Sözlük için seviyesi yüksek bir yazıdır. Gaz yapar, mideyi bozar. Normal hayat içinse çarşı pazar hep karışık olduğundan kimsenin aldırmayacağı bir yazıdır. kahve insanı içinse vayanına biz ne halt etmişiz diyebileceği yazıdır. (evet son kısma ben de inanmadım)
Mevzu çok yanlış anlaşılmıştır.
Abazon erkeklerden rahatsız erkek yazarların dramına dikkat çekilmek amaçlanmıştır.
Ancak mevzu nerelere gitmiştir. Erkeklik itibarını yerlere düşüren erkeklerin biraz kendilerine çeki düzen vermeleri, biraz erkekliğin namına yaraşır şekilde davranmalarını ikaz eder.
devlet tiyatroları tarafından üstün bir performansla sahnelenen bir oyundur efenim kendileri.
hüseyin rahmi abimiz yazmış zamanında. üzerine film çekilmiş ve bir nesle korkulu rüyalar yaşatmış ancak hüseyin rahmi abimizin meramı filmle tam anlaşılamamıştır.
bunun üzerine kıymetli bir kaç tane insan bunu tiyatroya uyarlasak, hüseyin rahmi abimizin meramını insanlara ulaştırsak diyerek yola çıkmış ve meramı anlatmakla kalmayıp üzerine seyircide yüksek beğeni duygusu ve aydınlatma yaşatmıştır. o kadar ki seyirciler üzerinde şu dahi gözlemlenmiştir; salona insanın dayanılmaz ağırlığı ile girip kuş misali uçarcasına hafiflemiş olarak çıkma, somurtmak mesleği olan insanlarda iş kayıpları vesaire.
zaten kapalı gişe oynaması da 9 kez giden insanların 10. kez de gitmesi sebebiyledir. devlet tiyatrolarını severim, kalitesiz az iş bulunur ancak gülyabani oyunu, tiyatrosu, müzikali artık kim ne diyorsa, sahnelenen en iyileri arasındadır.
koca bir prodüksiyon nasıl mahvedilir sorusuna cevap arayan insanların gönül rahatlığı ile gidip cevaplarını alıp keyifle evlerine dönebilecekleri bir etkinliktir.
mazoşist insanlar da aynı şekilde görsel, duyuşsal, zihinsel işkencelerin kokteyli bir parti edasında bu müzikale gidebilirler ve oldukça keyif alırlar.
müzikalin olan hakkını hatta daha fazlasını verdiğimize göre gelelim diğer kısma, yani biz, normal insanlar için nedir, ne değildire.
gitmeyin!
öncelikle görüşümüzü gayet göze sokar biçimde şuraya bırakıp insani vazifemizi yapalım sonra da gerekçelerini açıklayalım.
güzel insan, bir güzellik peşindesin ki bir etkinliğe gitmek istiyorsun. biraz eğlence, biraz kültürel, sanatsal gelişim ve birazda vereceğin parayı hak ediş. işte biz bunları bilerek senin kıymetli zamanını heba etmeni, zorla kazandığın alın terini sokağa atmanı, onca zaman emek vererek oluşturduğun entelektüel kimliğini bir etkinlikte yerlere düşürmeni istemiyoruz.
evet, çok güzel insanlar oynuyor olabilir, evet çok fazla emek harcamış olabilirler, evet bize kendimizi kötü hissettirmeyi bile amaçlamış olabilirler ama o bu değil.
filmin müzikalitesinden etkilenip gidecek olanlar varsa, oyunculara şimdiden sağlık sıhhat ve afiyet diliyorum, içlerinden biri sahneyi yakabilir. avmyi de aynı zamanda uyarmış olayım.
"Gidene dur diyemem hiç bir sanat etkinliği için" diye ne zaman büyük bir laf söyledim bilmiyorum ama bu müzikal için biletix'te çalışıyor olsam, insanların bilet alamaması için türlü türlü oyunlar yapardım.
Mazoşist eğilim göstermeyen bir kişinin o bileti alması, ah dayanılır gibi değil. Ancak mazoşist insanlar için özellikle tavsiye ederim. Hem de gözünüze kulağınıza gönlünüze iğneler batarcasına zevk alacaksınız.
Hani onca emek var tamam eyvallah ancak o kadar emeği onca güzel insanı heba etmek diye de bir şey var işte o da bu müzikaldir.
Hele hele ki filmin müziklerinden etkilenip geldiyseniz sahneye saldırmanız an meselesi.
ikinci perdeye girmeyelim girmeyelim diye bütün organlarım dile gelip ayaklandı ancak onların sözünü dinlemedim, çok üzgünüm. Sevgili gözüm, kıymetli kulağım, emektar kalbim, çalışkan beynim hepinizden çok özür diliyorum. Kaybettiğimiz zamanı, parayı ve de bilumum zeka kırıntılarını telafi etmek adına daha çok çalışacağım, söz.
Kırk yılın başında işe erken geldim! ancak bunu kayıtlara geçirecek makine çalışmıyor! Reva mı şimdi bu? Zaten o makineyi oraya sadece beni " geç kaldı" kaydetsin için koymuşlar.. iK resmen bana oynuyor ya.
olması gereken olsa dahi pek olmayan olunca da en hakikisinden olan. Ama henüz benim için hakiki olan söz konusu olmayan.
olanlar ve olmayanlar hep olsunlar.
(bkz: olmak fiili sana çok tişikkir ederim)
sen, ben, o, biz, siz, onlar....
yapabiliriz dediğim başlıktır.
kendi gücünün farkında olan sözlük sakinlerinin lügatleri yeniden yazma neferleri olduğu zaten ortadayken geriye sadece etrafa pembelik saçmak kalmışken...
sadece isteyelim ve elde etmek için birleşelim.
nereye yetişeceğim ben bunalımının belki de en büyük sebebidir.
gündem karmaşık olunca insan üçe mi bölünse beşe mi bilemez bazen. (bkz: iştebunlarvedahaniceleri)
farkında olmadığımız bir çok sebebi barındırır. yani aslında sebepsizmiş görüntüsünün ardında ne çok hikaye vardır da kendini gizler. çünkü bu sebeplerin bir çoğu arayış arzusunun koynundadır, bu haliyle rol yapmakta onlara farzdır.
"sebebine vakıf olan bizim halimizden ne anlar" demişti bir dost. işte insan bu vakıf nerdedir, burs verir midir, falan mıdır filan mıdır, demeden önce anlamsal hakikate bir yolculuğa çıkmalıdır. bunu kendi iradesiyle yapamayanlara, işte başlığında bahsettiği zoraki yolculuklar yaptırılır. daha nereye gittiğini bile bilemediğin, bir sigara bırakma hikayesi evveli belki, belki kim bilir bir aşkın kapısına doğru...
ama insan bu yolculuğa illa ki öyle veyahut böyle çıkmaktadır.
kendi isteği ile çıkanlara ne mutlu..
biz sürüklenenler içinse....
söylenecek varsa bir şeyler buyurun beyler ve de kıymetli bayanlar...
vakit gelmeden kaleme, adıma ve de o heceye buyurun.
atanamayan mı atanmayan mı burası tartışılmalı biraz da. yani siz atanamayan mısınız? yoksa atayamadıklarından mısınız? buna bir netlik kazandırmak lazım.
üniversite hayatını kıymetli hale getirmek güç. hep bir şeyler eksik kalır. kalmaması için daha yolun başında iken öngörülü olmak daha ziyade mabadının değilde aklının kalbinin hükümranlığında kararlar alıp uygulamak gerek. aksi halde çok aksi şeyler gelecek hayatında yakanı bırakmayacak emin ol.
hep duyduğun söz biliyorum " bize diyen olmadı, önümüzü açan olmadı, vesaire vesaire " . bak biz senin önünü de gözünü de açıyoruz, sen de bir zahmet ayık ol müdür. kaçırma treni çünkü kaçınca çok tırmalıyorsun sağı solu, bak yazık olur. dünya şartları (ülke, devir demiyorum bak) fena be müdür. sen kendini düzgün şartlandırmadığında seni düzen bir sistem mevcut.
Türk bilgin ve liderlerini çocukların idol alabileceği forma sokmuş, bildiğimiz masalları iyiliklerle neticelendirmek üzere değiştirmiş bambaşka bir hale sokmuş insan evladı, adam. Kitapları detaylı incelemedim ama yüzeysel analizim tebrik etmem gerektiği sonucunda karar kıldı.