bugün

Kadınları mutsuz olan ülke az gelismislige mahkumdur.
hangi erkek kadına şiddet uyguluyarsa o erkek sertleşme illetini--erectile dysfunction--saklamaya çalışıyordur.
feminizmi erkekler desteklemek zorunda değildir nitekim baştan aşağı cinsiyetçi bir ideolojidir. biri gidip menizm diye akım kurup kadınlar da bunu desteklemeli diyemez çünkü bir kere kurduğun ideoloji en baştan kadınsı ideoloji ve erkek kendini kadın kimliği altında ifade etmek zorunda değildir.

kadına şiddete gelince bu yanlıştır tabi ama bunda kadının da suçu vardır. evde asalak gibi yaşayıp koca eline baktığı sürecede dayak yiyecektir çünkü o aciz ve erkeğe bağımlıdır.
temel sebebi de budur. kadnın erkeğe itaat etmesi gereken bir canlı olması onu itaat etmediğinde dövme hakkını erkeğe kadın eliyle veriyor.
çünkü erkek aile içinde otoriteyi sağlamak zorunda olan biri ve kadın da buna itaat etmek zorunda oluyor.

bunun çözümü kadının tamamen kendi yükünü almasıyla mümkündür. evde ayrı bir ekonomisi olursa kendi bağımsızlığı olacağı için itaat etmek zorunda da kalmaz. kadın dayak yeyince neden buna katlanıyor?
çünkü çekip gitse sokaklar daha tehlikeli, kadını anası babası bile belki eve almayacak veya alıp kocandır döver değip geri gönderecek.

ha yasa olayına değinmiş bide bu güze ama mecliste kaç kadın var? %9 ya var ya yok. böyle bir durumda erkek egemen yasaların topluma hakim olması çok normal çünkü çoğunu onlar çıkartıyor, oyluyor falan filan.
yani kadın vizyonunu geliştirip toplumun her alanında aktif olmalı ki erkekle eşit olsun. evde doğurup daha sonra o doğurdularıyla ömür geçiren bir kadının ne ekonomik gücü olur ne de toplumu dengeleyen bir yanı.

yani kadına şiddet aslında kadının kendini çaresiz bırakmasının bir sonucudur. erkek suçludur, erkekler kötüdür demek bir şeyleri çözmez.
bide şu sadece feminister cinsiyetçi değil algısını bi kırmak lazım. eşitlikçi ideolojiler zaten var. yani kadın şiddet görmesin demek için feminist olarak anılmaya gerek yok. bu onların kendi uydurup kendi inandığı bir palavra.
eşi /kocası/sevgilisi büyük olasılıkla sertleşme sorununu--erectile dysfunction--örtbas etmeye çalışan kadındır.
içerik bulunamadı.
şiddet gören kadın şiddet gösteren adama ağzını açıp laf etmiyorsa kadın halinden memnundur yani lütfen yapmayın o kadar polis var sığınma evleri var kendinize bunu yapmayın o adamın yanında kalmak zorunda değilsiniz.
yoğun ptsd ve adhd (bkz: adhd) varsa psikosomatik kontrol sağlayamayacaksınız.
psikosomatik kontrol sağlayamadığınız vakit yoğun anksiyete ve panik yaşayabileceğiniz, uğraşması zor şeysi.

çocukluktan itibaren şiddet görüyor yahut ihmal ediliyorsanız ya da (bkz: rol) yapılıyorsa size, yaşayabileceğiniz;

yoksayılma, küçümsenme, baskı, bastırılma, baskılanma, kısıtlanma, aşağılanma, suçlu hissettirilme yöntemleriyle ekonomik, cinsel, sosyal, psikolojik şiddet gibi geniş bir alanda hayatınızda cereyan eden

partnerlerden ya da birlikte çalıştığınız yahut çeşitli sosyal veya çıkar ilişkisinde bulunmak durumunda olduğunuz erkek bireyler tarafından süregelen bir biçimde tetikleniyor, kurban rolünü hatırlatılıyorsanız,

siz şiddet gören bir kadın olup, bunu kendiniz istemediniz. ve sizin suçunuz değildi.

bunu değiştirmenin tek iradesi sizin elinizde olup, psikosomatik kontrolü sadece psikiyatri ve ilaçlar ya da bireysel gelişim yolunda kendi kendine yöntemlerle hemen iyileştiremeyebilirsiniz. kontrolü ele alamayışınızda yahut şartları değiştiremeyişinizde yazının en başında belirttiğim durumlar açığa çıkacak, tekrar sarmallara girebileceksinizdir.

bunu değiştiren dinamiklerden bir tanesinin değiştirmek istemenize yol açacak rahatsızlık ve bu istek, yani bir kombinle (bkz: umut), diğerinin de kontrol dinamikleri ve inanç ve inanç dinamikleri olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın.
Temelinde şiddet gören bir erkek vardır. Bağırmak bile en ufak bir şiddettir ve şiddet kendisini her zaman geliştirir. Sonradan öğrenilen bir davranıştır. Kısacası herkes haddini bilip bilinçlenecek kimse kimsenin tapulu malı değil.
Şiddet gören kadın, bıçak kemiğe dayandığında, dünyanın en tehlikeli varlığıdır.
Duyanlar, duymayanlara söylesin!