bugün

içi boşaltılmış sözcüklerden bir tanesi. kime güveniyoruz ki şu dünyada kaç kişiye diye sorguladığımızda bu sözcüğün kıymetini daha çok anlayabileceğimizi düşünüyorum.

(bkz: güven)
mümkünse vazgeçilsin ...
bir gün baban sana bisiklet sürmeyi öğretirken hiç anlamadığın bir anda çaktırmadan bisikletin arkasını tutmayı bırakır..
tutmayı bırakması evet..
tutmayı bırakmak..
aslında cok zor mimari bir yapı gibidir. harcına sevgi hatta ask, alıskanlık, baglılık katılıp ince ince örülür. sonunda ortaya cıkan sey bazen o kadar saglam durur ki dısardan hayran kalırsınız. fakat gün gelir catırtılar duymaya baslarsınız, gittikce yıpranır ve artık yıkılmaya yüz tutmus bir hale gelirse, o zaman aglayarak, kendinizle kavga ederek sıvadıgınız hic bir bölümü eskisi gibi olmaz ve beyin olumu gerceklesmis bir sevgilinin fisini cekmektir artık yapılması gereken, cekilir ve gidilir usulca...
varlığına sahip olmanın ne büyük mutluluk olduğunu kaybedince anlarsınız.
kaybedersiniz, önce kafanızın içinde saklanmış karıncalar beyninizi sarar, beyninizi ve ruhunuzu her boşlukta çürütür.
bir mucize olsa, her şey, tüm saflığıyla yerine gelse diye beklersiniz ama artık ne yapsa ne etse kar etmez. nasıl acılı bir süreçtir bu..
hangisi daha acı vericidir?
kabul etmek mi? hayatları iki yabancıya çevirmek mi?
karar verilemez.
kimi zaman acı çekme sebebidir.
en olmadık an da, en beklenmiyen zaman da bundan sonra mumkun degil "sutten agzım yandı yogurdu ufleyerek yiyorum artık" nidaları attıgınızda, biri cıkar sana soyleyecek cumleleri, inancla ve sevgiyle bakan gozleri vardır belki de siz boyle gormek istediginiz icin oyledir arada ki farkı anlamak icin zaman gerekir, en kotu gununuzde yanınızda olabilecek, sevincinizi paylasacagınız, ucurumun kenarında atlamak uzereyken ensenizden kavrayıp son dakika da sizi kurtaracagına inandıgınız , huzuru ve ictenligi yasayabileceginiz, en karamsar anınızda , en kotu ruyanın sonunda gunes gibi hayatınızda oldugu gercegi ile dunyayı belki de daha yasanır kılan kahraman, ne zaman ki uyanırsınız aslında bu sadece sizin kurdugunuz hayalden ibaret, guvenmenin ne kadar anlamsız oldugunu sorgulamaya baslarsınız "ben mi sucluyum acaba beklentilerim mi fazla tasıyamayacagından agır bir misyon mu yukledim yoksa karsıdaki mi korkak" diye anlarsın ki guven denen olgu senin dusundugunve sana ogretilen kadar siyah ve beyaz gibi net ve kesin degilmis grinin tum tonlarını barındırırmıs, kendine bile cevabı soylemeye korktugun "guven var mıdır ya da gercekten guvenebilecek kadar dogru biri var mıdır?" sorusu ve kendine kızmakla basbasa kalırsın..
(bkz: aldanmak)
fides in animum unde abiit vix umquam redit...
(güven ayrılıp gittigi ruha asla geri dönmez)
bir ilişkinin olmazsa olmazıdır kendileri...
insanın babasına bile güvenemediği şu devirde zoru başarmak.
genellikle hayalkırıklığına uğramanıza sebebiyet veren durum.
aslında güvenmemeye güvenmektir.

hadi biraz kelimelerden matematik yapalım. şimdi diyelim ki güvendik ama bir baktık of sırtımızdan hemde feci şekilde vurulmuşuz haberimiz yok. ne oldu mutsuz olan kırılan yaralanan biz olduk. yani güvenirken bu olasılıklar gayet yüksek.

amma velakin yine diyelim ki güvenmiyoruz lan işte var mı ? bu sefer ne oldu adam feyk atmaya çalıştı misal. aha yemezler koçum senin bu halini seziyordum beni sitemezsin öyle ayakta dedik mi. yani ne oldu alt edilmedik. mutlu muyuz ? valla mutluyuz amnskim. e ne oldu karşı tarafa boyunun ölçüsünü de verdik mi yani. verdik valla. bundan sonra en güvenilir tavırlarla karşılacak mıyız ? sanırım evet. bir beklentimiz var mıydı ? hayır zaten bizi sitmeye çalışacağını biliyorduk.

e o zaman oldu bu iş usta.yani güvenmeyerek taraklara yan basma olasılığımız yüzde 0 işte ! ha paranoya mı oluruz. olalım ! dütten yemiş olmaktan iyidir paranoyak olmak.

sanırım bu durumda tek güvenilecek kişi kalıyor ortada...

kendimiz !

not ki ne not : efendim dünya böyle evet dönek bir dünya ... güvenmiyorum işte oh ya ! bana güvenmiyor musun ? sence ?
en büyük hayal kırıklıgıni icinizdeki sesin sizi yanılttıgında yasarsiniz.
hep olmadık insanlara karşı duyulan garip his. nedense hiç adam gibi bir adama denkgelmez canına yandığım.
gün geçtikçe daha zor hale gelen hede.
bıkmadan usanmadan guvendik te ne olduğ her yalanı görmezden geliğ guvendikte ne oldu. Guvenmek sadece yazılan yazılarda kaldı.
hayatımda iki kişiye güvenirim, biri benim diğeri sen değilsin...
zaaftır. ekürisi de merhamettir. insanı bitirir.
bir nevi teslim olmaktır. zordur, o nedenle çok değerlidir.
en yakınına bile güvenmemen gerektiğini öğreten bir tecrübe.
herşeydir. güvenin olmadığı yerde hiçbirşey bulunmaz.
Sevmek, özlemek gibi anlamı basitleştirilmiş, köreltilmiş muazzam bir sözcüklerden biri.
CAN GÖZÜNÜ AÇıNCA GÖRÜYOR Ki INSAN, EN BÜYÜK DÜŞMANıYMıŞ, EN ÇOK GüVENDiĞi.
her şekilde insana acı olarak geri dönen bir kelimedir. sadece kelimedir
sadece bir yanılsamadır.