Burada olduğum süre boyunca, her zaman aranızda olmaktan mutluluk duydum. iyi insanlarla tanıştım, güzel arkadaşlıklar kurdum. Ama Benim de gitme vaktim geldi. Çoğunuzu seviyorum sevgili yazarlar.
Bu arada ‘çatı katlarında’ yaşayan, sürekli eksi oy atan arkadaşa da bir sözüm var: seni sinir etmek güzeldi.
Hepiniz kendinize iyi bakın ve mutluluğu aramaya devam edin. Benden bu kadar.
Hadi selametle.
Bundan sonra nick altımı giden herkesin arkasından söven ve asılsız iddialar sunan sözlük trollerine bırakıyorum.
Ben joseph ludwing kuschca, ben nietzschenin torunu, hepinize saygılarımı sunuyorum.
--spoiler--
Hadi eyvallah.
Dostlar bizi hatırlasın, unutmasın.
--spoiler--
Nietzsche 'nin biricik aşkı salomeyi evliliğe ikna etmek için ona sunduğu 9 neden:
Sevgili Lou,
işte evlenmemizin gerekliliği konusunda inandığım on sebep;
1. Sana iki kez teklif ettiğimi ve senin her seferinde reddettiğini biliyorum, ama üçüncü defanın çekiciliğini inkar edemem.
2. Sen ilk kadın psikanalistsin ve buna çok saygı duyuyorum.
3. Freud ile iyi anlaşıyorsun, diğer arkadaşlarımla da çok iyi anlaşacağına eminim.
4. Kadınların erotik doğaları ve cinsel farklılığın ekonomiden daha derin bir şekilde nasıl çalıştığına dair yazıları seviyorsun. Ben de çok ilgiliyim ve erotik olan her şeyden haz alırım.
5. ikimiz de büyük birer Ibsen hayranıyız.
6. Her zaman güzel kokuyorsun.
7. Çocuksu merakını ve pütürlü cildini seviyorum.
8. ikimiz de aklı eleştirmek ve nesnel gerçeği reddetmek için bir tutku paylaşıyoruz.
9. Yalnızım.
Friedrich Nietzsche.
10. Nedeni söylemez çünkü bu nedeni Salome bilmektedir. Bu 9 maddeyi anladığınızda 10. Madde kafanızda belirir.
Orijinalinde literatüre yeni küfürler ekleyen dizi; RTÜK etkisinde Adnan Oktar programına dönmüş. inşallah, maşaallah ve amin üçgeninden oluşan bir dil kullanılarak adeta heba edilmiş.
incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.
6.sezon Fragmanını yeni izlediğim, yeni bölümü yarın çıkacak d.c. Dizisidir.
Bu sezon, dizi takipçilerinin çoğunun istediği şeyler olacak gibi. Felicity karakteri adada büyük ihtimalle ölmüş. Yeni sezon kadrosunda da gözükmüyor. Kadroda gözükmeyen diğer karakterler ise john diggle ve thea. Ekip yenileniyor gibi gözüküyor.
Slade Wilson, geri dönüyor bu kesin ama büyük ihtimalle gene kötü karakter olacak.
odin sevdiğimiz bir kardeşimizdir.
20. entryde bahsedilen sosyal platformda beraber yetkililik yapıyoruz.
iyi tanırım yani. sohbeti çok güzel bir insan olup haketmeyene haketmediği bir şey söylemediğini söyleyebiliirim.
ayrıca herkes diğer yazarların nick altına istediğini yazmaya özgürdür. bu yüzen linç edimeyi haketmiyor.
Yaz tatili boyunca sözlükten tat alamamış yazardır. Açılan başlıklar ve girilen entryler artık saygı çerçevesini çoktan aştı. Diğer yazarlara, tanımadıkları kişilere, başlıkta bahsedilen durumlara/kişilere küfretmenin trollük olduğunu sananlarla doldu buralar. Küfür Bile artık ağırlığını yitirdi sevgili yazarlar. Bu duruma gelmiş sözlüğe ayak uyduramayacağım için şimdilik izin alıyorum-ki muhtemelen son iznim- ve izin bittiğinde de hesabı silmeyi düşünüyorum.
Burada olduğum sürece Beni hiçbir konuda yanlız bırakmayan tüm sözlük yazarlarına teşekkürler. Şuraya bir veda şarkısı bırakacağım, isteyen üzerine alınabilir.
Edit: ayarlarda oynamam gereken bir kaç yer olduğu için çıkış yapmadım hala. Ama enrtyde anlattığım şeylerin uygulamalı halleri için bkz 33. Ve 34. Entry.
Birbirimize güldük, birbirimize üzüldük. Bir şey olduğunda da direk birbirimize koştuk. Ama Benim artık gitmem gerek. Buralar epten senin olsun bea. Benim zaten gözüm yoktu pek entry sayısında da oylamada da.
Görüşmek üzere sayın bathory, bir gün görüşmek üzere.
Gagauz edebiyatı'nın en önemli şair ve yazarlarındandır. Gagauzların hristiyanlık dinine bağlı olmalarından dolayı isimleri hristiyan isimleridir. Türk kaynaklarında bulunamamaktadır. Sadece Azeri bir kaynaktan bulduğum şu bilgileri aktarabilirim;
Şair ilk təhsilini doğulduğu kənddə almışdır. Sonra Ali Pedaqoji Məktəbdə oxumuşdur. Öyrətmənliyi özünə ixtisas seçən şair 1990-cı ildən bu yana Pedaqoji və Psixoloji Elmlər institutunda işləməkdədir. Bədii irsi poeziya və nəsrdən ibarət olan şairin “Sevgilim” adlı şeir kitabı vardır. Bununla yanaşı, Vasilioğlu qaqauz dərs kitablarının hazırlanmasında da iştirak etmişdir. T.Arnaut yazır:“Gagauz ədəbiyyatına bir yetenekli şair sıfatı ile giren Vasilioğlu eserlerinde sevgi konusunun yanısıra, Bucağın ecelini, halkın çektiği sıkıntıları vb. konuları büyük bir ustalıkla ve incelikle işler. Gagauz şiirine bir de tıpkı D.Karaçoban gibi cümbüşlü tarzı ile okurların dikkatini çekmiştir." Onun duyguları yalın ve herbir insana yakın. Çiftiçile çiftçi, bilgiçle bilgiç, köylü ile köylü olmayı bilen Vasilioğlu tıpkı bir öğretmen gibi şiirlerinde de bu saygınlığı korumaktadır.
Ayrıca 'sevgilim' adında bir şiir kitabı da bulunmaktadır.
Yine bir balonun kalibini kırmışlar. 'Ne oldu?' Dedim, 'insanlardan, iki yüzlülüklerinden, yalanlarından ve onlardan sıkıldım. Artık eskisi gibi olmak istemiyorum. ben, artık, onların eğlencesine patlattığı bir balon olmak istemiyorum.' Dedi. Bu ay gözümün önünde intihar eden 2. Balon sayın yazarlar.
Uğruna klip hazırlanmış kaos, kötülük, fitnelik, bir çok kişinin dolaylı katili, fesatlık ve sayamadığım bir çok haltın altından çıkan game of thornes karakteri.
Baylar!
Bin dokuz yüz seksen birdeyiz
Karşınızda eylülün sesi
Ağustosa çekildi, eylülün sesi
Birazdan konuşacak
"Bu dünyada yaşamak can sıkıcı bir şeydir baylar."
Tepelerde bulamaçların kahverengi eridiği
Eriyip sarı sarı aktığı bir mevsim
Bir saat gibi işlerken avucumdaki güz çiçeği
Yosunların kapılara usulca
Tırmanıp yerleştiği
Yani eylülün sesi, buysa çok iyi baylar.
Yaz geçti, sözgelimi midyelerden yorulduk
Eni boyu belirsiz bir ıslaklıktan
Upuzun gündüzlerden, sevimsiz otellerden
Eylül ki, sorabilir mi
Hüzünler iç kamaştırıyor, aşklarsa niye yoksul
Bir asfaltın kuru sıcak soğuğundayız
Oysa bir deniz feneri mevsimsiz ölür baylar.
Dahası
Bu düğmesiz giysileri şöylece giymek
Bir boşluuğu giyinmek mi olur
Olsun
işte karşınızda ekimin sesi
Kasımın sesi sonra
Yağmurun eşliğinde -çocuğunu emziriyor yaz-
Bundan böyle günlerimiz nasıl geçecek baylar.
Her şey o kadar dokunaklı ki
Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
Dağınık, renksiz bir mozayık gibiysem
Üstelik yalnızsam bir de -telefonda kuş sesleri-
Aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı
Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar.
Sonra bir kır kahvesi kendini okurken
Masaları toplanmış, bardakları toplanmış
Tam kendini okurken
Derim ki bir semti iyi tanımak kadar
iyi tanımal dünyayı
Açın radyolarınızı: eylülün sesi
Bu dünyada can sıkıntısının bir başka anlamı var baylar.
Elmalar silik silik kırmızı artık -olsun-
Gözlerimiz tozlanmış, kirli
Gizlisi yok, bu dünyada böyle sıkılmak iyi
Sıkılmak iyi baylar
Biz hazır tuttukça böyle
içi yangından alev alev
Dışı buz tutmuş kalplerimizi.
Ben basit şeylerin peşindeyim; gece üçte kabusla bölünmeyen bir uyku uyumak istiyorum, ta içimdeki bu gerilimden kurtulmak istiyorum. işte benim korkum bütün ağırlığıyla tam buraya ''çökmüş duruyor..." diyerek göğsünün ortasını gösterdi.