bazı şarkılar kahve içerken daha iyi gider sanki. alalım kahveleri elimize. şarkıyı kahveye keyif diye katarak dinleyelim vakit kaybetmeden.
dünya, gelecek, idealler, hayaller, düşünürüz de düşünürüz, işte şu an çekelim kenara vehimleri.
tanımasak da tanır gibi olduğumuz tüm insanlar için dudak kenarında tebessüm olarak hatırlanan tüm insanlar adına dinleyelim şu şarkıyı üç dakika. what a wonderful world. -evet düşünüyorum kendi kendime ne harika bir dünya diye.
Hadley read der ki: " aya çıkan insan ile iletişim kurabilecek sistemleri geliştirmiş bulunuyoruz. buna karşın çoğu kez anne kızıyla, baba oğluyla, zenci beyazla, işçi işverenle, demokrasi komünizmle anlaşamıyor..."
iletişim yollarının her geçen gün daha da kapanmasıyla , toplumun peroksidayona uğramasına, beraberinde de serbest radikallerin topluma nüfus etmesine seyirci kalıyoruz.
ne yazık ki iletişim artık, iletmeyle değil, tam anlamıyla yalıtmayla vuku buluyor.
enes bey, kim daha fazla suçlu?
öteki mi, öteki-le-ş-tir-en mi?
---yoksa,
siz ötekileştiremediklerimizden misiniz?
Oh - thinkin' about all our younger years
There was only you and me
We were young and wild and free
Now nothin' can take you away from me
We bin down that road before
But that's over now
You keep me comin' back for more
Baby you're all that I want
When you're lyin' here in my arms
I'm findin' it hard to believe
We're in heaven
And love is all that I need
And I found it there in your heart
It isn't too hard to see
We're in heaven
Oh - once in your life you find someone
Who will turn your world around
Bring you up when you're feelin' down
Ya - nothin' could change what you mean to me
Oh there's lots that I could say
But just hold me now
Cause our love will light the way
N' baby you're all that I want
When you're lyin' here in my arms
I'm findin' it hard to believe
We're in heaven
And love is all that I need
And I found it there in your heart
It isn't too hard to see
We're in heaven
I've bin waitin' for so long
For something to arrive
For love to come along
Now our dreams are comin' true
Through the good times and the bad
Ya - I'll be standin' there by you
Hitler Almanya'sında sadece Yahudiler ölüm kamplarında topluca zehirlendikten sonra yakılmışlardır. Aynı zamanda, Almanya ırkına mensup olduğu halde sağlıklı ve güçlü bir bedene sahip olmayan özürlüler de bu dikte rejiminin kurbanı olmuşlardır.Hitler'in sağlıklı nesil oluşturma hayaline ters düşen özürlü insanlar ****temerküz kamplarında hekimler tarafından kobay olarak kullanıldıktan sonra bu sefer açık meydanlarda tek tek değil topluca fırınlarda yakılmışlardır...
hüdaverdi bi köşede oturmuş çılgınca ağlamaktadır, 2 adam hüdaverdiye doğru yaklaşır,
-annemden ciklet parası istedim dayakkkkk yeeeeeedim
-yani alamadın mı parayı?
-aldımmmmmmmmmmm...
-daha ne ağlıyorsun öyleyse?
-bakkala gittim ciklete zam vermiş, üstünü tamamlamak için gidip bi daha dayakk yiycemmm...
....
-benim içim sıkıylıyoo siz orda gülüyosunuz buraya baksanıza içim sıkılıyoooo...
-peki neden için sıkılıyo?
-bilmiyorum şuramda bi sıkıntı var.
-ağrıyor mu?
-çok sıkılıyoooo...
-apandisit olmasın doktora götürsek mi?
-aaaaa tamam tamam, boş yere kafanı yorma, buldumm donumun lastiği sıkıyo....
meral tamer'in bugünkü köşe yazısı
konuyu çok duyarlıca işlemiş, yorumları da size bırakmak istedim
Polise taş atan çocuklar, dün hapishanede 2'nci senelerine girdiler. Bu çocuklara karşı devlet ve toplum, 3 maymunu oynamaktan ne zaman vazgeçecek?
Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mağduru, yaşları 12-18 arasında değişen Kürt çocuklar, dün itibariyle (14 temmuz) hapishanelerde 2. senelerine girdiler. Bu akıl almaz durum, devletin de toplumun da medyanın da utancıdır. Türkiye'nin utancıdır!
4.5 aydır hapiste olan Deniz Seki neden yargılanmıyor diye kazan kaldıran bir kısım medyamız ve kendilerine 'sanatçı' diyen şarkıcıların, çocuklara karşı duyarlılığı, Anneler Günü'nde çocukları kucaklarına alıp poz vermekle sınırlıdır!
MEDYA ilgi gösterecek olsa, eminim "sanatçı" geçinenler de umursardı. Medya ve "SANATÇI" GEÇiNENLER umursamayınca, TOPLUM da umursamıyor. Boşuna balık baştan kokar dememiş atalarımız: Medyanın, sanatçı geçinenlerin ve toplumun umursamadığını, DEVLET hiç umursamıyor!
Yetişkinlerle aynı
Çocuklar için Adalet istiyoruz Platformu Sözcüsü Mehmet Atak'ın deyişiyle devlet de toplum da bireyler de TMK mağduru çocuklar konusunda 3 maymunu oynuyor.
1991'de çıkan ve 2006'da yenilenen Terörle Mücadele Kanunu yüzünden, Türkiye'nin dört bir yanında hemen her an, yaşları 12-18 arasında değişen çocuklar, terör suçlaması nedeniyle tutuklanıyor, sorgulanıyor, yargılanıyor ve mahkûm ediliyor. Ve bütün bu tutuklamalar, sorgulamalar, yargılamalar, mahkûmiyetler, yetişkinlerle aynı koşullarda yürütülüyor.
Bu çocuklardan bazıları, yetişkinlerle aynı koğuşlarda kalıyor; aileleriyle görüşmeleri engelleniyor. 2 haftada bir verilmiş spor/oyun izinleri bile iptal ediliyor. Diğer hapis çocukların katılabildiği atölye çalışmalarından mahrum bırakılıyor.
Devletin ihlali ve inkârı
1) Ve bütün bunlar, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni 19 yıl önce imzalamış bulunan bir ülkede, Türkiye'de meydana geliyor.
2) Yeni TMK, Türkiye'nin verdiği uluslararası taahhütleri ihlal ediyor.
3) Bu durum sadece uluslararası hukuk açısından değil; Anayasa'nın 90. maddesine de aykırı olduğu halde kimse sesini çıkarmıyor.
4) Ayrıca Türkiye'de adıyla-sanıyla bir Çocuk Koruma Kanunu da var ve bu kanun, tüm dünyada olduğu gibi bu ülkede de "suçlu çocuk yoktur, suça sürüklenen çocuk vardır" tanımını kabul ediyor.
5) 2006'da yenilenen TMK, bu kanunu da yok sayarak, 12-18 yaş arası çocuklara, çocuk değillermiş gibi işlem ve muamele yapıyor.
Türk toplumu bu sorunun farkına varmadıkça ve devlet de gereken yasal düzeltmeleri yapmadıkça, bugün Kürt çocuklarının başına gelenler, yarın her inançtan, etnik kökenden, sınıftan ve ideolojiden 'ötekileştirilecek' ana - babanın çocuklarının başına da gelebilir.
Aralarında benim de bulunduğum Çocuklar için Adalet Çağrıcıları, dün Taksim Hill Otel'de bir araya geldik. Bu konuyu bütün partilerden milletvekillerine götürüp, onlardan da sorunun çözümü doğrultusunda aldığımız sözün uzantısında bir çağrı yaptık:
Milletvekillerimizden, TBMM açıldığında kanundaki değişiklik önergesini Meclis gündemine ivedilikle almalarını ve gereken kanun değişikliğini yaparak, ülkemizin 2 yıldır yüzünü karartan bu vahim hatayı çözme iradesini göstermelerini bekliyoruz.
hangi apartmana hangi yabancı girmiş konu budur bilmek öğrenmek ve doyasıya anlatmak ister mahalleli teyzelerimiz
mekan bellidir apartman önü, merdivenler yani, bir çuval çekirdek ise olmazsa olmazdır,
esrarengiz haber gittikçe gizemli hale getirilir ama ortam kadar figüranlar da önemlidir, bunun için meraklı bakışlara
mazhar komşular karargahta toplanmalıdır,
sonrası sözlere gebedir
söz konusu apartman ve de hanedeki tüm bireylerin permütasyonunu alarak fantastik bi edebiyat şöleni sunar bizlere mahalleli kadınlar, ama anlatılanlar hep bi soru işareti ile son bulur.
bu dedikoduların prime time'da yapılması yani kocalarının işten dönmesine 15-20 dk kalmasına yakın olması da şaşırtıcı değildir hani,ne de olsa
soru işaretlerine
soru işareti eklemek ve de heyecanı dorukta tutmak amaçlanır.
nedenini reytinge bağlamamak gerekir bu yalnızca imajdır iflah olmaz imaj kaygısı eee senelerin meraklı melahatı olmak her mahalle kadınının harcı değildir ne de olsa...
kırdığımız insanların bünyemizde oluşturduğu kısa devre hali...
çoğu zaman ampül, kırdığımız kişiler değil biz oluruz ferimiz an itibariyle söner,
özür dilemek isteriz ama kimi zaman yaptığımız hatanın verdiği utançtan çekiniriz gidemeyiz bi türlü yanlarına, ama bu devredeki toplam direnci düşürdüğü için, ana koldan geçen *akım artar bu da karşıdaki kişinin sigortasının atmasına sebep olur
çoğu zaman, zaman her şeyin ilacı olmaz, devreden geçen **aşırı derecede akım aşırı ısınmaya sebep olur ve yangın çıkabilir.
o yüzden herşeyi baştan hesaplamalı ve de kalp kırmamalıyız...