okulumuz bizim iyiliğimiz düşünüyor, çok çalışıp adam olmamızı istiyor. yeni yıla ders çalışarak girelim ki tüm yılımız öyle geçsin istiyor. çok şey istiyor, çok şey, çoook... *
teknik direktör özcan kızıltan'ı yolladıktan sonra birçok teknik adamla ismi anılmış güzide klubümüzdür. kimlerle anılmadı ki? ümit özat, raşit çetiner, feyyaz uçar, erol azgın, yılmaz vural ve son olarak cihat arslan.
bazı yerlerde haberler dolaşıyor bu gece geç saatlerde açıklanmış diye; ama yarına kalır o. heyecanla beklemekteyiz inşallah düzgün bir hoca olur.
kendi isteğiyle ayrıldıkta sonra bıraktığı sevgilisinin başkalarıyla konuşmasını gördükten sonra tekrar arayıp soran eski sevgiliyle aynı familyadan olandır.
iyi niyetli, yardımsever, dertlere ortak olan sözlük yazarlarını özlemiştim ki tekrar gün yüzüne çıktılar. iyi ki varlar. bir daha kendilerini özletmesinler.
bazen insanların yapması gerekendir. siktir olup gitmelidir ki insan anlasın karşıdaki o insanın ne olduğunu, hayatında ne kadar yer kapladığını görebilsin.
sevgili sözlük, sevgili sözlükteki dostlar; kötü gün dostlarım...
beni tekrar sözlüğe iten bir durumdur aşk acısı. lütfen hemen vay bilmem ne çocuğuna bak ancak o zaman hatırlıyor müstehak demeyin. zavallı olarak da görmeyin beni. yaşadıklarımı kimselere anlatamıyorum buralara içimi dökmek bir nebzede olsa rahatlamak istedim. halden anlayan abiler ablalar kardeşler çıkacaktır.
aşk acısı, ama birlikteyken aşk acısı... yanyanayken eller ayrılmamışken dudaklar suskun, gözler uzakta sessizce yürümeler... hani teoman abimiz demiş ya birlikte ama yalnız iki yabancıyız diye, ha işte tam o duruma doğru yol alıyoruz yazar kardeş. 14 aydır birlikteyiz aynı sınıftayız aynı sıradayız biraz uzak duralım hep göt göteyiz diyoruz ama yapamıyoruz... herkes bize gıptayla bakıyor, hocalar bile notları verirken bizi ayırmamak için aynı puanları veriyorlar düşünün lan o kadarız. (çok yakın çevremizdekiler hariç, onlar durumu fark etmeye başladı.) bu 14 ay çok güzel geçti çok sevdik mutlu olduk ama 2 aydır anlayamadığım bir şey var. dengesizlik bir an iyiyken bir an kötüleşme, bazı şeylere dikkat etmemek, özen göstermemek... 10 gün kadar önce açık açık konuştuk 2 ay önceki kavgamızdan sonra ilk kez ayrılmayı düşündüğünü ama sonra telafi ettiğimi söyledi.
şimdi söyleyin abiler ablalar bir insan bir kere ayrılığı kafasından geçirdiyse ne yapabiliriz, dönüşü var mıdır? ve bana söylediği sen yanımda karşımda olduğumda her şey değişiyor diyor yani yanında değilken farklı önemli olan gözler ama sokarım o gözlere de. benim düşüncem yavaş yavaş soğutmak arayı açmak ayrılmak, benim ayrılmamı onu bırakmamı sağlamak... ama o gözlere bakınca... seviyorum amk seviyorum o da seviyor biliyorum. sevgi var heyecan yok o heyecan nasıl geri gelir tek sorun bu?? ikimizin de ilk uzun ilişkisi ondan böyle bir boşlukta olabiliriz ama bu boşluk ayrılığa ve ordan da benim bu başlık altıma sıkça yazmama neden olabilir.
ki artık ne kadar sevsem de onun mutsuzluğunu görmekten ayrılırım diyorum, finallerden sonra... her şeyi finallerin sonrasına bağladım. düşünüyorum naparım? sefil bir hal, durmadan ağlayan, çevreye iyiyim ben imajı veren, okulu asan(ki aynı sınıftayız ve sınıfta hala onu seven bir çocuk var çok dayak yedi ama anlamıyor, o çok korkutuyor beni. en masumca konuşmalarında bile öldürürüm ben onu) , barlardan çıkmayan, alkolik, kimseyle konuşmayan ve dostlarını kaybetmiş, hayatının amına koyulmuş bir insan olarak görüyorum kendimi.
yardım et sözlük yardım et. çok severken ayrılmak nasıl olur sözlük??? o da seviyo lan seviyo işte bir tek eksik heyecan amknun heyecanı. artık sevmiyo seçeneğini düşünmek bile istemiyorum. sevmiyosa bile saygısı var benim soğumamı bekliyor, bu da alçakça olabilir mi??
yazdıkça sorular çoğalıyor sözlük artık bir yerde kesmeliyim. cümlelerim kötü olabilir ama içimi döktüm rahatım okuyan okumayan herkese teşekkürler. daha önce böyle bir acı deneyim yaşamış ama artık unutmuş olan( tekrar hatırlayıp yaraları deşilmeyecek olan) sevgili sözlük yazarları ben burdayım. *
2 hafta üst üste olan ankara deplasmanlarında taş atarak kaçan taraftarları barındıran klüptür.
en delikanlı düşmanlardan bilinir bir kaç sene daha dayanmaları gerekmektedir onlarla maçımız olduğunda konuşalası, yaşanalası olaylar bunlar. ama tabi insanın amaçsız olması kötü bir şey sağa sola sarıyor.
bu modeller hatun kişinin ya da erkek kişinin kalbini ele geçirince tüm hayatını da ele geçirmiş sayarlar. tamam çıkarsın edersin sevgilin olmuştur, bir şeyleri paylaşırsın, birbirine karşı sorumlu olursun da nereye kadar kardeşim? resmen insanın hayatını gasp ediyorsun özgür yaşam hakkını elinden alıyorsun. Kuaföre, berbere ayda kaç kez gideceğine müdahale etmesinden kullandığı kalemin markasına kadar.. böyle mallık mı olur?
yapmayın etmeyin hayatı paylaşın, hayatı satın almayın.
aristo ve platon sanatın mimesis olduğunu belirtmiş; bu kavram "varolan doğaya öykünme" ilkesinde yansıtma olarak yorumlanmıştır. Sanatı yansıtma amaçlı olarak gören bu kurama yansıtma kuramı denir.
temsili olarak kullanılan imgelere veya işaretlere kendi anlamları ötesinde ahlaki ve felsefi değerler yüklenerek bunlar eğitici ve açıklayıcı bir duruma getirilirler. bu anlamda amblemler de semboldürler.