilmemi sağlıyorlar ki bu oyunun grafiklerini gerçekten umursamak gerekiyor mu bilemedim. Müziklerde de yine hep aynı tınıları duyuyorsunuz çok orijinal şeyler duyduğunuzu söylemem. Animasyonlar da oyunun bütçesinden ötürü çok çok iyi değiller. Suratlar donuk.

Bu arada NPCler ve oyunun genel teması hakkında ekstra bir parantez açmak istiyorum. Oyun genel olarak mature bir havaya sahip. Bunu derken sağda solda cinsel organlar sallanıyor kafasında değil, daha tırt işte iki vampir arasındaki aşktır falan gibi konular işlemek yerine daha ciddi ve karanlık konular işlemekte. Örnek vermek gerekirse bunlara savaşın insanlar üzerindeki etkileri, ırkçılık, varoluş, inanç, eşcinsellik ve nasıl ele alındığı gibi konuları özellikle NPCler üzerinden işliyor ve bunu aşırı sıkmadan, tadında ve sürekli üzerine sıfırdan düşünülmüş fikirler ile karşınıza çıkıyorlar. Bu sebepten ötürü oyunu dümdüz oynamanız yerine pasifist yoldan ilerleyip bu hikayeleri takip ederek oynamanızı tavsiye ederim.

Özetlersek bir AA RPG oyunu için fena olmayan bir oyun olmuş Vampyr. ilginç ilerleyen ana senaryosu, şahane zorluk mekaniği, NPClerin çok ciddi yere sahip olması gibi şeyler ile ön plana çıkıyor. Grafiksel sıkıntılar, düşük bütçe ve oynanıştaki yavanlık oyunu bir miktar geri düşürüyor. Bu oyun bana çok ciddi anlamda The Witcher 2: Assassin's of the Kings'i hatırlattı. O da aynı şekilde bazı noktaları çok iyi yaparken bazı noktalarda sıkıntılar yaşamaktaydı.
Eğer diyalog ağırlıklı RPG seviyorsanız, gerçekten bu konuda güzel bir alternatif olmuş oyun. iyi hikaye, zengin karakterler ve zengin konseptler, ilginç ve bu oyuna has mekaniklerle ön plana çıkıyor. Fakat oynanış bekliyorsanız ve grafik falan arıyorsanız zaten AA oyunlarda takılmanız bir hata, bu oyun size göre kesinlikle hiç değil.
Şu an ki durumuyla kesinlikle umut vadediyor.

Bu oyunu The Witcher 2'ye benzetmiştim değil mi. Şimdi şöyle bir durum da söz konusu fakat bu biraz dedikodu. Sanırım dağıtıcı stüdyo da bu oyundaki ışığı farkedip gerçekten üzerine para atarak konsepti geliştirtip daha büyük bütçeli bir Vamypr oyunu için firmanın üzerine parayı atmış. Bakalım merakla beklemedeyim, Bir Witcher 3 davası olmaz ama güzel bir vampir rpgsi neden olmasın ki?

Edit: Oyunu bitirdim ve şunu diyebilirim ki, oyun nasıl bir kalitede başladıysa aynen o kalitede tamamladı kendisini. Yan hikayeler de yine aynı şekilde ilginç, üzerine düşünülmüş yapıdalar yine.
Oyunda ilerledikçe yeni yeni düşman tipleri çıkmakta. Ancak çok çok yeterli olduklarını söyleyemem. Vampir avcısı türlerinden 3 tane mevcut, vampirlerde ise 5-6 kadar farklı tür var. Öldürmek için bambaşka yöntemlerle dalmadığınız için genelde zorlayıcılıkları dışında bir farkları yok. Ki ben olabilecek en zor seviyede bitirdim.
Zorluktan bahsedersek yine, ya en zoru bile eğer Dark Souls mekaniklerine hakimseniz inanılmaz zor değil. Boss savaşları birbirinden farklılar ve ilginç konseptlere sahip bile diyebilirim bazıları için. Bosslar dışında yine zorlanılacağını sanmıyorum. Buildinizi doğru yaptıktan sonra sorun olacağını sanmıyorum çok aşırı. Hoş burada da bir detay vermem gerekli, iki tür aslında build belirlenmiş oyun tarafından. Stamina ve health olarak. Stamina buildleri yere düşmanı düşürüp ısırarak can ve kan almak üzerine, daha hızlı olan health buildleri ise hasar vurdukça kan alma üzerine kurulular. Ben hasar buildi ile gittim ve açıkçası çok ekstrem durumlar harici kan sıkıntısı hiç çekmedim diyebilirim.
Bu arada son olarak oyunda free roam modu sanıyorum ki yok. Ben bitirdiğimde doğrudan attı. Ayrıca sonu gerçekten devam ettirilebilecek bir noktada bitiyor, artı özellikle son kısımda evrenini genişletmek adına çok büyük adımlar da atıyor.
Dediğim gibi oyunun tek eksisi oynanıştaki hantallık ve grafikler. Devamı getirilirse ki geleceği çok ciddi anlamda konuşuluyor.(https://www.pcgamesn.com/...range-2/dontnod-new-games) Bu iki sorundan arındırılırsa ve kurdukları konsepti koruyup belki üzerine bir kaç kat daha koyarlarsa Mass Effect, Witcher gibi action rpglerin yanına adını yazdırmaması büyük talihsizlik olur diye düşünüyorum ben. Salın şu adamları da Life is Strange gibi şeylerle zaman kaybetmesinler be kardeşim.
Epic store bedava veriyor. Bence kesinlikle alınıp oynanması gereken oyun.
güncel Önemli Başlıklar