bugün

din bilgisinin öğrenilebilecegi kurstur. çarpıtılmadığı sürece gerekli ve çağdastır.
yobazların elinde olmadığı sürece her müslümanın gitmesinde faydalı olucağı kurstur.yeter ki kuran-ı kerim'i kendimiz öğrenelim başkalarının ağzından öğrenmeyelim.
(bkz: 80 lerde cocuk olmak) durumunu hatırlatan mekanlardır
dini küçük yaşta ögrenmesi gereken bireylerin hayatlarının belli bir döneminde gitmesi gerektigine inandıgım ,işin ehli insanların ve saygıdeger hocaların kontrolu altında hiç de sakıncalı olmayan egitim mekanlarıdır. Hayırsever vatandaslar tarafından seker , dondurma gibi nesnelerin de dagıtılması ile bu mekanların hayır ve hasenatla dolacagı asikardır.
beyin yıkama merkezi. din eğitimi veriyoruz söylemleriyle çeşitli tarikatlara mürit yetiştiren sözde kuran kursu.
Kuran kursunda hoca öğrencilerden birini kaldırıp sorar:
Oğlum senin adın ne bakayım der o da Fatih hocam der
Hoca, o zaman oku balkım fatihayı der ve çocuk okumaya başlar.
Ardından bir kız öğrenciye adını sorar öğrenci,adım Kevser der .
Hoca, Oku bana o zaman Kevser suresini der ve o öğrenci de okur.
Son olarak başka bir öğrenciye adını sorar. Çocuk,yeterince çalışmamış olsa gerek "adım Yasin ama arkadaşlar bana kısaca ihlas derler" yanıtını verir.
5 yasinda iken sakkallı bir hocadan alınan derstir. hırsızlık yapmayin, kızlarla dolasmayin, onu yapmayin, hede yapmayin, hödö diye zıplamayın diyerekten o ufacik beyinler oylesine doldurulur ki; henüz dünyayı yeni tanımaya başlayan o kücücük elleri ve gozlerine korkular sokmayı başarmışsınızdır. bu kurs o kadar uzarki, o ufak yaşınızda ayakta işemekten korkarsınız.
bilinc altınıza 'din' adı altında korkular zerk edilmiştir. namus, iffet gibi felsefik akımlari! ögrenirsiniz; cikolatayı ve şekeri en sevdiginiz dönemde. dinin anlaminin allahtan korkmak oldugunu sanan o harika egitimli kuran hocaları ya dinden nefret ettirir yada bilinc altına hukmedebildigi bireyler yetistirir.
dini, kuran-ı kerimi ve Allahı, insanları, ailesini sevmeyi asla ögrenememis, ögretememistir. kuran kursu birgun biter ve gidilmek istenen ilk okula aile kısıtlamasi yuzunden hicbir zaman gidilemez. yıllar gecer artık kocaman bir adam olunmustur. kuran hocasi birgun kapiya gelir ve din elden gidiyor diye hizbullahı işaret eder. ve sen artık elinde bir kalasnikofla daglara cikmissindir. canli bomba olma ihtimalinde yuksektir. sansin varsa bir cocugun olur, belkide bir düzine. onları da bir kuran kursuna yazdirma ihtimalin yüksektir. üçünü namus davasına kurban edersin, birtanesi yanından kacar, dört taneside 90 iq ile dokuzar cocuk yapıp, babasının yolundan gittigini ispatlar. bir kız cocuguda aile bireylerinden birinin tecavuzune ugrayıp, kendini asmak zorunda kalır.

sayin rte nin bu sene kpss 5 yerlestirmesinde aldigi kuran okutucusu ve imam sayisi alınan ogretmen sayisindan cok farklı degildir ki, alinan ogretmenler sozlesmeli, kuran okutucusu ise kadroludur.
bizzat baktigim sayilarda agrinin bir koyune 8 tane kuran okutucusualinmistir.
bu ulkeyi seven herkesin bilgisine...

edit; ilk ayeti oku ile başlayan, evrensel olarak her döneme gönderilmiş kuran-ı kerimi anlamak ve mantık sınırlarını degerlendirebilmek icin; öncelikli olarak bilimsel egitim sarttır. bunun yanında hayata ve insanlara karşı bakış acısı oturmuş bireylerin ise din tercihleri ve dini yaşamaları cok daha anlamlı olacaktır. örnegin nisa suresini okuyan iki bireyden birincisi; zina yapan eşini kömürlüğe kapatıp yıllarca tutabilir, öldürebilir ve işkenceler edebilir iken
ikincisi sadece boşanmayı secebilir.
edit2; her ailenin evladi icin iyi olanı veya resit olana dek onun tercihlerini yapma hakkı olsada, din; vicdani ve kişinin allahla arasındaki meseledir. herkesin buluğ cagından sonra belli bir dine mensup olup olmak isteyip istememesi kendi tercihidir. araştırıp-ögrenilen her bilgi dayatılmış olan bilgiden daha kutsal ve özeldir. bundan dolayı reşit olmayan bir bireyin din egitimi alması sacmasapan bir olgudur.
edit3; ahlak egitimi ile din egitimi cok farklı iki şey arkadaşım. dinin yapıtaşı ahlaklı olmaktır. lakin ahlağın yapıtaşında din olma zorunlulugu yoktur. yani ateist biri aynı zamanda cok ahlaklı bir birey olabilir. kişilerin aldığı ahlak eğitimi hayati ve cok önemli bir değer olmasına ragmen, din eğitimi alıp almamak reşit olan bir bireyin kararıdır.
hiç gitmemiş olmama rağmen. hayalimde sakallı bıyıklı, mide bulandırıcı derecede hacı misi kokan, elinde 3metre sopası olan bir hocanın bulunduğu. aynı hocanın teror estirip arada öğrencilerin üzerine öksürdüğü, 31 çekilmemesi sıkı sıkı tembih edilen mekan.
(#2286312)
cv de katıldığı kurslar kısmına eklenip eklenmemesinde tereddüt edilen kurs.*
(bkz: öğretmen öğrenciyi dövdü diye okulu kapatmak)

(bkz: öğretmen kötü olduğu için çocuğunu okula göndermemek)

(bkz: bireysel hataları kuruma maletmek)
gerektiğinde gittiğim gidilmesini *tavsiye ettiğim ortamlardır.yaşça büyük olursanız eğer biraz da bilginizvarsa küçük çocuklara yardımcı olmanın zevkine varırsınız.büyük sevaptır ayrıca..
özellikle; o küçücük, saf ve hayattan hiç bir leke kapmamış o çocukları içinde burunduran, en değerli kurs çeşitidir.
çocuklara nitelikli ve kalifiye insanlar tarafından ana dilde kuran & din eğitimi vermek yerine anlamadıkları arapça kelimeleri ezberleten, verimsiz ve işe yaramaz eğitimin en mükemmel örnekleridir.
cocukların oyun oynaması gereken cagda beyinlerinin yıkandigi ortam.
ozellikle yatılı olanlar en tehlikelileri, cocuklar hayattan ellerini ayaklarını
cekiyorlar.hic bir sosyal aktivite yok.batıda da kiliseler cocuklara egitim veriyorlar ama belli bir hayat bilgisi asılamaya calısıyorlar,beyinlerini yıkamıyorlar.
bizde daha cocuk hayata baslamadan olum korkusuyla-cehennemle tanıstırılıyor.
ondan sonra sen bu cocuktan hayır bekle,bu cocugun ilimle irfanla alakası olmaz ki.

batıda ibadethanelerin belli sosyal gorevleri vardır.mesela yoksullara asevi olarak yemek vermek,kalacak yeri olmayanlara gecici barınma olanagı saglamak.ya da hasta
olanlara saglık hizmeti vermek gibi faaliyetler. bizde camilere bakıyorsun
giriskatları ticarethane-dukkan.eskiden de bizde ibadethanelerin bu tarz sorumlulukları
vardı ama su siyasi islam herseyi paraya ve cıkara tedavul etti.din muhtac insanlara
yardım etme aracı degil bazı simsarların kazanc kapısı oldu.
çok gelişmiş olanları mevcuttur efendim. şöyleki 2 yada 3 yıl tam hatırlamıyorum her yaz gittiğim bir kuran kursu vardı kucukken. harika hocalarımız vardı coğu universite ogrencisi. oyle birilerinin kıcından kurdukları hayallerdeki gibi sarıklı cubbeli tipler degildi. ayrıca sadece salt kuran degil, bunun yanında hadis, siyer gibi dersler de bulunrudu hatta ve hatta okul zamanlari camiinin altındaki kütüphane de - evet yanlış okumadın bilmem kaç bin kişiye bir kütüphane düşen memleketimde var bu- öğrencilere her türlü okul derslerinde yardımcıda olurlardi. ingilizce bile öğretilirdi. şimdi bunları okuyan bünye ''aha lan cemaatci lan bunlar'' diye salyalarını boşuna akıtmasın hiçbir alakası yoktu cemaatlerle. her neyse, gelelim sosyal etkinliklere;
- her cuma gunu cuma namazı vesilesiyle kurs erken biter namazdan once sınıflar * arası bilgi yarışması duzenlenirdi. ve kazanan kaybeden herkese camiiye bagışlanan kek, meye suyu, kraker ne varsa hediye edilirdi.
- 2 haftada bir piknikler duzenlenilirdi. bentlere yada istanbulda ki diger buyuk piknik alanlarına.
- isteyenlere yuzme kursu verilirdi. 2 sene cemal kamacı 1 sene hamza yerlikaya spor kompleksinde olmak uzere bende katılmıştım.
- hafta sonları yine isteyenler bir beden eğitimi hocası eşliğinde futbol ve basketbol kamplarına katılabilirdi.
- çanakkale gezileri duzenlenirdi.
yani sizin anlayacağınız insanların beyinlerinde oluşan o kötü kurslarla alakası yoktu. ve hala da devam etmektedir. şimdilerde daha da gelişmiş artık büyüdüğümüz için pek uğrayamıyoruz. insanlara bu şekilde din sevdirilir. camii de kostuğu için küçük çocuklara bağırıp çağırılarak değil. kaldı ki peygamberimiz * sırf secdede sırtına çıkan torunlarının oyunu bozulmasın diye secdede uzun muddet beklemiştir. bunu yapan peygamberin ümmeti olmaya aday insanların boyle davranması ne kadar acı.

edit: ne oldu pek sevgili seovi got oldun dimi boyle seylerin olmasına. ağla da zırla istedigin kadar var işte. olmaya da devam edecek.
yasal olarak diyanet kontrolünde verilen kurslar olması gerekirken kaçakları da mevcuttur. şimdi yök, biz bu kaçakları legalleştirelim, zaten devlet elinden verilen din dersi ne pedagojik ne de sosyal açıdan kabul edilebilir, diye düşünmeye başladı ya da düşünme çabası gösteriyor.

mynet'ten eklediğim haber aşağıdaki şekilde;

YÖK Başkanvekili: Kuran kurslarını tarikatlar verebilir
Prof. Özgenç, Diyanet'in verdiği Kuran kurslarını pedagojik ve sosyolojik bakımdan onaylamadığını söyledi.

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. izzet Özgenç, Diyanet işleri Başkanlığı'nca düzenlenen yaz Kuran kurslarını pedagojik ve sosyolojik bakımdan onaylamadığını söyledi. Özgenç, tarikat ve cemaatlerin dernekleşerek özel hukuk kişileri olması halinde özel öğretim kurumu açarak din eğitimi verebileceği yorumunu yaptı.
YÖK'te basını bilgilendirme toplantısı düzenleyen Özgenç, Diyanet işleri Başkanlığı'nın yaz kursları için, "Bu kötü bir öğretim uygulamasıdır. Devletin denetimi ve gözetimi altında yapılması lazım ama devlet eliyle yapılmaması lazım.

Din öğretimi verilirken Milli Eğitim Temel Kanunu'ndaki amaçların dışına çıkılmaması lazım. Devlet dışında özel hukuk kişileri eliyle din öğretiminin verilmesinin yolunun açılması lazım. Bu çözülmediği için Ruhban Okulu sorun olarak ortaya çıkıyor, diye konuştu.

Sonra yumuşattı
Bir gazetecinin, Tarikatlar mı, cemaatler mi verecek eğitimi sorusu üzerine Özgenç, Tarikatlar ve cemaatler özel hukuk kişileri değil, yanıtını verdi. Gazetecinin,Dernek kurarlarsa olur, sözlerinin ardından Özgenç, şunları söyledi:
Olabilir. Özel hukuk kişileri eliyle özel öğretim kurumları açılıyor. Devletin gözetimi ve denetimi altında eğitim veriliyor. Kişi lise öğrenimine devam ederken kursa gidiyor. Buna benzer eğitim öğretim modelinin, din eğitimi bakımından yapılması anayasanın 24. maddesinin emri. Orada din eğitiminin, ancak kanuni temsilcilerinin istekleri doğrultusunda verileceği belirtiliyor ama ne surette verileceği yönünde kanuni düzenleme eksiği bulunuyor. islam dinini benimsemiş vatandaşlar bakımından, yaz kursu uygulaması ne pedagojik ne de sosyolojik bakımdan tasvip edilebilir yöntem.(!) *

Özgenç, daha sonra yaptığı yazılı açıklamayla Din eğitimi, zorunlu ders olarak okutulan din kültürü ve ahlak öğretimi ile karşılanmamaktadır. Ders, belli bir dine ilişkin eğitim amacını taşımamaktadır. Devletin laiklik niteliği karşısında, bu eğitimin doğrudan devlet eliyle değil, devletin gözetim ve denetimi altında özel hukuk kişileri eliyle verilmesi doğru olacaktır, diye sözlerini yumuşattı. *
http://haber.mynet.com/de...Temmuz2009/X1247295090109

inanılmaz.
devletin pedagoji bilimine ne kadar saygılı olduğu tartışılır fakat tarikatler, cemaatler ?!
diyanet'in karşısına tarikatleri ve cemaatleri koymak?!
belli bir dine ilişkin eğitimi diyanet'in yetişmiş adamlarıyla da veremez misin, bu adamlar bunun lisansını, yüksek lisansını okumuyor mu, neden olaya tarihi ve bilimsel açıdan yaklaşabilen yetişmiş elemanlar varken ne idüğü belirsiz, yobaz tarikatler?!

o değil de son derece dinsiz biri olarak diyanet fanı olmak üzereyim, vay a.q.
özellikle yaz dönemi için olmazsa olmaz kurslardandır. ahlaki dejanerasyonun önlenebilmesi için, basamaklardan biri de kur'an kurslarıdır.

doğru şartlarda, doğru uygulamalarla verildiği takdirde, insan yaşamının şekillenmesinde verilen eğitimlerle, gerekli olduğu ortadadır, oldukça yararlı olacaktır.
Memelektte yol tabelası yokken. Şaşalı bir kuran kursu tabelası gördüğümü biliyorum. Eh memlekette arabistandan daha fazla camide olduğuna göre Gaza gelip gelip kafir diye insan öldürmeye kadar gidebilecek bir duruma gelmenin ilk baştaki masum görüntüsüdür.
ilim yuvası.
(bkz: münferit olayları genele yayarak kendi sapkın düşüncelerinin doğrulandığını sanmak)
(bkz: islama bok atarak nemalanmaya çalışmak)
(bkz: üzüm yemek değil bağcıyı dövmek)
gerekliliğinin ailelerce değil kişilerin bizzat kendilerince karar verilmesi gereken kurslardır. daha ilkokula başlamamış çocuğu kuran kursuna yollamak yanlıştır. bırakın çocuğu kendi karar verebileceği yaşa geldikten sonra isterse gitsin istemezse gitmein.
yaz tatillerinde, duvardan duvara hali kapli camilerde saga sola kosturmanin, parande atmanin keyfinin cikarildigi etkinlik. aklimda bi tek bu kalmis, niyeyse?
yasaldır.
http://www.habersahifesi....uran_kurslarina_vize.html
illaki dayak yenilen,ilkel koşullarda yanlış hususlar öğretilen yer.