çoğunluğun ortak yaşantıları tecrübeleriyle oluşturulan genelgeçer hükümlerdir.
mörfi* kanunlarıyla aynı karamsar tada sahip olduğu söylenebilir bu hükümlerin. siz kahvaltıda ekmeğinizi düşürdüğünüzde yağlı kısmı üste mi gelir* bilmem ama sanırım bu başlığa polyanna iyimserliğinden çok mörfi karamsarlığından bişeyler dökmek daha uygun olur.
bunların hepsi bir yana, insanların güçlü olana* koşulsuz budalaca bağlanmaları koyuyor adama. kurtlar vadisinden giriş yapmayacağım buraya, çünkü sorun sadece televizyonda ki bir diziye hayran hayran bakan zihniyette değil! sorun daha gerçek, sorun daha canlı. sohbet ettiğiniz adamın ağzından çıkan "oranın adam kaldıranlarındandı kendisi, aynı zamanda kankam olur. pırlanta gibi insandır valla." demesiyle yada ne mal olduğunu bildiğiniz bir insanın adam bıçaklama hikayelerini, hiç beklemediğiniz bir kız arkadaşınızın ballandıra ballandıra anlatışını dinledikten sonra; aynı serviste gittiğiniz, -üniversitede okuyup da- amcasının eğlence merkezlerini nasıl haraca bağladığını, ne kadar büyük bir mafya olduğunu övünerek anlattığına tanık olduktan sonra; insanlığın "güce" ayırt etmeksizin ne kadar kolay hayran kaldığını farkettirerek aslında neyin doğru neyin yanlış olduğuna o kadar çok dikkat edilmediğini gösterir.
hepimizin kafasına çocukluğundan beri ahlak, dürüstlük, namus, vatan sevgisi, alın teri, saygı, emek öğretilir ama bunlar aslında hiç bir işe yaramıyor. -artan bir hızla- bunlardan uzaklaşıyoruz. yozlaşma, kendini kayırma, bildiğini okuma düzenini görmek için yayılan şiddet özentiliğine değinmeye gerek bile yok. silaha, bıçağa dokunmadan bile nasıl işgüzarlaştığımızı günlük yaşantıdan görürsünüz. rüşvet alan memura "al babam al, hakkındır." diyen zihniyetten çok farklı değildir bu şiddet özentiliği aslında. cebini doldurmayı düşünen ya da bir şekilde işi görülsün diye rüşvet veren insan; mafyasına serserisine külhanbeyine özenen adamdan farklı değildir. ikisinde de "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" zihniyeti var. kendi canı yanmadan yanlışa ses çıkartmayan mantık var. ikisinde de dışarda ahlak zabıtalığı rolünü kesen kendi düzeninde cebini dolduran ya da işini gördüren(!) adam var.
hayatın gerçeği herkesin bildiğini okuması mıdır ??
çeşme'de, antalya'da, bodrum'da kuma yüz üstü yatarak bikinili kızları dikizlemesi sonucu oluşan ereksiyonunu* gizleme çabası sonucu yer kabuğunda delik açan, sondaj yapan abaza türüdür. yüz üstü yatmalarının "göğsüm yandı yeter, biraz da sırtım yansın" olayıyla hiç alakası yoktur. bu türü, gerçekten güneşlenmeye-yüzmeye gelen normal insanlardan ayıran şey, güneşlenme ayağına yatmalarına rağmen başlarının sağa sola dönmesi, gözlerinin fıldır fıldır aranması ve en önemlisi bütün gün boyunca yerlerinden kalkmamaları*.
sıkıcı geçen bir bilgisayar dersinde, msn de sohbet etmenin aksine hocanın dikkatini çekebilecek klavye tıkırtısı olmadan dersin zevkli geçmesini sağlayabilecek yöntem. ancak kulaklık takılamayan durumlarda vidyo* ların sesinden mahrum kalmak gibi olumsuz bir yönü de vardır.
türkiye dışında türk olmayan biri tarafından yapıldığında normal karşılanabilecek, türkiyede bir türk tarafından yapıldığında saçma karşılanabilecek durum. bir de bugün olduğu gibi vekil diyerek meclise soktuğumuz dtp ye bağlı bazı kişilerin meclise kayıt yaptırırken verilen kayıt formunda ki "bildiğiniz yabancı diller" kısmına anayasada ki "türkiye cumhuriyetinin resmi dili türkçedir" ibaresine inat "türkçe" yazmaları durumu vardır ki; buram buram "ayrılıkçılık" kokar.
3)iktidarda kimin olduğuna bakmadan evvel, kendi kavgaları gürültüleri ve menfaat çatışmaları içinde boğulmuş; halkın dertlerini unutmuş sözde siyasetçilerin hepsini vatana ihanetten tutuklatmak.
4)ülkeyi parsel parsel satmış olan ve satmaya devam edecek olan iktidarın kökünü kazımak.
5)tüm ülkenin merkezde buluşup tek vücud olmasını engelleyen milli ideolojiden uzaklaşan tüm uç görüşleri *** bastırmak. ve eskiden kapattığı tekke ve dergahların yerine kuran kursu adıyla açılmış aslında din öğretmek gibi bir amacı olmayan irtica yuvalarını, ülkü ocağı adıyla açılmış ırkçı kamplarını kapatmak.
6)yetkisini kötüye kullanarak kendilerini kayıran göbek üstüne ikinci göbeği çıkarabilmiş kan emicilerin fazlalıklarını alarak gelir dağılımı adaleti sağlamak.
7)kilit noktaların yeniden devlet kontrolüne geçmesini sağlamak.
erkekler kadınlara binlerce yıldan beri kötü örnek olmuştur fakat (bkz: kötü örnek, örnek değildir). son 20-30 yıla kadar "eşini seçme üstünlüğü" toplumsal normlarla erkeğe ait kabul edilirdi* oysa artık kadınların da ilişkilerini daha açık yaşama özgürlüğü edinmesiyle (ki iyi bişey) kaba tabirle artık kadınlara karşı kül kedisi tarzı yaşantı beklentisi geçtikçe, kadınların intikamlarını erkek fırsatçılığıyla yapabilir hale gelmeleridir.
dünyanın en iyi flamenco gitaristlerinden birisidir. 1921 doğumludur. catalan dilinin birleşmiş milletlerce tanınmasını sağlamıştır. mükemmel şarkılarından sadece bazıları: africana, o li li, chilipoum, Autour du feu
akp nin açılımına (arkadaş kayırma partisi)uygun olarak, bir şekilde menfaat bekleyebilecek insandır. özgür düşünme yetisine sahip değildir. Gericidir, hatta gerici yobazdır. Uludağ moderasyonunda birkaç tane bulunur...
özgür, laik, aydın yönetimi destekleyen; köhneleşmiş ve sözde müslümanların başa geçmemesi gerektiğini farkedebilmiş aydın yazarların dahil olduğu gruptur.
yeniden uyarlama ("edit" değildir!): Bu mesaja dahi eksi oy verecek kadar beyinsizler olduğu için bu sözlükte çok sinirlendim...
"300 spartalı" filminin gösterime girmesiyle iyicene berraklık kazanmış hadise. gene hollywood dan çıkmış olan "büyük iskender" filminde persleri işgal etmiş olan makedon ve yunanlılara filmde herhangibir "barbar" yakıştırması yada iması yapılmamakta ve nerdeyse amerikanın ırağa demokrasi(!) götürmesi gibi makendonlarında irana yüce bir amaçla gittikleri yada iranı işgal etmelerini normal olarak göstermektedir. ki zaten normaldir eski çağlarda insan hakları ve ülke bütünlüğü gibi kavramlara önem verilmediği için güçlü ordusu olup gazı almış herkesin her ülkeyi işgal etme hakkı olduğu düşünülürdü. ama sorun şu ki 300 spartalı filminde iranlıları dönemin koşullarına uygun bir şekilde sadece daha çok toprak ve ganimet isteyen bir devlet olarak değil yunanlılara (dolayısıyla batı zihniyetindeki medeniyete(!)) düşman, kana susamış, cahil ve barbar insanlar olarak göstermektedir.
benzer olayları haçlısavaşı filmlerinde de görebiliriz*. bütün haçlı savaşları kudüs ü barbar ve cahil(!) müslümanlardan kurtarmak için yapılan haklı mücadeleler olarak gösterilir. ama müslümanlar yurtlarını korumaya çalışan insanlar olarak hiç gösterilmez. bilakis kudüs sanki evvelden beri hristiyanlarınmışta müslümanlar sonradan orayı işgal etmişlerdir iması yapılır.
kendi yaptıklarını doğal ve hakları olarak yorumlayan, doğudan gelen herşeyi kötü-cahil sayan hollywood uygulamasıdır kısaca.
ahtapot, mürekkep balığı gibi hayvanlara verilen genel tür adı. kafadan bacaklı denmesinin sebebi gövdenin nerdeyse hiç olmayışı yada çok küçük oluşu; bacakların kafadan çıkıyormuş gibi gözükmesidir.
("islamın bağrından" çıkan hurafelere inanmıyoruz (bkz: islamın bağrından çıkmış hurafeler)... hurafeler islamla gelen değil; islama ancak aydınlanmamış, müslümanım diyen ama islamı anlayamamış insanlar tarafından sokulmuştur. arkadaşın bunu kasdetmediğini umuyorum...)
1- köpek olan eve melek girmez. ammaaaaa köpek bahçedeyse girebilir sakıncası yoktur caizdir. kedi falan ise, zamanında peygamber efendimizin karşısına çıkan yılanı boğduğu için, mübarek hayvan kabul edilir ve bu yüzden evin içine bile pislese affedilesi pohu yenilesi hayvanlardır. melekler girebilir buralara...
2- cumalar mübarek gündür. *... (öyle işte 7 günde bir başa dönen mübareklik döngüsü mü var?)
3- örümcekler mübarektir çünkü peygamberimizin saklandığı mağaranın ağzına ağ örüp onu kurtarmışlardır. (iyi de örümcekler bunu kendileri mi yaptı ki ? Allah istediği için yaptı! ayrıca örümcekler mübarekte niye aynı mağaranın ağzına yuva yapan kuşlar * mübarek olarak hiç anılmıyor ??
4- peygamberimizin hırkası ve tüm diğer eşyaları mübarektir. Peygamberimizin mezarı da hatta mezarında ki asma kilit dahi mübarektir. (peygamberimiz ölmeden önce allaha "allahım mezarımın tapılan bir put haline getirilmesine izin verme" diye dua etmiştir. Ayrıca islamın temelinde maddenin kutsallığı değil allahın emirlerinin kutsallığı vardır)
5- Kuranı kerim elde taşındığı zaman belden aşşağıda taşınmamalıdır. (bu nasıl bir mantık ki ? bel bölgesini cinsellik-ve sapıklıkla özdeşleştiren sapıkça-bağnaz arap zihniyetinin bunu kuran taşımaya bile uyarlamasıdır)
6- kurana karşı ayak uzatılmaz. ama kuran bir dolabın içindeyse ayak uzatılabilir. (bu da yukardaki gibi ayak uzatmayı-bacak bacak üstüne atmayı hakaret sayan aynı(...) arap zihniyetinin sonucunda, ayak uzatmanın kurana hakaret sayılması. heleki kuranın dolap içinde olması durumunda günah olmayışı daha bir saçma)
8- kuran arapça okunmalıdır... (kuranın arapça inmesinin nedeninin muhammed peygamberimizin arap olması gerçeğinden başka bir nedeni olamdığını anlayamama sonucu arapçayı allahın dili sanmak ve kuranı anlaşılması gereken bir kitap yerine ezberlenmesi gereken anlamanın gerekli olmadığı bir tekerleme kitabı gibi görmektir)
9- kadın erkek camide yan yana namaz kılamaz hatta abdestliyken bir kadının saçı görülür yada kadınla temes edilirse abdest kaçar (yok bunu açıklamıcam artık diyecek laf bulamıyorum)
10- bilmemkimin türbesine gitmek tel-çaput-eşarp bağlamak. orucunu oruç babada açmanın daha çok sevap getireceğini düşünmek. duayı evde vs değilde türbede yada camide etmenin daha sevap olduğunu ve buralarda edilen duanın evliyanın torpili ile allaha daha önce varacağı hatta daha kolay kabul edileceğini düşünmek. (isteklerimizin haketmek ve çalışmak yerine devlet dairelerinde yaptığımız gibi araya torpil koyarak gerçekleşeceğini düşünmektir)
not: gerçek islam budur demek olmuyor elbette. pagan-şaman alışkanlıklarının, insanların düşünmeden her söylenene inanması, din bilgini denen insanların halkı uyutmak için söyledikleri, gerçek bilginlerin ve hatta peygamberlerin söylediklerinin ise yanlış anlaşılması gibi nedenler yüzünden bu tarz saçma inançlar dinimize peyda olmuştur.
insanın hayatında uyanmak diye bişeyin olmadığı ender sabahlardan biridir. kişi Zaten uyanıktır; evvelki akşamdan uyuyamayacağını bildiği halde kişi formalite icabı pijama vs. giymştir; o sabahaysa günlük kıyafetleri yeniden giymek ve kahvaltı etmek kalır...
insanın içi içini yerrr. yolda giderken yan şeritte ki arabalarda oturan yaşıtlarınla göz göze gelir* kader ortağı-yoldaş olduğunu düşünür ve kendini kamyon kasasında kesilmeye götürülen koyun gibi hissedersin... Ama bunun iyi tarafı:o ana kadar sanki o gün öss ye sadece sen girecekmişsin duygusunun yerini bir tür aidiyet hissi alır.
sınav yerine geldiğinde içinde boşluk hissi oluşur. En azından bir yıldır çalışmanın bedeli adil yada değil 3 saat içinde belirlenecektir. O esnada bunca uğraşın ne kadar saçma olduğunu anlarsın. Üniversite gereksiz olduğundan değil ama insanın belki kaderinin 3 saat içinde çizlecek olmasını aklın almaz. o kadar düşünce karmaşası yaşarsın ki sanki aylardır defalarca ve defalarca tekrara ettiğin şeyler beyninden uçup gitmiş geriye boş bir kafa kalmış gibi hissedersin...
ve seni içeri alırlar. anlayamadığın bir nedenle çoktan adını yazılı olduğu sıraya oturmak zorundasındır. ama bu sıranın kolçaklı sandalyeden ibaret olma durumunda yapabileceğin hiç bir şey yoktur. bir defteri bile koyamayacağın o sıraya senden soru kitapçığını-cevap anahtarını-kimliğini-kalem ve silgini-suyunu sığdırmanı beklerler.
sınava 10 dakika kalmıştır... ama saatler boyu gelmeyen tuvaletin bir anda seni sıkıştırmaya başlamıştır. stress altındasındır ve gözetmenler sınavı başlatmadan önceki son kontrolleri yapıyorlardır, bu durumda "tuvalete gitmem lazım" diyemezsin de ama gözetmenlerden birinin "tuvalete gitmek isteyen hemen gitsin, sınav esnasında çıkamazsınız" uyarısı hızır gibi yetişir. "kul yetişmeyince, hızır yetişmezmiş" lafının tuvalet sıkışması içinde geçerli olabileceğini anlarsın. ihtiyacını giderebilecek olmak sinirlerini bi nebze yatıştırmıştır.
Veee büyük an! sınav başlamıştır, 3 saat boyunca soru başına sadece bir dakika düşünme hakkın vardır. sosyal sorularında bundan daha kısa sürede sorulara cevap verebiliyorsundur ancak sayılar derslerde (özellikle geometride) bunun imkansız olduğunu bilirsin. Bu durumda sorular gözünde dağ gibi büyür, kendini termofili savaşında 1 milyon kişilk pers ordusuna karşı koymaya çalışan bir avuç spartalı gibi hissedersin. sana imkansız gelecek sürede tüm soruları yapabilecek ve seni sonlara itecek inekler olduğunu düşündükçe, o 1 milyon persliden birinin belkide yanında oturan kız olduğunu düşünürsün.
artık maraton başlamıştır. elinden geleni yaparsın......
eğer çok samimi gözüküyorlarsa insana kendini rezalet hissettirebilecek durum... Hele ki kızla muhabbet kurulmuş, beraber çok zaman geçirilmiş buna bağlı olarakta ilersi için ümit besleniyorsa insanı kendini ihanete uğramış hissettirebilecek olay. Durumun daha da kötüleşmesi için kızın görmesi ama görmemezlikten gelmesi yeterdir :D --biraz daha kurgu ekleyelim-- kız, "sakın selam verip başımı derde sokma" gibi kaş-göz yaparsa bitilen andır *
insanın ister istemez günlük hayatta giremediği yada fırsatını bulamadığı derin konuları umarsızca karşısındakinden çekinmeden her insanda az yada çok bi şekilde mevcut olan utangaçlığı yaşamadan girip içini dökebildiği fikirlerini abartmadan özgürce açıklayabildiği bir o kadar da eğlence sektörüne dönüşebilmiş bir nevi çok amaçlı site işlevseli... Günümüzde yeni nesil toplanma buluşma * noktası haline gelmektedir.
