17 yaşında, çoğumuzun üniversiteye hazırlandığı , girdiği yaşta , gencecik çağında öldürülmüş abimizdir. resimlerine baktığınızda küsmüş bir teslimiyet var ama inancı da var yaşamına. ölümüne de inancı var ölümü ki bir şeyleri diri tutacak. mesela yıllar geçse de diridir bizim tarihe olan nefretimiz.
utançtır ölümü tarihimizde, geriye bakamama nedenidir milyonların. baktıkça kalır o son bakışlar aklımızda dayanamayız.
ayaklı kütüphane. kitap kurdu. böyle derken ama kuru kuru kitap okuyan , yorumlayamayan , sadece kitabı okuyan adam değildir. mucizevi bir hafızası var , kitapların nerede ne zaman , hangi yayın evi tarafından basıldığını adı gibi bilir ve o şekilde yorumlar. bir şeyi sadece tek yönüyle ele almaz kimsenin aklına gelmeyen bir taraftan yorumlar meseleyi, dinleyeni de aptal eder yorar ama ona bir şeyler katar. ''bugün derste şunu yapalım'' demez , evde de şöyle böyle oldu derken bir bakmışsın sinemayı, müziği edebiyatı anlatmış seni bir yerlere çekmiş , ilgini , alakanı o yöne kaydırmıştır. tam topladım tamam dediğin an da hooop başka bir denize atar. ders bittiğinde sudan çıkmış balık oluruz alayımız. candır kurtuluş kayalı.
bir yılmaz güney filmi. bir darbe sonrası mahvolmuş bir ülke filmi. kalbiyle töresi arasında kalmış erkeklerin filmi. insan olduğu unutulan kadınların filmi. sisteme ana avrat düz gitmek isteyenlerin filmi . aptal bürokrasi ve memurları filmi.
geçenlerde kaybettiğimiz üstad- yönetmen Ömer lütfi akad'ın çektiği, izzet günay abimizin döktürdüğü , türkan ablamızın yuh be bu kadar mı güzel olunur diye düşündürdüğü filmdir.
çarpar. öyle bir filmdir. biz cahil cühela seksenler sonrası bebelerin izlediği yeşilçam filmleri genelde fakir genç , zengin kız, bir sürü bea , iş güç ama inanılmaz bir şekilde bağlanan mutlu sondur ya bu film öyle değil. sonu hüngür hüngür ağlatmasa da dudakların kenarını bir titretiyor , gözün biri doluyor , diğerinden damla dökülüyor. bir kaç damla çok değil. '' ne varsa eskilerde var huleyyn '' bu cümleyi de kurdum cidden ama gerçekten öyleydi. çok güzel bir filmdi. halil'in karısını sessiz sedasız terlikleri getirdi ya orası fena. bir de çocuk'' başımı okşadı babam kalacak mı acaba '' dedi ya , bittim.
bu arada yıllardır izlerim Türkan Şoray' ı daha böyle çarpılmadım onu izlerken. *
erdal abi' hitler , bakkalın ausschwitz olduğu bölüm olmuştur. çalışın çalışın , çalışın.
bir saniyesi bile boş geçmiyor, kral dizi. burak aksak eline sağlık diyorum .
''eurovizyon yarışmasında azerbaycan bayrağı açmaları çok güzel bir espri olmuş ayrıca .seviyoruz.
tanım: aşmışlıktır . mesaj değil , durumun kendisi şaşkınlık vericidir.
gökçe'nin gitar çalışı onun erkeksi tarafını yansıtıyormuş kısmına bildiğim tüm şaşırma ünlemlerini kullandım. ''lan , lan laaan iyi misiniz olum siz '' gibi.
bundan sonra kanun çalan erkek, darbuka çalan kız , bağlama çalan neşet ertaş'ın ne manaya geldiğini merak etmekteyim.
tanım : yeni dünya düzencilerin örgütü gibi bir şeymiş. *
youtube'dan ''işte gerçeklerr'' tarzı bir vidyoyu görüp bir kaç tanesini izlememle başladı her şey cidden sarıyor ama vidyolar. gülsem mi ağlasam mı bilemedim a dostlar ''la bi git ''dedim sadece. gerçektir değildir bilmem ama paranoyak olduk alayımız. ne örgüt imişsin sen illuminati.
çizgi filmlerden , kliplere , binalardan , havada uçan bülbüle her şeyde bir izi vardır. içinde üçgen bulunduran her şey illuminatidir!!11
''çağrı, hasan , ali sizi kınıyorum ve size laflar hazırladım ibneler '' dediğim sınavdır. vay arkadaş şu şunu içmiş , bu bunu yemiş kesin doğru olan ne , en yanlış olanı ne... o soruyu çözerken saç baş dağıttı tüm sınıf valla. paragraf sorularında artık gözler gidiyordu benim ama basitti fena değildi.
sorulardan ziyade beni güvenlik meselesi bitrmiştir. her şey mükemmeldi , saçımızdaki toka-ki kopya yazma ihtimalimiz var- evimizin anahtarı- ki ayakkabı içinde saklanmıştır- süperdi. çok güven vericiydi bravo!!111 ulan o kadar eziyet ettiniz millete yine çıkacak 1500 tane kopya çeken görecez o zaman. matematik basitti ama çok bakmadım özgüven eksiklği diyebiliriz buna.evet.
kendi bastırdığı kitapları başka kitapçılardan çok daha ucuza alabildiğimiz ilginç kitabevi . danışmanları ve kasiyerleri adamı it köpek yerine koymasa da uğrarız , alternatifi için (bkz: turhan kitabevi) en azından güleç yüzlü insanlar.
gurbette öğrenciyken özlenir bu eylem fakat gerçekleştirildiğinde işkence haline gelebilir . baba sizi hala beş yaşında bir kız çocuğu olarak görüyorsa '' demek kii neymiiiş dürüstler her zamann kazanırmışşş '' gibi süpersonik yorumlar getirebilir , konuşmak istiyor da film yüzünden umursanmıyorsa; ev ahalisine geri zekalı muamelesi yapıp filmdeki her hareket söyler '' adam arabaya bindi vallaha'' gibi , izlenen film komediyse yapılan her espriden sonra '' haha adam bikbikbik dedi yaa'' diyerek özel eğitimini tamamlar. film siyasi , komplo teorisi falansa hoop bu günle bir bağlantı kurulur ki bu çok fenadır filmin kalan yarısını izleyemeyeceğiniz anlamına devam eder , artık iş değişmiştir , ne olacaktır ulan bu memleketin hali anasını vesaire vesaire.
uzun lafın kısası eğlencelidir bu durum , güzeldir , ha filmden bir bok anlamayabilirsiniz ama nedendir bilinmez bir güven hissi vardır evde , huzur vardır.