Birkaç gün önce ingiliz Dili Eğitimi yüksek lisans programından mezun olmuş biri olarak birkaç şey yazmak boynumun borcu. Zamanında üniversitenin ingiliz Dili Eğitimi programı ile ilgili bilgi aramış ve ayrıntılı olarak bir şey bulamamıştım o yüzden şimdi kendi tecrübelerimi elimden geldiğince objektif yazacağım.
Bu program kalmadan ilerlerseniz 1 sene içinde biten, tez yerine dönem projesi adı altında nerdeyse tez yazdıran tezsiz yüksek lisans programıdır. Turnitin ya da ithenticate gibi programlardan intihal oranına falan bakılıyor dönem projesinin son halini verdiğinizde. Yüzdelik oranı üniversitenin uygun gördüğünün altındaysa geçiyorsunuz. Tabi ödevin finaline gelene kadar bir yığın derdi var. Dönem projesi kısmına ayrıntılı girmeden önce hocalardan, derslerden ve sistemden bahsedeyim.
Benim bölümümdeki hocaların yüzde doksanı profesör ve Gazi Üniversitesinde görevli olan hocalardı ancak Çanakkale ve Konya Selçuk'tan da birer hoca vardı. Kimisi slayt okurken kimisi de gerçekten güzel ders anlatırdı. Yani standart bir okulda her çeşit hocanın bulunması gibi bu üniversitede de durum hocadan hocaya değişiyor.
Her dönem vizeler online olurken finaller yüz yüze olarak Türkiye için üç şehirde gerçekleşiyor bu şehirler; istanbul, Ankara ve izmir. Kazakistanda olanı da var dileyene. ilk dönem 5, ikinci dönem proje dersi hariç yine 5 ders alıyorsunuz. Dersler ingilizce anlatılıyor, tez tadında dönem projesi de ingilizce olarak yazılıyor. Bazen hocalar vizeleri sınav yerine ödevlendirebiliyor. Benim ikinci dönem beş dersten sadece bir dersin sınavı online sınavdı geri kalanı tamamen ödevdi ve baya da uzun ödevlerdi. Hocalar da işin çakallık kısımlarının farkında olduğundan sınav yerine ödevi tercih ediyorlar. Finaller kesin zaten yüz yüze oluyor.
Şimdi gelelim dönem projesi kısmına, tıpkı tezli yüksek lisans programlarında olduğu gibi burada da size bir danışman atıyorlar. Sistem üzerinden mesajlaşarak ödevinizle ilgili soruları soruyorsunuz. Ne derler bilirsiniz, "danışmanın kaderindir." Burda da aynen öyle kimi hoca sisteme zamanında bilgileri girmez, kimileri mesajlarınıza çoooook geç cevap verir, kimi de çok ilgilidir. Bu da tamamen şans gerçekten. Ödev yazma sürecinde her şeyi sistem üzerinden ve sınırlı zaman diliminde yapmanız gerekmekte, her aşamanın sistem yüklenmesi için belli bir zaman dilimi var onu kaçırmamanız gerekiyor mesela. Böyle anlattıkça korkutucu geliyor, umursamaz bir danışmanla bir tık sinir krizi geçirmeniz mümkün ikinci dönem ancak bitiyor merak etmeyin. Her ne kadar ödevi yaparken "Bu ne kardeşim 2 ay süre verip tez istiyorlar resmen! " diye veryansın etseniz bile geçiyor. Kaldı ki iyi bir danışmana da denk gelebilirisiniz.
Ders ve ödev ile ilgili bilgiler bu şekilde, kitaplar yine sanal ortamda sisteme yüklü oluyor ancak ekstra matbu olarak kitap göndermiyorlar size. Farklı kaynak alan ya da sistemdeki kitapları bastıranlar var ama bence gerek yok kağıt ve ağaç israfı. Zaten bu tür uzaktan programlara katılan kişiler ekrandan bir şeyler okumaya alışmıştır bence. Ayrıca hocalar dersleri anlattıkları slaytları da ekstra olarak sisteme yüklüyor onları da indirip çalışabilirsiniz.
Şimdi gelelim burdan mezun olunların avantajları neler? Bu bölümü genelde Ingilizce öğretmenliği mezunları ya da ingiliz dili edebiyatı okuyanlar tercih ediyor. Ya da askerliği tecil ettirmesi gereken bu alanlardan birinde lisans yapmış erkeklerin ana kapısı diyebiliriz. Ancak lisans mezunu ve yds/yökdil gibi sınavlardan da 70 ve üzeri aldıysanız da bu programa başvurabiliyorsunuz. Benim dönemimde bir mühendis, bir Arapça öğretmeni (ben) ve yanlış hatırlamıyorsam bir de Fransızcacı vardı. Yani illa ingilizceden lisans mezunu olmanız şart değil.
Kamuda çalışıyorsanız burda aldığınız diplomayla bir kademe ilerlemesi alabilir, öğretmenseniz ek dersinizi % 7 artırımlı alabilirsiniz. Ha bir de yenilerde uzman öğretmenlik sınavından muaf olma durumu var kişi meslekte 10 yılını doldurduysa. Hem çalışıp hem de yüksek lisans yapmak için pislik müdürlerinizden izin alamıyorsanız da bu program gayet güzel, ha yok ben sadece kendimi geliştirmek istiyorum maksat muhabbet olsun diyorsanız da gayet uygun. Yurtdışı için de yüksek lisans mezunu gözükmek adına hızlıca okunabilecek bir program göçmenlik vs. Uluslararası her türlü geçerliliği var. Askerliği tecil ettirmem gerekiyor diyorsanız da gayet işinizi görür. Öğrenci işleri bu üniversitenin gerçekten iyi. Ben sorduğum her soruya kısa süre içinde cevap alabildim uzaktan olmasına rağmen. Bu konuda üniversiteyi oldukça başarılı buluyorum. Tecil işlemleri için de gayet yardımcı olacaklarını düşünüyorum. Bu arada dersleri izlemek için Adobe connect yüklüyorsunuz bilgisayaranıza hatta son dönemde yeni düzen getirdiler yüklemeden de browserdan doğrudan girebiliyorsunuz vs. o konularda içiniz rahat olsun onda da gayet yardımcı olurlar bir sorun yaşarsanız.
Not: Bu bilgilendirme sadece ingiliz Dili Eğitimi Yüksek Lisans programını kapsamakta, diğer bölümlerde işler bambaşka ilerliyor/ilerliyor olabilir.
Neyse kısacası sonunda mezunum, ne diyebilirim ki? "Yaşandı bitti saygısızca." swh.
ps. baya yazım yanlışı yapmışım, devrik cümle vs. ama çok uzun yazmışım erindim düzeltmeye (swh)
Geleneksel ezgileri harmanlayan müziklere olan düşkünlüğümden midir yoksa eşimin soyunun doğrudan moğollara dayanmasından mıdır bilmem sosyal medya platformlarında karşıma çıkan grup.(google bizi dinliyi)
Ef sa ne enstrumanlarla son derece tüyler ürperten, dinleyiciyi sonuna kadar manipule eden, duygudan duyguya sürükleyen müziklere sahip heavymetal/rock grubu.
"Yuve yuve yu" ile tanısam da "wolf totem"in kalbimdeki yeri artık sağlamdır.
Araştırdığım kadarıyla bir hayalin(proje) ürünü.nüfusu 3 milyon bile olmayan moğolistan için harika bir başarı.
Zaten wolf totem klibini izlerken aklıma gelen ilk şey "moğolistandaki bütün erkeklerle klip çekmişler kalabalığa bak" demek oldu.
72 gün diyince az gibi ama 2 ay diyince çok. Öyle değişik işte. Yine "hayat ne acayip ya" moduna girdim gece gece. Yarın iş var oysaki. Sabah erken kalkacağım. Pazartesileri işe gitmeyeli 1 sene oldu ve hala alışamadım. Uyumak için girdiğim yatakta debelenmekten ne zaman vazgeçeceğim? Uyku duzeni diye bir şeyi ne zaman düzene oturtacağım? 25 yaşındasın be kadın. Geceleri uyu artık. Vay be baya iş güç sahibi olduk her gün mecbur kalkıp gidiyoruz. Üniversitedeyken insan hayal ediyor oturmuyor kafasında şimdi 2 sene olacak nerdeyse hala şaşkınım. Biz de büyüdük. Evlendik. Iş güç sahibi olduk. Biz bile! Hayret ya.
Bazen hala 19 hissederken buluyorum kendimi. Işte değişik duygular bunlar. Deneyimliyorum. Kötü gelmiyor bana ve sanki gelmeliymiş gibi de. Ne çabuk alışıyoruz ama üzerine düşünmüyoruz. Hayret.
Neyse... neyse.
Yarın nöbet var.
Erken kalkılacak ve yorucu bir gün olacak.
Kar tatili olsa ya. Olmaz ama amk. Zaman geçsin bekleyiş bitsin. Beklenen güzel haberler gelsin. Işler yoluna koyulsun. Her yılın son ayı hep zor geçiyor. Bit artık 2019. Cidden!
Bugün atlatmış olduğum sınav. Bu sene doğruların yanlışları götürememesinden mütevellit emin olmadıklarımı da salladığım sınav.
Geçme notu 60 yine, geçen senelerdeki gibi. Gayet de kolay sınavdı 80'li puanlar çok rahat alınır. Hiç çalışmadan girilmezdi ama eğitim bilimleri çok kolay olduğu için sınavdan 60 almak da zor değil.
Ben ebs'nin pdf'inden çalıştım. Kitabı satın almadım bile. Her şehirde farklı fiyatlara satılıp, bir takım çakalların cebe para indirme sevincini engellemek adına almadım inatla. Neyse kısaca illa deli gibi not tutup çalışmaya gerek yok, özet ve ebs kitabını okumak yeterli.
Umarım şu saçma sınava giren herkes geçmiştir.
Zaten milyon tane aşamadan geçen öğretmenin bir de bu sınava girmesi saçma. Diğer memuriyetliklerde yok böyle zorunlu adaylık kaldırma sınavları.
15 gün içinde sonuçlar açıklanacakmış.
Ben kendimi yüksek puanla geçmiş olarak sayıyorum ancak insan yine de sonucu görmeden konuşmak istemiyor. Sonuçlar gelince editlerim.
Edit:80 almış biri olarak son 2 hafta adam akıllı çalışmak yeterli. Çok önce başlanınca hem unutulur hem de gereksiz stres olunur. Önce özet sonra derinlemesine kitaptan okuyarak çalışmak da açıkçası benim işimi kolaylaştırdı. Tavsiyelerim bunlardır.
Geçen seneye göre iş yönetimi konusunda çok güzel yol aldım. Haftada 3 gün çalışıp 4 gün bana kalıyor olması da mucize gibi. Böyle olacağını hayal bile edemezdim. Sahip olduğum avantajlara minnettarım.
Bugün evdeyim ve yarın iş sendromum yok. Şimdi düşündüm de mutlu oldum harbiden.Gece 4'e kadar oturabilirim.
Ayrıca "bir kedim bile var" anlıyor musun?
Mutluyum be!
Hayatın ta kendisi esasında.Kadınlar için oldukça önemli yaşamak.
Ancak toplumun töreleri altında ezilmezlerse.
Kadınlar doğuştan daha iyi biliyorlar bu hayatı nasıl yaşayacaklarını. Yemek,içmek,giyinip kuşanmak,okumak,bilmeyi sevmek,sevmekten anlamak,estetiğe dair her şey. Haza dair her şey.
"Kadın eli değmesi" denilen bu olgunun temeli de bu bence. Hayat gurmesi gibi bir şey. Neyle ne gider, nasıl daha güzel olur bilir en azından birkaç fikri vardır.
Erkekler de sever tabi yaşamayı ancak kadınlardan öğrendiklerine bakınca yaşamıyormuşum ben der. Erkekler birçok şeyi yüzeysel yaşıyor. Ama biz varız korkmayın.
Brida'ya çok benzettim ben bu kitabı. Her zamanki gibi yine aynı tinsel felsefenin ekmeğini yemiş yazar.
Kitabı, yazarının ismini bilmeden okusaydım da yazarın kesin "paulo coelho" olduğunu bulurdum.
Bir tek "aldatmak" kitabını sevmedim. "Elif" kitabı yine kendi içinde belli bir konunun altını çiziyor.
Yalnız bu yazarın okuduğum son 3 kitabının her birinin ortasında, "şimdi konuyu dağıttı ve biraz da basitleştirdi mevzuyu, artık bundan sonrasını toparlaması güç olur." Dediğim noktadan 10 sayfa sonra çok güzel toparlıyor olayları. Bu anlamda bu brezilyalı abimizin kalemini seviyorum.
Kendinizle ilgili canınızı sıkkan bir durum olduğunda okuyup, bir ipucu yakalamanıza vesile olabilecek bir kitap.
Çok güzel sigara kaldi ki 2 gün önce denedim ilk defa. Başlıkta görünce de şaşırdım. Algıda seçicilik işte.
Sadece nadir ve çok zevkli anlardan sonra sigara tüketen biri olarak (bkz: seks) tamamen zevk sigarasıdır.
Ama arkadaşla 2 saat içinde 1 paketi bitirince ne kadar zevk sigarı olsa da ağzında zehir zemberek bir tat bırakıyor. Bütün sigaralar gibi.
Alın bir tane özel anlar için bulunsun sigarasıdır.
"Karma siker lafını çok seviyorum", çünkü hayat felsefem resmen.
Fil hafızalıyım ve satır aralarından, mimiklerden ve ses tonlarından iyi anlıyorum.
insanların asıl duygularına vakıfım ki beni sevmeyenler için kötü, sevenlere bayram.
Sabırlı bir kindarım. Evet öyleyim ne yalan söyleyeyim ve beni hiç yıpratmadı ve aksine zevk verdiği de oldu.
"Canımı yakanın canını yakarım" da bir diğer mottom.
Övünmüyorum ve gocunmuyorum. Değişir miyim? Belki. Kim bilir?
Mutsuzlar, sizi görüyorum ve duyuyorum. Ve hakettiniz. En yakınım bile olsa haketti, ki uzaklarıma sesleniyorum, hahaha yanın amk. Ki yanıyorsunuz iç sıkıntısından.
Iyiler zaten sizle ahiretliğiz eğer varsa öyle bir yer. Iyi olmaya devam edin aksi taktirde "karma siker!" Ben dahil.
Hafif bir kahvaltı, iyi bir kahve, uzun bir anneyle sohbet, (bkz: handmaide's tale) dizisinden 2 bölüm. Kedim mMsır'la yakalama oyunu ve sarılarak uyku, (bkz: Alberto Manguel) 'den (bkz: Okuma Günlüğü) 30 sayfa,domates soslu bol baharatlı makarna ve trivia'dan birkaç oyun ve 2 saatlik internet gezintisi. Eşimle sohbet ve öpücükleşmek, birlikte komik anları hatırlayıp tekrar gülme. Hala 1 saatim var ayrıca günün bitmesine.
Hukuksal sistemin yok olduğu ülkemde hak aramanın neredeyse imkansız hale dönüştüğü,
haliyle yurdum insanının başvurduğu site. internet müthiş bir reklam dünyası haline geldi.
Google aramalarında bir marka yazdınız mı illaki o markaya dair ne var ne yoksa dökülüyor.
Satıcı da hukuksuzluğundan ya da müşteri memnuniyeti kaygısından korktuğundan değil sadece markasının kirlenmesi ve haliyle satışlarının düşmesi kaygısıyla müşteriye geri dönüşler sağlıyor. Sağlamak zorunda kalıyor diyelim.
iş böyle olunca kendi hakkını kendin savunduğun bu sanal dünyada şansınız varsa işlerinizi yoluna koyuyorsunuz.Herkes yüzde yüz geri dönüş alamıyordur eminim.
Alışveriş yaptığım bir siteden gönderim süresi geçince ne ürün gönderimi ne de herhangi bir bilgilendirme gelmeyince önce sitenin kendisine mail attım. Ses çıkmayınca ilgili iletişim yollarından kendilerine ulaşmaya çalıştım. O da olmadı iade talebi butonuna basarak ürünün belirlenen zamanda yollanmaması durumu üzerine iade talebimi bildirdim. Yine ses seda yok. En son bir whatsapp numarasından birine daha ulaştım ve kısaca ilgileneceğiz dendi ve yine 3 gün boyunca geri dönüş yapılmadı. iş böyle ilerleyince kendilerine yine whatsapptan mesaj attım neden herhangi bir işlem yapılmıyor ya da bir bilgi verilmiyor diye.
Mesajım görüldü ama yine cevap yok. Daha da cevap yazmayacaklarsa tüketici haklarına başvuracağımı söyledim ancak tüketici hakları hukuk avukat işlerinin de sakız gibi uzadığını bildiğimden internet üzerinde duyurabileceğim yerlere şikayetimle ilgili yazımı yazdım.
Paramın derdinde değildim. 40 liralık bir şeyi zaten gözden çıkarmıştım tüm bu mesaj ve iletişim trafiğine girdiğimde zaten. Amacım firmanın satışlarına dikkat etmesini sağlamak ya da en azından müşterilerinin dikkatini çekmekti.
Nitekim artık bir şeyler satın almadan önce herkes bir internetten araştırmasını yapıyor.
Şikayetvar'a şikayetimi yazdım bir gün sonra şikayetim hem yayınlandı hem de satıcıya ulaştı.
Satıcı bana hem mailden hem de whatsapptan dönüş yaptı. Sipariş verdiğim üründen hem fazla fazla gönderdiler hem de paramı iade ettiler. Memnun kalırsam da daha sonra vereceğim ilk siparişimin de ücretsiz olacağını söylediler. Neyse ki insan evladı çıktılar da benim mağduriyetim giderildi ziyadesiyle.
Doğru ya da yanlış bir özür maili yazılmış bahane ya da gerekçe bilmiyorum artık belli bilgiler verildi ve sonunda sorunu çözme teklifi satıcıdan geldi. Ama şunu biliyorum ki 3 hafta boyunca cevap alamadığım kendilerinden şikayetvar sitesi üzerinden kendilerine ulaştım ve durumdan memnunum.
internetteki reklam kaygısı olmasaydı da asla bu şekilde sonuçlanmayacağından eminim.
Kısaca tüketiciler, alışverişlerinde paralarını geri alamayacaklarını bilseler bile en azından internet üzerinden markayla ilgili bir şikayette bulunurlarsa haksız ticareti kendi kendilerine önüne geçebilirler. Ben inanıyorum ki bu olur.
Cingöz müşteriler de önlerine geleni kirletemezler zaten çünkü şikayet sırasında ürün no ya da ilgili sipariş bilgisi ve tarih detayları olmadan satıcıyla iletişime geçilmiyor.
Bu şekilde herkes iyi satıcı ve iyi tüketici olabilir diye düşünüyorum.
Boynum ağrıyor. Pazartesi günü ağardı. Game of thrones yarrak oldu. Çok şeker tükettim ve midem allak bullak. Daha 2 hafta var tatile. Bitse de gitsek.
Boynum ağrıyor... bu böyle sarar gider.
Edit: zamanın akışı şaka gibi. Dün yazdım sanki bu girdiyi. 9 gün geçmiş.
Teftiş sorunu bile çözüldü. Korktuğuma değmedi yüksek not aldım. Rahat rahat Ankara'ya da gidip geldim kazasız belasız. Şimdi bir tek uzun bir bayranm tatilini bekliyorum. Son 2 gün... bir bakacağım bayram tatili de bitecek. Dönem bitecek. Neyse tatil yavaş geçsin. Amin.
