hakkında çok kötü yorumlar yapıldığını gördüğüm için yorum yapma ihtiyacı duyduğum servistir.
xiaomi marka bir telefona sahibim. ürünüm delta servis garantisinde. haklarında çok fazla kötü yorum yapılmış. kötü yorum olarak yapacağım tek şey, aradığınızda görüştüğünüz sekreter çok ters zira içeride işlem yaptırdığınız kadınlar da aynı şekilde. tersler, anlamıyorlar, baya gıcık tipler.
servise gelecek olursak, telefonum ilk bozulduğunda gidip dedim ki, bu telefonu bana yapıp bugün teslim edin. işlerim vardı ve yeni telefon bulacak zamanım yoktu. ve gerçekten yapıp verdiler, dili türkçe olmadı sadece ama sorun değildi. bu beni bir süre idare etti ve yeni telefon bulunca servise götürüp temelden sorunlarımın çözülmesini istedim. 27.günde telefonumu bana teslim ettiler, tüm sorunları çözülmüş bir şekilde. telefonumun batarya jack girişi kamera ve pek çok yazılımsal sorunu vardı. hepsi çözülmüş. hatta servis formuna playstore u yükleyin çok uğraşıyorum demiştim, onu bile geri yüklemişler. ben memnun kaldım kendilerinden. xiaomi telefon almak isteyip de servise güvenemeyen arkadaşlar şüphe etmesinler.
24 saattir yaptığım şeydir.
Çok uzun yıllardır değil, 5 senedir içiyorum. Ama üst üste 3-4 tane yaktığım olur çoğu zaman. Bırakmayı da hiç düşünmemiştim, istememiştim de. "Bırakmayı istemiyorum ki tek keyfim bu" falan diyordum.
Dün akşam yanımdaki biri "bence bırakabilirsin" dedi. Daha önce pek çok kişi tarafından, pek çok kez bana söylenen şey. Bu da etki etmedi sanmıştım ama ediverdi. Bırakabilirim tabi dedim neden bırakamıyım? Ve bir günü geçti, ağzıma sürmedim. Paketimi alıp ofiste bir çekmeceye koydum, elim bile gitmedi. inşallah kalıcı olur, kendime inanıyorum. Burayı da aşama aşama editleyeceğim.
Gün 1: Aklıma sigara geldiğinde pipetle su içiyorum. Kilo alma korkusundan pek yemek yemedim. Aç karnına da sigara içesim çok gelmedi zaten. Yarım saattir hafif baş ağrısı var. Başka zorluk yok, kriz falan geçirmedim. Kendimi fiziksel hiçbir zorlukla karşılaşmayacağıma inandırdım.
Edit1: çok fazla yutkunuyorum ama bu doğalmış sanırım, bilgisi olan yeşillendirsin. Ha bir de bir miktar sinir var yalan söyleyemem.
Edit 2: ilk sigarasız kahvemi içtim. Dün korkup içmemiştim. Çok bir etkisi olmadı karşımda fosur fosur tüttüren patronuma rağmen. Öyle el ayak titremedi yani abartmayın..
Edit 3: ilk 72 saati atlattım. Ve artık gün içimde aklıma o kadar çok gelmiyor. ilk gün her bir şey yiyip içtikten sonra aklıma gelen sigara şuan daha az geliyor aklıma. Yavaş yavaş unutuluyormuş gerçekten. Bugün rahat rahat çay kahve içtim, yemeklerden sonra da direk aklıma gelmedi.
Sinuzit tedavim icin verilen lanet ilac. Su hayatta pek cok ilac denemisimdir, cok yan etki gormusumdur. Boylesini ilk defa goruyorum. 4 gundur hayatimi sikti be. Agzimda igrenc bir tat, ayni tadin koku versiyonu burnumda. Mide bulantisi, baa donmesi, mutsuzluk, aglama krizleri, ishal, uyku hali, sama sapan ruyalar... Daha ne olabiir ki. Ama kullanmayip ne yapacagim. 3 aydir ilk defa burnumdan nefes aldirabildi sonucta bana.
bugün itibariyle bitirdiğim orhan pamuk romanıdır. tek siyasi romanım demiştir kendisi için. genel olarak güzel kitaptı. ka kar kars üçlemesi de çok hoşuma gitti. ancak istediğim gibi bitmemesi sebebiyle bir miktar kırgınım. ve her zamanki orhan pamuk ritüeli olarak, özellikle kitabın ortalarında uzayan, haddinden fazla uzayan ve hatta bazen bitmeyen cümleleri biraz sıktı ama olsun sevdim.
tok tutmasına karşın, düşük kalorili olmasına karşın, tadı çok kötü olan besindir. dukan diyetimin ikinci gününde midem bulandı kendisinden. yemek yiyesim gelmiyor.
hiç de adam sikmeyen mağazalardır. önemli olan indirim kovalamaktır. bugün istanbuldaki en büyük şubelerinden birindeydim. ve 10 tlye bluzlar, 20 tlye etekler elbiseler gördüm. gidip de yeni çıkan ürünü, sezonunda alırsanız her marka pahalıdır zaten.
bugün itibariyle atak evresinin ilk gününü geride bıraktığım diyettir. sandığım gibi aşırı bir açlık çekmedim. sadece aşırı bağlı olduğum tatlılardan, çikolatalardan ve akşamları hüplettiğim dondurmadan uzak kalmak üzdü. ancak bu sefer çok azimliyim, yılmaycağım.
zaman geçtikçe burayı editlerim. ayrıca deneyen, başaran varsa mesaj kutuma gelirse çok mesut olurum.
edit 1:bugün atağın ikinci günü bitti. biraz gerginlik var ve bu akşam tartıldım ve akşam olmasına ve lıkır lıkır su içmeme rağmen 1 kilo eksik çıktım.
edit 2: atak bitti. 6 gün atak yaptım. kiloma göre fazla aslında ama içime böyle sindi. seyirin ikinci günündeyim. toplam 8 gündür diyetteyim ve 3 kilo vermiş bulunuyorum.
edit 3: kilo vermemde durma var. kabızlık problemi var. 3+3 şeklinde ilerliyorum. yani 3 gün seyir, 3 gün atak. ama durmak yok, elbet vereceğim kilo tekrar.
Edit4: diyeti bitirdim. 85 gunluk dukan maceramda 19 kilo vererek noktaladim. Mutluyum.
sıla'nın mürekkep albümündeki tartışmasız en iyi şarkıdır. hatta ve hatta sılanın yaptığı en iyi şarkılardan biridir.
"gezdim seni sokak sokak, valla yok hesap kitap."
selçuk üniversitesi hukuk fakültesi medeni hukuk anabilim dalı öğretim görevlisi. borçlar genel ve eşya hukuku derslerine girer. öğrencilerine iyi davranan bir hocadır, sorularını cevaplar. azcık da sivri dillidir. dalga geçmeye kalkarsanız eğer, kötü yamultur sizi alttan alttan. dersleri de çok eğlenceli geçer bu hocanın.
(bkz: eyyy öğrenci)
(bkz: eyyy satıcı)
derste güncel örnekleri eğlenceli bir dilde anlatarak öğrenciyi derste tutar. dinlemesi zevklidir. sürekli de gülümser.
bugün fakülte tarihinde çok nadir yapılan bir sınavla, hukuk fakültesi genelinde seslerin yükselmesine yol açtı. kitap,defter, not, kanun vs. aklınıza ne gelirse serbest bir sınav yaptı. dört adet yargıtay kararı inceledik. bir gece önceden bunu açıkladığında bu dersi alanlar arasında kelimenin anlamıyla kıyamet koptu desem yeridir. whatsapp grupları, kütüphane karıştı. herkes yakındı, çalışmalar bırakıldı. herkes kendini kalmaya hazırladı.
ha sınav nasıldı? beklediğimden daha iyi, beklediğim kadar kötü değil. ve bana beklediğimin aksine pek çok şey kattığını söyleyebilirim. adamın bir bildiği varmış...
önce üstteki her gece sevişen ve sınava çalışmamı engelleyen kafir gencin iniltileri iptal edilsin. sonra da bunu isteyenler ülkeyi terk etsin. aha aha aha.
kısa bir süre sonra olacak olduğum şey. korkuyorum efendim, ayakçı gibi bir şey bu. üç kuruşa beş köfte vermeye çalışıyorsun resmen. bu şeyi düşündükçe savcı mı olsam yee falan diyor insan.
regl dönemlerinde günde 5 taneye kadar yiyebildiğim çikolatadır. çok çikolata seven bir insan değilim ama bu ütopya olmuş. en pahalı çikolatayı getirseler yine bunu seçerim. aşkımdır.
öldürüyor dediğin şeyden aylar sonra, ölüyorum dedikten yıllar sonra görülecek şeydir. neye ölüyorum dediysem o daha güçlü kıldı beni. artık kimseye güvenmiyorum, kendime bile. ve daha güçlüyüm. daha mı iyiyim hayır, ama daha güçlüyüm diyebiliyorum.
kitap yazan, ancak yazar olmayan bir hanım efendidir. üslubu rezalet. hiçbir edebilik yok. farkındayım yerine "ayrımsamak, ayrımına varmak" kullanmakla cümleleri saçma sapan şekilde devirmekle edebiyatçı olunmadığının en güzel kanıtıdır bu kadın. kafasında mükemmelleştirdiği kadın karakterlerdir kitaplarının baş kahramanları. ancak ipek ongun'un pek faziletli serra'sı gibi ileri derece kezban karakterlerdir bunlar. konular desen hepsi aynı. bu kezban kadın karakterin aşk hayatını ve aşk hayatından ziyade kezbanlaştırdığı ancak adına gurur, asalet denmesinin istendiği anlatır. kendince uyuşturucu, organ nakli gibi konulara değinmek istemiştir ancak kadının içinde yatan ileri derece bir kezban yatıyor işte, olmuyor efendim olmuyor!
he kitaplar akıcı mıdır akıcıdır... bir günde bitirebilirsn 400 sayfalık kitabını. neden? çok güzel olduğundan mı? hayır. dizi izliyor gibi olursunuz o yüzden çok yormaz, okunur biter. ayrıca her cümlenin sonuna olur olmaz ünlem koyması, noktalı virgülü ve virgülü saçma sapan yerlere yerleştirmesi midemi bulandırıyor.
