bugün

vesikalı yarim

geçenlerde kaybettiğimiz üstad- yönetmen Ömer lütfi akad'ın çektiği, izzet günay abimizin döktürdüğü , türkan ablamızın yuh be bu kadar mı güzel olunur diye düşündürdüğü filmdir.

çarpar. öyle bir filmdir. biz cahil cühela seksenler sonrası bebelerin izlediği yeşilçam filmleri genelde fakir genç , zengin kız, bir sürü bea , iş güç ama inanılmaz bir şekilde bağlanan mutlu sondur ya bu film öyle değil. sonu hüngür hüngür ağlatmasa da dudakların kenarını bir titretiyor , gözün biri doluyor , diğerinden damla dökülüyor. bir kaç damla çok değil. '' ne varsa eskilerde var huleyyn '' bu cümleyi de kurdum cidden ama gerçekten öyleydi. çok güzel bir filmdi. halil'in karısını sessiz sedasız terlikleri getirdi ya orası fena. bir de çocuk'' başımı okşadı babam kalacak mı acaba '' dedi ya , bittim.

bu arada yıllardır izlerim Türkan Şoray' ı daha böyle çarpılmadım onu izlerken. *