Cocuklugum aklima geliyor sıklıkla. Babam Annem... NE kadar hafifti var olmak onlarla. Nasilsa onlar benim yerime dusunurdu gerekenleri.
Kilometrelerce uzaktayim oysa simdi- Bir basima. Ve var olmak hic de hafif degil... Dusunen sorgulayan kafa patlatan benim. Buyumek buymus heralde. Kural benim. Otorite benim. Varligimin-yasamimin agirligini kaldirmaliyim. Aksi takdiri dusunmek istemiyorum...
Diyeti bozdum. Sporu da bıraktım. Bulaşıkları hala yıkamadim. Deli gibi abur cubur yedim. Çok mutluyum.
Minyon ve balık etli olmak da fena değil. Herkes zayıf olmak zorunda değil. Ühühühühüüüü..
kendim ettim kendim buldum duygusu. tam olarak şarkı da geçtiği gibi. hayır, en kötüsü bu arkadaşlar. her şeyin, az çok doğrusundan gidip, hayal kırıklığına uğramak bir yere kadardır. o hayal kırıklığı sizden ötürü olmaz ise, eninde sonunda kazanırsınız. ama her şeyi, elinize yüzünüze kendiniz bulaştırıp, hiç bir şeyden medet umamamak en kötüsüdür.
Soğuk, fakat güneşli geçen günlerin getirdiği psikolojik dalgalanmaların ardından, huzurun gecede ve karanlıkta gizlendiğini daha belirgin şekilde fark ediyorum. Ben oldum olası güneşi sevemedim, aydınlıktan çekindiğimden değil, “herkese” geçici hisler dağıttığı için. En tepede, en ağır duruşunu sergileyerek böbürlenip, en gösterişli parıltıyı yansıtıyor diye ihtişamına aldırış edecek değilim. Ay, ışığını güneşten ödünç alsa da, ondan daha cefakardır bana kalırsa. O şahit olur en içten arzulara ve yine o katlanır en acı ağıtlara. O sebepledir ki; eğer anlatırsanız, halden anlar, dinler sizi nefesiniz tükeninceye değin. Bazen yakın görünür bazen uzak, ama hiç aldatmaz sizi ve geceleyin alır yerini. Bir de o bulutlar yok mu ? gri ve siyah giyinen ve enfes kıvrımları olanlardan bahsediyorum yani..*
huzursuz ve gerginim. Daha yapmam gereken Bir yığın şey var ancak sadece 2 saatim varken bense kendi kendine oraya buraya zıplayan kediyi izliyorum. Sinek kovalıyor galiba cözemedim.
az önce sigarayı bıraktım. oaket bitti ve almadım. ne kadar gider bu bilmiyorum. hiç bir zihinsel hazırlık yapmadım. sadece bir tane sakinleştirici içtim. hoş ilacın etki etmesi için 6 ay lazım ama. hiç bir işe yaramaz yani.
Huzursuzum. Çok büyük ikilemdeydim. Vazgeçmiştim. Önümüze bakacaktık. Deneyecektik en azından. Ani karar verdi. Biz olmak istiyorum ben diyen kişi, artık yok. Sahi sen ve ben. 2 kişiydik. Sen gittin. iki den 1 çıkarsa 1 kalırdı. Ama ben yarım kaldım. Bu inanmadığın allah'ın aşkına, birbirini hala seven iki kişi, nolursa olsun ayrılmaz diyen sen değil miydin? Ben insanlara yara bandı olurum, sonra giderler dedim. Hani sana yara bandı değilde sevdiğindim? Ne çabuk iyileştin. En kötü zamanında ben yanındaydım, en güzel zamanında da. Artık yokum. Bu şehir bana zindan, gülüm. Her şehir bana farklı bir acı. Bu şehirden nefret ederdim. Sen sevdirdin. Ve gittin. Beni kendine aşık edip gidemezsin. Gidemezsin ama.. gittin. Ağlamayacağım dedim gülüm. Ağladım. Haberin yok. Özlemedim seni. Biraz kokunu özledim. Yaşadıklarımızın bir daha olmayacağına ağladım. Sana değil gülüm. Bu sevgilim deyip bağrına bastığın yok artık. Ben yokum, sen yoksun. Artık biz yokuz gülüm.
Aniden lise sonda aşık olduğum kıza duyduğum özlem. Ulan 4 sene okudum üniversite bitirdim 1 senelik sevgilim var nereden geldin ulan aklima zalimin kizii.