rektörü prof. dr. ibrahim taş olarak belirlenmiş üniversite.
Hayırlı olsun diyelim ve biraz gözleme dayanan naçiz önerilerimizi sıralayalım.
1- üniversitede müthiş bir kadrolaşma olduğu söylentisi var. bu şaibeler giderilmeli ya da çözüm üretilmeli.
2- köklü bir fakültenin dekanının akademik ve idari personele kötü muamele ettiği hatta küfürlerin havada uçuştuğu şikayetleri var. iddialar doğruysa bahsi geçen fakültenin koridorlarında kavga eksik olmuyor. Yine hattı sayılır sayıda öğrenci bu kişinin kendilerini aşağıladığı, dalga geçtiği gerekçesiyle şikayette bulunmuş. kişi bunları yaptıysa derhal görevden uzaklaştırılmalı ve soruşturma açılıp gerekli müeyyide uygulanmalı. Birkaç kişiyi dinleseler iddiada bahsi geçen şahsın kim olduğu kabak gibi ortaya çıkacaktır.
3- yaz okulu büyük sıkıntı. Öğrenciler isyan ediyor. Yaz okulunu pazarda limon satan öğretmen misali ek gelir kapısı gören akademisyenler için gerekli işlem yapılmalı. Bugüne kadar En çok yaz okulu dersi açan hocaların istatistiği fikir verecektir.
4- özellikle kırmızı et yemeği olan günlerde yemeklerden şikayet var.zehirlenme değil ama ishal şikayetleri arttı. Firma uyarılmalı ya da değiştirilmeli.
5- sıkıntı duyan personelle izole etmek yerine konuşulmalı. 'Gel bakalım derdin ne' diyerek hiçbir şey kaybedilmez, gönül kazanılır.
6- akademik teşvik sistemi ciddi şekilde ele alınmalı, BAP projelerine daha çok değer verilmeli.
7- bir sosyal bilimler enstitüsü gibi dersliklerden ibaret projelenmiş kampüs yeniden şekillendirimeli. Fen bilimleri alanındaki eksiklikler (laboratuvar) giderilmeli.
8- kampüste her sene dikilen ve geleneksel şekilde sulanmadığı için göz göre göre kurutulan ağaç fidanlarına ilgi gösterilmeli.
9- üniversite nizamiyesi vitrin ancak bekçi kulübesinden hallice. Modern bir nizamiye binası inşa edilmeli. rektörlük kapısı trafiğe açılmalı, personel ve öğrenci o kapıyı da kullanabilmeli.
10- öğrenci yemekhanesi çok ilkel. Acilen yeni bir yemekhane binası inşa edilmeli.
11- en azından yarı olimpik yüzme havuzu projeye dahil edilmeli. Bilecikin büyük bir eksiğini giderecektir.
12- yaz ayları ve akşam 5'ten sonra minibüslerin kampüse girmemesi sıkıntı yaratıyor. Hassas bir konu bu. Belediyeyle iletişime geçilip sorun çözülmeli. Gece 10'da dersi biten öğrenci 1 km yol yürüyüp dolmuşa biniyor. Birisinin başına birşey gelmeden gerekli önlem alınmalı.
13- hızlı tren seferleri az, öğrenci şehire rahat ulaşamıyor. Tcdd ile görüşülüp seferlerin artması sağlanmalı.
14- üniversitenin teknokent, kültür merkezi ve alışveriş merkezine ihtiyacı var. Ayrıca banka,ptt şubesi eksiği de cabası.
15- üniversite logosu ve rengi acilen değiştirilmeli. Hiç hoş olmamış. ilkokul çocuğu daha profesyonel logo tasarlardı.
16- Rektörlük seçim sonuçlarının belli olmasının ardından 4 kişi hariç hiçbir akademik yöneticinin istifa edip rektörün elini rahatlatmaya çalışmaması ise ayrıca gözleri yaşartmıştır. Bırakın rektör sizinle çalışacaksa tekrar çağırsın. Sizi tercih etmeyecekse de bırakın yeni bir soluk gelsin şu okula.
17- Tarih ve Kültür Sohbetleri akademik birer brifingden öteye geçmiyor. Her konferans bir masraf ve gereksiz harcama. Yazık günah. 3 ayda bir olsun ama tam olsun. Bu konferanslar bitirilmeli. Malum bilecik de zaten çok ilgisiz. Körler sağırlar birbirini ağırlıyor. Merkez daha verimli ve ilgi çekici amaçlara hizmet edebilir. Hatta kiraya verilsin üniversiteye gelir olsun.
18- çok önemli! Azmi bey döneminde üniversiteyi yönetim tekeline alan memur ekibine artık birilerinin işlerin öyle gitmeyeceğini, demokratik yönetim anlayışının benimseneceğini anlatması lazım. Şu bilinmeli: üniversiteyi artık bürokratlar değil akademisyenler ve öğrenciler yönetecek. idarilerin artık bu fikre alışmaları ya da rızalarıyla ayrılmaları gerektiği hatırlatılmalı.Her dönemin bir sonu vardır. Dekanın, daire başkanını aradığında sekreterle muhatab olduğu dönemin artık kapandığına, üniversiteye alınacak akademisyen kriterine genel sekreterin ve yardımcısının müdahale ettiği dönemin tarih olduğuna herkes ikna edilmeli.
19- he bir de gençler oturup öpüşüyor diye heryerde bankları kaldırtan zihniyet artık hükümsüz olmalı. Burası üniversite, imam hatip lisesi değil. Öpüşenin günahı da sana yazılmıyor!
Acilen bilecik şubesinin eleman sıkıntısına el atması gereken fast food'çu.
2 kişi kasada 2 kişi de mutfakta çalışıyor lan.
45 dakikada bir menü teslim edebiliyorlar.
işletmecisi kim bilmem ama bu gidişle kadadaki 2 kız deli gibi çalışmaktan ağır şizofren olacak. Dava açsalar öttürürler o kadarını söyleyim.
Hele öğle tatilinde ilkokul bebeleri akın edince şube bildiğin tımarhaneye dönüyor. Biraz adam istihdam et de ülke ekonomisi şenlensin eyy bırgur...rabbena heb banayla olmuyor.
Bursa'nın ömür, istanbul'un vefa diye sattığı sarı şekerli şeyi boza zannedenlerin bok attığı boza üstadı.
Evet, tatmadığım boza kalmadı. Bunun ve soydan bozanın üstüne tanımam.
"Benim memurum işini bilir" tespitinin de içinde yer aldığı, müslüman olma iddiasındaki bir toplumun aslında bu dinin gereklerine ne kadar uzak olduğunu gözler önüne seren cümlelerdir.
bugüne kadar gaza gelip "sabah namazını moskova merkez camii' nde kılarız" diye saçmalayan kimsenin çıkmamasına şaştığım gerçekliktir. dua edin naylon damlatsın, bunun ucunda damacanalara gelmek de var.
Büklüm sokaktaki meşhur trafikte bir travestinin arabamın penceresinden içeri bir avuç dolusu kartvizit fırlatması kadar korkunç olmayan durumdur.
Ancak sanılanın aksine bu durum sadece ankara'da değil, istanbul, konya gibi yerlerde de yaşanmaktadır. Mecidiyeköy ve kadıköy'de de görmüşlüğüm var.
Türkiye'de genç bir kızın boş dolmuşa binmesinin yanlış olduğunu düşünebilecek angutların varlığından haberdar eden beyan. Trolleme değilse, meslek etiğine sıçayım senin gibi avukatın.
Rüzgar nereden sert eserse oraya doğru yalanarak koşmayı ilke edinmiş birey sözü. Ne oldu? Tükürdüğünüzü yaladınız ama putin amca affetmiyor değil mi yalaka takımı? ilkesiz dış politika buna denir. Arkasında duramayacağın eyleme imza atmayacaksın. Sonra böyle omurgasızca kıvırtmaya başlarsın.
Düşündüğünde çok da mantıksız gelmeyen söz.
Geçenlerde okuduğum bir araştırma ilginç bir ayrıntıya yer veriyordu. Buna göre türk halkının yüzde 9'u işid'e sempati besliyor. Tabi bu yalnızca anket sorularına samimi cevap verenlerin oranı. Bir de göt korkusuna sempati besleyip doğru cevap vermeyenleri hesaba katarsanız bu hayvan sürüsünün peşinden şehit olmaya gidecek çok sayıda sığır barındırdığımız göreceksiniz.
Kale her zaman içten fethedilir. içimizdeki hainlere bakmak lazım.