Esas başlık ''Tüm ülke maça kitlenmişken flash tv de halay çekiliyor olması'' olacaktı ki malum karakter sınırlaması.. Tek gerçek gs ya da fb değil, dünya yıkılsa flash tv yayın akışıdır. Yemek, siyaset, hatta dini programların büyük bölümünde bile bu maça yer ayrılırken flash tvde ülke gündemine inat hunharca halay çekilmektedir.
2011-2012 sezonunda şampiyon olması durumunda geçen sene şike yaptığı tescillenip küme düşürüleceği varsayılırsa ortaya yine karman çorman bir tablo çıkacağı kesin. tff kararını seneye ertelemekle durumu daha da içinden çıkılmaz hale sokmuş olacak.
An itibari ile bir tv kanalında tff başkanı mehmet ali aydınlar, kupayı iade etmesi ile beşiktaşın uefa tarafından cezalandırılmadığını belirtmiştir. *
midelerinin genelde hassas oldugu göz önüne alındıgında cok ender rastlanan kızlardandır. yanında bir erkek varsa yemek konusunda asla naz yapmaz. ayrıca sadece bu yiyecekler üzerine calısan mekanlara girebilmeleri hasebiyle medeni cesaretlerinden ötürü tebrik edilesilerdir.
aşıkken dinlenmemesi gereken ya da dinlemesi cesaret gerektiren şarkılardır. hele acının derinden hissedildiği dönemlerde akıl sağlığına ciddi zararlar verebilir. * genelde 90 lı yıllara ait şarkılardır bunlar sezen aksu, yıldız tilbe uzar gider... tabi günümüz itibariyle de adamın ağzına sıçan şarkılar fazlasıyla mevcuttur.
Bugunku gs-fb macinin ilk yarisinda istatistiklere yansimistir. cuneyt cakirdaki bu istek bu heyecan neye delalet eder tartisilir ama normal sartlar altinda olmasi gereken hadisedir.
Yaklasik 15-20 senelik futbol hayatı gözünün önünden film şeridi gibi geçmiş, o kadar yıllık kariyerinin içine bir anda sıcmıs olan futbolcudur. gerci bu "bir anlik" kavrami top yuvarlaktir, futbol bu her an hersey olabilir, insanlik hali vs deyip gecilebilir ama karizmayi ortadan ikiye ayirdigi gercegini degistirmez. ayrıca futbolcunun son macında boyle birseyi basarabildigi icin dakikalarca ayakta alkislanmasi muhtemeldir ya da son macinda oyundan cikarken yuhalanmasi.
mesela sozkonusu futbolculardan biri de franz beckenbauer in ta kendisidir ki futbola on libero kavramini kazandiracak kadar buyuk bir futbolcudur.
yök ün bugünlerde üzerinde çalıştığı konu. özellikle zor bölümleri bitiremeyenleri, kafada saç bitti okul hala bitmedi diyenleri, 7-8 Allah ne verdiyse öğrencilik süresini uzatanları mutlu edecek haberdir. *
dün mali ve idari konuda yönetimin aklanması ile sonucu az buçuk tahmin edilen olay. an itibariyle oylama devam etmektedir fakat tribünlerde uzunca bir zaman daha yeter demirören yeter sesleri yükselecek gibi gözüküyor.
yaşam kaynağını su değil çay olarak bellemiş insandır. günde 20-25 bardak nerden baksan 3 demlik çay demektir. fazlası çarpıntı, göğüs anjini, sinir bozukluğu, baş ağrısı, sıkıntı, mide bulantısı, uykusuzluk vs.. çeşitli hastalıklara sebep olduğu halde tiryakisi için bu ortalama değişmez.
askerlik görevini yerine getirenlerin de bildiği üzere komutanların askerlere sabah günaydın deyişinden akşam iyi geceler deyişine kadar geçen sürede kurduğu her cümlenin başında ya da sonunda ünlem olmasından kaynaklanan durumdur. Halbuki askerlik te bir nevi eğitim yuvasıdır ama halböyleyken teskere alan askerlerin küfür haznesinde bir hayli artış olduğu gözlemlenir.
an itibariyle haberlerde izlediğim hadise. sanayi şehri bursa da yaşayan yaklaşık 1.5 milyon kişiden 450 binden fazla kişi için haciz dosyası bulunması olayıdır. *
yaptığı her işten sonra hadi bunu kutlayalım diyen insan modeli ya da organizma desek daha doğru olur.
dersten çıkar:
- alo abi hadi bu akşam taksimdeyiz sabahtan beri dersteydim çıktım şimdi kafayı dağıtmam lazım..
cuma günü mesai saati biter:
- yarın haftasonu, uyursunuz ulan hasta etmeyin adamı akşam herkesi bekliyorum kumkapıda kafaları cekicez.
finalleri biter:
- aloo akşam tophanedeyiz bilader onu bunu anlamam bak zaten finaller de bitti ıslatalım olum iste!!!
askere gider:
- ulan askere gidiyoz askere dansöz isterim aç aç isterim ulan ayarlayın bi organizasyon bilader ben anlamam valla!
askerden gelir:
- (askerden gelmeden 1 hafta önce organizasyon ayarlanmış olmalıdır zaten)
işe girer
- işe girdik olum yarın milleti toplayın kör agopun yerindeyiz.( bir de ilk maasını almışsa zaten (bkz: dikine sıcmak))
kız arkadaşı olur:
- aysunla tanışmayacak mısınız lan mal herifler, nasıl adamsınız olum siz!! cumartesi sabahına çınaraltındayız herkesi görcem herkesi!
yeni yerler keşfeder( otobüste, dolmuşta giderken görür genelde):
- hacı yeşilköyde bir yer görmüşüm köy kahvaltısı veriyo cumartesi sabah 06.00 da ( kargalar bokunu yemeden ) toplanalım haydi...
- hayatına dair enteresan şeyler olur, işleri rast gider:
* olum internet cok hızlı artık film 20 dakkada iniyor valla
* gittigidiyordan bi telefon almısım yarı fiyatına olum süper denk geldi lan!
* hscb den aradılar kredi kartı limitini arttıralım mı dediler bilader!
* ford otosandan iş teklifi geldi lan bugün, mezun ol işin hazır dediler!
daha nice gelişmeler sonucunda hasılı ota boka hadi bunu kutlayalım diyen insandır. *
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Mustafa Özel'in köşesine taşıdığı, yaşanmış çok ilginç bir iş başvurusu hikâyesi....
1. Adınız Soyadınız:
Mehmet Tartar
2.Yaşınız:
Yirmi sekiz.
3) Şirketimizdeki hangi pozisyon için başvuruyorsunuz?
Mümkünse yatay bir pozisyon için. Eğer daha ciddi bir cevap istiyorsanız, ne iş olsa yaparım. Şart öne sürebilecek durumda olsaydım, burada bu formu dolduruyor olmazdım.
4. Düşündüğünüz ücret:
Aylık 5.000 YTL maaş artı yıllık kârdan yüzde 10 hisse! Eğer bu mümkün değilse, siz bir ücret önerin, ben size evet yahut hayır derim.
5. Eğitiminiz?
idare eder
6. Son işiniz.
Sadist bir şefin deneme tahtası olmak.
7. Son ücretiniz:
Hak ettigimin çok altında.
8. Önemli başarılarınız:
Arakladığım kalemlerden muhteşem bir kolleksiyonum var; evde sergiliyorum.
11. Çalışmak istediğiniz saatler:
Pazartesi, Salı ve Perşembe 13.00-15.00 arası.
13. Şimdiki işvereninizle görüşebilir miyiz?
işverenim olsa burada olmazdım.
14. Fizik durumunuz 20 kilogramdan fazla taşımanıza engel mi?
Belli olmaz, ne taşıdığıma bağlı.
15. Otomobiliniz var mı?
Evet, ama soru yanlış sorulmuş.
"Çalışır durumda bir otomobiliniz var mı?" diye sorsaydınız, cevabım farklı olurdu.
16. Daha önce bir yarışma veya madalya kazandınız mı?
Madalyam yok ama lotoda iki kere 3 tutturdum.
17. Sigara içiyor musunuz?
Otlanacak bir enayi bulabilirsem.
18. Beş yıl sonra ne yapmayı hayal ediyorsunuz?
Bana tutkun zengin bir fotomodelle Bahama Adaları'nda yaşamayı. Bir yolunu biliyorsanız bunu bes yıl beklemeden de yapabilirim.
19. Yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu taahhüt ediyor musunuz?
Hayır, ama SIKIYORSA aksini iddia edin.
20. Sizi bu başvuruyu yapmaya iten gerçek sebep nedir?
Birbiriyle tutarlılık derecesini kestiremediğim iki cevabım var:
a) insan sevgisi ve tüketicilerin iyi beslenmesine katkıda bulunma arzum.
b) Gırtlağıma kadar borca batmış olmam..
tamam anladık hoş mekanlara gidilmiş, yaz ayı süper geçirilmiş, güzel bir tatil yapılmış ta bu durumu neden abazan yuvası haline gelmiş sosyal paylaşım sitelerinde bikinili resimlerle ifşa edersin a benim beyin özürlü kızım, ulan ben şortlu resimlerimi bile koymazken sende ki bu ne cüret böyle! bu tur kızlar ya hakikaten çok saf ya da internet aleminde koydukları resimleriyle müsemma olabilme ihtimallerinin farkında değiller.
anteplidir. bir tv programinda antepin o meshur carsisinda soylemisti biri sok edercesine..
+ burda kahvalti nasil yapilir?
- yegenim once sabah 5 gibi kalkilir. sonra bi beyran icilir. arkasindan bi kebap ve en son baklava yenir.
+ saka mi bu dayi?
- valla burda boyle yegenim istedigin esnafa sorabilirsin!
bazen saskinliga sebep olur bazen de yazari "ben biliyodum boyle olacagini" gibisinden triplere sokar ama neticede entrynin tum sozluk efradi tarafindan begenilmesi sonucu olusabilecek durumdur.
- gunaydin neco sevkiyata basladiniz mi?
+ basladik gurkan abi 2 saate vesaiklerle yanindayim..
- ne is lan cok neseli geliyo sesin..
+ sorma abi dun gece bi entry girmisim sabah bi kalktim arti manyagi olmus..
- neyse cabuk gel de bi cay koy ..
+ alo alo gurkan abi ..!!
diyet dersi verirsin insanlara sunu ye, bunu ic, bilmem ne tipi gidalardan uzak dur falan dersin, tv lere cikip bitkisel zayiflama uzmaniyim ayaklarina yatarsin.. lisan-i halinle tig gibi bir delikanli olman gerekirken adeta dedigimi yapin ama yaptigimi yapmayin der gibi sisman olmaktan da hic mi hic rahatsizlik duymazsin.. ulan madem oyle ne diye inanmadigin birseyi millete tavsiye edersin denilesi insanlardir. ayni gozlere lazer ameliyati uygulayan, seni gozluklerden kurtaracam diyen fakat her nedense kendileri gozluk kullanan doktorlar gibidirler.
(bkz: tsk mi geciyonuz la siz milletle)
derin uzuntu duyulasi hadisedir kimi zaman.. hele de o yakin arkadaslarin arasinda sevilen bir hatunun olmasi kafayi sans topu cekilisi gibi karistirir. ya bizim hatun da evlenirse, yikilir lan bu sehir, kuslarda gider diyip durursun ahmet telli gibi.. hep o tereddutlerle uyunur geceleri, sabah kalkip her aynaya bakildiginda da ayni soru zihinde canlanir. acaba sira onda mi? "baska birine yar olursa sictim bu hayat bitmez artik" gibi endise dolu dusuncelerle gune arabeski bir merhaba denir adeta..
yer zonguldak.. tarih 28 subat 1998.. zonguldakta bir dugunde tiestonun da popularitesinin damga vurmasi ile ( ya da sonradan tiesto ayari verilmis bir dans ta olabilir ) halis mulis anadolu insani, evli 3 cocuk babasi gorunumlu iki vatandasin show yapmasi ile ilgili hadisedir. bu bir rastlantimidir bilinmez ama bu vatandaslarin ya o saatlerde alinan mgk kararlarindan haberleri yok ya da yapacaklari show oncesi performanslarini etkilememeleri icin kara haber kendilerine ulastirilmamistir. ya da harbiden bu olayi biliyorlar ve performanslarina yansitiyorlar.. ama yine de ozellikle sakalli olani olaydan bihaber ise ve gece evde ogrenince "ulan tam da biz dugundeyken olmus" diyerek tum komuta kademesine asttan uste dogru sirayi bozmadan kaymis olabilir..
bir hışımla anne baba arasındaki meydana gelen anlaşmazlıkların ürünü olarak; for example; babanın osurması ya da vs aktivitelerin meme yapması biriklmesi sine-i milletin sırtında birike birike bir ur haline gelmesi neticesinde meydana gelen fenomenler bütününün dışa yansımasıdır.
baba hali ile efendi efendi oturup haşat ettiği kumanda-bu kavram geniş olmakla birlikte ailenin en küçük elemanı da ayaklı kumanda vazifesi görebilmekte-, meyve tepsisi ve ak-don kreasyonu-coco chanel'i sevgiyle analım ve viscontiye de bir selam çakalım-ile otururken annenin eski defterler açıp açıp kapamnası ve bir kadın terliği büyüklüğündeki çel-çene dili ile babanın orasında burasından girip çıkması neticesinde, baba yavaş yavaş birikir. önce yan kedi gözleri ile bıyıklarının yamaçlarından bakarak, anneye gözdağ verir daha sonra televizyona sebil ettiği dikkatini çalan annenin miadını yavaş yavaş dolduğunu hafif bir osuruk hareketi ile ekarte eder.
şimdiye kadar anne kredisini tüketmemiştir. lakin baba tüm sabır ve basiretini koruyarak "fesuphanallahlar" çekerek, sakalını sıvazlar-annemizin babamızın lisanı halinin objective-correlative'sidir bu davranışlar. sembolik anlamda annenin yaptığı aklın zinasına karşılık baba metaforik olarak sakal sıvazlar, hafiften dozu ayarlamak suretiyle, göbek hizasına çektiği lastik donunu osuruğun vizkozitesini ve -bernoulli teoreminin de yardımı ile-artırmak amacıyla hafif sola dönmek suretiyle -sana osurak kadar değer vermiyorum mesajını-sembolically, alegorically-verir.
baba hızla ısınmakta ve artık bu oynu "Coup de Theatre" sahnesinin geldiğini hissettirmektedir. lakin baba artık magnum opus'unu sahneleyecektir. babanın annenin sembolik ve realistik anlamda kliimaktik imajlar ile donattığı dikkat dağıtan göstergeler bütününden-bu göstergeler bütününü çiçekli şalvar, örenbayan modunda oturup kazzak örmek ya da ağızdaki çiğnenmiş falım sakızını babaya yöneltilen hışımın simgesel ifadesi olarak, bıkmış olan baba; antonioni ancanın "eros sick" düsturundan hareketle "senin sick kadar aklın yok ithamlarına maruz bırakıp eros'un da kulağını çınlatıp, susuz çölde kybele'ye emanet ederek" elindeki portakalı anneye fırlatır.
ailevi meselelerde sikinti yasayan, ya da akrabalik baglari cok kopuk olan insanlarin basina gelen hadise. tum sene sen konusma, selam verme, arama, sorma sonra da bayramlasmaya kimse gelmedi diye hayiflan.. oldu mu simdi..?
Sakarya'da oturan Serkan Kurt isimli bir vatandasin, hiç ikamet etmediği halde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi izmit Su ve Kanalizasyon idaresi (iZSU) tarafından adına düzenlenmiş toplam 5 bin TL'lik iki adet su faturası gönderildi. ayrica sahsin adina duzenlenmis belediyede bir vergi levhasi da bulunmus..
zaman
daha ana karninda iken borc batagina batmis, hayatla mucadele pahasina her isi hazir insanlarin yaptigi birtakim islerdir.. Allah yardimcilari olsundur..
-kanalizasyon temizliyiciligi
-iskembe salonunda mutfakta calismak
-hurdacilik
-tuvalet temizliyiciligi
-koltukalti koklayiciligi (bir kozmetik firmasinda calisanlara yaptiriliyormus denemek amacli)
-kedi mamasi kalite kontrolorlugu
-les kaldiriciligi
-sabahin 5 inde kalkip gazete dagiticiligi yapmak
-araba tamirciligi
.....
birgun ankarada istanbul yolu uzerinde iki arkadas otostop cekerken onumuzde bir camur kamyonu durur..
+ samet bunla mi gitcez lan taa istanbula olum emin misin?
- bilader atlayalim ilerde biryerde iner olmadi baska bir arac kesin alir bizi..
+ olum emin misin bak bu camur kamyonu Allah bilir nereye gider, hangi yollardan gecer bu..
+ yaw atla be olum nolcak sen de..
coook zor bir olay olmakla birlikte saatlerce yolculuk yapilsa bile zamanin nasil gectigi anlasilmaz.. sofor abimiz hayat hikayesine adeta edirneden girer artvinden cikar .. o kadar uzundur ki anlata anlata bitiremez.. bir de sizi bir daha gorme ihtimali az oldugu icin kimseye anlatamadigi seyleri size anlatabilme sansi vardir ve bu sansi sapina kadar kullanir..
bu kamyon soforu abimizin memleketin tasindan topragindan midir, cok yer dolasip gormekten midir bilinmez kufur hazneside oldukca genistir.. unlemsiz! cumle asla kurmaz.. hele birde onune yerli yersiz bir arac, kendini bilmez bir sofor veya kendini bilmesine ragmen arkasindaki kamyon soforunu bilmez veya kadin bir surucu cikmayadursun.. o zaman koparir kiyametleri.. sesi kornadan daha gur cikar..
istanbula vardigimizda trafik terorizmi ne imis cok iyi anlasilmis ve yasanmistir..
+ soforr mahmut abi; yegenim eyvallah yolculuk guzel gecti sayenizde.. her zaman atarim sizi istanbula ankarada ambara gelin mahmut abinizi sorun herkes bilir zaten beni..
- tamam mahmut abi eyvallah saolasinn
( seni bu portfoyle bilmeyen var midir ki)
mahmut abi hafiften yol alir.. ve biz de iki arkadas birbirimize sariliriz o an ohh be bilader kurtulduk kazasiz belasiz cok sukur..
Efendim oncelikle helal olsundur.. ayrica ulkenin bircok yerine hala dogalgaz gitmedigi icin normal bir durum olmakla birlikte, dogalgaz giden yerde bile -ben ne soba cayimdan vazgecerim ne de kestane pisirmekten- deyipte inadina eski geleneklerini yasatmaya calisan insandir..
Beşiktaş'ın, 1 milyon dolar + 2 oyuncu karşılığında aldığı Serdar Kurtuluş'u G.Antep'e 100 bin dolara sattığı ortaya çıktı.
BAĞIŞ GiBi TRANSFER-
Gazete Habertürk'te Meriç Müldür imzası ile yeralan habere göre Serdar Kurtuluş konusunda bilinmeyen gerçekler dün Beşiktaş Futbol A.Ş.nin genel kurulunda gündeme geldi. Borçlanmaya dikkat çeken üyeler, bu anlayışla bu yükün altından kalkılamayacağını vurguladı. Üyeler, Gaziantepe verilen Serdar Kurtuluş hakkında kaça alındı, kaça verildi bilmiyoruz. Kaydı yok şeklinde eleştiride bulundu. Asbaşkan Ertunç Soğancıoğlu, şaşırtan şu cevabı verdi: Serdar Kurtuluşu 100 bin dolara G.Antepe verdik. Soğancıoğlu'nun bu sözleri, Atıf Keçeci'nin ısrarı üzerine kayıtlara yazıldı.
-1 MiLYON DOLAR VERMiŞLERDi-
Peki Gaziantepe 100 bin dolar gibi komik bir rakama verilen Serdar Kurtuluş ne kadara alınmıştı? 2006 da Bursaspordan transfer edilen Serdar için borsaya gönderilen yazıda, 1 milyon dolar bonservis ücretinin yanı sıra Sinan Kaloğlu ve Eser Yağmurun bonservis haklarıyla verildiği bildirilmişti. Beşiktaş'ın anlaşmaya, Sinan için 750 bin, Eser Yağmur için ise 500 bin dolar geri alma bedeli koyduğunu düşündüğümüzde, bu transferin mali tablosunun daha da büyüdüğü ortaya çıkıyor.
Ankara Ticaret Odasi bunla ilgili bir rapor hazirlamisti.. bir dilencinin aylik geliri 750-1000 tl arasinda degisiyormus.. ulan ne istir asgari ucretle 650 tl ye bi taraflarimizi bosuna mi yirtiyoruz ulan dedirten hadise.. bu paranin cogu da kim bilir hangi ellere gidiyordur.. hatta Turkiyede dilenci populasyonu oyle bir artmis ki zaman zaman koprulerde, kaldirim koselerinde zenci dilencilere bile rastlaniyor.. Turkiye'nin istismar abidesi bir ulke oldugunu varsayarsak normal bir hadise tabi..
