hoşgelmiş tekrardan.
önemli olan gitmek değil de ne olursa olsun kalabilmektir.kendisine tavsiyem sadece güzel yazılarına devam etsin başkalarına aldırmadan.
Demek ki tüm olamama ihtimallerini gerçekleştirmişsindir. artık bundan sonra geriye olma ihtimali kalmıştır. Ne de olsa olma ihtimali (+) olamama ihtimali = 1 "olasılık"
ilkokuldaydım o zamanlar ve bilirsiniz sınıf anneleri meşhurdur.Oğretmenler günü olsun sınıf oğretmeninin doğum günü olsun para toplanıp hediye alınırdı zorla değil tabi mecburi.Neden mi mecburi çünkü bir hafta boyunca her günün sonunda sınıfa girer ve para getirip getirilmediğini konuşurduk.Ayrıca sınıf annesi de sınıf oğretmeninize sürpriz yapacaz haberi yok derdi her sene.Ve tabi ki işin içine gizem sürpriz girince de daha bi çekici olurdu.Nihayet herkes eksiksiz parayı getirir ve hediyesi alınır (bilezik, kupe vs.) sonra da günü geldiği zaman da sınıf annesi tarafından sürpriz yapılır sınıfa girer ve hediyesini verirdi tabi biz de mutlu olurduk.Yanlış anlamayın hediyenin hiç bir zaman tutarı önemli değildir ama benim kızdığım nokta bunu zorunlu kılmak hele ki daha ilkokuldayken.
Final dönemindeydik -bilenler bilir sınavdan sonra herkes orta bahçede toplanır ve kapı önünde sigarasını yakardı- yine bir sınav sonrası kapı önünde dururken iki kız yaklaştı ve ateş olup olmadığını sordu tabi var deyip çakmağı çıkarınca kız sigarayı yakmam için kafasını eğince saçlarını tutmakla cebelleşirken sigarasını tersten uzattığının farkında değildi.uyardım sigaran ters diyorum o artık ne anlıyorsa kafasını sallayıp yakmam için daha yaklaşıyor sonra arkadaşına dedim sigarası ters diye bu sefer arkadaşı sigarasını ters tuttuğunu söyleyince o kızdaki mahcup olma halini hiç unutamadım..sigarayı yarıda bırakıp çıktım içeri geçtim daha fazla mahcup olmasın diye..
hakaret davasında en büyük etki hakimin takdir yetkisidir.Her yerde her zaman genel geçer durumlar kabul edilmez bu da hukukun diğer bilim dallarından farklılığını ortaya çıkarır.Misal maç yaparken arkadaşına küfür ettiğin zaman hakaret olmaz ama bunu farklı bi yerde dillendirdiğin zaman hakarete zemin hazırlamış olursun.
yazarın da belittiği gibi olayın öncesi varmış. sırf söylediği bir cumleyi alıp ona binaen hakaret içerikli demek bir hukukçuya yakışmaz.illliyet bağını her hukukçu görmüştür okul yıllarında ta ki birinci sınıftan son sınıfa kadar.
sayın yazar söylemiş olduğunuz cümleden dolayı hakaret davasına maruz kalacağınızı hiç sanmıyorum.farzedelim ki suç duyurusunda bulunuldu bu sefer de savcılık tarafından yürütülen soruşturma aşamasında zaten kovuşturmaya yer yoktur kararı çıkacaktır. içiinz rahat olsun.
O zamanlar çöp kamyonlarının üstünde "temizlik imandandır" yazardı.ben de onlardan esinlenerek çevre temizliği konulu resimde kamyonun üstüne o yazıyı yazınca oğretmenden tepki alıp gülünç durumu düşürmüştü beni.
zor günleri unutmamalısın, kaçtığın ne varsa hepsi peşindeydi hani, orada ne demiştin O'na? -buradan sağ çıkarsam ... diye.sağ çıktığına pişmansın şimdi değil mi?
bahçıvanlıktan anlamayan birisi gülleri budayan birini gördüğünde, onu güllere kötülük yapıyor sanabilir. oysa bahçıvan bilir ki, güllerin ömrü uzayacak ve güller baharda daha güzel açacaktır.hastalıklar, ayrılıklar, kazalar, acılar da bizi budar kızma sakın kader adlı bahçıvana sabret gülüm açacaksın taptaze bir başka baharda.
Yazışmak, konuşmaya benzemez. Konuşurken kelimelerin içini duygularla doldururuz oysa yazıda bunlar gözükmez ya da hissedilmez. Birbirini hiç tanımayan insanların yazışmaları yanlış anlaşılmalara açıktır. Karşı karşıyayken susmak bile bir konuşma çeşididir. Yazılanlar öylece durur yazıldığı yerde. Konuşmak ise ne çok şeydir yazarak anlatılmaz.