sanırım bir scooter motor alırsam ve ucuz çin scooterlarından almazsam, tercihim bu olacak.
honda'nın tüm scooter motorlarından uygun bir fiyatta.
yorumlarda hızı 90 km'yi geçmiyor diyorlar.
zaten araba var, bunu şehir içinde kullanacaksın. şehir içinde rahat rahat yeterli.
edit : (#47407336) sıkılmak değil, araba zaten zorunluluk. durum varsa, araba illa olacak.
ki bana göre en kötü 4 teker, en iki 2 tekerden daha iyidir. arabamı seviyorum, çok şükür sorunumuz yok.
ama motorlara bir süredir heves ediyorum. motor biraz daha tercih işi.
zaten o yüzden çin malı scooter bakamıyorum ki, olur da hoşuma gitmezse kolay satamam diye. japon motorlarının 2. el piyasası var en azından.
şehir içi daha ekonomik işe git gel, çarşıdaki işleri hallet gel.
mis gibi.
Şu an kendisini çok ön plana çıkaramasa dahi bundan 20-25 sene sonra Balıkesir'in Bandırma ve edremit'ten sonraki üçüncü baskın, üçüncü gelişmiş ilçesi olacağını düşünüyorum. Diğer iki ilçe gibi Burhaniye de uzayıp gidecektir listenin geri kalanından.
Şu an nüfus olarak gönen'den geri.
Ancak geçecektir.
Bir ihtimal ayvalık'ı dahi geçeceğini düşünüyorum.
anlatılana göre, ki birinci ağızdan (-imiş).
''bir ilçe başkanı kendisine sorar.
bize niye atatürk düşmanı diyorlar?
-mezarına karanfil yerine, dua fatiha bıraktığımız için.
kim ne derse desin atatürk cepheden cepheye gidip savaşmış, bu ülke için ter dökmüş birisidir. bu sebeple hepimizde hakkı vardır. kimsenin karalamaya hakkı yoktur."
Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra en çok fabrika kuran isim olabilir.
necmettin erbakan zamanında atılan fabrika temelleri (1974-75-76-77)
1974 yılında atılan temeller:
-konya kulu tuz fabrikası
-afyon şeker fabrikası
-afyon et ve balık kurumu
-kütahya iplik fabrikası
-yozgat çimento fabrikası
-malatya iplik fabrikası
-hakkâri yüksekova süt fabrikası
-siirt süt fabrikası
-trabzon peynir tereyağı fabrikası
“Biz; Demirellerden, Türkeşlerden milliyetçilik dersi almayız. Sevgili Kardeşlerim! Biz milliyetçiliği sokak duvarlarına değil; Kıbrıs'ın topraklarına, Ege'nin deniz yataklarına yazmışız. Biz milliyetçiliği Batı Anadolu'nun haşhaş tarlasına yazmışız.”
- Bülent Ecevit
------------------------------
° Ecevit, 20 Temmuz 1974 tarihinde ilk Kıbrıs Harekâtı'nı, 14 Ağustos 1974 tarihinde ise “Ayşe tatile çıksın.” parolasıyla ikinci harekâtı başlatmıştır.
° 1999 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Kenya'da yakalanarak Türkiye’ye getirilmesini sağlamıştır.
° Anne tarafından dedesi olan Medine Harem Şeyhi Hacı Emin Paşa'dan kendisine kalan Medine'deki yüklü mirası 2005 yılında Türk hacılarının yararlanması koşuluyla devlete, Diyanet işleri Başkanlığına bağışlamıştır.
zamanında çok imrendiğim, yakın seviyelerde gördüğüm iki otomobil.
ikisini de elektronik aksamlarının çok olması ve buna ek olarak yaşları sebebiyle önermesem de laguna 1'lerin daha konforlu olduğunu düşünüyorum. ve yine bence vectralar daha sıkıntılı araçlar.
ancak hitap ettiği grup eskiden de farklıydı; laguna 1 daha makam aracı tadında, vectra b üst segment ve biraz da spor olsun diyenlere hitap etmekteydi.
vectra b'lerde hararet de sorundu.
hararet 95'e çıktığında ancak fan açardı. elektrik ve sensör sorunları da asla bitmezdi.
laguna vectra'ya göre daha geniştir.
laguna'nın en boş olanı dahi yanlış hatırlamıyorsam vectra'nın en boşundan doluydu. tuşlara ulaşım, araca hakimiyet vectra'dan daha iyiydi. daha konforluydu diye aklımda kalmış.
laguna'nın dezavantajı ise renault grubu olmasına rağmen yedek parça sıkıntısı vardı.
motor sesi içeride fazla duyuluyordu, vectra'ya kıyasla gece daha sönük gelirdi göstergeler ışıklandırmaları.
aklımda kaldığı kadarıyla tabi bunlar. ikisine de binmeyeli uzun zaman oldu.
90'lı model bir araçta elektronik aksam ne kadar çoksa o kadar sıkıntı diye düşünüyorum; 98 broadway daha mantıklıdır neredeyse artık.
ancak birinden birini seçmem gerekirse laguna 1 diyorum.
tasarım olarak opel daha güzel yine de.
scooter motor alanın bir nevi apple markasıdır.
evet biraz pahalıdır ancak motoru, karoseri kalitedir. lakin yine söylüyorum, olması gerektiğinden de bence pahalıdır.
evladiyelik scooter olarak bilinirler.
uzun yıllar kondisyonlarının sağlam kalmasıyla meşhur motorlardır.
çin malı pek çok markanın çakma modelleri bulunsa da, at vs eşek versusundan ileri gidememektedirler.
ayrıca scooter motor olduğuna aldanmayın; 50 cc'den başlar, 125, 150, 250, 300 cc'lere dek modeli bulunmaktadır.
bunu bir kere aldıktan sonra muhtemelen istisnai durumlar dışında bir daha scooter motorsiklet almanıza gerek kalmaz.
ha yine de pahalı olmasının tek sebebi kalitesi değil, önemli bir ölçüde de marka değeridir.
kalitelidir ancak çok çok konforlu olduğunu söyleyemem yine de.
aslında tam olarak ideal başlangıç motoru budur.
şehir içi gayet yeterli.
sıfırı 180 bin lira civarında.
motora 180 bin lira verme fikrini kabullenebilsem alacağım ancak bana 200 bin lirayı arabanın üzerine koyup, arabayı yenilemek daha mantıklı geliyor.
ama 100-120 bin liralara temiz bir 2.elini bulabilirsem düşünüyorum.
bir de benim arabanın rengi gibi yine beyaz da denk getirebilirsem, mis mis.
2012-2018 arası 40-100 bin lira arasına mevcut,
ancak bu araba değil motor, 2018'den de aşağı olmamalı diye düşünüyorum.
edit : ekşide şunu gördüm.
yeni 2025 pcx125 dx modeli sitesinde 215 bin lira.
vespa indirimiyle 250cc gts 259 bin lira.
bunla otobana neden çıkılsın? bu şehir içi a noktasından b noktasına en ekonomik ulaşma aracıdır.
lakin şu var..
sadece birkaç ay öncesine dek 50 cc scooter motor fiyatları 35 bin ile 40 bin lira bandından başlarken şu an 50-55-60 bin lira bandından başlamakta.
birkaç ay öncesinde 50 cc motorlar içinde 70 bin lira olanlar pahalı sayılırken şu an ortalama duruma gelmiş durumda.
aradaki 15-20 bin lira önemli bir artış değil ancak 50 cc motor için çok.
edit : 50 cc'nin tek esprisi b ehliyetle kullanılabilmesi, sigorta vb'si zorunlu olmaması.
aldıktan sonra 80'e, 100-110'a çeviren çok.
oldubitti 50 cc şehir içinde kullanılsa da çekilmez zaten.
muhtemelen buradaki kasıt tofaş şahin / doğan, renault toros grubu olsa gerek.
şehir içi binek kullanım için ise tofaş şahin / doğan denecek versus.
tofaş'ın kullanımı, araç içi kullanım kolaylığı dönemindeki diğer araçlardan geri değildir. daha rahat, daha konforludur.
hele 97-98 model üzeri hidrolik direksiyon, elektrikli ön camlı, enjeksiyonlu motor olanlar ise tadından yenmez. iç hacmi de daha geniştir.
toros grubu 89'dan 2000'e donanımsızdır.
tek vasfı önden çekişli olduğu için engebeli yollarda iyi gider, kaportası sağlamdır.
kullanımı zordur öyle ki araba kullanmayı toros'ta öğrenen her arabayı sürer şeklinde bir söz halkımızda yer etmiştir, konfor namına hiçbir şey yoktur.
gelelim station wagon kullanıma; burada seçenek sw toros olur diye düşünüyorum.
tofaş grubu daha çok binek kullanıma yönelik olduğu için hor kullanımda dökülmeye daha meyillidir. oysa toros sw zaten üretim amacı kırsaldaki tüm şartlara göre kullanım olduğu için bana mısın demez.
boyası biraz kelermiş olanları 140-165 bin lira civarında bir piyasaya sahiptir.
ancak tipi biraz sempatik dursa da tofaş grubuna göre hiçbir artısı bulunmamaktadır. ve hatta tofaş grubunun en azından iç hacmi, bagaj kapasitesi çok çok daha geniştir.
hidrolik direksiyona sahip her türlü temiz tofaş, uno'dan net biçimde iyidir.
ki hidrolik direksiyona sahip, temiz bir tofaş 2.el piyasasında uno'dan biraz daha pahalı seyretmektedir.
ilk aracını alacak, bütçe sıkıntısı yaşayan kadınlar için ideal araçlardan biridir uno.
elektrik aksamı fazla olmadığı için tipo / tempra grubuna nazaran daha kafa rahat ettirecek bir modeldir.
not: tipo / tempra grubu uno'ların üst segment aracı olarak konumlandırılmıştır.
iç hacimde ise tipo / tempra grubu uno'dan yine geniştir.
iç hacim genişliği tofaş > tipo / tempra > uno.
segment anlamında ise tipo / tempra = 1998 ve üzeri tofaş > 1989-1998 tofaş = uno.
Oto galeriler "işte bu araç suv, bu araç arazi aracı, of mükemmel, off road.." gibi saçmalıklar ile aracın piyasasını 250-350 bin lira arasına yükseltmeye çalışsa da 120-200 bin lira arasına gayet bulunabilen bir araç.
Ha kaliteli de değildir.
2000'lerin başında şu anın aksine Toros, Tofaş piyasası kadar dahi bir fiyatı yoktu.
Lada Samara/Vega, Ford Taunus piyasası ile yakın yerlerdeydi.
Olması gereken yer 2000'lerin başıdır.
Konfor desen yok, rahatlık yok, öyle sorunsuz bir araç hiç değil.
Tamamen oto galericilerin şişirmesi şu anki durumu.
Sahibinden denk gelirse 150 binlere hala alınabilir.
Arada Laguna 2 almayı düşünen biri olarak cevap veriyorum; net Vectra c.
Vectra c daha heybetli, daha üst sınıf görüntüsü çiziyor.
Ancak Laguna 2'de kafamın daha rahat edeceği hissi mevcut.
Ben aracın rutin bakımlarını yaptırayım, başka da sorun açmasın modeliyim.
Vectralar biraz korkutmakta gözümü.
95-2000 model ford escortları fiyat muadilindeki 95-2000 tofaş, 95-2000 toroslar ile bir tutmak mümkün değildi. escortlar görece dar olsalar da çok daha rahat, donanımlı araçlardı.
ancak yıllar içerisinde anlamayan ustaların da eline düşmeleri sebebiyle kronik rahatsızlık canavarı bir hale büründü zamanla escortlar. tabi araçlar genel ford karakteristiğinin aksine biraz da narindi.
velhasıl bunlardan ötürü bugün temiz bir escort'un piyasası, temiz denk model tofaş ve torosların epey altında kaldı maalesef.
taunuslar da dönemine göre enfes araçlardı.
ancak en yeni taunus 92-93 model olduğu için yapılı olmadan temiz yürüyenini bulmak zor.
anlamayan ustaların elinde zamanla darmadağın bir hal aldıkları için şu an büyük çoğunluğu kronik sorunlu bir hale gelmiştir.
bir yerini yaptırsan başka yeri bozulur, yaptırdığın yeri birkaç aya tekrar bozulur.
ilk üretildiğinde fiyat muadillerine kıyasla kaliteli araçtı.
sorunlu bir hal almaya başladığı için görece temizlerinin fiyatları temiz ve değişensiz 1995-2003 toros ve tofaşların altında seyretmektedir.
1992 model elektronik aksamı olan hiçbir araç alınmaz.
1992'si ile 2002'si, 2012'si bir olan tek araç renault toros'tur.
ama 180 bin tl fiyat olarak makul. ancak buna zorunlu sigorta masrafını vb ekleyince pek kar edecek bir şey kalmıyor geriye.
yine 1992 kasa cıvıclerin piyasası ne kadar var şahsen emin değilim.
civic alınacaksa 1997-1998 aşağısı olmamasını tavsiye ederim.
92 model parça sorunu da bir ihtimal yaşatabilir.
bab-ı ali baskını sonucu sadrazamlıktan istifa etmek zorunda kalan eski osmanlı devlet adamıdır.
kendisini silah zoruyla istifaya zorlayan ise bizzat şehid-i ala, gazi-i namdar, hürriyet kahramanı enver paşa'dır.
istifasından sonra yakın dostu Lord Herbert Kitchener tarafından davet edildiği Kahire'de üç ay kalan Kamil Paşa, 1878'de ingiliz yönetimine giren memleketi Kıbrıs'ta yerleşti.
Koşulların değişmesini ve tekrar Osmanlı başkentine dönmeyi umuyordu ancak ittihatçıların muhalif siyasetçileri sürgüne yollamaya başlamaları ile ümitleri son buldu.
bab-ı ali baskını öncesinde yaşanmış bir olayda Hindistan gezisine çıkmış olan ingiltere Kralı V. Georges ve kraliçe ile gemide öğle yemeğinde buluştu.
Bu olay,ittihat ve Terakkî yanlısı basında ağır eleştirilere uğramasına neden oldu.