Kadir Has Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Tiyatro Bölümü bölüm başkanı oluyor kendisi... Yıllar önce öğrencisi olan arkadaşıma her uğradığımda, okulda "umarım çetin hocayla karşılaşmam" diye dua ederdim. Soğuk bir havası vardı.
ekşi nin uludağ sözlükten kaliteli olduğu gerçeğidir.
buradan hareketle,
kişi kendini bilmeli dostlar... thebountyhunter'a veryansın etmek asıl ezikliğimizi eleverdiğimiz noktadır.
hem kürt hem komünist hem alevi... kendi milliyetinin, ideolojisinin kendi dininin diğerlerinden üstün olduğu sanrısındaki sözlük camiası bireylerinin yaptığı ayrımcı yaklaşımı tanımlıyor. hem ayrılıkçı, hem ırkçı, hem tprak kafa...
tdk sözlük tanımı ile terör: Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş.
demek ki hamas da teröristtir. chp'de olmayan bir şey söylememiştir.
ursula k. le guin kitabı. kitapların lanetli klındığı, kadınların evlere hapsedildiği işgal altında bir dünyada geçer. bize çok uzakmış gibi gelecek ama hiç de yabancılık çekmeyeceğimiz -ne yazık ki- bir coğrafya çizilmiş bir masaldır. marifetler n ardından okunmaldır. afiyetle...
diyor ki kitapta;
"üzülmek de, kör olmak gibi garip bir iş; nasıl yapılacağını öğrenmesi gerekiyor insanın." kimi kez marifetlerin taşınması gereken ağır yükler olabileceği üzerine bir öykü. doğrusu bir masal. ama güzel bir masal. ardından sesler geliyor. ve ardından da güçler i bekliyoruz merakla.
(ama kimsenin üzülmeyi öğrenmemesini de dileyerek sözlük...)
hiç eleştirisini okumadan gittiğim film. sonra oturdum okudum eleştirileri; ahh annecim iyi bir şey söyleyen yok...
ama bende pek beğenmiştim; yahu dedim ben anlamıyorum hiç bu sinemadan zahir.
çünkü cümle alem yeriyor; ama hiç kusura kalmayın dostlar ben bu kadar haksızlık yapamayacağım. tadında bir film, paranıza da değer. hikaye güzel anlatılmış lakin dili biraz eğreti; aslında çağan ırmak'ın dili hep böyle idi, yadsımıyorum. eline sağlık diyorum sadece. adam yapmış ve olmuş diyorum.
aklıma takıyorsun gece gece sözlük; şu ki: "faşizm nereye kadar?"
ya neden bizi böyle paranoyak büyüttüler de biz cümle alemi soysuz, kansız sayıyoruz?
bir tek biz akıllıyız da herkes deli mi bizim mahallede?
dünya durdukça savaşacağız öyle mi?
sanıyor musunuz 'vatan sağolsun' diyen anacıklarımız içlerinden 'oğlum da sağ olaydı' demiyor...
olmuyor gece gece, her türk asker doğmaz sözlükcüm, çok mu lazım hem de!
ulus demeden evvel, o güzel kafayı alıp avcunun içine düşünmek iyidir son bir kere daha...
(bkz: emperyalizmden kaçarken faşizme tutuldum)
özpetek' in en sempatik filmidir. filmde söylenenlerin ardında söylenmeyen her alt metin size sessizce geçer, sizi sessizce yakalar. toplumca, ötelediğimiz yada öteki sayıp reddettiğimiz hayatları anlamaya davet ediyor. ayıracağınız vakte değer.
sevgilinin annesi ile öpüşmek hadisesinin cılkını çıkaran filmdir. tek kelime ile sıkıcı bulabilirsiniz. yok tabudeviren bir bakış açısına sahipseniz belki eğlenilebilir.
üzerinde uzun uzadıya düşünemeyeceğiniz bir tanımdır:
(bir an algısız yorumsuz düz bakılır. ardından sanki sıradan brşey söyler gibi sözler dökülür ağzınızdan...)
zor olmaz mı anacım yahu... hıı, bak sen...
ahh çok yalnızlık anlatır ki bahsi geçen vaziyette olanlar, zavallı muamelesini hakederler. herkes giden olmak isteyebilir, lakin kimse arkasından bir çift söz edilmeyen olmak istemez.
meraklısına naçizhane tavsiye: eğer böyle bir durumla karşılaşırsanız, 'şaka, şaka, gitmeyecektim zaten' diyerek kıvırmaya çalışın, aksi halde kapıdan çıkmış bulunursunuz, sonu acı olabilir.
ilk kitabı okuyunca, ardından bir solukta diğerlerinide ivedilikle edinip, her işi bırakıp okuma isteği yaratıyor. ama bütün bunlar mülksüzleri okuduktan sonra 'bu kadın her ne yazsa okurum' diye düşünmenizle başlıyor. böylece üçlemenin ilk kitabını alıyorsunuz ve uzun bir masalın içinde keyifli bir yolculuğa çıkıyorsunuz. afiyet olsun.