Anlayışlı bir insan beyanıdır. bayan arkadaşları bu "gece sözlük" denen yerde dolaşmayın diye uyarır. Gerçekten berbat bir yer ben de yıllarca karşı çıktım bu sözlüğe karşi ama savaşımda hep tek başımaydım o yüzden pek bir şey başaramadım. Aksine gece sözlükle uğraşmaktan hayatım mahvoldu, çalıştığım bankadan atıldım. Başka yer de işe almadı beni. Kız arkadaşım da gece sözlüğü takıntı haline getirip, hayatla başa çıkabilme yeteneğimin düşük olduğunu. Böylelikle de gece sözlüğýn bilinçdışımın bir yansıması olduğunu iddia etti ve evet o sözlüğü ben kurdum. Kendi kendimi işten kovdurtup insanlara beni işe almamaları karşılığında maaşa bağladım. Çünkü hayatın sınırlrını zorlamak istedim. Yaptığım saçmalığı gören uzaylılardan dünyadışı bir müdahale bekledim ama bu şaçmalığı mantıkla kurguladığımı anladıkları için galiba bana görünmediler.
Hepiniz yanlış anlamışsınız izmir de "gece sokak" diye bir yer var orası hakkında söylenmiş bir söz bu. Evet orada gezen kız "yol"ludur. Yozgatın küçük bi kazası bu "yol" denen yer. Şimdi salladığımı düşüneceksiniz çünkü gezen kız çok spesifik bir ifade ama durun sövmeyin hemen onu da açıklayayım.. kardeşim lütfen sözümü bitirmeme bir izin verir misin? Ama böyle olmaz ki ben kime söz anlatmaya çalışıyorum, değmezsiniz buna. Hayır kaçmıyorum işim var.. dinlemiyorum sizi la la la..
Dinlendiğinize delalettir. Eee ninemin bi sözü vardır;"modern toplumun varoluş sancıları aslında postmodern toplumun ebesidir" ama konuyla ilgili olan söz bu değil şu;"diş fırçana erişebilecek kadar yakınında olan herkese dikkatli davran".
Size black metalin en büyük sırrını söyleyeceğim. Böyle bir mecrada bu gerçeği söyleyeceğim için kimse bir sır ifşa ettiğimi dahi anlayamayacak, dikkate dahi alınmayacak. Ama gerçek, sadece onu arayanlara açıktır o yüzden "sen!" burayı dikkatle dinle.
Black metal denilince en metalciyim diyenlerin bile aklına çekmeyen radyoyla karışık tüplü televizyon gürültüsünün yanında brutal veya scream bile olmayan acılı hayvani çığlıklar gelecek. Ki aslında bu bir gerçektir, black metal parçaları dinleyenlere acı verir. Genelde de bu 'acı veren' parçanın %1 lik kısmında hoş rahatlatan ve gerçekten güzel bir kısım vardır. Neredeyse çektiğiniz bütün acıya değer o kısma kadar gelip o ana tanık olmak.
işte sen sevgili gerçeği arayan kişi, hayatın gizemi de burada saklıdır! Hayat da tıpkı bir black metal şarkısı gibi acı verir hem de her an. Öyle ki sadece duyularını değil beraberinde ruhunu da köreltir. Ama öyle bir an gelir ki o acıların hepsinin adeta intikamını alırsın. Tıpkı şarkıdaki o hoş kısım gibi. Her yanı güzel olan bir şarkı(pop gibi) sana asla bu zevki veremez. Çünkü ne kadar gerilirsen, gevşemen de bir o kadar derin olur. Bu Hermetik bir yasadır. Black metali sevenler bu yasayı belki zihniyle değil de sezgileriyle kavramış insanlardır. Onlar en büyük gerçekçilerdir!
Cam kenarına oturup ders boyunca dışarıyı seyreden kişi.. Ama hoca soru sordugunda her zaman cool bir sekilde cevap verip, hicbir sey olmamis gibi disariyi izleme isine devam edebilmek de zordur. Genelde boyle bir durumda dusunmek icin belli bir sure bekledikten sonra kisa bir cevapla hocalari cildirtmak ve sene boyunca o hocanin takmasina sebep olmak daha olasidir nedense.
Ünlü bir "jetflix" dizisidir. Baş karakterin başına gelmeyen kalmaz, bunları izleyen yeni nesil de geçirdiği her ergensel tribin ardından "dramatik" ve "romantik" olan intiharı artık meşru bir yol olarak görmeye başlar veya büyüdükçe de "böyle bir dünyaya çocuk getirilmez" diyip nüfus azalmasına yol açar.
Kaynakların belli bir sınırda bulundugu ve giderek azaldıgı bir dünyada; insan nüfusunu sadece ilaçlarla, gıdayla veya savaşlarla değil aynı zamanda medyayla da kontrollü olarak azaltmaya çalısan sevgili transhümanistlerin ekmeğine yağ sürmüş olurlar.
Ama size gerçegi soyliyim; milyarlik bu nufusta intihar ettiğinizde, dram yapsaniz, kaset yayinlasaniz, hatta tiri dii film çekseniz dahi kimsenin umrunda olmayacaktir. Aglayan utangac platoniginiz bile hayata kaldigi yerden devam edecektir. O yuzden bu sacma döngüden kurtulup adamakilli bir seyler yapmaya bakin. Bir seyleri degistirmeye calisin. Yapamiyorsaniz bile sadece "kendiniz" olarak yaşamanız bile aslında çok büyük bir onurdur.
Bilimsel anlamda ancak koltuk sevdasıyla açıklanabilecek gerçektir. Tabi bu arada yere düşen her şey bir nesne değildir. Bir kadın da gayet yere düşüp koltuğun altına kaçabilir. Kadınlara nesne diyemezsin. Ataerkil zihniyetli. Yaşasın feminizm!
Madem seksi ön sevişmeden bahsediyorsun, ibarettir dememen gerek. Eğer seksi degilse o zaman lezbiyen basit bir şeyden ibaret olabilir. Bak mesela uçakların tek vasfı uçmaktır ama uçak uçmaktan ibarettir demiyoruz.
Ilk buluşmadan beklenmesi gereken beklentilerdir. Buluştuğunuz an anlamı kaçar. O yuzden lütfen buluşmayanlar cevap yazsın. Bir de vuruşmayanlar var tabi ama onun konuyla pek bi alakasi yok.
Bu hesaplamaya göre kadın nüfusunun erkek nufusundan neredeyse 2 kat fazla oldugunu iddia eden hoyrat yılkı atları;
Aynı kadını birden fazla erkeğin idare edebilecegini dahi hesaplayamayan ilkokul terk 5. Sınıf bir beyinsiz olduğunuz için size yazma imkanını veren sozluk yoneticilerini ve "robot degilim" sorusunun zorluk çıtasını düşürüp fazla basit yaptiklari icin sosyal medyada barinabilmenizi saglayan yazilimcilari buradan selamlıyorum.
Not: sözlük yazarlarının %90 ının ne kadar mal olduğunu da gözler önüne sermiş bir başlıktır.
Öncelikle ateizm, asla bilimsel objektiviteye karşı bir anlayış olamaz. Bu yüzden hiç bir maddenin vardan yok, yoktan da var olacağına kanaat getirmez.
Ölümü Bu bağlamda açıklarsak; Ateizm e göre fizik dünyada yok olan bir varlık tamamen ortadan kaybolamayacağı için, metafizik bir boyut alıp "ate" ye ulaşır. Ate de bu ruhları yutar. Farkındaysanız ingilizce "ate", "eat" fiilinin geçmiş zamanlı çekimidir. Bu yuzden ölen kişilerin ruhları tıpkı bir manyetizma gibi "ate" ye çekilir. Hatta kimi alimler bunun bir çağrı şeklinde olduğunu söylemiştir. Nitekim: "ateş seni çagırıyor" ifadesi de, "ate seni çağırıyor" ifadesinin zamanla değişime uğramış halidir.
Bakıyorum da doluşmuş andavallar sözlükte.
Boş olduğun belli, kurtarmaz seni fular da gözlük te.
Kelimeleri bir araya getirmekten aciz, yazamaz söz-nükte.
Biz de millete akıl veriyoz, kendi sorunumuzu çözdükte.
Alfabenin 16. Harfi olduğu gibi, aynı zamanda bir Stephen King öyküsüdür.
Yanlış hatırlamıyorsam Hikayeye göre; bir aile nesillerdir bahçesindeki taşları yılın belli zamanlarında belli bir düzenle dizer. Hatta evindeki cisimlerin yerlerine ve sayılarına dahi çok önem vermektedirler. Bunun sebebi evrendeki aşikar matematiksel düzenin kırılma noktalarından birinin bu bahçeden geçmesidir. Bir nevi "bug" gibi bir şey. Ve bu düzen normal dünyayla farklı bir dünya arasındaki çizgiyi korumaktadır...
Kant transandantal epistemolojik idealizminde her ne kadar felsefeyi rasyonal-emprik bir temele oturtup, fenomen ile numen arasına bir set çekmeye çalışsa da; maksim'den söz ederken ahlak gibi metafizik bir ögeyi de aradan kurtarmıştır. Bu durum tabiki de zayıflayan ama bir zamanlar bütün sosyal pratikleri ve düzeni kapsayan skolastik düşüncenin boşluğundan kaynaklanmaktadır. Ödev ahlakı da bunun doğrultusunda ortaya çıkmıştır zaten.