o sehir istanbulsa eger ve eger donus, gelecegin karanliginda sislerin arasindan bile gozukmuyorsa, dunyadaki en zor seydir benim icin.* bogazin kenarinda oturup manzarayi izlediginiz her dakika gozyasi olarak geri doner insana. icini bir burukluk kaplar insanin, ve dogdugu sehirde gecirdigi iki uc haftasi da zehir olur ayriligin bilinciyle. bu sehirde dogduguna ve burada buyudugune kufreder insan. sanki gordugu her yuz tanidik gibidir, ama artik kimse tanimiyor gibidir onu. hayalet gibi dolasirsin etrafta, ve terk ettikten sonra istanbulu, sanki bir derin bir uykudan uyanmis gibi hissedersin, ama daha beter bir kabusa uyanmis gibi.
bir sehri birakmak zordur, hele o sehir istanbulsa. biraktim dersin, oyle zannedersin, kendini inandirmaya calisirsin, unutmaya calisirsin. ama istanbul unutmaz seni, istanbul birakmaz seni. su karsidaki agac bile gulumsuyordur sana aslinda, farkedersin. ayrilik boyledir iste.*
kef uzerine uc nokta koymak suretiyle elde edilir. "n" sesine benzer, genizden cikan bir sesi vardir. tamlama yaparken cokca karsimiza cikar kendisi. tamlayan eki, -in, aslen sagir kef ile yazilmaktadir. misal: kapinin anahtari.
bunun haricinde, baska kelimelerde de kullanilmaktadir ancak pek yaygin degildir..
aksanli konusmalarda, belli yorelerin agizlarinda kullanilir. ancak modern istanbul turkcesinde pek rastlanmaz.
ar. en guzel takvim, yahut takvimlerin en guzeli. takvim dahi kivamdan istikak etmis olup kivamlandirma seklinde uydurma bi tercemsini daha ihdas edebiliriz..
tin suresinde, insanin yaradilisindan bahsedilirken Hak teala'nin fitrat-i insaniye layik gordugu tabirdir ayni zamanda.