"eşeklerin çok anırdığı yerde, aslanların kükremeleri duyulmazmış." sözünün cuk oturduğu sözlük.
ne kadar sevsek de, bıkmadan usanmadan girdi yazsak da, başlık açsak da, aka boka eksileyenler, saygısızca küfür ve hakaret edenler, salak salak göt etmeye çalışanlar, hevesimizi kırıyor.
türkçe karakter olayı ayrı zaten. bir başlığın sekize yakın kopyası var.
dün bir bayan(pek emin değilim, bayan mı değil mi) sözlüğe üye oldu, yarım saat içinde otuza yakın başlık açıldı. x harfine üyenin rumuzu dersek, şöyle oluyor:
-x
-x'in abisi.
-x zirvesi.
-x ile sözlüğün abazanlığının ortaya çıkması.
-x'in gelişi ile sözlükte abazanlığın tavan yapması.
-x moderatör olsun.
-x'in gelişi ile unutulan cem garipoğlu.
moderatörler sağolsun sildiler çoğunu.
onun haricinde televizyon izleyip, gördüklerini sözlüğe yazanlar var. haber ajansları mübarek her biri. cem garipoğlu'nun yakalanmasıyla birlikte:
-bir medya kahramanı haline gelen cem garipoğlu
-cem garipoğlu (556)
-cem garipoğlu çık kurtsun (2)
-cem garipoğlu destekçileri (38)
-cem garipoğlu destekçilerine inanamamak
-cem garipoğlu gay mi (2)
-cem garipoğlu gerçekte kaç yaşında
-cem garipoğlu hakkında yapılan asılsız ihbarlar (3)
-cem garipoğlu ile ilgili başlıklar (10)
-cem garipoğlu ile ıssız bir sokakta karşılaşmak (7)
-cem garipoğlu ile zengin piçi oktay benzerliği (2)
-cem garipoğlu na çocuk muamelesi yapılması (32)
-cem garipoğlu na sorulacak tek soru (40)
şaşırdığımı söylemeliyim. cem garipoğlu'nun sol taşşağı hakkında hiç başlık açılmamış.
daha uzaaar, gider. hiç de yazamam. ne de olsa bu girdi içinden iki-üç tümce seçeceksiniz, daha önceki girdilerimle bağdaştırıp "vay şerefsiz piç, al amına koyum eksi sana." diyeceksiniz. okumayacaksınız bile.
bunların haricinde fotomaç'a dönen bir sözlük var. futbol ve basketle çok ilgim yok, tuttuğum takımın maçını bile izlemem ama sonuçları öğrenirim, özellikle milli maç ise. bu olayın sözlüğe yansıması da böyle oluyor:
-15 eylül 2007 almanya slovenya basketbol maçı
-15 eylül 2009 atletico madrid apoel nicosia maçı
-15 eylül 2009 beşiktaş manchester united maçı
-15 eylül 2009 bjk manu maç biletleri
-15 eylül 2009 chelsea fc porto maçı
-15 eylül 2009 fc zurich real madrid cf maçı
-15 eylül 2009 flora tallinn levadia tallinn maçı
-15 eylül 2009 fransa yunanistan basketbol maçı
-15 eylül 2009 hakan arıkan ın cinnet geçirmesi
-15 eylül 2009 hidayet türkoğlu linçi
-15 eylül 2009 juventus bordeaux maçı
-15 eylül 2009 maccabi haifa bayern munich maçı
bunun bir de 14, 15, 16, 17 eylül (veya başka bir tarih) versiyonları var.
velhassıl kelâm, bunu uzatabildiğine uzatır, hepinizin bildiği ama hiç de sikine takmadığı şeyleri hatırlatırım size, ama önemi yok, dediğim gibi, biliyorsunuz, ama sikinize bile takmıyorsunuz.
ekşiyi ve itüyü solladık diye sevinin. arama yapıp yapıp taşak geçiyorlardır bizimle.
marjinal olmak isteyen ergen gençlerin başvurduğu harekettir. klasik söylemleri "gereksiz saygıya gerek yok hacı, benim içim dışım bir." olmakla birlikte, boş adamlardır.
komünizmin ne olduğunun en büyük kanıtlarından biridir. pol pot, stalin, bir de kim jong il işte.
kendi siki taşağına denk yaşarken, halk sokaklardan odun topluyor. en basit ameliyat olan katarakt ameliyatı bile yapılamıyor. sahip olunan az sayıdaki ilaçlar, pet şişelerde muhafaza ediliyor. parti üyelerine özel marketlerde coca cola, pringles, doritos vs. gibi kapitalist malları satılırken, halk ekmek almakta zorlanıyor. ne eğitimde, ne sanatta, ne edebiyatta, ne de bilimde hiçbir ilerlemesi yok ülkenin. tek tip evler, sokaklar, mahalleler, kısacası her şey aynı.
sadece siyasi nedenlerden dolayı 1.5 milyon insanı öldürmüş, insandan çok hayvan olan komünist.
tamam komünistsin, kanında var öldürmek. partideki rakiplerini öldürürsün, tamam, bir derece anlarız. ne de olsa atanız stalin sizin. ama o zamanlar 10 milyon civarı nüfusa sahip bir ülkenin, 1.5 milyonunu sadece "siyasi" nedenlerle öldürmek nedir? komünizmdir...
arkadaşın başından geçer, bizzat şahit oldum. her sahur, aralıksız, hiç şaşmaz.
anne: oğlum çay koyayım mı?
arkadaş: yok anne sağol.
anne: al oğlum iç, hararetini alır.
arkadaş: ya anne istemiyorum diyorum, neyin harareti, motor muyuz biz, su mu kaynatıyoruz?!
genelde siyasi nedenden dolayı eksilenirsiniz. isterseniz 1000 girdi yazın, 999'u geyik veya bilgilendirme amaçlı şeyler olsun, ama geriye kalan 1 girdinizde bu eksileyen yazarların sevmeyeceği türden bir şey yazın, yapışır kalır üzerinize o girdi. sırf o yüzden diğer 999 girdinizi de eksilerler.
başka yerlere de yazmıştım, hâlâ anlayamıyorum. epey uzun bir girdi yazıyorum, öyle bir dakikada okunması pek mümkün olmayan. yazıyorum, tamam diyorum, ben'e tıklıyorum baktım eksi almış. ulan ne ara okudun, ne ara anladın, ne ara bilmem ne yaptın da eksiledin arkadaş?! ayıp, azcık kendine saygın olsun.
savaşı faşistlerin kazanmasıyla franco başa gelmiştir.
olaya faşist-komünist olarak bakmaktansa, daha çok savaş oldu mu, olmadı mı diye bakmak gerekir. zira sscb destekli sosyalistler kazansaydı, ispanya şüphesiz ki müttefikler safında savaşa girecek ve fransa, benelüks ülkeleri, avusturya, polonya vs. gibi ülkeler ile aynı kaderi paylaşacaktı. ikinci dünya savaşı'nın sonu değişmeyecekti fakat, sosyalistler sscb'yi yağlayalım derken kendi ülkelerini savaşa sürükleyeceklerdi.
bunun haricinde şunu hatırlatmakta fayda var. faşistler savaşı kazandı fakat nazilere yardım etmedi. ilgisi olan varsa bilir, almanya'nın afrika cephelerinde zorlanmasının en büyük sebebi, franco'nun cebelitarık boğazını almanlara açmamış olmasıydı.
demek ki neymiş, insanlık, eşitlik ayakları çekeceğim diye faşizme bok atmamak lâzımmış. öyle faşistler varmış ki ülkelerini en dehşet verici savaşlardan bile uzak tutabiliyorlarmış, her ne kadar savaş coğrafyasının içinde olsalar bile.
sanat konusunda çok ileridirler. binlerce heykelleri ve mimari yapıtları vardır. bu yapıtlar, avrupa tarafından örnek alınır ve avrupai mimari kürt mimarisinin üzerine kuruludur.
edebiyat konusunda tartışmaya bile gerek yok. sayısız türde, sayısız eser veren kürt milleti'nin eserleri, bu güne kadar ulaşamamıştır ne yazık ki. bunun en büyük sorumlusu, kürt topraklarını istila edip, kürtleri kıyıma tabi tutan, doğulu barbar türklerdir. kendilerinin edebiyatı gelişmemiştir ve gelişmiş milletleri sevmezler.
bilim konusunda pek bilinmezler. çünkü karşımıza tekrardan faşist barbarlar, yani türkler çıkar. türkler, bilim ve özellikle tıp konusunda, kürtlerin bütün atılımlarının önünü keserler ve başarıları örtbas ederler. oysa ki kürtler, bilim alanında dünyaya önderlik eden bir millettirler.
daha yazmak isterdim fakat, devam edemiyorum, göz yaşlarıma hakim olamıyorum. kürtler nerede ne yaptıysa, karşılarına hep onları hazmedemeyen, kıskanç, barbar ve faşist türkler çıkmıştır. *
(#5396451)
tamamen haksız diyemeyeceğim bu girdiyi yazmış yazar. acaba merak ediyorum, ben de kendisine taksim'de 15 yaşındaki çocuğa hap satan, 60 yaşındaki pedofillere 15 yaşındaki kızları pazarlayan kürtleri göstersem, kürtleri de yakmak lâzım desem "hmm, evet haklısın." der mi? demez. iki yüzlülük de bu oluyor işte.
gece sigara almak için dışarı çıktığımda, bomboş olan çark caddesi'nde polis otosu durdu, kimlik sordu, işin kötüsü cebimde muşta var.
p1: kimliğin?
c: yanımda, buyrun.
p1: ne işin var bu saatte dışarıda?
c: sigara almak için çıkmıştım. ama kapalı her yer, bulamadım.
p1: ne yapacaksın sigarayı?
c: içeceğim?
p1: yaşın kaç ki?
c: 19. (kimliği ne sikime verdik o zaman amk?)
p2: tamam, gidelim.
p1: fazla oyalanmadan eve git.
c: iyi sabahlar, kolay gelsin.
sözlükte tamamıyla adaletsiz şekilde uygulanan olaydır. yani konuşmayayım diyorum da, sırf siyasi görüşünüzden dolayı eksiye boğuluyorsunuz. pek sorun değil ama, kendi mallığınız ortaya çıkıyor. en hızlı şekilde üç dakikada okunabilecek, beş paragraflık bir girdi yazıyorum ki girdide görüş yok, baştan aşağı bilgi amaçlı, koyduktan otuz saniye sonra eksiliyorsunuz.
eminim ki belirli bir arkadaş grubu var, beğenilmeyen girdiler numara olarak atılıyor ve bu gruplar tarafından eksileniyor.