bugün

entry'ler (11)

two s touch

ankara'da showroomlarını acmış bir tasarım atolyesi. kurucularından biri gizem silah.
tasarımları yalın ve şık, yakından görme fırsatım olmadı ama foto ve videolarda dikişler de gayet güzel duruyor. modeller bana özgün geldi ama sıkı bir moda takipçisi değilim, atıp tutmayayım.
keşke "basic" adı altında aliexpress pazarlaması yapanlar yerine bu tip butikler daha cok konusulsa.
edit: takım için fiyat 350 tl verildi, parçalar ayrı ayrı da satılıyormuş, ilgilenen varsa bilgilerine

myers briggs kişilik testi

insanlari 16 farkli kisilik tipine ayiran en kapsamli kisilik analizi olarak kabul edilen kisilik testi. kisilikler soyle ayriliyor:
-i ice donuk veya e disa donuk
-s sezgisel veya n gercekci
-t mantik merkezli veya f duygu merkezli
-j arastirmaci veya p planlayici
ve kimlik olarak -a iddiali ve -t temkinli

tangle teezer

bir tarağa kırk tele verilir mi diye diye uzun süre almayı ertelediğim, en son saç şekillendirme operasyonum sonunda ise no: 9594 o kadar kırıklardan kurtuldum bari daha fazla kırılmamaları için de önlem alayim diyerek almaya karar verdiğim tarak.
piyasada çok fazla sahtesi var, gittigidiyor'da, ebay'de falan aşırı ucuzlarına denk gelirseniz bilin ki onlar sahte. zira tarağın yurtdışı fiyatı da pek ucuz değil.
benim saçlarım aşırı ince telli, fırçayla taradıktan hemen sonra dahi karışıveriyorlar. daha evvel body shop'ın tahta tarağını da denedim ama onunla açtığımda bile saçım hemen karışıyordu. dişleri pürüzsüz, duştan çıktıktan sonra havluyla kurulanmış saçlarımı takılmadan açıyor ki bu benim için gerçekten bir ilk. en güzeli de, sanırım saçın elektriklenmesini azalttığı için, tarandıktan sonra saçlarımın uzun süre karışmadan durması.
yalnız pek öyle çantada taşımalık bir tarak değil, dişleri çok yumuşak olduğundan çabucak yamuluyor.

düşük göz kapaklı gözler

daha iyi bir çeviri bulamadım "hooded eyes" için.
kaş civarındaki bölüm, göz kapağı üzerine düşerek bu bölgeyi örttüğü için göz üzerinde far sürülecek alanı daha az olan, bu açıdan şanssız görülen göz yapısıdır bu.
"yataktan yeni kalkmış ve uyku mahmuru gözler" olarak da anılırlar. anne hathaway, blake lively, brigitte bardot, carmen electra, catherine zeta-jones, dianne wiest, drew barrymore, elizabeth hurley, eva mendes, faye dunaway, gisele bündchen, jaclyn smith, jenna elfman, lauren bacall, leelee sobieski, malin �
kerman, maura tierney, melinda clarke, milla jovovich, nicole kidman, reneé zellweger, selena gomez, selma blair, sharon stone, taylor swift, sienna miller, jennifer lawrence, hayden panettiere, emma stone, clemence poesy, eva green, kirsten dunst, claudia schiffer, jessica szohr, megan fox, rosie huntington-whiteley, madonna, kristen stewart, jennifer lopez, kristin kreuk, jennifer aniston, kate middleton, veronica hamel, julia stiles, emily vancamp, kristen dunst gibi birçok ünlü aktris "hooded eyes" ya da "mature (olgun) eyes (gözler)" denen bu göz yapısına sahiptir. (internetten alıntı bir bilgidir, doğruluğu kesin değildir. burada saydığım ünlülerin bazılarının bu düşük göz kapağı sorunu sebebiyle estetik ameliyatı geçirdiği söyleniyor, yeni fotoğraflarında düşük göz kapaklı görünmüyorlarsa sebebi buymuş)

çocukluk travması yaratan öğretmenler

bende uzun bir süre özgüven problemi oluşmasına sebep olan ilkokul öğretmenim. zaten çok itici bir kadındı. 30 lu yaşların sonlarında habire sigara içen bir tipti. eşiyle de araları hep bozuktu sanırım ne zaman siniri bozulsa bize patlardı. birde gerzek bir oğlu vardı bizden 1-2 yaş küçük arada sınıfa onu getirirdi çocuk bize ağzını geleni söylerdi annesi hiç bir şey demezdi bizde sesimizi çıkaramazdık tabi. birgün okuldan gelirken anneme son dersin müzik olduğunu ve ögretmenimizin de bizimle şarkı söylediğini anlatıyordum. o sırada yanımızdan geçti bu. ertesi gün beni çağırıp korkunç bir şey yapmışım gibi sen sınıfta olanları annene mi anlatıyorsun dedi. bütün gün bana bakıp laf soktu bi de. çocuk aklımla gerçekten kötü bir şey yaptığımı düşünmüştüm. sayısız kere herkesin içinde azarladı beni. bir kere sınav bittikten sonra ayağı kalktım kağıdımı teslim etmeye arkadaşıma da bakıp normal gülümsedim. gelip kağıdımı suratıma attı. sonra ayağına gidip özür diledim ne dese beğenirsiniz ben senin zaten kopya çekmeyeceğini biliyorum dedi. tam bir dengesiz. birde ben içine kapanık çok sakin bir çocuktum. nasıl vicdansız bir insansa artık bir çocuğa böyle davranabiliyor. tüm yaptıklarını buraya sığdırabilmemin imkanı yok. ilkokul ögretmenini mutlulukla hatırlayan insanlara çok özeniyorum hep. ben sadece nefretle hatırlıyorum çünkü...

emporio armani she parfüm

emporio armani lei/elle/she/ella olarak geçen, nispeten makul fiyatı ve risksiz oluşu nedeniyle çokça tercih edilen koku. şeker paketi gibi altın rengi parlak bir ambalajla geliyor. çantada dik taşındığı sürece yanınızda gezdirmek amaçlı şimdiye kadar gördüğüm en pratik parfüm. cam şişeler gibi ağır değil, hatta oldukça hafif; açılma dökümle ihtimali yok, boyası da pek çizilmiyor. gelelim içeriğine; en başta vanilyayla açılıp sonradan biraz daha odunsu-baharatlı hale geliyor. baştaki vanilyaya rağmen tatlı bir koku değil; tam tersi oldukça hafif, hatta içeriğindeki misket limonu ve bergamuttan dolayı unisex ya da erkek kolonyasına benzetenler mevcut, dolayısıyla tende oturdukça biraz keskinleşerek maskülen tarza kayıyor. kalıcılığı çok fazla değil ama ofiste tazeledikçe etrafa rahatsızlık vermeden hafif hafif burna geliyor. bu nedenle özellikle ufak boyu parfümünü çantaya atıp arada tazelemek isteyen iş kadınları için ideal.

en dayanıklı çanta markaları

Eastpak, Quicksilver, Us Polo ve Levis çantalardan çok memnunum. Hele ki Levis deri postacı çantam yaklaşık 7 senedir benimle ve derisi en ufak deformasyona uğramadı; öyle güzel. Koton ve inci'nin çantaları çok dayanıksız, hele o inciden aldığım deri sırt çantası yüzünden laptopum düştü kenarı ezildi. Mağazaya götürdüğümdeyse tavırları çok kabaydı, inci'den bir daha asla alışveriş yapmam.

tanımadığı birine aşık olmak

var böyle bir yanılgıya sahip insanlar. hiç tanımadığı birine aşık olduğunu söylemek ancak idealdeki sevgili formatına en yakın karakteri içselleştirmek tarzı bir tanım ile açıklanabilir. etkilenmek ile aşık olmak arasındaki farkı anlayamamaktan kaynaklanır daha çok.

seninle seks yapıp başkasıyla ilişki yapan tip

bana çok koyandır." fuckbody takılalım canım" diyip başkasına "ilişki istiyorum" demesi ve sizin bunu öğrenmeniz görmeniz o anki çaresiz ve değersiz hissediliş benim neyim eksik düşünceleri tarifsizdir. "ama bişey diyeyim mi öyle tipler genelde yanlız kalıyorlar zaten çok pişman olacak bak gerçekten" tarzı kendi kendini avutmalarda tamamen boştur.

facebook belası

Kültürsüzlükte, bilgisizlikte, cehalette zirvelerden zirvelere geçirir. Bakmayın kültür kelimesini kullandığıma. Kültürün esamesi yoktur aslında.
Kaynağı belirsiz ve tamamına yakını yalan olan bilgilerle doludur.
Milyonlarca video yayımlanır çoğu yalan yanlıştır.
Ama akıllı telefon dünyasına facebook ile girmiş amcam, teyzem bu videoları izleyerek dünya üzerindeki her bilgiye doğru bir şekilde ulaştığını sanar.
Yani kısaca facebook, kendini bilgili sanan cahil milyonların yer aldığı bir mecradır.

blindspot

times meydanının ortasında bir valiz bulunur. bomba imhacı olduğunu tahmin ettiğim bi adam valizin ne olduğunu çözmek için yaklaşırken aniden valiz kıpırdanmaya başlar ve fermuarı kendiliğinden açılır. içerisinden adının Jane olduğunu sonradan öğreneceğimiz çırılçıplak ve vücudu dövmelerle kaplı bir kadın çıkar. üstelik hafızası komple silinmiş..
bir grup ajan Jane'i vücuduna dövmeler işleyip meydana bırakanların kim olduğunu aydınlatmaya çalışırken, farkederler ki Jane'in vücudundaki her bir dövme toplumsal bir suça, cinayete falan ait. dövmelerin sırrını çözüp olayları engellemeye çalışırlar.. bilim kurgu sevmeyenler hiç başlamasın bu diziye.