açılımı obrascon huarte lain olan ispanyol menşeili firma. diğer enternasyonel şirketlerle uzaktan yakından alakası olmayan, çözüm odaklı değil, sorun yaratma odaklı düşünüp, kafası çok enteresan çalışan * kendi ülkelerinde ekonomik krizden ağızları kokuyorken, türkiye'de bize artistlik taslayan firma.
anası babası en güzel, en dayanıklı çantalardan * almasına rağmen tüm kitap ve defterlerini elinde taşımak.
bir de liseli kızların vazgeçilmesi peluşlu kalemkutusu vardır ki bunların boyutu arttığında ailesinin de gelirini bir yerlerden tahmin edebilirsiniz.*
yer: salon (çıt çıt çıt çıtıtı... daktilo sesi, bunu her cümleden sonra söylemişim say, yazması uzun sürüyo, oldu mu bebeğim)
kişiler: anne ve jynxcello
durum: her facebook kullanıcısı gibi ben de bir zynga oyununa, cafe world hani şu bildiğin restaurant işletmeciliği oyununa merak saldım, evet kabul ediyorum bir hataydı ama napim, böyle böyle büyüyeceğiz. oyunu bilenler bilir, bilmeyenler için kısa bi özet geçeyim. bi tane lokantanız var, siz de burada şefsiniz. belli seviyeye göre yapacağınız yemekler kısıtlı. hepsinin de süresi farklı. yemeği de ocaktan almazsanız, yanıyo, ocaklar batıyo, sonra da hani benim cif'im nerde, aman da pril yok muymuş, abov naapacağuk şimdi serzenişleri. he bi de kaybettiğiniz para da cabası. neyse.
annem: (gazete okuyo ama kulağı da tv'yi tam duyamıyor) jynx, şu kumandayı uzatır mısın çocum?
jynx: tabi. (tam kumandayı ararken aklına oyun gelir) hiiiiiiiii.
annem: noldu be?
jynx: anne al şu kumandayı. (odaya koşar)
annem: noluyo ya?
jynx: anne ocakta yemeğim vardı.
annem: ne? sen yemek mi yapıyorsun? *eyvaah, dur dur, geliyorum. (terliklerini giymeye çalışıyor bi de)
jynx: öyle değil be, oyun bu.
annem: ayy ödüm patladı ya. (hahaha)
jynx: öff! (çok komiksaaaan)
biri sorduğunda, mesela,
-yaa xxx vardı, noldu ona?
+ayrıldık biz.
-aaa ne zaman?
+sessizlik)(içinden hesap yapmalar) 4 ay olmak üzere.
_hadi yaa, pardon.
+ay boşver unuttum bile.
- :S &/%+%+%^%^/%(+'^&/()(/
şimdi yaşamımızın diğer safhalarındaki "efeninm, birşeyi istemek, yapmanın yarısıdır" sempatizanlığı unutma olayında pek işlemez. bu örneğimizde görüldüğü gibi, unutmak istemek; unutmanın yarısı olmayı bırakın bir milyonda biri bile olamaz. çünkü unutmak diye birşey yok. yok. olamaz da. insan organizması unutmaya değil, olayları sürekli kendine hatırlatıp, iç acıtmaya programlıdır. ne acıdır ki, bünye unutamadığının da farkındadır. o farkındalığın da farkında değilmiş gibi davranır. daha da yeşilçamsı, acıklı bir hal alır. hay ben böle bünyenin. aaa sanırım ağlayacağım.
sonuç: unutmak isteyip de unutamayanın ben ta...
esin civangil kızımızla ceza oğlumuzun kafa kafaya vererek kendi aralarında yaptığı konuşmanın (sanırım mikrofonları açık kalmış) televizyondan duyulduğu programdır. ehh haklılar tabi, bütün program şafak sezer mehmet aslan üzerine gidiyor.
bu sezon, duru tiyatro'da şah-mat isimli oyunda doğaçlama tiyatro yapan, leziz diksiyonuyla, iSMEK'te diksiyon kursu veren, 1981 doğumlu, aslan burcundan oyuncu.*
ıssız adam'ın soundtrack parçalarından birini önereceğim bu anketimde.
ama öyle ayla dikmen, nil burak filan değil.
direkt içimi kanırtan, gecenin bir vakti ağlatan filmin ana teması.
böle arka fonda bi adamın hıaaaaaaa diye bağırması ne kadar saçma ama bir o kadar da yaralı diye düşünmeden edemiyorum. *
hala can kat ve ferda anıl yarkınla ilgili hatırlatmaların yapılmadığı 90lar bölümü ile insanları heyecanlandıran programdır. sanırım ben de bırak çek git * çalmazsa ağlayacağım.
aslında anneyle her sokağa çıkışta (yakın mesafe gidilecek bakkal, fırın vs. yerler için) kavga sebebidir.
-aaa jynxcello, kızım evde ekmek yok git bi koşu al gel, bak koydum buraya parayı.
+tamam anneeeaa!!
bu sırada el kot pantolona doğru yönelir, tam giyilmek üzereyken,
-kızım napıyosun, al tarafı bakkala gidiceksin, git öyle, kim görücek, görse de ne diyecek, dese de sanane. . . . . . (vik vik vik)
+tamam!
kottan vazgeçilir, pijama/eşofman herneyse işte giyilir gidilir. illaki, mutlaka ve hatta kesin ya sizin sokağa taşınan öğrenci bir çocukla karşılaşılır. önce pessss dersiniz, ondan sonra da "allah kahretsin bendeki şansı" dersiniz. ondan sonraki cümleler de anneye olan sevgiyi içerir. *
.... ama çok zaman önceydi,
yaralarımız ağır değildi...
diye devam eden derinlemesine etki yapan bir teoman şarkısıdır. ayrılık eşiğinde, birbirlerine hem çok yakın hem de daha birbirini tanıyamamış iki yabancının hikayesini anlatır. şebo* ile düet kısmı vardır. birbirini yıpratan, sevgiden çok zarar veren, ama bu tür acılardan zevk alan, bu acıyla birbirine daha çok bağlanan çiftlerin şarkısıdır.