bugün

sevdiği entry'ler

kitap alıntıları

"bir insana bir insan herhalde yeterdi. fakat o da olmayınca? her şeyin bir hayal, aldatıcı bir rüya, tem bir vehim olduğu ortaya çıkınca ne yapılabilirdi? bu sefer inanmak ve ümit etmek kabiliyetini ben kaybetmiştim. içimde insanlara karşı öyle bir itimatsızlık, öyle bir acılık peyda olmuştu ki, bundan zaman zaman kendim de korkuyordum. kim olursa olsun, temasa geldiğim herkesi düşman, hiç değilse muzır bir mahluk telakki ediyordum. seneler geçtikçe bu his kuvvetini kaybedeceğine şiddetlendi. insanlara karşı duyduğum şüphe, kin derecesine çıktı. bana yaklaşmak isteyenlerden kaçtım. kendime en yakın bulduğum veya bulacağımı zannettiğim insanlardan en çok kaçıyordum. “o bile böyle yaptıktan sonra!..” diyordum…"

ben bu yazıyı kendime yazdım

Hayatın her alanında dürüst, samimi, güvenilir ve ince düşünceli birisi olmaya çabaladım. Hala bunu sürdürüyorum. Peki. Sen bunlara çabalarken kim farketti. Bir gün kimse demedi ki ya ince düşüncelisin veya çok güvenilir bir adamsın. Tabii ki bunları karşıdan tepki alabilmek için yapmadım. Ama bu kadar samimiyetsiz bu kadar güvenilirlik vermeyen topluluğun içinde bunlara gayret ederken birileri bunları söyleyebilirdi.
Bunları aslında kendim biliyorum bana yeter. Başkaları bilse bilmese. ne olduğun apaçık ortada.ama yine de kendimi üzüp değersizleştirmiyorum aksine hatta.
Çünkü şunu biliyorum ;
Scottie pippenın dediği gibi "my day will come".
Bir gün benim zamanım gelecek ve hakettiğim her şey bir bir gerçekleşecek.
Patience.

ben bu yazıyı kendime yazdım

ne kadar çok saf davranmışım. büyüdükçe, insanlara olan güvenimi azaltacağım yerde yaşadıklarımdan ders almamış, yine devam etmişim.

cesur olamamışım. başımı öne eğmişim. kimse bilmesin diye, kimse ayıplamasın, kimse sormasın diye köşe bucak kaçmışım.

gereksiz yere duygusal olmuşum. gereksiz yere üzmüşüm kendimi, yıpratmışım, ağlamışım. hayatın beni yönetmesine izin vermişim ama bir defa bile ben, hayatımı kontrol etmeye yönelmemişim.

susmuşum, sustukça daha çok ezilmişim. ezildikçe daha çok kaçmışım. kaçtıkça daha çok sessizleşmişim. sesimi çıkarmamışım. şimdi ise kendime bile kalmamışım nerdeyse.

yaşım büyüdükçe içimdeki çocuk daha çok dayak yemiş. en kötüsü de bi köşeye çekilip ağladıktan sonra yine kaldığı yerden aynı şeylere kanmaya devam etmiş. “Böyle gider mi?” dememiş hiç. Sen de karşına alıp o çocuğu konuşmamışsın bile. Şimdilerde aklın başına gelmeye başlamış. “yolumuz uzun. pes etmeye gerek yok.” diyebilmişsin kendine, buna da şükür.

birine bağlanmaktan korkmak

Birine bağlanmaktan o kadar çok korkuyorum ki.. Yine bir şeyler ters gider, yine bozulur ve canım yanar diye ödüm kopuyor.. O kadar çok darbe yemişim ki, minik omuzlarıma ağır yükleri biriktirmişim her seferinde..
Sevmek istiyorum böyle deliler gibi.. Herkese sevdiğimi anlatmak istiyorum, her gece sevdiğimle uyuyup sabah da onunla uyanmak istiyorum.. Sevince çok güzel severim, valla bak..
Ama sanki yine canım yanacak korkusuyla kimseye açamıyorum içimdeki saflığı.. Kimseye içimden geldiği gibi davranamıyorum, yıkamıyorum duvarlarımı.. Kulağıma sanki biri “yapma güvenme, inanma kimseye” diyor.
Neyse o zaman şey diyelim, hayırlısı ya..