kafa çok karışıktır bu abilerde. giyim kuşamda böyle bir gizlenmeye çalışılmış pastellik, bi bolluk, bi ketenlik vardır. kolay boynuzlanırlar * çiçektedir, böcektedir. üç tanesi bir araya gelsin hemen sevgi yumağı oluşur.
genç kız bir oto tamircisine aşıktır, evlenmek istiyorlardır haliyle kızın annesi bu duruma karşıdır. kız hamiledir, coçuk askere gider. tabi doğacak cocuğun bir babaya ihtiyacı vardır. genç kızda baskasıyla evlenir.
her sabah oldugu gibi tekrar ve tekrar.. içime cekiyorum seni. önce agzıma doluyosun sonra bildigin yoldan devam edip, nefes borumdan asagı.. tabutuna gidiyorsun. cigerlerime doluyorsn hızlıca. her parcanın duvarlara tutunup bedenime dagılacagın anı bekliyor... duvardan emilip kanıma cekiliyorsun kalbime, beynime, bedenime, en uç noktalarıma ulaşıyorsun.. kanımla vücudumla besleniyorsun. cesetlerini tükürüyorum sabahları.. ne de olsa kendi sonuma kadar içicem seni.. sen cigerlerim birlikte çürürken kanım cennetin olacak her gün.
onları izledikçe beklediğimden daha güçlü olduklarını gördüm... o seni yönetmeye çalışır eğer ki sen kendini yönetemiyorsan. buna ipleri eline alma oyunu denir ama gine de oyunlar bir kenara neden bir erkeğin bir kadına bu kadar zaafı olduğunu düsündünüz mü?
dişinin doğurganlığını mı seviyoruz yoksa kendi doğurtganlığımızı mı ya da basit bir sekilde sadece kalçalarını mı seviyoruz? peki bir dişi bizim neyimizi sever... fiziksel gücümüzü mü, dayanıklılığımızı mı yoksa kendi yetisiyle bir erkeğin gücüne sahip olmayı mı? diğer adıyla kuklacılık kimbilir belkide sadece herhangi birşeyimizi beğeniyorlardır. oyunların filan yanı sıra şu ana kadar anlayabildiğim en önemli şey erkek ve dişinin ayrılmış bir bütün olduğudur yani lego gibi... birinin çıkıntısı diğerinin girintisi..
her ırk karşısındakinde, kendisinde olmayanı sever bu doğal istek insanın yaradılışında olan bir güdü. her ilişki insanlara yeni şeyler öğretir her ilişki bir aşıdır karşısındakini tanımak için... zayıflatılmış insan mikrobu...
herşey bi yana, dişi erkek için önemlidir. truva savaşı bile bir kadın yüzünden çıkmıştı. bu normal hayatımıza farklı yansımıştır, dişiler erkekleri tanırlar, çünkü bizi onlar doğurdu herkes kendi kanını tanır. eğer bir erkeğin gücünü yönetecek yetenekteysen güçlüsündür. erkeğin zaafı kadının gücüdür...
yani eğer dünya erkeklerinse dostlarım, kadınlarındır da
sizler yazar değilsiniz, girdiğiniz entryler değilsiniz, kullandığınız nickler değilsiniz, sizler uludağsözlüğün dans edip şarkı söyleyen pislikleriniz.
türkça çevirisi fedakar kız olan, kim ki duk un yönettiği içinde buhran dolu ögeler barındıran güney kore filmi, yönetmen diğer filmlerinin izlenmesi tavsiye olunur.
kurgusu, karakter seçimi, müzikleri, ögeleri ve cinemascop açıdan eşsiz eserlerin verdiği muhtesem doyum ve bu sayede gerçeklestirilmesi gereken eylem. baska bir acıdan yaklasırsak çoğu eser 2. bir seyir deneyimini hak eder bunun sebebi kusursuzluğu değil gizleridir.