Hayatında bir kere bile market, mağaza vs gibi bir yerden alışveriş yapan bir insan vergi vermiş sayılır.
O ödemiyor şu ödemiyor saçmalığına giren cahiller var bi bitin artık.
Sanki kendileri her ay gidip ahha bu benim vergim diye ödeme yapıyor.
Kıtaların geleceği adlı kaynak şöyle diyor.
Yakın bir gelecekte dünyanın yarısı ölü oksijen ile dolacak.
Ölü oksijeni diriltecek ağaç, bitki vs çeşitli hastalıklar sebebi ile işlevsiz kalacak.
Bazı ağaçlar kimya değişimi ile ölü oksijen alıp zehirli oksijen verecek.
Ve yine bu kaynağa göre şu an sessizce oksijen depolayan ülkeler var.
Dünya bir veya birkaç tanrının oyun bahçesi de olabilir.
Bütün bu kargaşa bir bilgisayar programı da olabilir.
Düşünsenize bir an " ırklar renkler bayraklar inançlar hepsi kocaman bir yalan. Kandırılmışız onca zaman.
Vicdanımın en orta yeri acıyor. Size de arada bir olur mu böyle? “Acaba” diyorum; bu ince çizgide nefes aldınız mı hiç? Ben çoktandır alıyorum, şimdi bile…
Üst üste hem de bin kere tekrar ederek ve katlayarak çoğaltıyorum içimdeki sancıyı.
Burası bir uçurum kenarı… Metrelerce yukarıdan aşağı doğru bomboş gözlerle bakılan bir yer. Ne kadar da özgürlük kokuyor ah! Sonrasında kanatlarım varmış gibi bir hisse kapılıyorum. Tadına bakmak için sabırsızlanıyorum aslında. “Ölmek nasıl bir şey?” diye tekrarlıyorum içimden. Dedikleri kadar jilet kesiği gibi kesiyor mu acıları? Mesela, ne kadar bir şiddetten sonra hafifler insan? Biliyor musunuz?
Biliyorsanız söyleyin.
Bir insanın, en doruktaki bir acıda bile duyarsız kalabilir mi kalbi? Azı, çoğu, ölçüsü nedir?
“Acı” diyorum, acı hani?
Yaktığı yerden bir cerahat gibi akıp gider mi ya da hiç gitmez mi? Merak ediyorum sahiden. Şimdi, hangi inanç geri çevirecek içimdeki intihar isteğini? Nasıl bir umut erteleyebilir ecele beni? Beni kandıracak bir söz var mıdır bu dakikadan sonra ve hâlâ? Varsa söyleyin.
Gelecekse beklerim.
Ama kandırmayın beni.
Beyler ege de yaşıyorum.
15 senedir izmirdeyiz.
Çok üzgünüm. ama dün depremin etkisi ile mi oldu bilmiyorum. Ama sabaha karşı Tekrar uyudum. Ve ruyamda sözlükte aynen bunu yazdım. Büyük ege depremi. Dilerim böyle bir şey yaşamayız. Ama yinede çok dikkat etmek gerek.
Deyin ona ara sıra hal sorsun
Söyleyin bir gece vakti buyursun
Başımı dizine koysun uyutsun oy oy
Ölene Kadar uyutsun
Saçlarını buram buram savursun oy oy
Yüzüme kadar savursun.
Arapça bir kelime. Çıplak Anlamı bin çarpı demek.
Ama elbette daha fazlası anlamına gelen bir kelime bu.
Araplar saymayı pek sevmediği için standart bir kelime oyunu vardır onlar için.
(Elfi elfu) yani binlerce bin. Yani çok çok demek.
Bazı bölgeler de kız çocuğuna isim olarak bilinir.
Türkçe tam karşılığı "düzeni olmayan, düzensiz, karışık"
Son günlerde (bkz: hiraizerdüş) bunu okuduğu şarkılarda anmaya başladı.
Daha doğrusu insanlar duymaya başladı bu sözü.
Farklı bir şekilde şarkı - Türkü okuma hali de diyebiliriz.
Ama olucak başarılı. Dinlemenizi tavsiye ederim.
insanlar için merak ettikleri konu başlığı açan yazardır.
Saçma sapan konu başlıklarını önemsemeyen yazardır.
Sözlük adı üstünde bilgi bilgilenme yeridir diyen yazardır.
Sözlüğün son zamanlardaki gidişatından endişe eden yazardır.
Açılan gereksiz konu başlıklarına, aman allahım yine mi diye şaşıran yazardır.
inanın çok aradım ama benden daha doğal birini bulamadım.