bugün

dedelerimizin bazılarının türbe ve heykellerinin bulundugu macaristan ın başkenti.
ayrıca macar dilinde 100 den fazla türkçe kelimede bulunmaktadır.
buram buram tarih kokan avrupa şehirlerinden biri. gezip görülecek o kadar yeri var ki. terör müzesi de bunlardan biridir. insanın içi bir garip olur.
yaklaşık 150 yıl Osmanlı Hakimiyetinde kaldığından hala Osmanlı'nın izlerinin görüldüğü tipik bir orta avrupa şehri...Çoğu orta Avrupa şehri gibi bir nehirle * ikiye bölünmüştür. Görülecek yerler arasında Citadelle, Kraliyet sarayı, Matthias Kilisesi, fisherman bastion, Gül Baba türbesi, Parlemento Binası, Kahramanlar Meydanı sayılabilir. Ayrıca opera binasının içini görmek için bir bilet alınıp operaya gidilmesi tavsiye edilir.
macaristan'ın baş kentidir.opera binası görülmeden dönülmemelidir.türkiye'den gidildiği takdirde saatinizi 1 saat geri almanız gerekmektedir.kazanova'nın evini de gezmeniz tavsiye edilir.bir de ünlü aslanlı köprüsü vardır.görkemlidir.hoştur,anılar vardır.
sziget 2007 için 8-15 ağustos tarihlerinde yaklaşık 400.000 kişiyi ağırlayacak şehir... (bkz: sziget festival)
McDonald's ve Burger King'lerinde ketçap ve mayoneze, supermarketlerinde de poşetlerine para alınan şehir.
(bkz: Budapest)
budapeste'de istiklal'in daha bir haraketsiz kardesi vardır. tum gununuzu gecirebilirsiniz. estergon da unutulmamalı burger king'de olay cıkarılmamalıdır. artık pasa pasa vereceksiniz ketcaba para...
tuna nehrinin 2 yakasinda bulunan, buda ve peste sehirlerinin birlsemsiyle olusmus bugun macaristanin baskenti olan gorulesi sehir. yaklasik 3 milyon nufusu barindiran kent sehirdeki yesil alanlarin ve sanat eserlerinin fazlaligiyla ulkemizdeki buyuk kentlerden cok farkli. hemen hemen her binada hissedebileceginiz tarihi mimari ise sehirlerindeki dokuyu yuyillardir basariyla koruduklarini gosteriyor. bana kalirsa istanbula tercih edilebilecek sehirlerden biri.
(bkz: mtk budapeste)
Budapeşte den Türkiye'ye bugün ayak basmış biri olarak söyleyebilirim ki gidip görülmesi gereken yerlerden biridir. Hayat Türkiye'ye oranla çok daha kolay.Şehri çözmek çok basit.. Tuna nehri şehri buda ve peşte olarak ikiye bölüyor. Peşte kısmı daha çok zengin kesimin kaldığı kısım. Terör müzesi ve hayvanat bahcesi görülmeye değer.2004 yılında Ab ye giren Macaristan da nufüs 10 milyonu biraz geçmiş durumda ve yaşlı nufüs ciddi anlamda fazla. Doğum teşvik yasaları uygulanmakla beraber 10 yıl zorunlu ve parasız eğitim ayrıca 18 yaşına kadar da anneye çocuk için ücret ödenmekte. Gidildiğinde görülmesi gereken yerlerden biri şüphesiz Estergon. Bunun yanısıra visegrad ve sırp kasabası olan szetendre den de alışveriş yapmak mümkün. Hediyelik olarak getirmek için acı biberleri, kendilerine has içkileri olan palinkaları ve tokajı şarapları mevcut. Fiyatlar uygun, ulaşım rahat.. metro ve tramvay olmak üzere bu sorun çözülmüş. hristiyanlığı en zor kabul eden ülkelerden biri olan Macaristan da hala halkın yuzde 20 gibi bir kısmı pagan kültürünü benimsemiş.Çok fazla kalabalık beklemeyin özellikle haftasonu pek dışarı çıkmayı sevmeyen bir millet genelde haftaiçi geziyorlar en işlek caddelerinden biri vaci utca ki bu yol üzerinde bir türk lokantası da mevcut. Türkleri seviyorlar, Kemal Atatürk sokağı bile var ben çok gururlandım gördüğümde. Halkları kibar, canayakın..Resmi dilleri Macarca. Türkçeyle ortak 300 e yakın kelimesi olan macar dili de türkçe gibi sondan eklemeli ve öğrenilmesi zor dillerden biri. Benden bu kadar.. Prag ı da gezmiş biri olarak mukayese edersem prag daha canlı,ama halkı daha soğuk , budapeşte ise daha sakin halkı daha canayakın.. gidin görün bir de siz karar verin ..
içinde türk caddesi olan török utca ve merkez tren istasyonu çevresinde türk restoranları olan şehir.
prag denen mikroba karşı desteklenmesi gereken şehirdir.
nehir kenarında tur yapan tekneler vardır, uğramanızı öneririm.
ingilizce maalesef pek konuşulan bir dil değil, bu saatten sonra da macarca öğrenecek haliniz olmadığına göre bir konuşma kılavuzu ile gitmenizi öneririm.
bilhassa şarapları muhteşemdir.
binalar çoğunlukla tarihi; zaten şehir buda ve peşte diye ikiye ayrılmış durumda. buda eski, peşte de yeni şehir. ancak binalar çoğunlukla tarihi.
yerel danslarını izlemesi çok keyifli.
kızları güzel, söylemeye gerek yok.
taksilerin çalışma sistemi farklı. burada yoldan taksi çeviremezsiniz, el kaldırsanız da durmazlar. her taksinin bağlı olduğu bir durak vardır ve bu durağın numarası taksinin üzerinde yazılıdır. telefonla arayıp bulunduğunuz noktaya çağırmanız gerekir.
mesut yılmaz'ın, hilton otelinde yediği yumruk sonrası burnunun kırıldığı macaristan'ın başkenti.
şehirin altının metro ile örülmüş olmasıyla antalya'dan gelmiş, hayatında eski bir tranwaydan başka bir raylı sistemle ilişkisi olmayan bir bünye olarak bana gayet iyi gelmiştir.
sevgilinin eli tutularak bir o yandan bir bu yana dolaşılmış gezilmis keyfi ise aksam evde tokaı isimli güzel macar şarabıyla çıkarılmıştır.
hele birde o elini tuttuğunuz güzel sevgili macar ise bünyeye çok daha iyi gelecektir.
oldukça dingin bir şehirdir, öyle metropollerdeki gibi şehrin gürültüsü fenomeni sizi boğmaz. yollar geniştir, kaldırımlar da, lakin ingilizce bilen sayısı pek azdır. bu nedenle elinizde her daim iyi bir şehir haritası taşımanız tavsiye edilir. şarapları iyidir, özellikle beyaz olanları ancak avrupa'nın en iyisi demek biraz hayalperestlik olur. kendilerine has likörleri de meşhurdur. şehrin ortasından geçen tramvayla seyahat etmeniz önerilir. gece hayatı güzeldir, özellikle barlarda içkilerin ucuz olması cezbedicidir.
ben yurtdışına gitmek istiyorum diyen bir kişinin, bu şehre gitmesiyle, parasının boşa gitmeyeciğini bilmesi gerektiği başkent.
kızları enfestir. sarışını, esmeri, kumralı. hepsinin yeri ayrı. ayrıca gece hayatında bence avrupa'da 1 numaradır. şimdi buradan club adı verip de amelelerin oraya dolmasına sebep olmayayım.
gece hayatı konusunda kesinlikle türkiyeyi 20sene geriden takip eden şehirdir.ayrıca insanların sabah aç karna alkol almaları neticesiyle her turlu şarkıda dans edebilme yetenekleri vardır ki insanı kendinden soğutur.club adını verdikleri yerlerde hala en favori parçalarının macarena olması ve macar halkının çılgınca dans etmeleri biraz üzücü ve de düşündürücüdür.
Budapeşte, Macaristan'ın başkentidir. Aslında Tuna nehrinin iki yakasındaki Budin ve Peşte şehirlerinin 17 Kasım 1873 yılında birleşimidir.

Macaristan'ın politik, kültürel, ticari, endüstri ve ihracat merkezidir. Berlin’den sonra Orta Avrupa’nın en büyük ikinci şehri olup, Macaristan nüfusunun beşte biri de burada yaşamaktadır. 2003 yılı sayımına göre 1.719.343 kişi Budapeşte'de yaşamlarını sürdürmektedir.

Budapeşte coğrafî konumu, târihî eserleri ve diğer çekicilikleri ile Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir. Şehir Tuna’nın sağ (Buda) ve sol (Peşte) kıyısı şeklinde iki bölüme ayrılmıştır. Tuna’nın sol kıyısında Buda şatosunun çevresinde, parklarla süslü modern caddeler ve târihî semtler uzanır. Şehrin beyni ve büyük semtler ise Tuna’nın sağ kıyısındaki ovadadır.

kaynak: http://tr.wikipedia.org
gece hayatı abartıldığı kadar iyi değildir. hatta mümkünse tenha yerlerdeki barlara girmeyin. korkutucu olabiliyor.
macaristanın başkenti budapeşte, tuna nehrinin sağ kesiminde olan buda ve obuda ile sol kesiminde olan peşt'in 17 kasım 1873 yılında birleştirilmesiyle oluşmuş bir kenttir. ancak bugün kent sakinleri, nehrin buda tarafındaysa örneğin diğer yakasına gittiğini belli etmek için pest'e gidiyorum demeye devam ederler.

budapeşte isminin kökenine ulaşmak biraz zordur. keltlerden avusturyalılara kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmaktan kaynaklanan bir zenginlik ve karışıklık vardır. kimilerine göre buda kelimesi türkçe bud- yani dal ; kimine göre bod- yani buğday kelimesinden gelmektedir. budapeşte isminin bölgenin zengin hamam kültürüne sahip olmasından hareketle getirdiği genel kanaat ise; buda- su (keltçe), pest- hamam gibi yer, ocak (slavca) manasına gelen iki kelimeden geldiğidir.
hungororing pistiyle formula 1 e ev sahipliği yapan şehir.
avrupa bırlıgı ulkesı olmasına ragmen kendı para bırımını kullanan ulkenın yanı macarıstanın baskentıdır *
istiklal caddesı benzerı olan trafıge kapalı caddesı gezılesı gorulesı hedıyelık esya alınası bır cadde olup ara sokaklarında hos kafeler bulunmaktadır.
hepsınden öte gidildiğinde macar tas kebabı olarak bilinen pörkölün tadına bakılmalıdır.