46raporlu
1289 (efendi)
sekizinci nesil yazar 19 takipçi 421.78 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    my stealthy freedom

    1.
  1. darwin i anlamak

    1.
  2. Varlığımızın bir zamanlar en büyük gizemi olduğu ve çözülemeyeceği inancı Darwin ve Wallace tarafindan yıkıldı. Pek çok insanın bu derin soruya getirilen çözümden haberdar olmaması ve karşı çıkması, bilim çevrelerini her zaman şaşırtmıştır.
    Oysa ki, Darwinci dünya görüşünün yalnızca doğru olduğunu değil, varoluşumuzun gizemini çözebilecek, bilinen tek kuram olduğunu biliyoruz. Tek olması, kuramı iki misli daha tatmin edici hale getiriyor. Darwinciliğin yalnızca bu gezegende değil, evrenin yaşam barındırabilecek her yerinde dogru oldugunu savunur bilim çevreleri.
    Darwinciliğin savunulmaya, başka bilim dallarındaki yerleşik bazi gerçeklerden daha fazla gereksinimi var. Çoğumuz kuantum kuramını ya da Einstein`ın özel ve genel görelilik kurumlarını anlamayız, ama anlamamamız bu kuramlara karşı çıkmamızı gerektirmez.
    Einsteincılığın tersine, Darwincilik konusunda bilgisi olan olmayan ahkâm kesiyor. Sorun ise Jacques Monod`un dedigi gibi, herkes bu kuramı anladığını zannetmesi.
    Aslında Darwincilik şaşırtıcı derecede yalın bir kuram, hatta fizik ve matematikle kıyaslandığında çocuksu bir yalınlığı var. Özünde, kalıtsal çeşitliliğin olduğu yerde, gelişigüzel olmayan üreme biçiminin uzun erimli sonuçları olacağını söylüyor. Tabii bu sonuçların birikmesi için yeterli süre var ise.
    Sanki insan beyni özel olarak Darwinciliği yanlış anlamak ve inanılmasını güç bulmak için tasarlanmış. Örneğin, sık sık tümüyle raslantı olarak dramatikleştirilen "raslantı" konusunda Darwinciliğe saldıranların büyük bir çoğunluğu bu kuramda gelişigüzel raslantıdan başka birşey olmadığı yolundaki yanlış fikre saldırıyor. ( Hem de müthiş bir hevesle ).
    Darwinciliğe inanamaya yargılı olmamızın nedenlerinden biri de, beyinleriminin evrimsel değişime özgü zaman ölçeğinden tümüyle farklı, zaman ölçeklerinde geçen olaylarla uğraşmak üzere yapılanmış olmasıdır.
    Saniyeler, dakikalar, yıllar ya da en fazlası birkaç on yıl alan süreçleri anlamak üzere donanmışız. Oysa Darwincilik, tamamlanması yüzbinlerce, milyarlarca yıl sürecek kadar yavaş gerçekleşen birikim süreçlerine ilişkin bir kuramdır.
    Beyinlerimizin Darwinciliğe karşı önyargılı olmasının bir nedeni de, yaratıcı tasarımcılar olarak kazandığımız büyük başarıdan kaynaklanıyor. Dünyamız mühendislik ve sanat ürünleriyle dolu. Karmaşık zarafetin önceden planlanmış, sanatsal bir tasarımın göstergesi olmasına alışmışız.
    Bu, büyük olasılıkla, bir tür doğa üstü Tanrı`ya inanmamızın en güçlü sebebi. Darwin ve Wallace tüm sezgilerine karşın, ilksel yalınlıktan karmaşık tasarımın ortaya çıkışını açıklayacak Tanrı haricinde başka bir yol olduğunu ( ve çok daha mantıklı bir yol olduğunu ) büyük bir cesaret örneği göstererek bizlere gösterdiler.
    Öylesine büyük bir sıçrama ki bu, günümüzde birçok insan bu adımı atmaya cesaret edemiyor. Hawking'in dediği gibi, biz sıradan ortalama bir yıldızı olan ufak bir gezegende ki gelişmiş maymun türleriyiz. Ancak evreni anlayabiliyoruz. işte bu bizi çok özel kılıyor.
    Kaynak : Kör Saatçi (Richard Dawkins)
    0 ...
  3. andrey cikatilo

    1.
  4. Ukrayna doğumlu Sovyet seri katil. 1978-1990 yılları arasında 53 kesinleşen cinayet işlemiştir. Ekim 1992'de 52 kişiyi öldürmekten suçlu bulunmuş (kendi itirafına göre 56 cinayet teşebbüsünde bulunmuş ve bunların 53'ü cinayetle sonuçlanmıştı) ve 14 Şubat 1994'te kafasına kurşun sıkılarak infaz edilmiştir.
    1 ...
  5. youtube videolarını gif e dönüştürmek

    1.
  6. şu internet sitesi ile çok kolay hale gelen pratik bir olay. işe yarar bir aparat. yalnızca linki yapıştır ve gerisi size çalışıyor.
    http://www.gifyoutube.com
    2 ...
  7. evrim teorisini reddedenlere sorulması gerekenler

    1.
  8. evrimin teorisini doğrudan reddeden ve sadece aidiyet duygusuyla inanan insanlara yöneltilip üzerinde uzun uzadıya düşünmeleri gereken büyük bir konudur. tüm bilgiler bilimin hipotezleri ve deneyleriyle örtüşmektedir. ha şimdi hiç başlamadan madem evrim var neden hala o zaman teori diyorsan bildiğinin sadece lisede sana anlattıklarıyla kaldıkları açıktır. sana bilimde teori nasıl işler onu öğrenmeni tavsiye ediyorum. bilimde teorilerin bir altyapısı ve kanıtları vardır. unutmadan yerçekimi kanununun da teorileri vardır.

    evrime karşı çıkanlar bu sorulara yanıt versinler. yaratılış teorinizle bunları açıklayın bakalım... madem "evrim yok, tüm canlıları allah şimdiki halleri ile yarattı" diyorsunuz, buyrun size sorular, istediğinizden başlayın, kopya çekmek serbest.

    1. allah neden bunca zaman bekledi?
    sizce allah, evren'i 13.7 milyar yıl önce [1], dünya'yı 4.55 milyar yıl önce[2][3] ve dünya'daki yaşamı 3.7 milyar yıl önce [4] yaratıp bizi bu dünyaya koymak için neden bu kadar bekledi? allah'ın alemleri onun nuru için yarattığı son peygamber muhammed dünya'ya 1400 yıl önce geldi.

    1400 yıl... yani evren yaratıldığından beri geçen sürenin %0,00001'i. yani on milyonda biri...

    insanların ataları afrika'da taş araç gereç yapmaya 400.000 yıl önce başladı.[5][6] insanlık tarihine 400.000 yıl desek allah habibi muhammed'ini son %0.35'lik süre içinde göndermiş oluyor.

    2. allah oksijen yaratamıyor mu?
    allah insanların ve diğer oksijen solunumu yapan canlıların yaşabilmesi için atmosferi neden peşinen oksijenli olarak yaratmadı da siyanobakteriler ve mavi-yeşil algler gibi fotosentetik canlılara ürettirdi?[7] allah direk oksijen yaratamıyor mu? bizi çamurdan yaratan allah'ın, ol deyince alemleri yaratan allah'ın oksijene mi gücü yetmiyor?

    3. allah canlıları neden basitten gelişmişe göre yaratıyor?
    allah neden;
    4 milyar yıl önce prokaryotları,
    3 milyar yıl önce fotosentez yapan bakterileri
    2 milyar yıl önce ökaryotları,
    1 milyar yıl önce çok hücrelileri,
    600 milyon yıl önce basit hayvanları,
    570 milyon yıl önce artropodları (böcek, örümcekler ve kabukluların ataları)
    550 milyon yıl önce gelişmiş hayvanları
    500 milyon yıl önce balık ve ilkel amfibileri
    475 milyon yıl önce kara bitkilerini,
    400 milyon yıl önce böcekleri ve tohumu bitkileri,
    360 milyon yıl önce amfibileri,
    300 milyon yıl önce sürüngenleri,
    200 milyon yıl önce memelileri,
    150 milyon yıl önce kuşları,
    130 milyon yıl önce çiçekli bitkileri,
    2.5 milyon yıl önce insan benzer ilk canlıları,
    200,000 bin yıl önce günümüzdeki insana çok benzeyen canlıları yarattı?[8]

    allah neden bu sırayı takip etti? canlıların dna'larına baktığımızda bu sırayı yine görüyoruz. yani fosil kayıtları ile genetik veriler %100 uyumlu. allah bizi yaratmak için neden ilkel canlılara ihtiyaç duydu? biz irem bağında topraktan yaratılmamış mıydık?

    neden kertenkelenin geni aynen bende de var? neden pirinçle hatta bakteri ile bile ortak gene sahibiz? biz dünya'da yaratılmadığımıza göre bizim biyokimyamız neden tüm canlıları ile aynı prensiplere dayanıyor? genetik materyal aynı, enerji sistemleri aynı.... mesela atp evrensel enerji molekülü... ama neden?

    neden yunusun yüzgeci, kablumbağanın ayağı ve insanın eli aynı kemik diziliminde?

    neden allah bizi ahseni takvim yaratmış da, bonoboları, şempanzeleri, gorilleri, maymunları bize bu derece benzer yapmış? bu hayvanlar neden bu derece bize benziyor? genetiğin %99 felan demeyeceğim... öyle ama şimdilik bir kenara bırakalım... hiç şempanze eli tuttunuz mu? allah'ın derdi neydi de cennete yarattığı insan ve dünyada yarattığı hayvan bu derece benziyor? allah tasarım kabızı mı? yoksa evrimi düşünüp kendini inkar edelim de cehenneme düşelim mi istiyor?

    4. allah neden yok edeceği türleri yarattı?
    diyelim ki önceki sorulara ?allah'ın dünyayı yaratma tarzı böyle, o canlılar vesile olmuş? deyip kıvırdınız. peki allah mesosaurus gibi canlıları neden yarattı? [9]

    mesosaurus denize dönmüş bir sürüngendir. allah bu hayvanı yaratmış ve sanırım insanların imtihanında gereksiz görüp sonradan yoketmiştir.

    bu canlı gibi milyonlarca türün nesli tükenmiş. allah 3.7 milyar yıldır yarattığı canlı türlerinin %99'unun yokolup gitmesine neden izin verdi? ya da neden yarattı?

    5. allah neanderthallerden neden vazgeçti?
    bize çok benzeyen, bizim gibi akıllı olan, alet yapan, resim çizen, yaralanmış yakınlarına bakan ve iyileştiren neanderthaller vardı, ama 25,000 bin yıl önce allah galiba sahneyi bize bırakmak istedi ve onları öldürdü. [8] neden? allah zavallı neanderthal kardeşlerimizden ne istedi? onların insan ile aynı tür olmadıklarını çok iyi biliyoruz [10], ama o dönemde yaşayan insanlar gibi akıllı olduklarını hatta konuşabildikleri söyleniyor [11]. acaba allah bizi adem ile havva'dan neanderthalleri de başka bir atadan mı yarattı? onlar da cennette mi yaratıldılar? onlarda yasak ağaç yüzünden mi cennetten atıldılar?

    6. allah düzgün çalışan bir dna kopyalama sistemi yapamaz mı?
    canlıların genetik materyalı rna yada dna'dır. örneğin bizde dna var. bu dna her hücre bölünmesinde kopyalanır. işte bu kopyalamayı en düzgün yapan enzim bile her kopya da 3'ten fazla hata yapar.[12] bazen iyice saçmalar. bizdeki yine iyi, sağlama mekanizması felan var, bazılarındaki büsbütün paspal. [13] allah evrimleşelim diye bile bile hata yapan bir kopyalama mekanizması mı gelişirmiş?

    7. allah bizi kurda kuşa yem olalım diye mi yarattı?
    allah'ın bizim için imtihan alanı olarak yarattığı dünya'da neden bize rahat yok? bakterisi, virüsü, asalak kurdu, sivrisineği, timsahı, köpekbalığı hepsi peşimizde... bu nasıl imtihan alanı? nefsimizle mi uğraşacağız yoksa bu çakallara yem olmayalım diye mi uğraşacağız? köpekbalığından kaçtık diyelim, girmedik alanına, hiç bulaşmadık, ama virüsler heryıl değişip saldırıyor ve can alıyor. bazılarının hiçbir kurtuluşu yok. kesin ölüm... bu ne? allah dalga mı geçiyor?

    8. allah düzgün bir dünya yaratamıyor mu?
    - yer sallanır durur; deprem olur...
    - kocaman dalgalar gelir; yüzbinleri yutar...
    - güneş her saniye yüklü parçacık gönderir; kanser yapar...
    - şimşek düşer; ormanları yakar... hatta insanların bile tepesine düşer bazen...
    - kara kış olur; öldürür... yazın ateş olur; yine öldürür...
    - yanardağ patlar, hem yakar hem zehirler...
    - göktaşı düşer, toplu katliam yapar, milyarları yok eder.
    - iklim 10.000 yılda bir takla atar...
    - vs. vs.

    dünya'nın derdi bitmez... bu ne biçim imtihan alanı? bu saydıklarımla baş etmenin yolu yok ki... şimdi siz "aklını kullan, bilimle uğraş, teknoloji geliştir" diyeceksiniz... bilimle uğraşanlar da allah yok diyor. bu nasıl iş?

    bin tane daha soru yazarım... neden alkol aldığımızda önce dengemizi yitiriyoruz, aşırı alkol aldığımızda solunumuz bloke oluyor? bu anlayana güzel bir soru aslında... sinir sisteminin kökenini gösterir alkole tepki basamakları... ya da neden uyuyoruz ve neden çoğumuz gece uyuyoruz? bu da sinir ve hormon sistemimizin evrimi konusunda ipuçları verir...

    ama siz bunlarla bir başlayın bakalım... gerisini sorarım bunlardaki performansınıza göre...

    saygılar, sevgiler
    bilgehan bengi'nin bu yazıda emeği büyüktür.

    kaynaklar:
    [1] http://map.gsfc.nasa.gov/news/
    [2] http://sp.lyellcollection...ontent/abstract/190/1/205
    [3] http://www.talkorigins.or...aqs/faq-age-of-earth.html
    [4] http://www.ucmp.berkeley....xhibits/historyoflife.php
    [5] http://en.wikipedia.org/wiki/acheulean
    [6] http://en.wikipedia.org/wiki/archaic_homo_sapiens
    [7] http://en.wikipedia.org/wiki/paleoatmosphere
    [8] http://en.wikipedia.org/wiki/timeline_of_evolution
    [9] http://en.wikipedia.org/wiki/mesosaurus
    [10] http://en.wikipedia.org/wiki/neanderthal
    [11] http://en.wikipedia.org/wiki/origin_of_language
    [12] http://en.wikipedia.org/wiki/dna_replication
    [13] http://en.wikipedia.org/wiki/rna_virus
    8 ...
  9. istanbul da idam edilen maymunlar

    1.
  10. Devir III.Murat devri,Osmanlı’nın en şaşaalı yılları.Yavuz zamanında başlayan Kuzey Afrika’daki fetihlerle beraber daha önce istanbul’da pek rastlanmayan maymunların sayısı hızla artıyor.Maymunlar gemilerde gözcülük yapıyor,direklere kolayca tırmanıyor,keskin gözleriyle kara ya da başka bir gemi gördüklerinde aşağıya haber veriyor.
    Şehirde çok sayıda maymun dükkanı da var,çoğu Azapkapı ve Galata’da. O dönem istanbulluların maymun sevgisi gemicilerle sınırlı kalmıyor,zenginler,sıradan insanlar da maymun beslemeye başlıyor.
    III.Murat’ın favori din adamı Molla Abdülkerim Efendi adında bir zat.Son derece tutucu bir Müslüman,gayrimüslimlerden hiç hazzetmiyor.Daha sonra sultan onu Rumeli Kazaskeri yapacak.Molla,gayrimüslimlere o dönem aşağılayıcı sayılan kırmızı ve siyah giyinme zorunluluğu getirecek,bir gecede Yahudi mezarlığına korsan cami dikecek.
    Tüm hikaye bu dini bütün mollanın Fatih Camii’nde verdiği bir Cuma vaazıyla başlıyor,molla,ateşli bir konuşmayla ‘’kadınların bu maymunları fena işlerde kullandığını’’ anlatıyor.Cuma çıkışı kızgın kalabalık önde bizim molla,Azapkapı ve Galata’daki maymun satıcılarını basıyor.Tarihçiler o günü ‘’istanbul’da dalında maymun sallanmayan tek bir ağaç kalmadı’’ diye anlatır.
    Molla,yakalanan maymunları kendi elleriyle asıyor,iri maymunlar için ayrı idam sehpası hazırlıyor.
    istanbul’un maymunlarının hikayesi maalesef bu şekilde sona eriyor,yapılan katliama tanık olan halk o günden sonra mollaya ‘’maymunkeş’’ lakabını takıyor.
    Tarihçiler,Maymunkeş Abdülkerim Efendi’nin vefatında birçok hayvansever istanbullu’nun kutlamalar yaptığından bahseder.
    Maymunlar bitiyor ama bu mollalar bir türlü bitmiyor,400 sene sonra bile aynı şehirde maymunların olmasa bile insanların uçkuruyla uğraşan,’’kızlı erkekli’’ herşeye düşman mollalar hüküm sürüyor,daha da kötüsü ülke yönetiyor.
    ileri okuma için Reşad Ekrem Koçu’nun ‘’Tarihimizden Garip Vakalar’’ adlı kitabına göz atabilirsiniz.Sunay Akın ve Murat Bardakçı’nın da olayla ilgili kısa birer yazısı nette var. ne çektiysek şu yobaz kafalılardan çektik arkadaş.
    http://arsiv.sabah.com.tr...-20-115-20070317-101.html
    http://hurarsiv.hurriyet....r/ShowNew.aspx?id=-166896
    7 ...
  11. parasını giysi yerine kitaplara veren kızla çıkmak

    1.
  12. Parasını kıyafet yerine kitaplara yatıran bir kızla çık. çünkü kitapları yüzünden dolabına sığamaz o. Okuyacağı kitapların listesini yapan, 12 yaşından beri kütüphane kartı olan bir kızla çık.

    Okuyan bir kız bul. Okuyan bir kız olduğunu çantasında her zaman okuduğu bir kitap bulunmasından anlayabilirsin. Kitapçıda, sevgiyle raflara bakan ve aradığı kitabı bulduğunda sessizce çığlık atandır o. Sahafta, eski bir kitabın sayfalarını koklayan fıstığı gördün mü? işte o okurdur. Hele sayfalar sararmışsa kesinlikle dayanamazlar.

    Kahvecide beklerken okuyan kızdır o. Fincanını dikizlersen, sütsüz kremasının yüzdüğünü görürsün çünkü o çoktan dalmıştır kitaba. Yazarın yarattığı dünyada kaybolmuştur. Sen de bir sandalye çek yanına. Sana ters ters bakabilir çünkü okuyan kızların çoğu rahatsız edilmek istemezler. Ona kitabı sevip sevmediğini sor.

    Ona yeni bir kahve ısmarla. Murakami hakkında ne düşündüğünü söyle. Kardeşliğin ilk bölümünü bitirip bitiremediğini öğren. Joyce’un Ulysses’ini anladığını söylüyorsa entelektüel görünmeye çalışıyor demektir. Alice’i seviyor mu yoksa Alice mi olmak istiyor, bunu sor.

    Okuyan bir kızla çıkmak kolaydır. Doğum gününde, yılbaşında ve yıldönümlerinde ona kitap alabilirsin. Ona sözcükler hediye et, şiirlerden şarkılardan hediye sözcükler. Ona Neruda, Pound, Sexton, Cummings hediye et. Kelimelerin aşk olduğuna inandığını bilsin. Gerçekle kitaplardaki gerçeği ayırt edebilir ama yine de yaşamını biraz da olsa, en sevdiği kitaptakine benzetmeye çalışacaktır. Bunda senin suçun yok.

    Bir biçimde, bunu deneyecektir. Ona yalan söyle. Sözdiziminden anlıyorsa, yalan söyleme ihtiyacını anlayacaktır. Sözcüklerin ardında başka şeyler var: niyet, değer, ayrıntılar, diyalog. Dünyanın sonu olmayacaktır.

    Onu bırak. Çünkü okuyan bir kız çöküşlerin her zaman zirveyle biteceğini bilir. Çünkü her şeyin bir sonu olduğunu bilir. Hikayenin devamını her zaman yazabilirsin. Tekrar tekrar başlayabilir ve hala kahraman olarak kalabilirsin. Bu hayatta bir iki kötü adama yer vardır.

    Olmadığın her şey için neden korkasın ki? Okuyan kızlar bilirler ki tıpkı karakterler gibi insanlar da gelişebilirler. Twilight serisi istisnadır.

    Eğer okuyan bir kız bulursan, yanından ayırma/ayrılma. Gecenin bir yarısında, kitabı göğsüne yaslamış ağlarken bulabilirsin onu, bu durumda ona çay yap ve sarıl. Onu birkaç saatliğine kaybedebilirsin ancak her zaman sana dönecektir. Kitaptaki karakterler gerçekmiş gibi konuşacaktır, çünkü bir anlık da olsa, gerçektirler.

    Ona bir sıcak hava balonunda ya da bir rock konserinde evlenme teklif et. Ya da bir dahaki hastalığında gelişigüzel bir şekilde. Skype üzerinden teklif et.

    O kadar sıkı gülümseyeceksin ki neden hala kalbinin infilak etmemiş ve göğsünün kan içinde kalmamış olduğunu merak edeceksin. Yaşam öykünüzü yazacaksınız, garip isimli ve garip beğenileri olan çocuklarınız olacak. Çocuklarınıza Şapkalı Kediyi ve Aslan’ı aynı gün izletebilir. Yaşlılığınızın kışında birlikte yürüyeceksiniz ve sen botlarındaki karı temizlerken, o mırıldanarak Keats okuyacak ezberinden.

    Okuyan bir kızla çık çünkü bunu hak ediyorsun. Hayal edilebilen en renkli hayatı sana verebilecek bir kıza layıksın. Eğer ona sadece monotonluk, kayıp saatler ve yarım yamalak öneriler verebileceksen, yalnız kalman daha hayırlı. Eğer dünyayı ve onun ardındaki dünyaları istiyorsan, okuyan bir kızla çık.
    Ya da iyisi mi, yazan bir kızla çık sen.
    Rosemarie Urquico notlarından..
    12 ...
  13. arapçayı kutsallaştırmak

    1.
  14. Arapça’yı kutsallaştırıp, dinin anlaşılmadan yaşanmasına sebep olanların düştüğü komik durumun bir örneği şöyledir:
    “Arap Bedevi kadınları ellerinde defler, yanık sesle türküler söylüyorlardı. Türkülerin konusu da deve etinin lezzetiydi. Bu etin kebabının, haşlamasının, kızartmasının ne kadar lezzetli olduğu yanık yanık, makam içinde anlatılıyordu.
    Töreni tertipleyen Osmanlı Teşkilatı Mahsusa Reisi Eşref Sencer Kuşçubaşı Bey bir de gördü ki, hazır ol vaziyetinde olan Anadolu’nun aslan yapılı Osmancık Taburu’nun erlerinden bazılarının Arapça deve eti kasidesini dinlerken gözyaşları şıpır şıpır damlıyordu. iyi Arapça bilen Eşref Bey şaşırdı, bir ere:
    - ‘Oğlum ne ağlıyorsun?’ diye sordu.
    Hazır ol vaziyetindeki Mehmetçik durumu değiştirmeden cevap verdi:
    - ‘Kumandanım bakınız ne güzel Kuran okuyor…’
    Bu saf, pırıl pırıl yürekli Anadolu çocuğunun duyguları önünde gözleri dolan Eşref Bey dayanamıyor:
    -’Oğlum o bedevi kadınları kendilerine dağıtılacak olan deve etinin lezzetini anlatan kasideyi makamla okuyorlar, sil gözyaşlarıni demistir..''
    Şimdi bu olaya ağlamalı mı gülmeli mi?
    3 ...
  15. heykellerden rahatsız olan zihniyet

    1.
  16. pek muhafazakar olan bu zihniyetin oluşturduğu durum "gericiliğin" ciddi bir göstergesidir. oysa ne severler 10-12 yaşlarındaki çocuklara tecavüz etmeyi, sokaktaki kadınları gözle becermeyi. siktirin gidin ciddi ciddi geriliyorum size.

    bu da haberi;
    http://onedio.com/haber/o...dirilsin-mi-anketi-332618
    0 ...
  17. kuranda olmayanlar listesi

    1.
  18. uçaklardan, bulutların ağırlığından, suyun kokusundan bahseden bir kitabın nasıl olur da böylesi "küçük" detayları atlar onun şaşırtıcılığıdır. gel gelelim o listeye.

    Mikroplar, bakteriler, virüsler, bulaşıcı hastalıklar..
    Elementler, atomlar
    Atmosfer, hava, basınç, (Gök katları var sanılıyor)
    Kar, dolu, buz, sis, (Çölde yok)
    Galaksiler, gezegenler
    Dünyanın küre olduğu,
    Dünyanın kendi ve güneşin etrafında döndüğü,
    Ay’ın dünyanın uydusu olduğu ve etrafında döndüğü,
    Ay ve güneş tutulmaları,
    Şimşek, yıldırım ve gök gürültüsünün sebepleri,
    Beynin düşünme organı olduğu
    Kürtaj ya da doğum kontrolünün yasak olduğu,
    Dinozorlar, mamutlar ve diğer nesli tükenen hayvanlar
    En büyük keşif olan tekerlek
    Kur’an’dan binlerce sene önce kullanılan tekerlekli at arabaları
    Doğanın olmazsa olmazı orman
    Yanardağ, volkanik patlama
    Fındık, fıstık, ceviz vs. yiyecekler
    Karpuz, kavun, portakal, mandalina, limon ve daha birçok meyva
    5 vakit namaz, teravih namazı, bayram namazı
    Namazda ne okunacağı bilgisi yok.
    Sünnet, (Kuran’da yok-Tevrat ve incil’de var)
    Kabir azabı, Münkir-Nekir melekleri,
    Sırat Köprüsü,
    Recm, (Kur’an’da yok- Tevrat’ta var)
    Ramazan ve kurban bayramları,
    Mevlit, ilahi, müzik, resim, heykel, sanat
    Havva, Ali, Amine, Abdullah, Ömer, Ebubekir
    Türkler, başka milletlerden peygamberler,
    Mehdi, deccal, Azrail yok
    Muhammed’in ilk yaratılan ruh olduğu,
    Satranç, tavla vs. oyunların günah olduğu,
    Tarikatlar, mezhepler, şeyhler, muritler,
    Başka dinlerden olanların ebedi cehennemlik olduğu,
    Kadından yönetici, devlet başkanı vs. olamayacağı yok.
    Adet zamanı kadına namazın, orucun yasak olduğu,
    Cuma namazlarının erkekler için olduğu,
    Evde dahi başı açık namaz kılınamayacağı,
    Erkeklere altın yüzük vb. takının yasak olduğu,
    Midye, karidesi istakoz gibi deniz ürünlerinin yasak olduğu
    Mastrubasyonun yasak olduğu,
    Sakal bırakmanın sevap, kesmenin günah olduğu,
    Hac’da şeytan taşlamak,
    incil veya Tevrat’ın tahrif edildiğinden bahis yok.
    Cennet dilinin Arapça olduğu yok.
    Allah’ın 99 tane Arap ismi olduğu yok
    Kıyametin ne zaman kopacağı ve alametleri yok.
    irade yok. Cüz’isi de yok, özgürü de.
    Ezan yok, müezzin-imam yok.

    birisi çağlar ötesi mesaj mı taşıyor demişti?
    başkası için: (bkz: yaratılışçılara sorulması gereken sorular)
    1 ...
  19. madonna nın kara çarşaf giyerek poz vermesi

    1.
  20. https://galeri.uludagsozluk.com/r/655423/+

    Madonna sanki Türkiye'yi anlatıyor verdiği burkalı pozla. Heteroseksizmin en karşıtı eşcinseller yürüyüş yapabiliyorlar, transseksüeller bir belediye binasında güzellik yarışması falan düzenleyebiliryorlar ama bunlar, muhafazakarlar tarafından, patlama yapmaması için özgürlükçülerin gazının alınması gibi bir şey.

    Artık cübbeli, sarıklı erkekler plajlarda kadınları kapanmaları için ikna etmeye çalışıyor, ilkokullarda çocuklara mahremiyetli olması öğretiliyor, dini kurallara uygun yaşayabilmek için "Alo Fetva" hatları açılıyor... Muhafazakar iktidar, şeriat idellarini gerçekleştirmek için plan-programını uyguluyor ama biz de bu plan-programa nasıl uyabilirizin yollarını arıyoruz.

    Sorun şu anda yaşanan baskılardan çok, baskıcı, özgürlük karşıtı bir nesil yetiştirilmeye çalışılıyor olması. Böylece özgürlük karşıtı duvarsız bir hapishane yaratılacak.

    Bir ülke geriye gitmez denile denile, iki geri bir ileri şekilde gidiyoruz işte. Bir ülke geriye gider Afganistan gibi örnekler göz önünde bulundurulduğunda. Ve içinde yaşayarak geriye gittiğimiz için bunun farkına bile varamayız. Bundan da bir şey olmaz, şundan da bir şey olmaz diye diye, bir bakmışız gericiliğin gönüllü mahkumları olmuşuz.

    Daha dün geriye gidebileceğimize inanmayanlar telaşlanmaya, panik yapmaya başladılar. N'oldu ki, değişen ne oldu ki... Muhafazakarlar dün de aynıydılar, bugün de aynılar. Ayrıca muhafazakarlığın tanımı bile, muhafazakarlığın bizi nereye götüreceğini bilmemiz için yeterli bir sebep değil mi?

    Savaşacak bir şey kalmayınca, insanın gidesi de geliyor artık. Sahi kim için özgürlük mücadelesi vereceğiz? Ben zaten özgürüm. Çünkü özgürlük insanın kafasının içindedir. Ama senden başka özgürlük isteyen kişi kalmayınca, mücadelenin anlamı da kalmıyor. Şu anda, "özgürlük adına mücadele edilecek bir şey kalmıyor" durumuna doğru da gidiyoruz.

    Madonna algılayabilen herkese mesaj veriyor aslında. Çünkü burka sadece bedenin hapsi değil, asıl düşüncelerin de hapsi. Belki Madonna'ın anlatmak istediği belli bir şey vardır ama bundan biz de ders çıkarabiliriz.

    Yeni cumhurbaşkanı adaylarından birisi de demiş ki, "Başörtüsü bir haktır". Başörtüsü bir haksa, buyrun siz de, erkekler de faydalansın o haktan. Başörtüsü hak değil, özgürlük hapishanesidir. Türbanlı bir kadın arkadaşım, "başı açık olanlardan tek farkım türbanım" demişti. Oysa türban, farkın sembolü ama kendisi bunun farkında değil.
    1 ...
  21. kürtlere karşı kullanılan deyim ve atasözleri

    1.
  22. her ne kadar bir çoğu ırkçılık gösterse de yorumlamak sizlere kalmıştır.

    "Acemi nalbant Kürt eşeğinde dener kendini."(1): "Mesleğinde yeni olan kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar." anlamına gelen ayrımcı bir atasözü. Aynı atasözünün gayri-Müslimler üzerinden de dillendirildiği görülmektedir.

    "Ağaçtan maşa, Kürt'ten paşa olmaz.": Kürtleri aşağılamaya yönelik ırkçı bir atasözü.

    "Alavere dalavere, Kürt Memet nöbete"(2): Kürtleri saf ve cahil olarak gösteren ayrımcı bir deyiş. (Uzun iskender: "Kürt kısmında akıl olmaz derler." Bu laf her Kürde mahsus değil. Bizim Hamo dayıda Mustafa Kemal Paşa aklı vardı yavrum, hiç eksik değil, Mustafa Kemal aklı." Kemal Tahir - Rahmet Yolları Kesti)(3)

    "Ayıdan post olmaz, Kürt'ten dost olmaz.": Kürtleri aşağılama amacı güden ırkçı bir atasözü.

    "Çingen çalar, Kürt oynar."(4): Uyumsuz ve karışık yer veya durumu ifade etmek için kullanılan bir deyiş.

    "Dağlı Türkler": Erken Cumhuriyet döneminde, Kürtlerin aslında dağ Türkleri olduğunu savunan çalışmalar yayımlandı. Örneğin, M. Şerif Fırat'ın 1945'te tamamladığı ve daha sonra Başbakan Cemal Gürsel tarafından övgüyle sunulacak olan "Doğu illeri ve Varto Tarihi" çalışması, şu cümlelerle başlamaktaydı. "Doğu illerimizin çeşitli bölgelerinde ve en çok dağ eteklerinde, sarp ve arızalı arazide ve yüce dağların çevirdikleri ova ve zengin yaylalarda yaşayan ve bugün çiftçilik ve koyunculukla geçinen eski Türk ve Türkmen aşiretler, bugün Kurmançi ve Zaza dilleriyle söyleştikleri için bunlara Kürt denilmektedir. Gerçekten Türk soyundan olan bu dağlı Türkler..."(5)

    "Ekrad-ı bed-nihad": Osmanlı Devleti döneminde "kötü huylu Kürtler" anlamında kullanılan ayrımcı bir deyiştir. Ziya Gökalp, 1913'de Türk Yurdu Dergisi'nde, "şehrîlerin tarih kitaplarında kavîm isimleri(ni) daima Etrak-ı bî-idrak, Ekrad-ı bed-nihad gibi tahkirli şekillerde" yazdığını belirtmektedir.(6)

    "Ekrad-ı vahş": Osmanlı Devleti döneminde kullanılan ve "vahşi Kürtler" anlamına gelen ayrımcı bir deyiş.

    "En iyi Kürt, ölü Kürt'tür.": Kürt meselesinin gündemde olduğu son 30 yılda gittikçe yaygınlaşarak günlük dilde kullanılagelen bu deyiş, Kürtlere karşı açık ırkçı ve kafatasçı bir söylem geliştirme amacı güder. Aslında bu deyiş, ilk defa, Amerika Birleşik Devletleri'nde George Armstrong Custer'ın generali Philip Sheridan tarafından 1868'de katlettiği Kızılderililer için söylenmiştir.

    "Eşeğe Kürt demişler, iki hafta saman yememiş.": Kürtlere yönelik ırkçı bir deyiş.

    "Gördün mü bir Kürt, iki sok bir dürt.": Kürtlere yönelik ırkçı söylemin ortaya attığı bir deyiş.

    "Herkes sakız çiğner, ama Kürt kızı tadını çıkarır."(7): "Bir işi iştahla ve dikkat çekecek şekilde yapacak olan kişi, o işin meraklısıdır." anlamında kullanılan ayrımcı bir deyiş. (Aynı deyiş, "Çingene kızı tadını çıkarır" şeklinde de söylenmektedir.

    "Kapına iti, yakana Kürdü bulaştırma.": Kürtleri aşağılayan ırkçı bir deyiş.

    "Keko": "Dost", "kardeş", "ağabey" anlamına gelen bu Kürtçe kelime, Türkçe'de ırkçı bir anlam kaymasıyla saf, kolayca kandırılabilen, aldatılmaya ve dalga geçilmeye açık anlamında kullanılmaya başlanmıştır.

    "Kıro": "Erkek çocuk", "genç erkek" anlamına gelen bu Kürtçe kelime, Türkçe'de ırkçı bir anlam kaymasıyla "maganda" kelimesinin yerine kullanılmaya başlanmıştır.

    "Kürde el ver kol ister, yatmaya yer ister.": Kürtleri yüzsüzlükle özdeşleştiren ırkçı bir atasözü.

    "Kürde paşalık gelmiş, kılıcını bileğinde sınamış.": Kürtleri aşağılama amacı güden ırkçı bir atasözü.

    "Kürdü çuvala koymuşlar, matahı dışarıda kalmış.": Kürtlere yönelik ırkçı başka bir atasözü.

    "Kürdü koyma avluya, Kürt'ten olmaz evliya." / "Kürt'ten olsa da evliya, koyma avluya, ya samı çalar ya sambağa": Kürt'ten ne olursa olsun zarar geleceği anlamına gelen ırkçı bir atasözü.

    "Kürdün aklı ya kaçarken ya sı... gelir.": Bu argo deyişin Türkler için de söylendiği gözlemlenmektedir.

    "Kürdün kocayanına keçi güttürürler": Kürtleri aşağılayan ırkçı bir deyiş.

    "Kürdün yağı çok olursa, hem yer hem yüzüne sürer."(8): Romanlara karşı da dillendirilen bu ırkçı atasözü, Kürtleri açgözlü gösterir.

    "Kürt, balta ile saat onarır.": Kürtleri cahil gösteren ırkçı bir atasözü.

    "Kürt, gavura göre Müslümandır.": Kürtleri "kötünün iyisi" olarak gösteren, hem gayri-Müslimleri hem de Kürtleri aşağılayan ırkçı bir deyiş.

    "Kürt getirdiğini yemez, yemeden de gitmez.": Kürtlere yönelik ırkçı bir deyiş.

    "Kürt ne bilir bayramı, hor hor içer ayranı.": Yörüklere karşı da kullanılan bu ırkçı deyiş, Kürtleri cahil ve barbar olarak göstermeyi amaçlar.

    "Kürt yemeğini yer, çarığına bakar.": Kürtleri yalnızca kendi menfaatleri peşinde koşan kimseler olarak gösteren ırkçı bir atasözü.

    "Laz, Kürdün deniz görmüş halidir": Hem Lazları hem de Kürtleri aşağılama amacı güden ırkçı bir deyiş.

    "Öcünü deli Kürt kırk yılda almış da, "Oh ne çabuk aldım," diyerek sefasından bayılmış.": inatçı ve kinci olmanın "Kürt hesabı" olduğunu savunan ırkçı bir atasözü. Ör: Çerçi Süleyman: "inat adam oldun mu, ayrıca deve kinli olursun. Kürt hesabı: Öcünü deli Kürt kırk yılda almış da, "Oh ne çabuk aldım," diyerek sefasından bayılmış. Kin güden adam inat olacak ki kendine yapılanı bir vakit unutmayacak..." (Kemal Tahir - Rahmet Yolları Kesti)(9)

    DiPNOTLAR

    1. Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü 2 Deyimler Sözlüğü, istanbul: inkilap Kitabevi, m. 15.

    2. Hulki Aktunç, Türkçe'nin Büyük Argo Sözlüğü, istanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı, 1998, s. 35.

    3. Kemal Tahir, Rahmet Yolları Kesti, istanbul: ithaki Yayınları, 4. Baskı, 2011, s. 41.

    4. Karaman il Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Karaman Halk Kültürü, Atasözleri ve Deyimler, http://www.karamankulturturizm.gov.tr/

    5. M. Şerif Fırat, Doğu illeri ve Varto Tarihi, Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Dördüncü Baskı, 1981, s. 11.

    6. Metin Çınar, Anadoluculuk Hareketinin Gelişimi ve Anadolucular ile Cumhuriyet Halk Partisi Arasındaki ilişkiler (1943 - 1950), Ankara: (Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi, 2007, s. 35.

    7. Aksoy, m. 1440.

    8. A.g.e., m. 1957.

    9. Tahir, s. 59.
    1 ...
  23. 9 dan sonraki sayılara rakam diyen insan

    1.
  24. matematik dersinin temelini almadığımızın en çarpıcı kanıtıdır. almadığımız derken yanlış anlaşılmasın biz alamaıyoruz başbakanından tut medyanın yayımcılarına kadar bu böyle. neyse kimseyle dalga geçmiyoruz veya cahil olduğunu vurgulamıyoruz öğrenmesini istiyoruz sadece.

    ufak not düşelim: 0 dan 9'a kadar olanlar hem sayı hem de rakam olarak geçer fakat 9 dan sonraki her şey sayıdır.
    2 ...
  25. bir banka soygunu hikayesi

    1.
  26. Çin’in Guangzhou kentinde bir banka soygunu… Soygunculardan biri bankadakilere bağırır: “Kımıldamayın! Para devletindir, ama hayatınız sizindir.”
    Herkes sessizce yatar… Bunun adı “Zihin Değiştirme Kavramı”dır.
    Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek…

    Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır. Ama bacaklar ortada… Soyguncu bağırır: “Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!”
    Bunun adı “Profesyonellik”tir. işin neyse onun üzerinde yoğunlaş!

    Soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atmışlar. Daha genç olanı (MBA derecelidir) daha yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan sonra terk): “Abi, hadi şu paraları sayalım” der. Daha yaşlı olanı der ki: “Çok aptalsın be! Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu akşam zaten TV haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz.”
    Buna “Deneyim” derler! Günümüzde deneyim kağıt diplomalardan çok daha önemlidir.

    Soyguncular bankadan kaçtıktan sonra şube müdürü, şube şefine hemen polisi aramasını söylemiş. Şef demiş ki: “Durun hele müdürüm. Alacaklarını aldılar. Biz de bir 10 milyon daha alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim, ne dersiniz?”
    Buna “Dalgayı yakalamak” derler. Berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!
    Müdür der ki: “Yahu, her ay bir soygun olsa harika olurdu. Ne eğlenirdik!”

    Buna “Sıkıntılardan kurtulmak” derler. Kişisel mutluluk işinden çok daha önemlidir.
    Akşam TV haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklamış!

    Çaldıkları paranın çok daha az olduğunu bilen soyguncular oturup saymışlar parayı… Tekrar tekrar saymışlar. Bakmışlar hepi topu 20 milyon! Çok kızmışlar bu işe:
    “Biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. Banka müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü. Galiba soyguncu olmak yerine doğru dürüst eğitim görmek daha iyiymiş!”
    Bu “Bilgi altından daha değerlidir” demektir…

    Banka müdürü çok mutludur. Özellikle bir süre önce borsada kaybettiklerini geri alabildiği için…
    Buna “Fırsatları kullanmak” derler. Kazanmak için risk almak gerekir.
    “-Peki, gerçek soyguncular kimler şimdi?”
    2 ...
  27. ddr4 ram

    1.
  28. 2015 in başlarında patlama yaşayacak ve şu an kulladığımız ddr3 ramlerin yerini alacak yeni nesil ram türü. DDR4, DDR3'ten yüzde 50 daha fazla bant genişliği sağlarken, yüzde 35 daha az enerji tüketecek. DDR4'lerin saat hızı 3.200 MHz düzeyinde olacak. DDR3'lerde ise bu hız 2.400 MHz seviyesindeydi. DDR4'ler ayrıca, RAM'lerde sık sık yaşanabilen hataları engellemek için dahili önlemlere sahip olacağı için daha stabil sistemler yaratacak. kısaca directx 12 ile birlikte pcleri canlandıracaktır.
    0 ...
  29. 200 öğrenci kaçırılmasına sessiz kalan islamcılar

    1.
  30. yıllardır haberler aynı; kafa kesenler, kadın taşlayanlar, ölen karısına tecavüz izni veren fetvalar ve en son da Nijerya'da islamcı Boko Haram örgütü tarafından 200'den fazla kız öğrencinin kaçırılması ve kızların köle pazarında satılacağının açıklanması.
    Tarafsız biri olarak nasıl görünüyor size Müslümanlar?

    Nitekim Arkadaşım Levent Elpen Facebook'ta isyan etmiş:
    -Nijerya'nın yobaz vahşileri Boko Haram örgütü, 12-13 yaşındaki kız öğrencileri toplu halde kaçırıyor ve sonra da televizyonlara çıkıp o kızları "köle pazarında satacaklarını" ilân ediyor. Bunlar "islâmcı militan" olarak yaftalanıyor. Ulan, kız çocuklarını diri diri gömülmekten kurtaran islâm nerde hani?
    Sahi, islam, kız çocuklarını diri diri gömülmekten kurtaranların dini mi yoksa 12-13 yaşındaki kızları kaçırıp satanların dini mi?
    Kabul ediyorum, haberler doğru olmayabilir, abartılı ve maksatlı olabilir. Ki ben buna inanıyorum. Fakat neden bu haberlere islam coğrafyasından tepki gelmiyor ve o kız çocuklarını kurtarmak için neden ABD heyet gönderiyor da Müslüman ülkelerden çıt çıkmıyor?
    Peki, bizim ekran ulemaları ne yapıyor?

    Onlar hala kurbanda hayvanın hangi damarlarının nasıl kesileceğini tarif etmekle meşgul.
    http://ulu.li/u9g91l
    1 ...
  31. yemek ayrımı yapmayan insan

    1.
  32. sevineyim mi üzüleyim mi bilemiyorum ama benim lan bu. kimi insan bamyayı, fasulyeyi, pırasayı, domatesi vb. sevmez ama ben nedense hepsini ayrı ayrı seviyorum. her şeyi yiyerek damak zevkinin olmadığı anlaşılmasın. ayrım yapmayın olum yiyin ananızın her yaptığını. lafı çok uzatmadan getir şurdan bi Firik Pilavı da yiyelim.
    4 ...
  33. arapların türklere ihanetleri

    1.
  34. araplar için göt atan dinci-şakirt lalelerin görmezden geldiği ihanetlerdir.

    Arapları aldatarak Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtıp isyana sevkeden ingiliz casusu Lavrence’in, yardımcıları Nuri Said, Faysal ve Şerif Hüseyin ile birlikte Şam’da Türkleri katlettikten sonra: “Evet onları isyana ben kışkırtmıştım. Ama böylesine vahşice kan dökeceklerini hiç tahmin etmemiştim. Bazı mahalleleri gezerken silahsız Türk askerlerinin nasıl öldürüldüklerine bakamadım; tiksindim bu vahşetten” diyerek itirafta bulunmuştur…
    (Kaynak: ilhan Bardakçı; imparatorluğa Veda, Hülbe Yayınları, istanbul/1985, s.572)
    1916 yılının Şubat ayında tarihi Erzurum Kalesi düşmanın sürpriz bir saldırısıyla düştüğünde, bu durumun Osmanlı ordusundaki Arap subaylarının Çarlık Rusyası'nın komutanlarına verdiği bilgiler sayesinde gerçekleştiği anlaşıldı.
    (Osman Özsoy, Saltanattan Cumhuriyete Kurtuluş Savaşı, s.19)
    Emir Hüseyin'in oğlu Faysal, Araplara şu bildiriyi yayımlar: "...Uyanınız! Elele vererek, Osmanlı saltanatını yıkma zamanı geldi."
    (Fahri Belen, 20. Yüzyılda Osmanlı Devleti, s.330)
    Her kim Türklerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. imdi müslümanlar bir bir Türklerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.Ve Türkleri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merve geldiler.
    (Tarih-i Taberi / Cilt 3/ Syf-343)
    Mekke Emiri Hüseyin, 11 Mart 1917'de Bağdat'ı ele geçiren General Mod'a, "Bağdat'ı Turanilerden(Türklerden) kurtardığı için Allah'a şükrettiğini, ingilizlerin başarılarına duacı olduğunu" bildirecektir.
    2 ...
  35. osmanlının yabancılara karşı asıl hoşgörü sebebi

    1.
  36. osmanlının gayrimüslimlere karşı uyguladığı hoşgörü sebebinin temel nedenidir. uydurmadır, bir gavur itinin çemkirmesidir diyenleri sizi tarihin tozlu sayfalarına davet ediyorum. vurmadan önce okumanız tavsiye. gelelim konuya;

    Hoşgörü, bu topraklarda hiçbir zaman var olmamıştır
    -Osmanlı'da Hristiyanlar'ın ibadetlerinde serbest bırakılıp islamiyet'e geçmeye zorlanmamalarının sebebi hoşgörü falan değil, sadece paradır! Gayrımüslimlerin ödediği haraç ve cizye adındaki yüksek vergiler hazine için asırlar boyunca önemli bir gelir kaynağı olmuştur, bu vergiler bütün islam devletlerinde vardır ve hiçbir devlet böylesine büyük bir geliri kaybetmek istememiştir.
    - Uydurmamıza, kıvırmamıza ve eğip bükmemize gerek yok: Osmanlı döneminde Hristiyanlar için konmuş birçok yasaklar vardır. Meselâ şehirlerde atla gezememiş, yüksek bina yapamamış ve çanlarını kilise duvarının dışından işitilecek şekilde çalamamışlardır. Hattâ, bazı devirlerde sokağa ayaklarına çıngırak takarak çıkmak zorunda bile bırakılmış, belli renklerde elbise giymeleri bile yasaklanmıştır.
    - Eski asırlarda bu topraklara şimdi Pax Ottomana yani Osmanlı Barışı denen bir sükûn hakimdir ama barışın kaynağı karşılıklı anlayış yahut hoşgörü değil, devletin gücüdür. Devletin kuvvetli olduğu devirlerde ister Müslüman, ister Hristiyan olsun, teb'adan hiç kimsenin din bahanesiyle bile tek söz etmesine izin verilmemiştir.Sözün kısası: Hoşgörü, bu topraklarda hiçbir zaman vârolmamıştır, dolayısıyla şimdi söylediklerimiz sadece kendimizi kandırmaktan ibarettir.
    4 ...
  37. suriyelilere 2 5 milyar dolar harcanması

    1.
  38. kendi ülkesinde 46 milyon insan açlık sınırının altında yaşarken mülteci suriyelilere yapılan yardımın resmi boyutudur. insani olarak elbet yapılabilir fakat bu durum neden kendi milletinden olan insanına da yapılmıyor ulan neden?

    kaynak: http://ulu.li/uy3fir
    http://ulu.li/u74573
    2 ...
  39. chp li sanmasınlar diye saldırıyı kınamamak

    1.
  40. karakterin engeli olmadan başlık:CHP'li sanmasınlar diye Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıyı kınamamak.

    gel gelelim bugünki o malum olaya. Bu saldırıyı kınıyorum. Sadece bir siyasi partinin genel başkanı olduğu için değil. Herhangi bir insan da olabilir. Ve şiddete uğrayan herkese kol kanat gereriz. Ben bu arada saldırganı döven diğer partilileri de kınamak istiyorum. Çünkü onun cezasını vermek onların işi değil. Onlar ayıracak. Makul bir şekilde etkisiz hale getirecek.

    Şimdi. CHP bir haksızlığa uğradığında ki bu seçimlerde çok oldu, genel başkanın yönelik bir şiddet eylemi olduğunda bu durumu kınadığımızda, bunun için gerekirse eylemler yaptığımızda ne CHP'li ne de Kemalist oluyoruz. Bunun adı adil olmaktır. Aman CHP'li demesinler diye sus pus olan arkadaşlara önerimdir. En azından önce bir CeHaPe zihniyeti göndermesi yapıp saldırıyı kınayın. Solculuğunuza bir zeval gelmesin.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Meclis'te yumruklu saldırıda bulunan kişinin kimliğinin Orhan Öven olduğu belirtildi. Öven, polise verdiği ilk ifadesinde Alperen Ocakları'na üye olduğunu ve Erzurumlu olduğunu belirtti.
    Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada ise şunu söyledi. "Yedi düvele karşı mücadele etmiş bir nesilden geliyoruz. Bir yumruk nedeniyle asla geri adım atmayacağız. Baskılar şiddet bunlar bizi engelleyemez. Biz hiç kimsenin önünde diz çökmemiş gelenekten geliyoruz. Öyle birisi yumruk atacak biz geri adım atacağız, asla atmayacağız, inançlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz."

    Şimdi diyecekler ki seçimden sonra kendini mağdur göstermek için dövdürttü. Vallahi derler. Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıdan dolayı üzüntü duyup da "yok ya ses etmeyeyim şimdi, CHP'li sanmasınlar" diye düşünen insanla bunun bir tezgâh olduğunu düşünen arasında vicdanen pek bir fark yoktur. "Susma sustukça sıra sana gelecek" sloganıyla büyümüş bir sol neslin ülkedeki ve içinde bulunduğumuz coğrafyadaki her haksızlığa, şiddet eylemine tepki göstermesi gerekiyor.
    Sonuç olarak CHP'li ve Kemalist olmadan da bir Kemalist'in ve CHP'linin saldırıya uğramasından dolayı üzülebiliriz. Bu olayı kınayabiliriz. Laf eden olursa onun ayıbıdır.
    0 ...
  41. çoğunluğun aldığı karara saygı duymuyorum

    1.
  42. Çoğunluk her zaman haklı değildir, bu ülkede de hiçbir zaman haklı olmamıştır. Haklının yanında hiçbir zaman çoğunluk olmamıştır.
    Hele ki o çoğunluk bunca aldatmacaya, yalana, dolana inatla sarılıyorsa bu iradenin değil aptallığın ispatıdır.
    Benim görevli olduğum sandıkta 250 kişi oy kullandı ve 120 AKP oyu çıktı. 50-60 kişi, oy kullanma sırasında oy mührü olarak kullanılan kaşeyi tersinden basmaya çalıştı. Evet basamayan ve sonra paravandan çıkıp 'bu mühür bozuk' diyen adamın almış olduğu karara saygı duymuyorum ben.
    Oy mührü olan kaşeyi ters çevirmeyi akıl edemeyecek derecede aciz, hatta kaşenin üst kısmındaki evet yazısını sökmeye çalışan, kaşeyi ters çevirip de basmayı akıl edemeyecek derecede basiretsiz insanların kararına saygı duymuyorum ben.
    Ülkeyi donuna kadar soyup kendi rantına alet olanlara sahip çıkanların, kaçakçılık, rüşvet, hırsızlıkla ülkenin parasına puluna göz koyanları sahiplenen insanların sadece fakir oldukları için değil aynı zamanda bir o kadarda cahil olduklarını gördüğüm için o kararlara saygı duymuyorum ben. O halkı cahil bırakanların hiç mi suçu yok demesin kimse, cahil olmak bir insanın tecavüze uğradığını anlamasına engel değildir.

    Evet bir seçimi daha benim gibi düşünenler kaybetti, evet bir kez daha yenildik, evet bir kez daha hezimete uğradık, ama asla mücadelemizden ve onurumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Sonuna kadar savaşmaya devam edeceğiz, ta ki haramilerin saltanatını yıkana kadar.
    Bizim içimizde de aynı o kesimdekiler gibi satılık, onursuz insanlar yok mu? Elbette var.
    Elbistan'da AKP gitsin diye MHP'ye oy verenler, onurlarını, şereflerini, haysiyetlerini geçmişte kendilerine, yani kendi görüşlerine kurşun sıkanlara satanlar gördüler ki, tek satılık olan kendileri değilmiş. CHP'liyim ya da sosyalistim deyip de MHP'ye kayanlar da gördüler ki, MHP'liler de AKP'ye kaymışlar. AKP ülkeye n'apıyor biz görüyoruz; o kaymalardan belki AKP'ye kayan MHP'liler rahatsız olmayabilir de, CHP'den MHP'ye kayanlar bayağı rahatsız olacaklar.
    Defalarca söyledik. CHP'li MHP'ye oy verir ama MHP'li CHP'liye oy vermez diye. Ama dinletemedik. Ankara'da 2009 seçimlerine göre AKP oylarını yaklaşık %12 arttırmış, MHP %12 kayıpla ayrıldı. Bu fark nereden nereye gittiğini gösteriyor. Ankara gibi yerde MHP'lilerin MHP'li adaya destek vermesinin solla alakası yok. Ama yine de sol gibi takılan CHP'ye oy vermek yerine Melih Gökçek gibi bir skandala 5 yıl daha katlanmaya evet demişler.

    Yıllardır sosyalist kimlikli insanlar olarak Kürtlere yapılan zulümdür, insanlık dışıdır dedik. Ama gördük ki o Kürtler de 'istanbul'da CHP'liler geleceğine AKP kalsın' diyerek Topbaş'a oy vermişler. Sırrı Süreyya 'CHP'nin oyunu böleceğim' diyordu ama hiçbir şeyi bölememiş. Üstelik kendi seçmeninden yani Kürtlerden bile oy alamamış. (14 milyon insanın yaşadığı şehirde Kürt nüfusunun %4'den daha büyük olduğunu bilmeyen yoktur.)
    Bu seçimler gösterdi ki nüfus olarak çoğunlukta olanlar aynı oranda eğitim, düşünce, bilinç, kültür çoğunluğuna ne yazık ki sahip değiller.
    Evet seçimler gelir ve geçer, ne bu ilk seçimdi ne de son seçim olacak. Ama bunca pisliğe rağmen bu ülkede seçimler bir şeyleri değiştirmiyorsa, orada artık başka bir şey aramak gerekir.
    Geç sen o 'muhalefet kendini sorgulamalı, milletin kararına saygı duyulmalı' ayaklarını. Bu artık toplumdaki farklı bir şeyin göstergesi. istediğin kadar lafla bir şeyler anlat, internette video izlet, ses dinlet, bunların hiçbirisinin etkisi yok.
    Sanılmasın hakaret sıfatlarını düşündürmeye çalışıyorum. Çünkü bu ülkede insanın cebinden parasını çalıp da sonra o insandan destek istemekten daha büyük hakaret yok. Ama o insan buna rağmen desteği sürdürüyorsa, bu hakaretle falan ifade edilemeyecek kadar derin bir kavramdır.
    Allah sonumuzu hayır etsin demeye falan da gerek yok. Artık mevzu Allah'ın da kontrolünden çıkmış. insanlar o kadar laçkalaşmış ki çok garip şeyler oluyor.
    Sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun doğru olan yine değişmeyecektir. Doğrunun çok yanlışla sıkışmış olması doğruluğunu kaybetmesini sağlamaz. Sadece doğru gibi görünmeye çalışan yanlışların temizlenmesini sağlar ve bir noktadan sonra marjinal doğruya ulaşılır.
    işte tam da orasındayız hayatın.
    kaynak: http://ulu.li/ut1jdo .
    2 ...
  43. osmanlı nın gösterilmeyen yüzü

    1.
  44. sürekli ecdat ve hoşgörü olarak anılan osmanlının yaptığı faaliyetlerin öteki ve bahsedilmeyen yüzüdür. burada amaç kötülemek değil yapılanları göstermektir. kaynak istiyorsanız bence siz araştırın biraz başınız kaynasın.

    - Osman Bey, amcası Dündar Bey'i kendi elleri ile boğdu.

    - Murat, kendi öz oğlu Savcı Bey'i katletti.

    - Yıldırım Bayezid, on kardeşini birden taht için öldürttü.

    - Çelebi Mehmet, kardeşi isa'yı öldürttü.

    - II. Murat, kardeşi Mustafa'yı öldürmekle yetinmedi, diğer kardeşlerinin gözünede mil çektirdi. Yine II. Murat, amcası Mustafa'yı saltanatı için Edirne surlarına astırdı.

    - Fatih, kundaktaki kardeşi Ahmet'i saltanatı için boğdurttu.

    - II. Bayezid, italya'ya kaçan kardeşi Cem'i ve oğullarını öldürttü.

    - Yavuz, saltanatı için tüm akrabalarını öldürttü.

    - Kanuni, öz oğlu Mustafa'nın öldürülmesini seyretti.

    - Kanuni, oğullarından başka dört torununu da öldürttü.

    - III. Murat, tahta çıkar çıkmaz beş kardeşini birden öldürttü.

    - III. Mehmet, saltanatı için ondokuz erkek kardeşini katletti.

    - II. Osman, kardeşi Şehzade Mehmet'i öldürttü.

    - IV. Murat, taht için üç kardeşini birden öldürttü.

    - II. Mahmut, IV. Mustafa'yı öldürdü.

    - II. Bayezid'i, oğlu Yavuz Sultan Selim öldürttü.

    - II. Selim, hamamda kadınlarla alem yaparken öldü.

    - Mustafa, uzun hapislik hayatından sonra öldürüldü.

    - II. Osman Yedikule zindanında öldürüldü.

    - Sultan ibrahim, sarayında öldürüldü.

    - Sultan II. Ahmet zehirletilerek öldürüldü.

    - III. Selim, sarayda kılıçla parçalanarak öldürüldü.

    - Yavuz, Yunus Paşa'yı atı üstünde kılıcıyla öldürdü.

    - Yavuz, Derviş Paşa'yı önce boğdurdu, sonra kendi elleriyle kellesini kesti.

    - III. Selim, sadrazam Dukak'ın oğlu Ahmet Paşa'yı, kendi elleriyle hançerleyerek öldürdü.

    Osmanlının Kanlı Tarihi / ismail Metin
    3 ...
  45. toma ya taş atana terörist diyen başbakan

    1.
  46. 40 Ton ağırlıgındaki bir demir yığını "TOMA" ya taş atıyoruz. Ve terörist olarak sınıflandırıyoruz. Ha sktirin gidin bee.. Dağda ki teröristi karşılayan biz değiliz, Oslo'da PKK ile masada pazarlık yapan biz değiliz, imralı'da bebek katili ile ülkeyi bölüşen de biz değiliz. Ama 40 ton ağirliğindaki toma ya taş atıyor diye teröristiz he miii? Defol cahil cühela seni...
    11 ...
  47. başbakanın gerçekleştirdiği ilkler

    1.
  48. Rögar kapağı, kaldırım onarımı gibi işleri "proje" olarak gösterip açılışını yapan Başbakanımızın, daha da öteye gidip, daha önce açılışı yapılmış olan tesislerin ikinci kez açılışını yapmakta dahi bir kusur görmeyen kişinin ülke adına gerçekleştirdiği ilklerdir.

    1- ilk defa bir başbakan, "tezkere geçmezse memura maaş ödemeyiz" dedi.
    2- ilk defa ekonomi "büyürken"! ülkedeki işsizlik artış gösterdi.
    3- ilk defa cari açık rekor zirveye tırmanmışken döviz kuru rekor kırdı.
    4- ilk defa bir başbakan zam isteyen memura "iMF'yi ikna edin" dedi.
    5- ilk defa ithalat 100 milyar doları aştı.
    6- ilk defa cari açığın üstünde borçlanma yapıldı.
    7- ilk defa düşük faizle alınan dış borç yüksek faizli iç borç ile ödendi.
    8- ilk defa bir Başbakan, satılan ülke toprakları için, "Toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya" dedi.
    9- ilk defa Yahudi düşünce kuruluşundan "Üstün Hizmet Ödülü" alan bir Türk Başbakan, Davosta israil'i katliamları nedeniyle kınama tutarsızlığını gösterdi.
    10- ilk defa Türkiye Cumhuriyeti askerinin başına ABD güçlerince çuval geçirildi.
    11- ilk defa bir Başbakan, "Bir dönem dini kullandık" dedi.
    12- lk defa petrol kanunu ile, ülkemizdeki petrol kaynakları 50 yıllığına yabancılara verildi.
    13- iilk defa yabancı rantiyecilere vergi muafiyeti tanındı.
    14- ilk defa, ülkenin milli telekomünikasyon kuruluşu olan TELEKOM'un tamamı yabancılara satıldı.
    15- ilk defa tezkere ret edilmesine rağmen Dışişleri Bakanlığı genelgesi ile ABD silahları ülkemiz
    üzerinden Irak'a taşındı.
    16- ilk defa bir Başbakan, ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarlarını korumak adına hazırladığı ve yüz binlerce insanın ölümüne, onlarca ülkenin işgaline neden olan bir projenin ,BOP'un, eşbaşkanı oldu ve bununla övünme yüzsüzlüğünü gösterdi.
    17- ilk defa bir Başbakan, üstelik de Müslüman kimliği ile övünen bir Başbakan, Müslüman topraklarını işgal edip yüz binlerce kişiyi katleden, kadınlara tecavüz eden ABD askerlerininevlerine sağ salim dönmeleri için dua ettiğini açıkladı.
    18- ilk kez israilli bir işadamına çok gizli bir şekilde 800 milyon dolar kaynak aktarıldı.
    19- ilk defa bir başbakan yapılan ihalede önce uçak istedi ama sonra Mercedes'e razı oldu.
    20- ilk defa fındık üreticileri bıçak kemiğe dayandı diyerek sokağa döküldü, tarihinin en büyük mitingini yaptı.
    21- ilk defa bir Başbakan, ülkeyi pazarladığını açıkça itiraf etti.
    22- ilk defa tarımsal üretimde dış ticaret açığı ortaya çıktı.
    23- ilk defa bir Başbakan çiftçilere "Gözünü toprak doyursun" dedi.
    24- ilk defa bir Başbakan'ın dostum dediği tüm iktidarlara üç gün sonra terörist dediğine ve uluslararası güçlerle birlikte bunları devirmeye çalıştığına tanık olduk.
    25- ilk defa bir Başbakan "Borç yiğidin kamçısıdır" diyerek borçlanmayı bir başarı olarak gösterdi.
    26- ilk defa enflasyon % 10 artarken pancar fiyatları 11 kuruş düştü.
    27- ilk defa çiftçi ve emekliden vergi alınması sözü verildi.
    28- ilk defa bir Başbakan danışmanı, Amerikalılara, Başbakan için; "Bu adamı kullanın, onu rögara süpürmeyin" dedi.
    29- ilk defa bir Başbakan TMSF'yi kullanarak medyanın büyük çoğunluğunu ele geçirdi.
    30- ilk defa bir Başbakan çiftçiye "Ananı da al git" dedi.
    31- ilk defa bir Başbakan şehid ziyarettinde (kendi oğlu çürük raporu ile askere gitmediği halde) "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir"dedi.
    32- ilk defa çocuğunu bursla yurtdışında okuttuğunu söyleyen bir Başbakan'ın çocuğu 8 tane gemi alarak armatür oldu.
    33- ilk defa bir Başbakan, oğlunun aldığı 3 milyon dolarlık gemiye gemicik dedi.
    34- ilk defa karikatürüsitlere envai çeşit davalar açıldı.
    35- ilk defa rockçı el hareketi yaptığı için gençler gözaltına alındı ve dayat yedi.
    36- ilk defa parasız eğitim istiyoruz diye pankart açan gençler tutuklandı.
    37- ilk defa hırsızlık, zimmet, irtikap ve çocuklara yönelik cinsel saldırı suç olmaktan "fiilen" çıkartıldı.
    38- ilk defa Antalya Kaleiçi'nde parkta oturup bira içen iki gence araç kullanmadıkları halde alkolmetreye üfletildi.
    39- Türkler Anadolu'ya yerleştiğinden bu yana ilk defa hayvancılıkta kullanılan kaba yem (saman, yonca, mısır silajı) ithal edildi.
    40- ilk defa dış borç cumhuriyet tarihindeki tüm borç miktarını dörde katlamasına karşın hükümet, IMF'ye borcu bitirmekle övündü.
    41- ilk defa dış borcu 130 milyar dolarla alıp 2013 itibariyle 337 milyar dolara çıkarmış bir hükümet, ekonomik başarı kaydettiğini söyleyip övündü.
    42- ilk defa cari açığımız 700 milyar doları aştı.
    43- ilk defa hükümet karşıtı Gezi olayları sürecinde 7 tane gazete aynı manşeti attı.
    44- ilk defa zihinselengelli çocuklara dinkültürü dersi getirildi.
    45- ilk defa rüşvet yasayla resmileştirildi.
    46- ilk defa ihaleye fesat karıştıran Enerji Bakanı Taner Yıldız aklandı.
    47- ilk defa Deniz Feneri davasında savcılar görevden alındı, dini duygular kullanılarak köşe dönüldü.
    48- ilk defa ihalede yandaşlara milyon dolarlar akıtmak için Kamu ihale Yasası 11 yılda tam 164 kez değiştirildi.
    49- ilk defa herşeye yüzde 40 zam gelirken enflasyon yüzde 6 diyen bir hükümeti gördük.
    50- ilk defa HSYK'nın iş yükünü azaltmak için: "Tecavüze uğrayan kadın tecavüzcüsüyle evlensin, yargının iş yükü hafiflesin" diyen bir milletvekili gördük.
    51- ilk defa "haksız tahrik" uygulamasını kullanan bir hükümetin, kadın cinayetlerini adeta teşvik ettiğine tanık olduk.
    52- ilk defa bir üniversitedeki öğretim görevlisinin, Selçuk Üniversitesi'nde profesörlük yapan Orhan Çeker'in, "Tecavüz sorunun odağında kim var? Kadın var. Kardeşim sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra sonucundan şikayet etmen makul değildir." diyerek, tecavüzcülere destek çıkıp tecavüze uğrayan kadınları suçlu ilan etti.
    53- ilk defa bir Başbakan, bir bayan için, "Kız mıdır, kadın mıdır bilemem" yorumunu yaparak kadına yönelik cinsiyetçi bakışını çok net bir şekilde sergiledi.
    54- ilk defa TRT 1'in iftar programına konuk olarak katılan bir zat, "Hamile kadın sokağa çıkmamalı" deme ayıbına imza attı.
    55- ilk defa belediye başkanından iş adamına, bakanından bakan oğluna, başbakanından başbakanın oğluna kadar uzanan geniş bir suç örgütünün yaptığı yolsuzluk ve rüşvetler gün yüzüne çıktı.
    56- ilk defa bir Başbakan, ucu kendisine dokunmasın diye ülke tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun üzerini örttü. Bu soruştumayı başlatan hakim, savcı, emniyet mensuplarını görevden aldı, görev yerlerini değiştirdi.
    57- ilk defa MiT, kendisine insani yardım kuruluşu diyen ve El Kaide'ye açıktan destek veren bir dernekle el ele vererek, yardım tırları ile Suriye'deki kelle kesen El Kaidecilere götürülmek üzere silah kaçakçılığı işine girdi ve suçüstü yakalandı.
    58- ilk defa bir Başbakan, dün alkışladığı bir cemaati, emniyet teşkilatını ve yargıyı, kendisinin bulaştığı yolsuzluğu soruşturduğu için "paralel devlet, haşhaşin, örgüt" diyerek niteledi.
    59- ilk defa bir Başbakan, gençlerin evlerde kızlı erkekli kalamayacağını ilan edip polisi ve valileri evleri basmaya davet etti.
    60- ilk defa bir Bakan, bir sunucuyu dekolte giydiği için işinden attırdı.
    61- ilk defa bir Başbakan, kızını danışman yapıp aylık 52 bin TL maaşa bağladı.
    62- ilk defa bir Başbakan'ın, rüşvet olarak aldığı villalara ilişkin yaptığı pazarlıklara ait ses kayıtları basına sızdı.
    63- ilk medya üzerinde baskı, internet üzerindeki sansür bu denli yoğun bir hal aldı.
    64- ilk defa, Gayri Safi Milli Hasıla'nın hesaplanma yönetiminde yapılan ali cengiz oyunuyla, kişi başı milli gelir bir gecede 3 bin dolardan 10 bin dolara çıkartıldı.
    65- ilk defa bir hükümetin 4 bakanı yolsuzluk soruşturması nedeniyle istifa etmek zorunda kaldı.
    66- ilk defa basına sansür, basın çalışanlarının tutuklanması konusunda dünya birincisi olduk.
    67- ilk defa sporda bu kadar çok dopingli sporcuyla yarışmamıza karşın dopingle savaşıldığı iddia edildi.
    68- ilk defa yüzbinlerce öğretmen atama bekler oldu.
    69- ilk defa atanamadığı için öğretmenler intihar etti.
    70- ilk defa her parçası yurtdışından alınan milli askeri gemimiz, milli tankımız, milli uydumuz oldu.
    71- ilk defa bir başbakan ve bir hükümet partisi, tüm dünyanın terörist olarak gördüğü El Kaide örgütüne üye olduğu iddiası ile gözaltına alınan bir zatı belediye başkan adayı ilan etti.
    not: yazı 24 ocak 2014 tarihli "perdeyi aralamak" isimli olup hakan küçükbingöl'e aittir. tek amacım daha fazla kişiye yayılmasını istememdir.
    16 ...
  49. insanlığın mars a yerleşmesi

    1.
  50. birkaç asır sonra gerçekleşecek olandır. peki Neden Mars'a gidiyoruz?

    Bilimadamları son yıllarda MarsOne projesine hız verdi. Peki bu projenin nihai amacı ne? Cevap: Mars'ı dünya gibi yemyeşil ormanları, denizleri, gölleri olan bir gezegen yapacağız.

    Bunun için ilk önce soğuk Mars'ı ısıtmak lazım. Gezegen ısıtmak zaten en iyi yaptığımız işlerden biri, kendi gezegenimizde küresel ısınmaya sebep olduğumuzdan dolayı. Mars'ı ısıtmak için de oraya yollayacağımız insan kolonileri zamanla enerji kaynaklarını ısıya çevirerek atmosfere salacak, gezegen yeterince ısındıktan sonra en hızlı şekilde yayılacak otları ve ağaçları ekeceğiz. Bugünün teknolojisiyle 150-200 yıl sürecek olan bu yeşillendirme kim bilir ozamanın teknolojisiyle ne kadar çabuk sürecek? Bilim insanları 20. yüzyılda böyle birşeyin hayalden öteye bile geçemeyeceğini düşünürdü, şimdi ise 21. yüzyılda bu işe kolları sıvadık ve 22. yüzyıl insanları (teraformlar) bizim bu projelerimize bakıp takdir edecekler. Mars'ın ağaçlandırması tamamlandığında üzerinde yaşayan Marslı insanlar artık nefes almak için oksijen tüpüne gereksinim duymayacak.

    ilk Mars kolonisi 2022 yılında yola çıkıyor. Gidenler geri dönmeyecek ve orada doğacak yeni insanlar (teraformlar) bizden daha farklı olacaklar. Yerçekimine duyarlılık, kas sistemi ve biyolojik açıdan yepyeni bir canlı türü olacaklar.

    Living On Mars / National Geographic dergisinden alınmıştır.

    burada da bir tasarısı var:
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/529790/+
    0 ...
  51. her sabah hesaba 86 bin tl yatıran banka

    1.
  52. Her sabah hesabınıza 86.400 TL yatıran bir
    banka düşünün. Gün boyu istediğiniz kadar
    parayı harcamakta veya harcamamakta
    serbestsiniz. Parayı istediğiniz şekilde
    kullanabilirsiniz. Oyunun sadece tek bir
    koşulu var: harcamayı başaramadığınız
    meblağ ertesi güne devretmez, akşam
    hesabınızdan geri çekilir ve bu paranın hiç
    bir bölümünü ne sebeple olursa olsun
    saklayamazsınız. Bir önceki günün tutarının
    tamamını harcamış veya hiçbir bölümünü
    harcamamış da olsanız ertesi sabah
    hesabınızda yine 86.400 TL bulacaksınız.
    Nasıl keyifli değil mi ?..
    Farkında olsanız da olmasanız da aslında
    hepimizin böyle bir bankası var.. Adı
    ''ZAMAN" Her sabah 86.400 SANiYE
    hesabınıza yatıyor ve o gün daha fazlasını
    asla harcayamıyorsunuz. Kullanamadığınız
    kısım ise akıp gidiyor ve hesabınızdan
    siliniyor, hiç devretmiyor. Her gün size yeni
    bir hesap açılıyor, her akşam günün bakiyesi
    siliniyor.. Eğer günlük hesabınızı
    kullanmadıysanız, bu zarar sizindir, geriye
    dönüş yok, yarından avans çekmek yok..
    Bugünü, bugünkü hesaptan yaşamalısınız..
    ZAMAN hiç kimseyi beklemez.. Dün artık
    mazi oldu.. Yarın ise muamma.. Bugün ise
    avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir
    armağandır.. hayata daha pozitif bakmak için
    Mutlu saniyeler...

    not: bunu her banka yapmaktadır.
    28 ...
  53. kadınların ömer tuğrul inançer e ithafen yazısı

    1.
  54. zamanında, su katılmamış bir kezbanla birlikte olmuş olması muhtemel kişilik TRT programcısı her şeyin en iyisini bilen ama haddini bilemeyen adama kadınlarımızın yazısıdır.

    -Kol gördün, bacak gördün; aklına sadece seks geldi,
    -sporcuları gördün; aklına sadece seks geldi,
    -ekmek parası peşinde kadınlar; yine seksi düşündün,
    -ilk 6 ay anne sütü şart dendi; fena oldun,
    -hamile gördün; işte bunlar hep seks dedin,
    -düğün-dernek dediler; seks yapacaklar diye inledin,
    -doktor, hemşire, laborant; külliyen seksti,
    -3 yanı denizle kaplı ülkemizde (hemi de sıcak deniz)
    yüzmek sözcüğü, sana fuhuşla eşdeğerdi,

    -kızlı-erkekli öğrencilik; direkt seksti,
    -hele hayvanların uluorta çiftleşmesi, hayvanat bahçesinde dişi-erkek aynı kafeste olmaları ayan-beyan seksti,
    -kaz gördün, eşek gördün, damacana gördün... duvarda siyah leke gördün; fena oldun,

    -türkülerde, şarkılarda hep seks buldun,
    -tüm dişi mahlukatı kapattın; seks topuk sesindeydi,
    -topuğu yasakladın; nadir de olsa gülüp-konuşan seslerindeydi bu kez de,

    -gülüp-konuşmayın dedin; pazara çıkıp salatalık-muz alıyorlardı, yine seks,
    sağın-solun seks, hep seks, hep seks.
    (merak ediyorum, regaip gecesinde ne düşünüyorsun?)
    ...

    yeter ulan, artık beyinlerinize bu denli eziyet etmeyin.

    başka sözcüklerde öğretin. fen var, kimya var, ilim-irfan var.

    milyon tane hayvan, milyon tane bitki var.
    sonsuz bir gökyüzü var. hesap-kitap var, sevgi-nefret,
    yaşam-ölüm var. çocuklar var.

    her gün hiç uğruna ölen yüzler-binler var. atari oyunlarının gerçeğine girmiş, oyundaymış gibi sürekli öldüren erkek mahluklar var.

    az biraz insanlık, çok fazla zulüm var...

    bi elinize çapa-orak felan alın, toprakla haşır neşir olun, fırça alın, resim yapmazsanız evi boyayın, yürüyüş yapın, oksijen soluyun.
    ...
    ve evet, biz de biliyoruz; eşitimiz değilsin elbet.
    4 ...
  55. bugün devletten tam 280 tl burs alan nankör ünili

    1.
  56. 2002 de ekmek 0.20 kuruş iken benzin 1.2 tl iken, en kral ev 30 bin tl iken şimdiki duruma göre en az 500 tl alması gereken üniversitelidir. bir de bunlara nankör derler, akp'yi överler.

    "cahil misin, akp'li misin" cümleler farklı olsa da çıkış yeri aynı.
    23 ...
  57. diş dolgusu yaptıranlar cehennemliktir

    1.
  58. inanmayanlar tam ilmihali okuyabilir. dişini çürüten ne yaparsa yapsın cehenneme gider müslümanlıkta bu kadar basit. Hele ki dişciler net olarak cehenneme gidecektir. hiçbir şeyi çarpıtmadık, ne geçiyorsa onu yazdık.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/499987/+

    (bkz: din toplumların afyonudur)

    düzenleme: islam böyleyken hiç kimse yozlaşmak istememiştir, sığındığın şey akla ve mantığa ters düşünce hemen yalanla tabii..
    6 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük