askerliğimi kilis, suriye sınırında yaptım. 6 kez çatışmaya girdim. gözlerimin önünde 2 arkadaşım gazi, 1 arkadaşım şehit oldu. olsun du, vatan sağolsun du, hudut namustu.
şimdi hudut kevgire döndü. üzülerek söylüyorum ama; kötü günler geride kaldı, sırada daha kötü günler var.
yarım bardak suya alka seltzer katılıp içirildikten sonra, sakinleşmesi için bir bardak çay/kahve ikram edilip, kokoreççiye götürülmesi gereken kızlardır.
eğer tanrının varlığını sorguluyorsan bu hayatta; birini "çok" sev. göreceksin ki en kısa zamanda elinden alacaktır. bundan daha büyük bir kanıt mı olur ?
Rakı; bu meret öyle bir merettir ki, acıyla içilir, tatlıyla içilir,
neşeyle içilir, ağlayarak içilir,
kavunla içilir, peynirle içilir, ikisi beraber çok güzel içilir,
yemekle içilir, suyla içilir, susuz içilir, sodayla içilir, şalgamla içilir...
Ama, bir tek salakla içilmez..
Karadeniz hakkinda soylenenleri abarti sanirdim, suan karadenize dogru seyahat ediyorum ve dakika 1 gol 1. Laz hizmetli fanta istedigimi duyunca. Fanta az kaldi, uzerine kola ekleyeyim de hak gecmesin dedi. En basta saka yapiyor saniyorduk...
meyhaneye gidip, bir büyük rakı açtırıp "oğluma bir flüt alamayacak mıyım uleeen" diyecek yaşa geldim. henüz bir oğlan yapmayı başaramadığım için ibrahim tatlıses'in eksiklik duygusunu can-ı gönülden anlıyorum.
hakkında bu kadar az entry girilmesine şaşırdığım oyun.
kısaca bahsetmek gerekir ise; oyunda bir hapishane inşa etme ve yönetmekle yükümlüyüz. her ne kadar grafikleri arcade 2d şeklinde olsa da insanın saatlerce başından kalkamaması ve bağımlılık yapması oyunun ne kadar kaliteli ve ince düşünülmüş olduğunu gösteriyor.
o kitap için 25 tl vermeyen insan ne tezattır ki; her gün sırf gösteriş için sigarasına 10 tl verir. arayan kimsesi olmadığı halde cebinde 2 bin tl.lik cep telefonu taşır. 6 bin tl.lik arabasına 16 bin tl israf (*modifiye) edip koltuğuna götünü yan koyup, kolunu camından dışarı sarkıtır.
aynı insan acı çekmekten hoşlanır, arabesk dinler, fantazi müzik dinler. çünkü hayat acı çekmekten ibarettir onlar için. kitap ise soba tutuşturmalık bir kağıt parçası, belki de götlerini silmek için bir araçtır tuvalette. o kitaba o parayı vermez çünkü hayatında bulunan kişi profili bellidir. ancak vermiş olsaydı o parayı, yeni insan profilleri tanıyabilir belki de hiç gidemeyeceği coğrafyalardan. düşünmeye başlar, üretir, hoşgörülü olur.
aslında o kitaba 25 tl vermek zoruna gitmez onun, okumak zoruna gider, üşenir. yoksa okumaya niyetli her insan okuyacak kitabı her halükarda bulur.
bursa'da ufak tefek, sote bir mekanın sahibinin akrabası olması sebebi ile 2-3 ayda bir mini konser veren samimi kişilik. ne hikmet ise, hiç plan program yapmadığım halde hemen hemen bütün bu mini konserlerine denk gelebiliyorum. ayrıca şunu çok içtenlikle söyleyebilirim ki; çok iyi ortaçgil şarkıları çalar, söyler.
bugün kendimi ilk kez taciz ediliyormuşum gibi hissettim. hem de bir erkek olarak!
rutin bir gün, işten yorgun argın çıktım ve işyeri servisine bindim her zamanki gibi. olağan dışı olan tek durum; işlerimin yoğunluğundan dolayı birkaç dakika geç kalmış, servise binen son kişi olmamdı. koltuklara baktığımda hemen hemen hepsi doluydu, önüme gelen ilk koltuğa attım kendimi yorgunluktan. yanımda da işyerinde birkaç kez gördüğüm ama adını dahi bilmediğim bir kadın oturuyordu. işte kasılmalar tam da o zaman başladı.
malum, gündem konusu belli ve gerçekten buna içten bir şekilde üzülüyorum. yanına oturduğum ablamız da olaydan fazla etkilenmiş olacak ki; kendini koltuğuna doğru çekmeler, büzüşmeler, sanki her an kadının üzerine çullanacakmışım gibi triplere girmeler...
ablacım, insanız biz! her insanda olacağı gibi biz erkeklerde de dalyaraklar çıkabiliyor. birkaç kişinin yaptığı yanlışları tüm erkek toplumuna atfetmek niye? beni neden durduk yere tacizci, tecavüzcü statüsüne sokuyorsun, buna ne hakkın var?
bugüne kadar oldukça fazla ilişkilerim oldu. incitmeyi bırak, sesimi bile yükseltmişliğim sayılıdır. çünkü eğitimimde, aile görgümde, inancımda, düşüncemde, dinimde "insana saygı" var. hepiniz yapıyorsunuz demiyorum, ama oldukça ciddi bir grup "erkek bu, tukaka" durumlarına girmiş. yapmayın etmeyin, biz de sizin kadar insanız ve emin olun çükümüz nedeni ile insanlığımızdan ödün vermiyoruz.
her seferinde güzel başlığa tıkladığımızda karşımıza çıkan acı gerçek. sözlük kültür ve yaş ortalamasının son günlerde diplere vurmasıyla bayan yazarlar çoğalmış, her cümleleri, imla hataları, ergen muhabbetleri gerçekten baymıştır. *
dizide ölen bir kimsenin, aslında ölmediği bir dizi olmuş. şöyle ki; farz-ı misal 1.sezon 3. bölümde ölen bir karakter, 2. sezon 6. bölümde geri dönüyor ve "ben aslında ölmedim kiğğ" nidaları ile 8-10 bölüm daha devam ediyor. *
Ey sen insanoglu... saclarini ne kadar tararsan tara, rahatca kasiyamadiktan sonra ne anlami var? Ve ey sen karsit kisilik; dusunen beyin kasinir! Kasinmayan kisiden kork ve oradan hemem uzaklas!
The normal boobs ( . )( . ), the silicone boobs ( + )( + ), the perfect boobs (o)(o). Some boobs are cold (^)(^), and some boobs belong to grandmothers \./\./ And lets not forget the very large boobs (o Y o), and very small boobs (.)(.), and lastly the asymmetrical boobs ()(.). We love them all! Post this message on your wall and say to breast cancer. Save the boobies!!!