sağlık, siyasi, ekonomi, teknoloji, sanayi, eğitim, temel hak ve özgürlükler, düşünce özgürlüğü, inanca saygı, farklılıkları kucaklama gibi çok geniş bir yelpazede gelişen türkiye'dir.
tabuları yıkan, 72 farklı milletten herkesi ayrım yapmadan kucaklayan türkiye'dir. terörden dolayı hem dağa taşa sıkılan kurşunları, hem de akan kanı durduran türkiye'dir.
anadilimde şarkı söyleyip bir de klip çekeceğim diyen sanatçıların, sürgünlere gönderilmediği, öldürülmediği türkiyedir. anadili yok sayılmayan, köyü yakılıp-yıkılmayan, göz altlarında ölümlerin olmadığı türkiye'dir.
uluslararası para fonuna milyarlarca borçlanıp, (ki bu borç alınan paraların nereye gittiğini de kimse bilmiyor) bu borcun üzerine her gün binen faizle beli bükülmeyen, borcunu ödeyip, 'isterseniz borç verelim' diyebildiğimiz bir türkiye'dir.
yanıbaşımızda sivil filistinlileri katleden politikacılara, 'siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz' deme cesaretini gösteren türkiye'dir.
üniversite öğrencilerimizden 'haraç' almayan, ilköğretim öğrencilerimize kitaplarını ücretsiz veren türkiye'dir.
sürekli gelişen türkiye, sürekli hizmet etme aşkıyla çalışan insanların eseridir. onların mottosu, vaat değil, gerçeklerdir.
hep birlikte aydınlık bir geleceğe yürüyoruz, ak parti iktidarı ile. yolumuz hizmet yolu, safımız vatandaşın safıdır.
azınlıklara haklarının iade edilmesi yasası kapmasında, bu manastırın bölge halkı tarafından işgal edilen alanı manastıra iade edildi. ak parti'nin azınlıklarla ilgili politikası, zamanında küstürülen, ötekileştirilen bütün azınlıkların yurda tekrar dönüşünü ve eşit yurttaşlar olarak yaşamalarına olanak sağlamıştır.
kimseyi dışlamayan, ötekileştirmeyen yeni türkiye'de yaşamak bizler için büyük şans.
ankara adı kara derler ama havası karaydı esasında ankaranın. yeşil yoktu çünkü, ağaç yoktu. doğalgaz yoktu, kömür dumanıydı her taraf. nefes alamazdık. karayalçın belediyeciliği, chp ve kuyrukçularının zihniyeti işte bu kadardı. vatandaşın sorunlarını çözmek gibi bir gayeleri yoktu zaten onların.
sayın melih gökçek ile ankara yaşanabilir bir yer oldu. ak parti iktidarı ile de sadece ankara değil yurdun her tarafı kömür dumanından, isinden sıyrıldı. insanlar rahat bir nefes aldı, gökyüzünü gördüler tekrar, yıldızları.
ayrıca sanayi bölgelerindeki fabrikalara getirdikleri yasak ve uygulamalarla filtreleme sistemi yapamayan fabrika kalmadı, havamız bu sayede hala temiz. eski türkiyede fabrika sahibi gider, birkaç kuruş verir, istediğini alırdı yöneticilerden. gerçti artık o dönem, rüşvetle vatandaşın sağlığıyla oynanan yıllar eski türkiye'de kaldı.
diktiği fidan sayısından da pekala anlaşılabilir ama, ille de gözle görülür örnekler isteyenler için sokaklara bakmaları yeterlidir. her kaldırım, her sokak, ağaçlarla dolu. yol kenarları bahar aylarında rengarenk çiçeklerle kaplı. insana huzur veren görüntüleri borçluyuz bu insanlara.
yakmaktan yıkmaktan başka bir şey bilmeyen gezici vandalların kendilerine doğa dostu dediği yerde, ak parti iktidarının ne olduğu gün gibi ortadadır.
hele ankara büyükşehir belediye başkanımız sayın melih gökçek, ankaramızı adeta bir yeşil cennet yapmıştır. bozkırı cennete çevirmiştir.
sayın cumhurbaşkanımız recep tayyip erdoğan'ın belediye başkanı olmadan önceki dönemlerdir. liderlik vasfı, belediyecilik anlayışı, vatandaşa hizmet aşkı istanbul büyükşehir belediye başkanı olduğu yıllardan belliydi. bilenler hatırlar, gelir gelmez istanbulun kanayan yarası su kesintileri ve çöp kokusunu ortadan kaldırmıştır.
allahın bize lütfu olan büyük zat daha sonra başbakan ve cumhurbaşkanı olacak, vatandaşa hizmet aşkı hiç bitmeyecekti. allah ondan razı olsun.
eski türkiye'dir. sular kesilir günlerce de verilmezdi. ak parti iktidarı ile kesintiler minimum düzeye indirilmiştir. 13 yılda ülkedeki değişiklikler o kadar açık ki kalp gözü açık olana.
sadece yurdum ana muhalefetidir. dünyanın başka hiçbir coğrafyasında da göremezsiniz. cehape'nin hayata geçireceğim dediği bir proje var mı, duydunuz mu allah aşkına? partinin genel müdürü bile seçim vaatlerinde maaşa zam yapacam ikramiye vereceğim diyebiliyor sadece.
insan; bir üçüncü köprüye bakıyor, marmaray'a bakıyor, kanal istanbul'a bakıyor, bir de kadrolu ana muhalefete. aradaki fark ak parti iktidarının 13 yılda yaptığı duble yollar kadar çok.
sonra da iktidar olacağız hayali kuruyorlar. iyi hayal kurmalar arkadaşlar...
köylerinden zorla çıkarılan köylüler için ak parti iktidarının 2003 yılında çıkardığı yasadır. askeri vesayetin canının istediği her şeyi yapabildiği yıllarda, insanlar keyfi şekilde (terör gerekçesi) ile köylerinden sürüldüler. evleri yakıldı-yıkıldı. hem insanların topraklarına dönmesinin sağlanması, hem de mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla çıkan bu yasa çerçevesinde binlerce insan köyüne, ata topraklarına geri döndü.
yaşadıkları mağduriyetin giderilebilmesi için de tazminatlar ödendi, yeniden evlerini yapabilsinler diye.
bu insanlık suçunun failleri başkaydı, ama yaraların sarılması yine ak partiye düştü. gidin bir konuşun doğuda köyü boşaltılan sonra geri dönen bir köylüyle. anlatsın size, millet aşkının, hizmet aşkının nasıl yapılacağını.
kim ne derse desin ak parti sayesinde ülkemiz orta çağ karanlığından kurtuldu ve temel hak ve özgürlüklerine kavuştu. benim birinci dereceden yakın akrabalarımın hiçbirisi baş örtüsü takmıyor ama, bir insanın sırf baş örtülü olmasından dolayı okula alınmaması nasıl bir sistemin ürünüydü?
evladını bu vatan için askere göndermiş anayı başörtüsü taktığı için ordu evine almayan askeri diktatörleri gördü bu gözler. sonra da vay efendim tayyip erdoğan diktatör, aman efendim akp özgürlüklerimizi kısıtlıyor.
bugün ülkenin en tepesindeki isme diktatör deme hakkını kendinizde buluyorsunuz, karikatür dergilerine konu ediyorsunuz, ahlaksızca ailesine evladına dil uzatıyorsunuz, buna rağmen herhangi bir ceza almadan yaşayabiliyorsunuz ve ak parti sizin özgürlüklerinizi kısıtlıyor öyle mi?
kürt kardeşlerim puşi taktıkları için tutuklanıyordu bu ülkede.
nereden nereye geldik diye hiç mi sormuyorsunuz kendinize?
Bu marka tescil edilmiştir. Bunu kopyalamaya falan çalışmayın diyerek kopya çekmeye alışmış olan türk gençliğinin kendi markasını kopyalamasına sert bi şekilde engel olan yakarış. "®" yani registered trademark manasına gelir.
veritabanları için standart hale gelmiş olan sorgulama dilidir. select * from şeklindeki cümlelerden oluşur. veritabanına cümle şeklinde bir soru sorulur, veritabanı size cevap olarak liste halinde sonuçlar döndürür.
bu sözlükte sözlük formatına uyduğu sürece, herkes her istediğini yazabilir. isteyen atatürk'ü över, isteyen eleştirir; isteyen tayyip erdoğan'ı över, isteyen eleştirir; isteyen fethullah gülen'i över, isteyen eleştirir; isteyen hz. muhammed'i över, isteyen eleştirir. ama eğer bir yazarın sözlükte girdiği entryler hep bunlardan ibaretse, o yazarın sözlükte bulunmasının bir faydası yoktur. Silinir.
bir yazarın israrla siyasi, dini (ya da din karşıtı) konularda polemik yaratan entry girmesi sonucu oluşur. sozlukten silinme sebepleri'nden en önemlisidir.
tuvalet kağıdının daha bir alafranga olması ve elle taharet'in** daha bi alaturka olmasından yola çıkarak varılan durum.
temizlik açısından bakılında gayet haklı olan durumdur.
Softa tuzu olarak bilinen sodyum klorür'ün kimyasal formulüdür. naoh bazı ve hcl asidinin reaksiyona girmesi* ile oluşan tuzdur. Asitler ve bazlar reaksiyona girerek tuz oluştururlar kuralını doğruyana bir örnektir. **
yeni üye olanların sözlük formatına dikkat etmeden yazı yazmalarını sonucu sözlüğün bir foruma dönüşmesidir. Sözlük formatına uygun olmayan entryler silinir.
balkonlarda asılı halı vb. eşyaları çalma üzerine kurulu hırsızlık şeklidir.* Bir kedi ipe bağlanır ve yerden balkondaki halıya doğru fırlatılır. Havalanan kedi can havliyle halıya tutunur. Aşağıdan hırsızlar ipi çektikçe kedi düşmemek için halıya tırnaklarıyla daha fazla tutunur ve halı balkondan aşağı doğru çekilir. ve sonunda halı balkondan düşer. Hırsızlar ve kedi o halıyı alarak yeni görevlere doğru yelken açarlar.*
