bir Dave Matthews Band şarkısıdır ve tek kelime ile harikadır...
sözleri ise şöyledir;
Standing here
The old man said to me
Long before these crowded streets
Here stood my dreaming tree
Below it he would sit
For hours at a time
Now progress takes away
What forever took to find
Now hes falling hard
He feels the falling dark
How he longs to be
Beneath his dreaming tree
Conquered fear to climb
A moment froze in time
When the girl who first he kissed
Promised him shed be his
Remembered mothers words
There beneath the tree
No matter what the world
Youll always be my baby
Mommy come quick
The dreaming tree has died
The air is growing thick
A fear he cannot hide
The dreaming tree has died
Oh have you no pity
This thing I do
I do not deny it
All through this smile
As crooked as danger
I do not deny
I know in my mind
I would leave you now
If I had the strength to
I would leave you up
To your own devices
Will you not talk
Can you take pity
I dont ask much
But wont you speak
Please
From the start
She knew she had it made
Easy up til then
For sure shed make the grade
Adorers came in hordes
To lay down in her wake
She gave it all she had
But treasures slowly fade
Now shes falling hard
She feels the fall of dark
How did this fall apart
She drinks to fill it up
A smile of sweetest flowers
Wilted so and soured
Black tears stain the cheeks
That once were so admired
She thinks when she was small
There on her fathers knee
How he had promised her
You1ll always be my baby
Daddy come quick
The dreaming tree has died
I cant find my way home
There is no place to hide
The dreaming tree has died
Oh if I had the strength...
Take me back
Save me please
çok yaratıcı şekilde ambalajlanmış, lakin içi bomboş bir kanaldır kadro yıkılıyodur. ucuza getirmek için; asistandan, yönetmen yardımcısından; yönetmen, kameraman asistanındanda kameraman yapıp al, bu betacam demişlerdir salmışlardır ortalığa, sunucu olmaya çalışanların hali ise ayrıca manidardır... masmavi ve drop'lu görüntüler, plan hataları ve sesler kimsenin umrunda olmadığı enteresan cömert medya patronlarına sahip, bir kanal tüm bütçesini tanıtım ve jeneriklere ayırırsa nolur sorunsalının en güzel örneğidir s'nek tv.
you cannot quit me so quickly
is no hope in you for me
no corner you could squeeze me
but i got all the time for you, love
the space between
the tears we cry
is the laughter keeps us coming back for more
the space between
the wicked lies we tell
and hope to keep safe from the pain
but will i hold you again?
these fickle, fuddled words confuse me
like 'will it rain today?'
waste the hours with talking, talking
these twisted games we're playing
we're strange allies
with warring hearts
what a wild-eyed beast you'll be
the space between
the wicked lies we tell
and hope to keep safe from the pain
will i hold you again?
will i hold...
look at us spinning out in
the madness of a roller coaster
you know you went off like a devil
in a church in the middle of a crowded room
all we can do, my love
is hope we don't take this ship down
the space between
where you're smiling high
is where you'll find me if i get to go
the space between
the bullets in our firefight
is where i'll be hiding, waiting for you
the rain that falls
splash in your heart
ran like sadness down the window into your room
the space between
our wicked lies
is where we hope to keep safe from pain
take my hand
'cause we're walking out of here
oh, right out of here
love is all we need, dear
the space between
what's wrong and right
is where you'll find me hiding, waiting for you
the space between
your heart and mine
is the space we'll fill with time
the space between...
hergün günde 2 3 kez dinlediğim en iyi dave matthews band şarkılarından biridir, şarkının başındaki pazar seslerinin arasında "buraya gel buraya buraya" sesleri gelir.
muhteşemdir...
max frisch uzun süre ilişki yaşayan ve bu acılı ilişki sonucunda bunalım geçirip kendisini eve kapatan, alkole başlayan sonunda da alkolun etkisiyle sigarasını söndürmeyi unuturak evini ve kendisini yakan yazar.
Yönetmen;1959 yılıistanbul doğumlu, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur, ardından Mimar Sinan Üniversitesinde iki yıl sinema eğitimi görmüştür. Ceylan yaptığı dört filmin de yönetmenliğini, senaristliğini ve yapımcılığını üstlendi. Sinemaya 'Koza' adlı kısa filmiyle adımını atmıştır, ceylan bu filmiyle Cannes Film Festivali'nin ilgili bölümüne katılma başarısını gösterdi. 1997'de ilk uzun metrajlı filmi olan ve başta Berlin Film Festivali olarak pek çok dünya festivalinde gösterilen üç bölümlü, otobiyografik ve pastoral 'Kasaba' filmini, 1999 yılında da bir meta-film olan ve ilk iki filmdeki otobiyografik izleği sürdüren ve büyük başarı kazanan 'Mayıs Sıkıntısı'nı çekti. Film Berlin Film Festivalide gösterilmişti.
56. Cannes Film Festivalinde yarışan ve favori filmler arasında gösterilen Nuri Bilge Ceylan'ın 2002 yapımlı dram filmi 'Uzak', Altın Palmiyeden sonra festivalin ikinci önemli ödülü olan Büyük Jüri Ödülünü Grand Prix) aldı.
Ceylan'ın dördüncü uzun metrajı "iklimler" 2006 Cannes Film Festivali'nin yarışmalı bölümüne kabul edildi.Ceylan'ın bugüne kadar çektiği en büyük bütçeli eser olan film dijital görüntü teknolojisiyle kotarılmıştı ve görüntü yönetmenliğini Ceylan'ın kendisinin üstlenmediği ilk Nuri Bilge Ceylan filmi özelliği taşımaktaydı.
nacizane çevirimle muhteşem şarkının türkçe meali şöyledir;
yaşadığım trajedi gibi bir şeyler hissediyorum esen rüzgarda ve onun yanında kalmayı öyle çok isterdim ki...
bu hislerimi yerinden bile oynatamıyorum, en kötüsüde etrafımdaki bu duvar!
acaba bu hissetiklerimin onun için olduğunun farkında mı?
ve acaba benim için ne kadar çok şey ifade ettiğini görecek mi?
sanırım olmayacak...
ne olacak sevgili arkadaşım?
yaptıkları bizi nereye sürükleyecek?
kalabalığın ortasına, onların kargaşa bulutu içine dalmak istememe rağmen, neysem o olmayı deniyorum, çok uzun sürmeyecek
peki birlikte olabilecek miyiz en sonunda?üyor...
peki birlikte olabilecek miyiz en sonunda?
hayır, sanmıyorum, asla olmayacak...
çünkü ben tek değilim!
atlantisliler'in bir geçitten ulaşılabilen dünyaya pozitif enerji saçan şehirleridir. bu şehirlere kutuplardan açılan bir geçit sayesinde ulaşılabilindiğine inanılır. hatta öyledir ki bu geçitlerden giriş çıkış yapan bazı araçların fotoğrafları bile çekilmiştir.
oh oh oh oh oh oh,
you don't have to go
oh oh oh oh oh
you don't have to go
oh oh oh oh oh,
you don't have to go
ay ay ay ay ay ay,
all those tears i cry
ay ay ay ay ay
all those tears i cry
oh oh oay ay,
baby please don't go.
when i read the letter you wrote,
it made me mad mad mad
when i read the news that it brought me
it made me sad sad sad,
but i still love you so
i can't let you go,
i love you- ooh baby i love you!
oh oh oh oh oh oh,
every breath i take
oh oh oh oh oh
every move i make
oh oh oh oh oh,
baby please don't go.
ay ay ay ay ay ay,
you hurt me to my soul
oh oh oh oh
you hurt me to my soul
oh oooh oh,
darling please don't go.
when i read the letter you wrote,
it made me mad mad mad
when i read the news that it brought me
it made me sad sad sad,
but i still love you so
i can't let you go,
i love you- uuh baby i love you!
oh oh oh oh oh oh,
you don't have to go
oh oh oh oh
you don't have to go
oh oh oh oh,
oh baby, ba-by, be bee bee
a oh a oh a oh baby
a oh i love you baby
u uh u uh u uh darling
ooh
ooohhh
ooohh baby i still love you so!
oooh baby i still love you so!
oooh uuuh o oh oh oh oh oh
baby, ay ay ay ay ayh...
ooo baby baby...
bu gece ay var bourbon caddesi üzerinde
sokak lambasının solgun ışığında geçen yüzler görüyorum
şansım yok çağrıya uymaktan başka
parlak ışıklar, insanlar ve ay ve tüm bunlar,
yemin ediyorum daima güçlü olacağıma
çünkü biliyorum yanlış bu yaptığım
asla göremeyeceksin gölgemi ve duyamayacaksın ayak seslerimi
ay varken bourbon caddesi üzerinde
yıllar önceydi
masum bir kuzu gibi hapsolmuştum yaşamda
şimdi asla gün ışğında gösteremem yüzümü
ancak ay ışığında yürürken göreceksin beni
bir canavarın gözlerini gizler şapkamın gölgeliği
yüzüm bir günahkarın yüzü ama ellerim rahip elleri
asla göremeyeceksin gölgemi ve asla duyamayacaksın ayak seslerimi
ay varken bourbon caddesi üzerinde
yürür her gün new orleans caddelerinde,
masum ve genç bir kız, varlıklı bir aileden
defalarca penceresinin altında durdum geceleri
iç güdüerimle savaşmak için solgun ayışığında
nasıl böyle olabildim, dua etmeme karşın tanrı'ya
asla göremeyeceksin gölgemi ve duyamayacaksın ayak seslerimi
ay varken bourbon caddesi üzerinde
softly kissing you as you lie sleeping
breathing gently with you in your slumber
your face is the picture of contentment
my angel's dreaming my angel's dreaming
so happy with you, i'm so happy with you
slowly opening your wondrous eyes on me
shining green and glorious in the morning sun
this moment what could be more precious?
may it live forever may it live forever
i'm so happy with you, so happy with you
smiling on me
your love gives me all the blessings of this new day
the heat in your skin caresses my senses in such a glorious way