Ashe
449 (süper mario)
dokuzuncu nesil yazar 16 takipçi 410.54 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    lens takarken ağzın açılması

    1.
  1. öğrenildiğinden insanın ufkunu iki katına çıkarmayan bilgi.

    ben bu olayın daha yeni farkına vardım. rimel süren insanların bilinçsiz olarak ağızlarını açtıklarını yıllardır duyuyordum. meğer ben de lens takarken ağzımı yemek yerken uçak geliyor vaadiyle kandırılmış minnak bebek gibi kocaman açıyormuşum. işin kötü tarafı her lens takışımda bu durum aklıma geliyor.
    2 ...
  2. sözlük yazarlarının kafasını kurcalayan şeyler

    1.
  3. tanım: sözlük yazarlarının içine dert olan, genellikle kimseye anlatamadıkları durumlardır. boş durdukları anda kafalarını bu konulara yorarlar ve ansızın içlerine oturan öküzle göz göze gelirler.

    boş konuşan insanlardan sıkılıyorum. sürekli boş konuştuğu halde boş konuştuğunun farkında olmayan insanlardansa daha çok sıkılıyorum. bir insan az bile olsa girdiği ortamda konuşurken diğer insanlara bir şeyler katmalıdır. bir insana gününün nasıl geçtiğini soruyorsak bu bizim bütün gün ne yaşadığını dakika dakika merak ettiğimizden değildir. isteriz ki o gün yaşadıkları karşımızdaki insana ne katmış. gün sonunda ne hissediyor, ne düşünüyor. bize aktarabileceği önemli bir durum gerçekten var mı ve bizi ilgilendiren şeyler anlatacak mı diye merak ederiz. ne zaman bir arkadaşımla buluşsam bana ipe sapa gelmez bin türlü şeyden bahsediyor ve kafa şişirmekten başka şey yapmıyor. ben de insanların lafını kesmeyi hiç sevmediğim için ve onları susturmak istemediğim için dinliyorum. muhabbet bitince de "e sen de hiç konuşmuyorsun ki canım!" cevabını alıyorum. ne yapabilirim yani sen öğlen bir arkadaşınla kantinde buluşup onun sevgilisinden bahsettiysen? senin yaşadığın şeyler zaten sende, onlar senin geçmişin haline geldi, senin anılarına karıştı. bana günlük tutar gibi her olayı detaylarıyla anlatmana ihtiyacım neden olsun ki? vaktimi yemekten başka neye yarıyor bu muhabbetlerin?

    tabii buraya içimizi döküyoruz ama günlük hayatımızda bir arkadaşımıza bu durumu azıcık hissettirsek tersleniyoruz. kırılıyorlar ve alınıyorlar.

    ben ne yazık ki birçok insanın beynini dahi kullanmadan yaşadığını düşünmeye başladım. insanlar çok boktan hayatlar yaşıyorlar ve çok eğlenceliymiş, matrakmış imajı yaratmayı seviyorlar. kabul edin kardeşim artık, günlük hayatta başınıza gelen şeylerin %99'u saçma salak ve anlamsız geliyor diğer insanlara. öyle basit olayları gözünüzde büyütüyorsunuz ki sanki hepiniz aksiyon filmlerindeki kahramanlar gibi heyecan verici hayatlar yaşadığınıza inanmaya başlamışsınız. okuduğum en boktan kitaptaki kahramanın hayatı bile okurken sizinkin anlattıklarınızdan daha çok zevk veriyor.

    anlıyorum elbette, insanlar sizi dinlerken gülsün, eğlensin istiyorsunuz. sizi mutlu gördükleri için onlar da mutlu olsun istiyorsunuz. ama benim açımdan doğru yöntem bu değil. ben sırf arkadaşlarımı özlediğim, sevdiğim, değer verdiğim için de onların yanına gidiyorum. konuşmasak da yanyana otursak benim için kafi. onu göreyim, iki sarılayım, iyi olduğunu göreyim ya da cidden bir sorun varsa içini rahatlatayım ve destek olayım. bunların dışında beraber geçirilen her an konuşmak gibi bir zorunluluğumuz yok ki. oturalım ferah bir mekanda manzarayı izleyelim. konuşmak zorunda hissetmeyelim.

    inanın bana kaliteli vakit geçirebileceksek bile onu böyle şeylerle öldürüyoruz. çoğu zaman arkadaşlarımın yanından ayrıldığımda son 3-4 saattir ne yapıyorum ben ya, ne konuştuk, ne paylaştık diye düşündüğümde elimde hiçbir kayda değer şey olmadığını görüyorum ve bu beni üzüyor. bu kadar yakın dostların uzun süre vakit geçirip onu heba etmesi çok acı. kaliteli paylaşım yapmayı öğrenmeliyiz. toplumca kendimizi daha çok geliştirmeli ve birbirimizi aydınlatmalıyız. ufacık çocuklar bile birbirleriyle oynarken neler neler öğreniyorlar. biz koca koca insanlar 5 saat konuşup karşımızdaki insana bir şey katamıyoruz. gerçekten çok yazık!
    0 ...
  4. öz şefkat

    1.
  5. kısaca insanın kendi başını okşayıp "her şey yoluna girecek." demesidir. bir hata yaptığımızda kendimizi motive etmemizi ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlayabilir. tabii bu öyle her zaman durduk yere olan bir şey değil. bilinçli olarak kendinize destek çıkmanız gerekiyor. *
    2 ...
  6. sizi gördüğü halde görmemiş gibi yapan minibüsçü

    1.
  7. insanı büyük ikilemlere sürükleyen minibüsçüdür. El kaldırırsınız ve sizi gördüğünü düşünürsünüz. Nedense bir daha sizden tarafa bakmaz ve sağa sola bakınmaya başlar. Biraz da hızlı geliyorsa bir kez daha el kaldırıp kaldırmamak konusunda ikileme düşersiniz. Bir süre sonra el sallamaya bile başlarsınız ve mutlu son. Minibüs Lak diye önünüzde durmuştur.
    1 ...
  8. fazla iq dan kurtulma yöntemleri

    1.
  9. referandum için kurulan çadırlardaki insanlarla konuşmak, ne anlattığı belirsiz televizyon dizilerini ve programlarını izlemek.
    6 ...
  10. woodwind

    1.
  11. woodwind instrument

    1.
  12. tahta nefesli çalgılar

    1.
  13. Flüt, Ney, Obua, Klarnet, Fagot, Saksafon.

    "Tahta nefesli çalgılarda ses, boru içindeki havanın titreşimi sonucunda meydana gelir."

    Daha fazla bilgi için:
    https://tr.wikipedia.org/...efesli_%C3%A7alg%C4%B1lar
    http://uflemelicalgilar.t...%C7alg%26%23305%3Blar.htm

    (bkz: woodwind) (bkz: Woodwind instrument)
    0 ...
  14. toplu taşıma aracında ifadesiz surat zorunluluğu

    1.
  15. istanbul'da üzülerek fark ettiğim zorunluluk.

    Nedendir bilinmez ama toplu taşıma kullanan insanlar, ifadesiz suratla binip aynı ifadesiz suratla inmeye pek meraklılar. Kendi kendine gülsen garipserler, üzülsen garipserler. herkes böyle biyometrik fotoğraf çektiriyor ya da poker oynuyor edasında. Biraz daha cana yakın davransak ne olur yahu! En azından birbirimize yol verirken azıcık gülümsersek ölmeyiz sanırım.
    7 ...
  16. metrobüsteki uğurlu bölge

    1.
  17. Üçüncü kapının karşındaki cam kenarının öndeki koltuğa yakın köşesine denk gelen bölgedir. Ne zaman burada ayakta dursam karşımda güzel bir kadın oturuyor olur. Hani şu körüklü yerin yanında ters duran, sol cam kenarındaki koltukta... Nasıl keşfettim ben de bilmiyorum ama inanın doğru. hem belki karşı cins için de geçerlidir.
    1 ...
  18. yoğurt uyutmak

    1.
  19. gayrettepe metro istasyonundaki tuvalet

    1.
  20. istanbul'da bana huzur veren, kolayca ulaşabildiğim nadir yerlerden biri.

    okuldan dönerken yolum sık sık bu istasyona düşüyor. ben de malum okul dönüşünde acayip yorgun oluyorum. akşamları yorgunluk yetmezmiş gibi bir de metrodaki kalabalık... bir gün bu istasyondaki tuvaleti keşfetmiş bulundum, hani şu akbil basıp girdiklerimizden. insanların pek kullanmadığı bir yer ve acayip derecede temiz. o kadar sessiz ve huzurlu ki inanın ilk girişimde 25 dakikada falan çıktım. zaten insan gelmediğinden kapıda sıra bekleyen kimse olmuyor. bu yüzden sana da kimse karışmıyor. içeride zaman zaman kitap okuyorum, zaman zaman dergi. artık yanımda ne varsa onu değerlendiriyorum. aslında o kadar sakin ki otur içeride master tezini yaz, sorun yaşamazsın. böyle böyle akşamları dinlenme molası vermek için buraya gelmeye başladım. zaten bütün gün kafam dinlenmiyor. en azından bu şekilde yarım saat kendime vakit ayırabiliyorum.
    3 ...
  21. otobüs klimalarının placebo modu

    1.
  22. halk otobüsü şoförlerin seve seve kullandığı klima modu/ayarı.

    -Kaptan, klimayı açsana yahu donuyoruz burada.
    -tamam kardeşim, açtık işte.

    bu konuşmadan sonra klimalar harıl harıl ses çıkarmaya başlar. sonra beklersin otobüsün içi ısınsın diye haliyle. yok arkadaş, ısınmaz o otobüs. sonra "elimi şu klimaların önüne bir tutayım hele. bakalım sıcak mı acaba?" dersin. kesinlikle değildir. o pezevenk klimayı öyle bir ayarda açar ki sadece ses gelir klimadan. halbuki yanındaki insanlar ne hikmetse hemen havanın ısındığını zanneder ve terlemeye, bunalmaya falan başlar. farkında olalım, otobüs şoförlerinin bu oyununu bozalım.
    2 ...
  23. the touch

    1.
  24. welshly arms şarkılarından biri.

    ben seve seve dinliyorum ki bence bunu beğenmeyen de ne bileyim gitsin one direction falan dinlesin. *
    https://www.youtube.com/watch?v=7j8Z1zr5Y2M
    1 ...
  25. to the light

    1.
  26. Daria Semikina tarafından bestelenmiş * enfes şarkı. aşağıya linkini bırakıyorum. kitap okurken, internette takılırken, tavana bakarken dalıp düşünürken açın dinleyin. tadından yenmeyen bir şarkı. hazır yemek demişken şunu da eklemeliyim ki yemek yerken bile bu şarkıyı dinleyebilirsiniz. insanın günlük hayatında rastlayabileceği ender şeylerden kanımca. hem 4 dakikanızı ayırdığınıza da pişman olmayacağınızı düşünüyorum.

    https://www.youtube.com/watch?v=EQLttzYdfo4
    0 ...
  27. bağlanamam

    1.
  28. tog'un* liseli gençleri alkol ve sigaradan uzak tutmak için hayata geçirdiği proje. sanırım artık vakıf tarafından yapılmıyor.

    biz kendi örgütlenmemizle yapmak istedik ama baktık ki hepimiz en az birini kullanıyoruz bu zıkkımların. bu yüzden liseli gençlere bir rol model çıkaramadık. durum biraz garip oldu tabii böyle olunca da. neyse başka fikirler çıkar elbet, onları deneriz.
    1 ...
  29. pandaların soyunun artık tükenmemesi

    1.
  30. az önce televizyonda gördüğüm güzel haber. sayıları %17 artmış deniyor. artık ağaçlardan düşen pandaları izlerken "bunların da soyları böyle böyle tükendi be" demeyeceğiz. hatta 20-30 sene sonra insanlar pandaları evlerinde beslerse bile şaşırmamak lazım.
    3 ...
  31. sadaka niyetine video beğenmek

    1.
  32. Youtube'de sık sık gerçekleştirdiğim eylem. Sadaka belki çok alakasız gibi görünebilir ama bu eylem karşıdaki insanı mutlu ettiği için öyle söylemek geldi içimden. Amatör grupların ya da müzisyenlerin şarkılarını beğeniyorum. Parayla değil ya zaten beğenmek, bana da bir zararı yok. Hiç yoktan o gençler heveslenip bir şeyler paylaşıyorlar. Benim de kendimce bir faydam dokunsun diyorum. Belki sanatın daha çok üzerine düşüp daha güzel şeyler yaparlar. Bazıları zaten ciddi manada başarılı cover videoları hazırlıyor. Onlara da hak ettiklerini veriyorum.
    0 ...
  33. rob lane

    1.
  34. ilk defa merlin dizisinde dinlediğim "the witch's aria" şarkısının bestecisi. * şarkı ayrıca Emma Brain Gabbott tarafından seslendirilmiştir.
    0 ...
  35. eski sevgilinizin bıraktığınız gibi kalması

    0.
  36. solukmavinokta

    1.
  37. henüz kendisine nick altı girilmemiş, sözlüğe hoş gelmiş yazar.

    sözlüğün mesaj kısıtlaması nedeniyle kendisine bir hoş geldin mesajı bile atamıyorum, o da ayrı bir mesele.
    1 ...
  38. yazarların gururuna dokunan durumlar

    1.
  39. 5 tl'lik eldiven ellerimi sıcacık tutarken 300 tl'lik botun bir halta yaramaması. sanki alaska'da yaşıyoruz anasını satayım.
    8 ...
  40. ohdontforget com

    1.
  41. telefon numaranızı, mesajınızı ve mesajın gitmesini istediğiniz tarihi ve saati bıraktığınızda, size hatırlatma mesajı gönderen site. akşam eve gelirken ekmek almasını istediğiniz kocanıza, o saate yakın "aşkım ekmek al öptüm" diye mesaj gönderiyorlar mesela.

    ben de türkiye için bir tane açmayı planlıyorum, belki faydalı olur. tabii suistimal edilmezse.

    edit: ama ücretli.
    0 ...
  42. 1 65 lik boyla sokağa adım atabilmek

    1.
  43. eşikten geçerken kafayı kapıya vurmadan dışarıya çıkabilmektir.
    2 ...
  44. çaylaklık cezasına alternatif

    1.
  45. çaylaklık cezasına alternatif olarak verilebilecek cezalardır.

    malum bazı yazarları çaylak olmak falan korkutmuyor. bu yüzden ipin ucunu kaçıran bu tarz yazarların profiline ergen, ırkçı gibi şeylerin çok uzun süreli ya da süresiz olarak yazılması belki işe yarar. ayrıca nefret söyleminde bulunan kişiler için de bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum. hiç yoktan yazarı ilk defa görenler ne mal olduğunu anlar.
    2 ...
  46. çöpü çöpe atmaya üşenen insan

    1.
  47. eline ne geçerse olduğu yere atan insandır. bolca çevremde rastlıyorum.

    istanbul'da metrobüs durağının çıkışında ücretsiz gazete
    dağıtanları gördüm. yahu adam ağzıma sokacak neredeyse gazeteyi alayım diye. yine de okumam nasılsa diye almadım. o tarz şeyleri okumak hoşuma gitmiyor genelde. ama okumadığı halde alan ve yere atan afedersiniz dallamalar var. madem aldın, oku sonra at. atacaksan da yere atma ! ulan dağ başında değiliz ki her yerde çöp kutusu var. adam alıyor ve 10 metre sonra " bu ne lan böyle " deyip yere atıyor. 1 saat sonra yerler kağıt doluyor tabi.

    uzun lafın kısası : biraz doğaya, insanlara saygımız olsun. olmayanları da uyaralım. pislik içinde yaşamayalım.
    1 ...
  48. insanı yıpratan tipler

    1.
  49. girdiği ortamda konuşurken habire bir şeyler uyduran tiplerdir. bir başka deyişle "kolpa" tipler. hem sözlerine güvenilmez hem de muhabbeti hiç çekilmez.
    1 ...
  50. elixir staff

    1.
  51. bir zamanlar bağımlısı olduğum knight online oyununda kullanılan asalardan biri. görünüşü de pek bir halta benzemiyor.

    itiraf : sırf ukte olduğu için açtım bu başlığı.
    1 ...
  52. halaylı sohbet

    1.
  53. abilerin pilavlı sohbetine tepki olarak düzenlenmesi beklenen etkinlik.

    mahmut tuncer de gelirse tadından yenmez. çok eğleniriz valla.
    0 ...
  54. alaska denince akla gelenler

    1.
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2024 uludağ sözlük