Kefal için atılan kıbrıs oltasına sıkça atlayan aklı kıt bir balıktır. Halüsinasyon konusunu kulaktan kulağa gelen rivayetlerde duyduğum ama lezzetsiz olduğu için ağzıma sürmediğim balıktır. Kemeraltı Şadırvandaki balıkçılar mevsim çipurası, ada çipurası gibi adlarla satarlar. Almanızı tavsiye etmem.
Asıl hani ve yazılı hani olarak bilinen türleri kayalık kıyılarda bolca bulunur. Silikona ve döner kaşıklara atlamalarının yanında her türlü yemle de avlanabilirler. iri boyda olanların eti lezzetlidir.
izmirde hanoz adıyla anılır.
Sparidae familyasına adını veren balık. ispari, ispara, isparoz adlarıyla anılır. 20 cm boya ulaşabilir dense de yarım kiloluklarının Karadenizde oltaya geldiği söylenmektedir. Kılçıklıdır ama iri boyda olanları buna rağmen lezzetlidir. irilerine izmirde eşek isparozu denir.
bir videosunda işkembe çorbasına burun kıvırıp " insanlar buna kıtlık zamanında alışmış olmalı" diyen ama parmak kadar kurtçukları iştahla yiyebilen hayatta kalma uzmanı değerli bir abimiz.
iyi balıkların boyuna göre değişen adları olur. levrekte, lüferde, palamutta olduğu gibi. çipura da böyledir. egede küçüğü lidaki, 20cmye kadar olanı kaba lidaki(ki bu cm hesabı tartışmalıdır) daha irileri çipura olarak adlandırılır. hrisof denen en iri boyunu tutmadım, tutanı da görmedim bu yüzden yorum yapamam ama baba torik gibi çipuralara bu adın verildiğini biliyorum.
hepsi çok yakışıklı ve güzeldir ama oltadaki yemi bozar, oltacının hayallerini çalar, daha misinayı çekerken kendisinin geldiğini hissettirir adamın ağzını bozar... yine de nazikçe oltadan çıkarıp suya kibarca bırakmak gerekir. iyi ki vardır denizlerimizin akvaryum gibi görünmesini sağlayan o güzeller.
daha önce defalarca tutmama rağmen bir gece vakti tarafından çarpıldığım hayvan. acile zor yetiştik, sonra bayılmışım. foça'da dragon diyorlar. gerçekten ejder gibi çarpıyor kerata. eti lezzetlidir ama tutunca çok dikkatli olmak gerekiyor.
okurken bir anda o mahallede dolaşmaya başlıyorsunuz. burnuma kavrulmuş soğan kokusu bile geldi bangır bangır ferdi çalıyordu evdeyi okurken. okunmalı.
çoğu kişinin sırf kulaktan dolma bilgilerle dudak büktüğü, okumadan hakkında yorum yaptığı oysa okunduktan sonra insan beyninde çok güzel etkiler bırakan bir yazar olduğunu bilmediği değerli edebiyatçımız. kitaplığımda kemal tahir'le yanyana duruyorlar ve bana her ikisi de gurur veriyor.
orhan pamuk'un okuduğum ilk ve kanımca en iyi romanıdır. okurla bol bol oynadığını kitap bittikten sonra anladığınız; mesela teşvikiye caddesi 135 ayrıntısı gibi. celal salik adresi vermiş ama anlayan kim tabi... değerli bir kalemin en mühim romanıdır.