kendimipostakutususaniyorum
112 (çevresinde sevilen sayılan)
onuncu nesil yazar 3 takipçi 7.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    emily dickinson

    28.
  1. Finding is the first act,
    the second, loss.

    -

    the bustle in a house
    the morning after death
    is solemnest of industries
    enacted upon earth -

    the sweeping up the heart
    and putting love away
    we shall not want to use again
    until eternity -

    -

    selahattin özpalabıyıkları'ın çevirisi de önsözü gibi, samimi. sizi içine alıyor. emily dickinson - düşünüldüğünde öyle uzak coğrafyaların kadını olmadı, olamadı belki ama şiirlerindeki deniz ve öteler vurgusu öyle güçlü ki. kendi içerisinde gururlu bir ağırbaşlılık. hiçbir pişmanlığa, kötülüğe, haksızlığa göz açtırmadan öylece sessizliğe adanmış bir an. kendi dizesiyle;

    soundless as dots -
    0 ...
  2. italo calvino

    22.
  3. - .. genç Bayan Zwida, deniz kabukları topluyor ve bunların resimlerini yapıyor; benim de yıllar önce yetişme çağımda güzel bir deniz kabuğu koleksiyonum vardı ama daha sonra hiç ilgilenmedim ve sınıflandırma, biçim bilgisi, değişik türlerin coğrafi dağılımı gibi bilgilerin tümünü unuttum; Bayan Zwida ile konuşursak söz kaçınılmaz bir biçimde deniz kabuklarına gelecekti ve ben o zaman nasıl bir tutum içine gireceğime karar veremiyordum: bu konuda kesinlikle cahilmiş numarası mı yapacaktım yoksa uzak geçmişte ve belirsizlik içerisinde yitip gitmiş bir deneyimden mi söz edecektim; bu deniz kabukları konusu, sonuçlandırılmayan ve yarı yarıya silinen şeylerden oluşan hayatımı yeniden gözden geçirmeme neden oluyordu, işte beni kaçmaya yönelten huzursuzluğum da bundan kaynaklanıyordu.

    Buna ek olarak kızın deniz kabuklarını çizmesinde, dünyanın da ulaşabileceği, bu nedenle ulaşması gereken bir kusursuzluk arayışı içinde olması var; ben ise bir süredir bunun tam tersine kusursuzluğun ayrıntısal ve rastlantısal olarak üretildiğine, bu nedenle ilgi görmeyi hak etmediğine, nesnelerin gerçek doğasının yalnızca çöküntü durumunda ortaya çıktığına inanır oldum; Bayan Zwida’ya yaklaştığımda onun resimlerine ilişkin birkaç yorum yapmam -görebildiğim kadarıyla son derece zarif çizim yapıyor- ve bu nedenle aslında ilk anda reddettiğim ahlaki ve estetik ülküye uygunluğunu dile getirmem gerekecek ya da ilk ağızda onu yaralamayı göze alarak duygularımı ortaya koyacağım. -

    çünkü, Calvino, insanlarla konuşmak gerçekte de bu kadar zor.
    ve bütün poetika bir yana Calvino, "i think i made you up inside my head". deliliğimden yüz bulup kalbimdeki tahribe bir suret uydursaydım, başka kim olabilirdi?
    birileri seni bulmuş, birileri adını söylemiş, birileri okumuş seni ve sen aslında deliliği; bir oyun gibi, insanlığın kibri için sadeleştirmişsin de kimse, neye katıldığının farkına bile varmamış -zira insanlık bunun için fazla gururlu, fazla aptal!- ama herkesin aklına yatırmış, içimize sindirmişsin.
    şişt, onlar daha deliliğin tanımını, kelimelerin yerini değiştirerek söylediğimizde yine de ayırt edemiyorlar. ama madem ki ilacı var - tanımını kim ne yapsın? benimki de laf.
    ama kalsın böyle.
    "böyle seviyorum."

    (bkz: bir kış gecesi eğer bir yolcu)
    1 ...
  4. the breakfast club

    13.
  5. kısaca; the breakfast club = overrated
    bazı noktalarda hakkını vermek de gerek - güldürüyor, düşündürüyor, üzüyor. hepsinden önemlisi önyargılarla ilgili ciddi bir eleştiri. birbiriyle hiç alakası yokmuş gibi görünen insanlar, bir şeyleri birlikte yaparak bile ortak alan yaratabilirler, buna amenna. ancak, özellikle sonlara doğru ciddi bir kopukluk var. örnek olarak, başlangıçta bender ve andrew arasındaki çekişme ya da o herkesin oturup bir nevi kendi hikayelerini anlattığı kısımda claire ve bender arasındaki hır gür bir noktada sıkıyor çünkü diyaloglar bir enerjik, pozitif, dostane iken birden tersine dönüyor. kurguyla ilgili bir hata diye düşünüyorum.
    belki de içim çürümüştür benim - bu da mümkün.

    güzel bir film ama 7,9'luk da değil. (bkz: imdb)
    0 ...
  6. florence welch

    12.
  7. birtakım psikolojik rahatsızlıkları olduğunu okumuştum -disleksi, dispraksi?- ancak o şarkılar öyle sağlıklı bir insan tarafından yazılamazdı. söyleyecek pek bir şey de bulamıyorum aslında, o şarkıları dinlediğim zaman, insanın bu dünyanın üstesinden gelemeyeceği aşikar ama yine de bir şeyleri inşa etmek üzere insanın hiç iflah olmayan bir umudu var; işte o umuda dair bütün gelgitleri düşündürüyor bana welch. bunları böyle cüretkarca ifade edebilen ve sadece kelimeleri değil sesini de dize getirebilen yegane sanatçılardan.
    (bkz: howl)



    (bkz: girl with one eye)
    http://www.youtube.com/watch?v=OyKgx5S4Mv0
    1 ...
  8. en iyi film müzikleri

    1761.
  9. santa esmeralda - dont let me be misunderstood (kill bill)

    &hd=1

    khaled mouzanar - Zaghloul el Hamam (caramel)

    &list=PL5106C25B9FEC9640&hd=1

    roxy - if there is something (flashbacks of a fool)



    pirates of the caribbean - davy jones

    &hd=1

    por una cabeza - scent of a woman'dan o muhteşem sahneyi de bir kez daha şöyle iliştirelim



    blood diamond - i can carry you

    &hd=1

    daha vardır muhakkak da ilk elden aklıma bunlar geliyor.
    0 ...
  10. şiirlerin en can alıcı mısraları

    455.
  11. adamlar eski adamlar değil ne yazık
    eskisi gibi ölseler de

    -/-

    seni seviyorum
    bu bir yerde yanlış yapıyorumun arnavutçasıdır

    furkan çalışkan
    kabahatler kanunu
    2 ...
  12. bellek

    18.
  13. "Yaşam, belleği icat etmekle gaddarlık etmiş. En eski anılarını ayrıntılarıyla içlerinde taşıyan ihtiyarlar gibi, ölümün kıyısına gelmişken belleğim, güneşin çevresinde dönüyor ve neleri aydınlatmıyor ki o güneş! Her şey mevcut, hiçbir şey yitmemiş. Tıpkı size daha da canlılık verecek, içinizi acıyla zonklatan gizli bir güç gibi: Hiçbir gelecek olmadığının kesinliği karşısında geçmiş büyüyor, kökleri genişliyor, bendeki her şey bir köktabaka halinde, renkler her tabakada saydamlaşıyor, en ufak görüntü mutlaklaşma eğiliminde, yürek kreşendo atıyor."

    (bkz: frida kahlo)
    (bkz: aşk ve acı)
    1 ...
  14. mary elizabeth winstead

    24.
  15. (bkz: pure beauty) (bkz: smashed)
    makyajsız da güzel olan kadınlar : checked!
    1 ...
  16. smashed

    1.
  17. 2012 yapımı komedi-dram filmi. Başrollerinde Mary Elizabeth Winstead ve Aaron Paul oynuyor. Çok bilinmeyen, sakin, hafif bir haftasonu filmi olabilir. ilk başlardaki heyecanı ve ironiyi ilerde yakalayamıyorsunuz ancak gene de film sizi sıkmadan akıp gidiyor. Başka rehabilite filmlerine oranla farklı gibi başlayıp onların düzeyine iniyor. Büyük replikler, harika bir görsel de söz konusu değil. Öyleyken böyle.
    0 ...
  18. hepinizden zekiyim

    46.
  19. yazarların en sevdiği klipler

    33.
  20. öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna

    3.
  21. şiirlerin en can alıcı mısraları

    390.
  22. Yoksa kurallarını mı bozuyoruz dünyanın zaten denge sıfır.

    Ertan yılmaz.
    2 ...
  23. şiirlerin en can alıcı mısraları

    390.
  24. Bak bu olacak şey mi kömür beni vurdu.
    Ayaklarım aldı başını gitti.
    Ellerim kaldı duvarda.
    Kalk ne olur pencereyi aç.

    Uzun saçlar yakışırdı sana uzun yıllar,
    Bir gökyüzü bitince öteki başlardı.

    Arif damar
    2 ...
  25. sofie nin dünyası

    81.
  26. ölü filozoflar kahvesi isimli kitabın ansiklopedik hali gibidir. bilemiyorum, felsefeye ilgisi olan insanlara çok şey katacağını sanmıyorum ama felsefeye başlamak için olabilir.
    0 ...
  27. intihar etmek için tek neden

    5.
  28. "moron değilseniz böyle bir dünyada iyi olunamayacağını bilirsiniz."
    0 ...
  29. nicki uzun yazarlar

    10.
  30. bir de benimkini espiri sanıyorlar, bildiğin şiir dizesi lan. ertan yılmaz şiiri hem de. oy.
    0 ...
  31. 127 hours

    165.
  32. özellikle sabahları güneş doğduğunda ışığa ayağını uzatışı, gündüzün her anını belleğinde sindirişi. franco'yu da nasıl severim hem!
    0 ...
  33. tek cümleyle kadın

    37.
  34. başarının sonu yalnızlıktır

    8.


  35. bir daha söyle!
    1 ...
  36. dizi izlemeyen alışveriş sevmeyen az konuşan kadın

    289.
  37. hastası olunan sözler

    14988.
  38. bir karınca ile dertleşmek

    7.
  39. arturo dandini diye bilinen devran soyadınıhatırlamıyorumun bir hikayesi vardı böyle. güzel bir şey beklemeyin. cin bir fikir ama sığ diyaloglar.
    0 ...
  40. herkesin sevmesine rağmen sevilmeyen şeyler

    43.
  41. Herkes sevdiği için sevilmeyen şeyler de olabilir. Olabilir de değil, olur, böyledir.
    0 ...
  42. franz kafka

    322.
  43. müthiş bir yazar, kararsız bir adam, babasız bir oğul ve gurursuz bir aşık.
    (bkz: dava)
    (bkz: babaya mektup)
    (bkz: milenaya mektuplar)
    1 ...
  44. yalnızlığın anlaşıldığı anlar

    3945.
  45. sabah kalktım, üşene küfrede giyindim, bir şeyler atıştırdım ve okula gittim. okula gittiğimde dersin başlamasına yaklaşık yirmi dakika kala öğrendim ki bugün yoklama alınmıyormuş. ama ben okula gelmiştim, hem de neden? cuma günü göz muayenesine gideceğim için okuldan iki ders erken çıkmam sonucu duyuruyu almamamdan ve bir insan evladının da "bu kız pazartesi günü, sabahın nurunda kalkıp allahın dağındaki guantanamodan bozma okula gelmesin" diye düşünüp beni uyarmamasından. yaram çok taze arkadaşlar, elleşmeyin.
    0 ...
  46. kendini intihar etmek

    50.
  47. sahildeki denizyıldızlarını denize atan genç

    ?.
  48. kişisel gelişim kitapları noktasında aşan ve sembolu deniz yıldızı olan beyaz yayınlarının arka kapağında, italik ve mavi renkle yazılmış hikaye/cik.
    0 ...
  49. aslı serin

    4.
  50. bu şiiri sana nazire olsun diye
    Nazire olmuş annesi söyledi
    karnı çok ağrıyormuş ve günlük tutuyormuş
    günlük tutan kızlardan hayır gelmez Mehmet
    ve halkalarda .. Hem boşversene
    çapı belli boşluktan boşluk mu olur
    hoş ben bu çapsızlığı şok seviyorum

    sonra kim derse ki halka halk geliyor aklıma
    ağzıma kadar doldum. halkalara ve halka güvenmiyorum
    Deniz Gezmiş'in aşk şairi olduğunu bu halktan öğrendim
    sinemada mutlak surette patlamış mısır gerektiğini
    buna popkorn demenin şehvetini
    ağıtın ağıt gülmenin felaket getirdiğini
    akşam sakız çiğnenmeyeceğini tırnaklar uzun kalsın akşam
    bir bacım olduğunu Mehmet bunu düşün adının Seda falan
    sen onlar de ben the others the lost the end at the weekend
    aklımdan çok şüphe ediyorum

    çabuk bozuluyorum kolay tüketilmezsem
    aşağılarımdan başlıyor aşınma. Benden deltalar alüvyonlar
    (oldum olası karıştırırım ikisini)
    hayır dağılmadım bak topluyorum
    bu coğrafya çok ağrılı çok tafra
    beni biraz teskin et Mehmet

    kanmak istiyorum aslında inanmak
    en zayıf halka olarak ha koptum ha koptum bak
    sermaye piyasasına mesai saatlerine sabaha
    3Gye yumuşak gye g noktasına ve cümle gugıla
    ey kuşlar hey kuşlar filanlı şiirlere hatta şairlere
    diyorum var diyorum keşke dedim olsun
    bu topa gelişine vur Mehmet olsun
    sabahın gerçeği bu

    çünkü halk ekmek denen bir şey var hala
    bizim Nazire az ilerde kuyrukta
    akşam yazacak günlüğüne
    "keşke seda abla beni programına çağırsa"
    aramızda imza toplasak Nazire unutur mu
    slogan atsak afiş bassak kuşlama yapsak
    bir dize sen bir dize ben şiirler yazsak kurtulur mu
    bu pozlara pozisyonsuz kalamıyorum Mehmet
    insan kuyruğunu hiç unutur mu

    hal böyle olunca arkama bakmadan
    dudaklarımı büze büze boynum bükük
    ki arkam bu ütopyaydı demek
    gözsüz kulaksız ağızsız demek
    bu biraz ölmek demek çivileme atlamak istiyorum denize
    deniz güven verir Mehmet
    az çekil su sıçramasın üstüne

    ama ben bensem kalkarım bu buralardan
    vıcık vıcık buralardan üstüme gelin
    kötü kokuyor buralardan. soru çıkar buralardan
    kazın kuyumu kurusun huyum gideyim
    kimse ne dediğinden emin değil
    buralardan

    benden bir a yap Mehmet büyümicem
    akşam gel ıslatalım Nazire'nin şerefine
    yanaklarımızı

    aslı serin
    arkasız, Mehmet Öztek'e
    0 ...
  51. okunacak en güzel romanlar

    21.
  52. Sana gül bahçesi vadetmedim- joanne greenberg.
    Saatleri ayarlama enstitüsü- ahmet hamdi tanpınar.
    bir süre yere paralel gittikten sonra- barış bıçakçı.
    ay battı- steinbeck.
    0 ...
  53. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük