icimdeki deniz
266 (çağından bir adım önde)
beşinci nesil yazar 1 takipçi 31.52 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    bilgisayar laboratuvarı olmayan üniversite

    1.
  1. türkiye'nin en iyi üniversitesi olan uludağ üniversitesi değildir. olsa olsa sikik bir taşra üniversitesidir. bilgisayar laboratuvarı denilen yer toplamda 10 metrekaredir, bilgisayarlar tarih öncesinden kalmadır ve laboratuvar(?) her zaman kapalıdır. öğrencilerini internet cafe'ye gitmeye mecbur eder. çaresiz öğrenciler ufak bir şeye bakacaklar diye beş parasız kalırlar.

    ama uludağ böyle değil. zaten türkiye'nin en iyi üniversitesi olduğu için her yerde bilgisayar laboratuvarı var. ders aralarında üniversitenin sağladığı imkanlarla nete giriyoruz. iibf'deki pompiş laboratuvar şu an kapalı. diğerleri nerde bilmiyom. arkadaşlar başka yok dedi. bence yalan söylüyolar.
    uludağ o kadar iyi bi üniversite ki, hocaların kitapları türkiye'nin bütün üniversitelerinde okutuluyo. bi bilgisayar laboratuvarı mı açamıycak! kıskançlar işte.
    5 ...
  2. her dersten sonra hocanın yanına giden yalaka

    1.
  3. ister ilkokulda ister üniversitede olsun, nefret edilen tiplerdir bu ırıspı çocukları.
    derslerde en öne otururlar, ciddi bir ifadeyle dinleyip, bol bol not alırlar. aslında o an akıllarından geçen, ders konuları değil, geçen akşam izledikleri maçın kilit golleridir. sınavlarda da tükenmez kalem kullanırlar bok varmış gibi.
    her dersten sonra hocanın yanına giderler, hoca bunları sallamazsa peşinden sürüne sürüne odasına kadar giderler. hocanın yanına gittiklerinde, dersle ilgili görünen, alengirli sözcüklerle süsledikleri soruları sorarlar. misal;

    - hocam sizce morgenthau, insanın ve politikanın doğasına yaklaşım bakımından birbirlerinden ayrılan iki ekol arasındaki farklılıklara mı dikkat çekmektedir, yoksa güç kavramını daha formel bir şekilde mi tanımlamaktadır?

    bu sikindirik sorunun cevabı ilki, ikincisi ya da her ikisi de seçeneklerinden biri ve kitapta da yazıyor zaten. ama önemli olan bu değil dürzü için. alengirli soru sordu ya, hoca "vaay, ne zeki öğrenci" dedi. bizim götlek cevabı dinlemez bile.

    geçenlerde hasta olan bir hocamızın yerine başka bi hoca girdi. yalakamız boş durmadı, hemen dersten sonra yanaştı hoca kürsüsüne.
    - ciddi bi şeyi yok di miğğğ???

    ulan y.rrk kafalı! adam geberse s.kinde olacak mı lan?!

    bu yalakaların jöleli saçlarından tutup, kafalarını duvara çalma isteğim ise, en çok ders bittikten sonra 15 dk boyunca sınıftan ayrılmamalarında ortaya çıkıyor. öyle oturuyolar sırada, önlerine bakıyorlar. bekliyorlar ki hoca bunları görsün, "ohh shit, ne kadar çalışkansın!" desin.
    sik kafalılar.
    5 ...
  4. beren cafe

    1.
  5. görükle'nin en ünlü cafe'si.
    şimdiye kadar birçok kişiden duydum adını. güzel, değişik, kaliteli bir ortam zannediyordum. sonuçta, sikik bi yer olsa insanlar bu kadar bahsetmezdi.
    neyse efenim, bir gün işim düştü görükle'ye. arkadaşa dedim, "hadi beni beren'e götür". görükle'ye geldiğimde hep önünden geçtiğim kırık dökük bir cafe'ye getirdi. buranın o ünlü beren cafe olabileceğini düşünmemiştim açıkçası. dedim "heralde buranın içerisi daha farklı". tam da dışarıdan göründüğü gibiydi.
    sikindirik 3-5 masa, berbat kahveler, kötü nargile.
    bu mekan istanbul, izmir gibi şehirlerde olsa anca varoşlarda açılır. bi sikimden anlamayan görükle ahalisine şükretsinler yatıp kalkıp.
    4 ...
  6. yky editörü bir uuser a kitap çıkartacakmış geyiği

    1.
  7. başlığın aslı "yapı kredi yayınları editörü bir uludağ sözlük yazarına kitap çıkartmak istiyormuş geyiği" olacaktı.

    efenim, dün sözlükten birkaç yazarla oturmuş bir şeyler içiyoruz, hararetli bir şekilde de sözlükteki bazı tiplerden konuşuyoruz. tanınmış bir yazardan konu açılıyor. masadaki bir yazar şu cümleyi sarfediyor:
    - yapı kredi yayınları editörü sözlükten x yazarın entry'lerini okuyomuş, "bu entry'lerin kitabını basarım!" demiş.

    bu lafı eden arkadaş zerre alınmasın, belli ki o da birinden duymuş ve inanmış.
    akla takılanlar;
    ulan kooooskoca yapı kredi yayınları, hani şu yaşar kemal'in, georges perec'in, shakespeare'in kitaplarını basan yayınevi! bu yayınevi burda sikiş anıları yazan birine mi kaldı ulan?! bu kadar düştü mü yayınevleri? o zaman hepimiz yazalım siktiğimiz amcıkları, sıçarken yaşadığımız komik olayları, bize de kitap bassınlar.
    elin umberto eco'su boşu boşuna yıllarca araştırma yapıyor. umberto dayı bıraksın bu işleri. yazsın siktiği signorina'ları, araya da 2-3 klişe espri, al sana kitap.

    ha, aynı kişinin evinin kuytu köşelerinde sakladığı edebi metinler olabilir, bilemem. benim aldığım duyum, sadece sözlükteki yazılarıyla ilgiliydi.

    yky bu kadar basitleştiyse, en başta fırat budacı'ya kitap basardı, onu bilin.
    3 ...
  8. 96 lı sözlük yazarları

    1.
  9. çoktan aramızda olan ortaokul bebeleridir.*
    bir adet tespit ettim.
    şimdi deşifre ederdim ya, neyse. büyüklük bizde kalsın.
    4 ...
  10. adana bu kez itiraz istemiyoruz zirvesi

    1.
  11. efenim, birbirimizi özledik, hazır bendeniz de buralardayken, mini bir zirve açalım dedik.
    tarih konusunda uzun uzun düşündük, bazı sözlük yazarlarıyla geceli gündüzlü mesajlaşmalardan sonra tarihi sabitledik. kısa bir süre sonra yapılacağından, zirvebox'ta açmaya gerek görmedik.

    tarih: 1 aralık 2009
    saat: 17.00 **
    yer: tiyatro cafe.

    her zirvede olduğu gibi, hepiniz beklenmektesiniz.
    ayrıca sadece sanat konuşulacaktır.*

    not: zirve isminden dolayı hakanali'ye teşekkür ediyoruz buradan.
    6 ...
  12. son ders notu eksiktir alınız

    1.
  13. umut kırtasiye*den alınan ders notlarının son sayfasına yazan kalıp sözcükler bütünüdür.
    sonuna ünlem falan koyarlar, "alınız!" şeklinde.

    arkadaşlarla uzun uzun tartıştık, burda ne denmek istiyor diye. 3 düşünce ekseni üzerinde birleştik.

    1- son ders notu eksiktir, ama yine de alın lan bu notları mınakoduklarım!!
    2- son ders notu eksiktir, onu da arkadaşlarınızdan dilenin sikikler!!
    3- son ders notu eksiktir, babayı alırsın! -buraya nah işareti gelecek-
    7 ...
  14. kitabını satmak için sınava konu ekleyen hoca

    1.
  15. vize haftasına hazırlandığımız ve cebimizde ekmek parası olmayan şu günlerde, bol bol küfür yiyen hocadır.

    sene başında hocanın kendi kitabını veya anlaşmalı olduğu hocanın kitabını dolaylı yollardan aldırmasına alışığız. bu anlatacaklarım yeni çıktı ya da ben yeni görüyorum.
    eskiden, okul açıldıktan 2 hafta sonra kitapları tamamlardık; zira hoca o kitaplardan ders işlerdi ve sınavlar da o kitaplardan çıkardı.
    yeni trend şu;
    son derse gelinir, konular bitmiştir çoktan. amaaaa, sevgili(!) hocamızın yeni kitabı çıkmıştır. şu duyuruyu yapar:

    - eveet arkadaşlar. yeni kitabım da sınava dahil. almak zorunlu değil, ama kitaptan 5 soru çıkacak. indirimli fiyatıyla hede kırtasiye'de bulabilirsiniz!

    şimdi bu şerefsiz değil de nedir ulan?!!! bi ekmek paramız kalmıştı, onu da sömürün!
    harçlığımızı fotokopiye yatırınca kızardık, beteri varmış.
    (bkz: elime düşersin sen)
    8 ...
  16. samimi olunmayan birinden bir şey rica etme süreci

    1.
  17. insanı stresten eriten süreçtir.*

    zottirik bir belgeyi almak için 6 saat yol tepmeniz gerekmektedir. "sözlükte ilan versem, biri alıp bana gönderir mi?" diye düşünülür. sonra "elin adamı niye benim için uğraşsın la. mis gibi lise arkadaşlarım var benim, onlardan biri alıp gönderir elbet." denir. işte zorlu süreç burada başlar.
    6 saat uzaktaki şehirde okuyan lise arkadaşlarınızı düşünürsünüz. sınıfın yarısıdır. ancak;
    ali desek, 2 sene önce beni ekmişti götoş.
    veli, hmm.. hem telefonu yok hem de facebook'a girmiyor.
    ayşe, en son 3 sene önce görmüştüm, ayıp olur şimdi.
    fatma, çok samimi arkadaşım, ama benim için götünü bile kaldırmaz hayırsız.
    hayriye, lisede sıçtığımız ayrı gitmezken yıllardır bi kere bile aramadı. s.ktirsin gitsin.
    selinsu, bunu da 4 senedir felan görmüyorumdur. ama belgeyi veren büro okuluna çok yakın. hmm, neden olmasın?

    sonra selinsu'nun facebook'una girilir. "tiki miki ama iyi kız"dır sizce. hem lisede bi kere esprinize gülmüştü, okul başkanlığı seçimine ona oy vermiştiniz, 3 kere de sınıf fotoğrafında yan yana durmuştunuz. başka da bi muhabbetiniz olmamıştı; ama dile kolay, 3 sene aynı sınıfta okumuştunuz.
    kıvrana kıvrana mesaj atılır "selinsu slmss:)) yhaa, benim bi belgeye ihtiyacım var da, senin okula çok yakın. bugün aradım sordum, 5 dk.nı alıyomuş. çok önemli, geleceğim senin ellerinde :( hiç vaktini almaz, valla. uygun mu, hı? :S:S"
    gelen "jnms vaktm yok, ama bakarız" mesajına önce sevinilir, sonra sinirlenilir. "ulan hiç sevmediğim lise arkadaşım bile benden böyle bi şey rica etse ikiletmem." dersiniz içinizden.
    selinsu'ya cevap mesajı yazılır, "valla uzun sürmez. adresini ver de kimliğimi göndereyim." denir.
    bir gün geçer, iki gün geçer, selinsu'dan cevap yok. oysaki her gün facebook avatarını değiştirmekte, "jnlarm bnmsss" yorumları yazmakta concon arkadaşlarının fotolarına.
    gurur aparatını bi kenara bırakırsınız, bi daha mesaj atarsınız, "jnm slmmm. belgeyi acil istiyolar, ben de çaresiz kaldım. gelecek haftaya kadar teslim etmezsem kurşuna dizcekler." mealinden.
    selinsu'dan isteksiz ama olumlu bir cevap gelir.

    işte o an, selinsu sizin en iyi arkadaşınızdır, kahramanızdır, hayatınızı kurtarmıştır vs vs...
    bir insan zordaysa, en dandiğinden bir jest bile onun için dünyalara değerdir.*
    6 ...
  18. efes pilsen blues festival zirvesi

    1.
  19. sözlüğün son zirvelerindeki giderek düşen kültürel seviyesini toparlamak adına açılan zirvedir. deneysel bir çalışma sayılabilir. hedef, müzik zevki olan bursalı yazarları farklı bir konseptte bir araya getirmektir. yeni yüzler ısrarla beklenmektedir.
    organizatörümüz, bursa'da artık düzgün bir zirve yapmayı aklına koyan, çok sevgili ordabiyerde'dir.

    tarih: 6 kasım 2009
    yer: suare
    program: birlikte konsere gidecüğüz işte, daha n'olsun?
    5 ...
  20. zirvelere katılmamaya karar verdim tribi

    1.
  21. son zamanlarda sık sık karşılaştığım trip.

    birkaç nedeni olabilir; zirvelere gelen yazarların bir kısmının cidden bayması, hep aynı tipleri görmek, değişik zirve konseptleri olmaması, yaş ortalamasının düşük olması vs.. ki bunlara hak veriyorum.

    bir de şuna rastladım; başta zirvelere büyük bir heyecanla gelmek, sonraları "kem küm, zirvelerde beni çok üzüyorsunuz" ayağı çekmek.
    birkaç hafta sonra bir bakarsınız ki, bu yazar zirveden hatun kaldırmış. zirvelerdeki misyonu "hatun kaldırmak" olduğu için, misyonunu tamamlayınca ortamları bırakmış. yani, "zirveler = karı" imiş onun için.
    tabii bu münferit.
    (bkz: ne kadar karı o kadar zirve)
    7 ...
  22. arsızca yalamak

    1.
  23. "oh şeeeet!! aynen devam" dedi orta yaşlı adam. alttaki orta yaşlı kadın devam etti- şakkıdı şakkıdı!
    "o hiç yalamıyor, sevmiyorum ben onu, küstüüüüm" dedi adam dudaklarını büzerek. kadın teselli etti onu, "sen üzülme bebiş, seni kıskanıyor o, hem yeteri kadar yalamıyor muyuz yoksaaa?".. adam mutlulukla kavuşturdu ellerini kafasının arkasında ve gözlerini tavana doğru kaydırdı. herrrrr bi şeylerini tatmin etmişti.

    herkesçe tanınacak, arkadaş olacaklardı. sabahları tıklayacak, "oo haju, yalarım"ları göreceklerdi kutularında. er suyunu patlatacaktı herkes beklerken o saatte. kutusu dolacaktı anında. tek tek cevaplayacaktı, yakın davranacaktı: "ben sizdenim!". ondan kral olmayacaktı: "hani marjinal bizdik?". ünü katlandıkça artacaktı: yalaşmalar, emişmeler, gizli buluşmalar, sohbetler, muhabbetler, kahkahalar, .mcıklar, fındık götler, turunç memeler, küçük ama işlevsel y.rraklar...

    her ortamda onlar konuşulacaktı, gıptayla bakılacaktı onlara, yalanmaktan yorulacaklardı, idolümüz olacaklardı, afacan kankalar olacaklardı. ama onlar bir süreden sonra başkalarını siklerine takmayacaklardı, cool adam olacaklardı. herkese yalatmayı bırakacaklardı.

    biri çıktı, sorguladı. şaşırıldı, orci'ler tatsızlaştı. adım adım takip edildi deyyus. köşede sikertme planları yapıldı: "tamam, saatleri ayarlıyoruz şimdi!". planlanan yerde ve saatte herkes hazırdı. büyük bir özenle girişildi s.kişe. ama kalkmamıştı işte, dağ fare doğurmuştu. görüntü feciydi: büzüşmüş, küçülmüş ve sönük...

    "küçük kızları elliyorsun, dedi bana!" diye ağladı biri. duygusal orci takım arkadaşları teselli ettin onu. "acıtmıyorsun ama, köklemiyorsun da hem. üzülme bebeğim, ağlama geçer"... bir diğeri, "benim motor olduğumu ima etti, ama nerden öğrendi ki?" diye titremeye başladı. sayıklıyordu sürekli. "üzülme canım, dövdüm ben onu, yendik biz" dedi yanındaki.
    sıkı sıkı sarıldılar birbirlerine, teletubbies misali. kötü canavarı toprağın altına saklamışlardı, daha doğrusu öyle umuyorlardı. artık mutluydular, "iiiaahh ihiii" diye gülen güneş tepeden yükselmişti.

    - batarken güneş ardında tepelerin, yanacıklarından öperim(!) bütün teletabilerin.
    9 ...
  24. sübyancılık

    7.
  25. salt ergenlik çağına girmemiş çocuklarla birlikte olmaya değil; henüz olgunlaşmamış çocuklarla veya gençlerle birlikte olma isteğine de denir.
    15'lik peşindeki 25'lik adam da bir sübyancıdır, 20'lik peşinde koşan 35'lik de, 17'likle evlenen 71'lik de, 25'lik isteyen 60'lık da.
    en kötüsü de, sübyancılığın gelişmemiş toplumlarda normal sayılması ve hatta bunun ailelerin izniyle meşru kılınması, eğitimli toplumlarda da "iyi anlaşıyorsak yaş farkının önemi ne", "erkekler de geç olgunlaşıyor ama" lafıyla savunulması. kendi rızasıyla oldukça büyük biriyle birlikte olan bir insanın ise, psikolojik sorunları, ailevi problemleri vardır ve küçükken travmalar geçirmiştir.

    olaya yaşı küçük taraftan bakarsak; küçük taraf, o diri vücudunu, abisi/babası/dedesi yaşındaki sübyancıya kullandırır.
    sübyancı gözüyle bakarsak; şimdiye kadar girmediği delik kalmayan sapık, o buruşmuş ve deforme olmuş vücuduyla, gencecik kızın/erkeğin taze bedenini kullanır. oysa herkes kendine yakın yaşlardaki bir partneri hakeder.

    kendisi 25 yaşındayken, yeni doğmuş bir bebekle birlikte olmayı düşlemek gibidir sübyancılık.
    8 ...
  26. en yakın bursa zirvesi

    1.
  27. eylülün sonları-ekimin başları gibi olacaktır. muhtemelen mık'ta başlayıp biramania'da bitecektir. öyle adana zirvelerinde olduğu gibi ünlü konuk felan da gelmeyecektir.*
    organizatör abber ya da ehliistirahat olacaktır.**
    2 ...
  28. hoş gelmiş nesildaş yazar

    1.
  29. popülaritesini bir türlü yitirmeyen, kimin nick altına bakarsam gördüğüm, gereksiz karşılama entry'si.
    database israfı.
    8 ...
  30. entry of the gods into valhalla

    1.
  31. 7:12 dakikalık wagner şaheseri. parçanın isminden de belli olmalı zira.
    0 ...
  32. ervin laszlo

    1.
  33. türkiye'de muhtemelen ibrahim canbolat sayesinde tanınan macar profesör.
    1932 budapeşte doğumludur. 75'e yakın kitabı vardır*, aynı zamanda piyanisttir.
    3 ...
  34. rock cafe

    1.
  35. mutaassıp şehirlerdeki rock/metal dinleyen gençler için düşünülmüş, son çare cafe'lerdir. alkol satılmaz. menüde çay, kola, fanta ve ice-tea vardır. en ucuz içecek çay olmakla birlikte, ice-tea türevi içecekler 3-4 liraya satılır. gençlerimiz bunlardan birini alıp gün boyunca oturur, etrafı keserler.

    bunlardan birini açmak için gerekenler:
    - cafe'ye çevrilecek leş bir dükkan.
    - duvarlara asmak üzere 2-3 tane metallica, jim morrison posteri.
    - bilinen rock şarkılarından oluşmuş karışık mp3.
    - rockçı tipli 1-2 garson.

    ahan da bu kadar masrafla, eğer tutarsa, b.k gibi para kırarsınız.
    7 ...
  36. istanbul abazalar zirvesi

    1.
  37. abhazyalı yazarların katılacağı zirvedir. tabii varsa.
    (bkz: abazan)
    10 ...
  38. bir savunma yolu olarak akıl yaşta değil baştadır

    1.
  39. yaşça küçük insanların kendilerini savunmada kullandıkları yegane yol. başka türlü nasıl savunacaklar ki zaten abisi?

    bu minikler tecrübenin hayatta en önemli şeylerden biri olduğunun farkında değillerdir. biyolojik yaşın arttıkça olgunluğun arttığını, bu halleriyle cıvık olduklarını kabul etmek istemezler. 2 aylık sevgilisinden ayrılınca, ebeveynleri boşanınca vs, kendilerini 30-40 yaşındaki adamlardan tecrübeli ve olgun zannederler. halbuki bilmezler ki, o adamın çükü bile olamazlar!
    açın bakın liselilerle ilgili başlıkları, 2 laftan biri, akıl yaşta değil baştadır.

    bu kadar mı çaresizsiniz mnskiyim?
    7 ...
  40. kaplumbaga terbiyesizlestirici

    1.
  41. güzel bir nick'e sahip, 6. nesil yazar. hoş gelmiş...
    (bkz: kaplumbağa terbiyecisi)
    7 ...
  42. dream theater konserine cynic için gidiyorum

    1.
  43. başlığın aslı "4 temmuz 2009 dream theater - cynic konserine cynic için gidiyorum deme karizması" olacaktı; ama elbette ki olmadı. bunla idare edeceğiz.

    ya müzik zevklerinden dolayı ya da karizma yapmak, farklı olmak içn söylenen sözdür. "metallica konserine de down için gittim abi"cilerin yan koludur bunlar.

    hatta ileri gidip "dream theater'a kalmıycam, ivranç yhaa!", "down'ı dinledim çıktım aaabi!" diyenleri mevcuttur.
    5 ...
  44. 18 temmuz 2009 kreator istanbul konseri

    1.
  45. unirock'ın en gitmeye değer konseridir. aynı gün paradise lost ve rotting christ da çıkacaktır.
    "napacaz abi arch enemy'yi" diyen, amon'u daha önce izlemiş bireyler için, bu sene geçen seneki havasında olmayan unirock'a gitmenin tek nedenidir.

    setlist büyük olasılıkla şuuledir:
    intro: choir of the damned
    hordes of chaos (a necrologue for the elite)
    warcurse
    extreme aggressions
    phobia
    voices of the dead
    enemy of god
    destroy what destroys you
    pleasure to kill
    people of the lie
    coma of souls
    the patriarch
    violent revolution
    terrible certainty
    betrayer
    ---------
    amok run
    riot of violence
    flag of hate
    tormentor

    endorama nerde lan?!
    3 ...
  46. ortalık yazarı

    1.
  47. minicik yaşına rağmen, sözlük bireylerinin birçoğunu tenasül organından geçirmiş kızlara denir. kız dediğimiz de lafın gelişi. erkekleri de olabilir, pek rastlamadım.
    belirli özellikleri: sevgili listelerinin, büyük yaştaki sevgililerinin çükleri kadar kabarık olması, yaklaşık 2 aya bir sevgili değiştirmeleri, bu sevgili değiştirme aralarında eski sevgiyle karşılılı yazılan nick altlarını silmeleri ve 2 haftaya kalmadan bir yenisini bulmalarıdır.

    sözlüğün şerefli bireylerinin "bir gün bize de yavşayabilirler." dediği ve sübyancı muamelesi görme korkusuyla yaşadığı da gelen haberler arasında.
    6 ...
  48. buz koy geçer doktorluğu

    1.
  49. genelde, hastaların sokak köpeği yerine konulduğu devlet hastanelerinde rastlanan doktorluk çeşididir.

    çok ciddi sorunlara yol açabilecek burkulma, 2. dereceden yanık, şiddetli ağrı vs.. hepsinin tedavisi aynıdır: buz koy geçer!

    bunlar insanı sakatlığa bile sürükler, vücudunuzda kalıcı yaraların kalmasına yol açar. o yüzden ya devlet hastanesine gitmemeli ya da tek bir teşhisle yetinmemeli.
    (bkz: doktorlardan nefret etmek)
    6 ...
  50. zirveye gelen her bayana sarkma eğilimindeki yazar

    1.
  51. zirveye gelmeyi planlayan, ya da gelen bayan yazarları bir bir kaçırtan dingildir.
    öncelikle belirteyim: şu ana kadar onlarca zirveye gittim ve bu tarz eğilimi olan sadece 3 yazar tespit ettim, onlar kendilerini biliyor. geri kalanı canımdır, cigerimdir.

    nasıl tanırız?
    - çoğu sivilceli abazandır.
    - işsiz güçsüz olmaları kuvvetle muhtemeldir.
    - kimi sözlükte sıkı fıkıdır, kimiyse sözlüğe sadece kızlarla mesajlaşmak için girer. ortasını pek görmedim.
    - zirvelerin neredeyse hepsine katılırlar. bol bayanlı bir zirveye, şehir farkı demeden atlayıp gideni vardır.
    - zirve fotoğraflarına baktığınızda, abazanus canlısını hep bir bayanın yanında görürsünüz.
    - hasbelkader buldukları sevgililerini paylaştıkları da görülmüştür bu abazanusların.

    taktikleri nedir?
    - vol 1: bir zirveye gittiklerinde ilk olarak ortamdaki bayan yazarları belirlerler. ki, zirvelerde bayan yazar sayısı maalesef 4-5'te kalmaktadır. bunlardan birinin yanına otururlar. sohbet muhabbet derken, iyice yavşarlar. ama bu demek olmuyor ki diğer kızları elediler. bir yandan bu kıza yazılırken, diğer adaylara da sözlükten mesaj yoluyla ulaşıp, buluşma ayarlamaya çalışırlar. kızlar safsa, ağa düşerler. değillerse, abazanus öbür aşamaya geçer ve kaldıramadığı bayanlarla muhabbeti azaltır.

    - vol 2: bu aşamada, abazanus, zirveye ilk kez gelecek bayanlar için kendini beklemeye alır. sonraki zirvelerde, kendini koşullandırdığı için, gözüne ilk çarpan şey, ilk kez bir zirveye gelen bayan yazardır. hemmmeeeen onun yanına oturur. yanı doluysa, bayan yazarın etrafındaki rakiplerini savuşturmak suretiyle bir götlük yer açtırır kendine. yazışa devam eder.
    sonraki zirvelerde de bu davranışını bozmaz. illa ki bir bayanın yanında konumlanır.

    nasıl korunuruz?
    - hiç siklemeyebilirsiniz.
    - yerinizi değştirebilirsiniz.
    - sevgilimiz olduğunu söylemek bir işe yaramaz- paylaşımcı ve ısrarcıdırlar.

    tavsiyeler:
    - bunlardan korkup zirveye gelmemezlik yapılmamalı. zira bu dingiller münferittir. uludağ sözlük'ün zirveye gelen erkekleri genelde karakterli, efendi, terbiyeli insanlardır. size karşı yapılan aleni bir hareketi hoş karşılamazlar, abazanus canlılarına gereken dersi verirler.
    8 ...
  52. gıcık tiplerin hep birlikte takılması

    1.
  53. olan veya olmayan karakterleri yüzünden bir kenara itilmiş insanların, sanki birer mıknatısmışçasına her ortamda birbirlerini çekmeleridir.

    gıcık tipler vardır. hani hep somurtuk, yılışık, kimsenin sevmediği; ama bir şekilde ortamlarda bulunan. bu insanlar, bir mekanda kendileri gibi insanlar olmadığında bir köşeye siner, otururlar. muhabbetlere karışmaya çalışırlar ama olmaz.

    fakat kendileri gibi organizmalarla karşılaşınca birlikte takılırlar. mesela; sevilmedikleri bir arkadaş ortamında sap gibi kalınca, toplaşıp başka bir yere giderler. gıcıklar takımına normal insanları almazlar. kendi gruplarında takılırlar; amma velakin normal insanlarla kaynaşmaya çalışmaktan da vazgeçmezler.
    gıcıklar takımından iki eleman birbirleriyle çıkabilir de. totalde, bireysel gıcıklıklarından daha fazla bir gıcıklık elde edilir.
    6 ...
  54. sen evlenilecek insansın ben eğlenmek istiyorum

    1.
  55. son model bir terkeden erkek bahanesi.
    meali: vermeyeceksen ayrılalım. ama ilerde verebilirsin de. o yüzden arayı hoş tutalım. ehehehe.

    kimi zaman karşı tarafı kırmamak için, kimi zaman da sevgiliden bir an önce kurtulmak için söylenir. gerçeklik payı yoktur, kanmayınız.
    11 ...
  56. ey edip adana da pide ye zirvesi

    30.
  57. adana'da yapılan ilk zirve ve benim ilk organizatörlük deneyimim olması açsından, oldukça önemlidir.
    neredeyse 1 yıldır başka şehirlerdeki zirvelere katıldıkça, memleketim adana'da, hemşerilerimle bir zirve yapma isteğim kabardı. wolfshade'in başarısız bir girişiminden sonra organizatörlük işini üstüme aldım ve wolfshade'in 2 lafından biri "kimse gelmez" iken, adana'mızdan 10 tane pırıl pırıl yazarı bir araya getirmeyi başardık.
    yıldız kadro:
    wolfshade; bir adana zirvesi yapılması için beni cesaretlendiren ve bu yolda en çok destek verendi. zirveye de ilk o gelmişti.*
    isendrow; en gencimiz, mini mini biri. geleceğin rock-metalcilerinden olacağa benziyor.*
    mevtai; gelmesini çok istediğim, hiç beklemediğim bir anda gelerek beni şaşırtan şahıs. böylesine çatlak biriyle aynı liseden mezun olduğum için gururlandım.*
    paghanyst; mevtai iyi ki getirmiş. kendisine lisedeyken gıcık oluyordum. neyse ki yanlış anlaşılmayı düzelttik.*
    absoluteata: zirvenin girişimci adamı. 2 dakikada site kurup reklam gelirlerini paylaştılar. *
    like fire: konser kankam, bu zirvede de beni yalniz bırakmadı. (bkz: cigerim)
    ace of spades: 5 saat boyunca toplamda 15 kelime konuşan, zirvenin en sessiz yazarı. aslında bizi sevdi; ama kimseyi tanımadığından sessizdi. di mi lan?
    cacaron: ilk gördüğümde bir ilkokul arkadaşıma benzettim. biraz uzak oturduğumuz için pek muhabbetimiz olmasa da, bir kulağım kendisindeydi.*
    potansiyel girisimci: yaşına göre acayip olgun çıktı. "büyük adam olacak tipi" var kendisinde. ayrıca bir önceki "başarısız" zirveye gelen tek kişi olduğu için, onur konuğu konumundaydı.
    inilodid: varlığını wolfshade sayesinde öğrendim. bir dahaki zirveye "kendisini" de bekleriz.*
    caner cindoruk: kendisini gördüğümüzde "bu adam kesin ünlü lan" dedik, öyle de çıktı. birçok ünlü dizide, ünlü oyuncularla oynayan ünlü oyuncuyu masamıza davet ettik, telefon numaraları değiş tokuş ettik. gelmeyenler çok şey kaçırdı. (meali: zirveye ünlü getirttim sizin için.)
    o değil de, koskoca ünlü oyuncu avea kullanıyor lan!

    sıra geldi "kesin geleceğim" deyip de gelmeyenlere ve zirvebox'ta nick'ini görüp "gelecek misiniz" diye attığım mesaja cevap vermeyenlere...
    maalesef hepiniz wolfshade'in kara listesine girdiniz, geçmiş olsun.

    sonuçta; adana'nın ilk zirvesi olmasına ve neredeyse herkesin birbirini ilk kez görmesine rağmen, katıldığım en "sıcak" zirve oldu. bazısıyla aynı liseden, bazısıyla komşu liselerden mezunduk, aynı toprakta büyümüştük. ortak noktamız çoktu. umarım devamı gelir.
    insanın hemşerisi bi ayrı lan!
    6 ...
  58. aşcinsel

    1.
  59. bugün rastladığım bir cinsel yönelim çeşididir.

    100 aşcinsele sorduk ve ortaya şu sonuçlar çıktı:
    56'sı çılıkta usta,
    39'u mış yarmış,
    15'inin ık olduğu ama yüz bulamadığı erkeğin adı b ile başlıyor,
    1'i sözlüğümüzde 6. nesil bir yazar.
    4 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük