normal olan kızdır. trip dediğimiz belirli bir cinsiyete bağlı olmayan davranış bozukluğu, karşıdakine kendisini üzdüğünü ifade etmek için değil, sahip olunan iletişim zekasının geri olduğunu kanıtlamak için gerçekleştirilmektedir. arz-talep dengeleri içinde tribi atan ile tribi yiyen arasında genel olarak mutualist bir ilişki sürmektedir. zira kadın-erkek ilişkileri çok gelişkin toplumumuzda, trip atan kişi karşısındakini önemsediğini gösterdiğine kendisini inandırmıştır. yine aynı şekilde tribi yiyen kişi, 'ay bana aşık' diye bir inanç geliştirmektedir. bunları anormal bulan kişiye, toplum tarafından 'başarısız ilişki müdavimi' sertifikası rahatlıkla verilebilir. hiçbir şeyin direkt ifade edilmediği ilişkiler, kamusal bir sahtekarlık düzeneğinin mükemmel garantörleridir. manasız triplerin, kısa sürede tüketilen ve bireyleri kronik mutsuzluğa sürükleyen kısırdöngüye hizmet ederek toplumsal akıl sağlığına ne kadar zarar veriyor olduğu önemsenmemektedir. hoşlandığı/sevdiği/aşık olduğu karşı cinsine duygularını ifade edebilen/gösteren kadınlara, kaşar/yollu/eğlenmelik tarzı zarif tabirler yakıştıran ve 'kendini ağırdan satmak' şeklindeki akıl almaz tabirin mucidi olan çok gelişkin toplum ise bir başka başlığın konusudur.
Hayatı zorlaştırmayı anlamsız bulan, trip atmak yerine 'sevdiceğim bir sorun var dinle hele' dediği için zamanla sevgilisinin düşünme yetisini körelten kızdır. Böyle böyle bir labirente girmiştir, çıkabilirse ne mutlu ona.. Kendimden bilirim.
erkekler ne kadar trip atmayan kız arasalar da trip yemek erkeğe önemli hisettirir ve erkeğin kıza önem vermesini sağlar. bundan dolayı kızların erkeklere dozunda tribi iyidir.
tanım: maalesef sürekli olarak üzülmeye mahkum kızdır.
kaybetmeye, tekrar üzülmeye mahkumdur. erkekler her ne kadar şikayet etseler de kezban seviyorlar işte. trip atan, süründüren kızları seviyorlar; onlarla birlikte bira içip sabaha kadar pes oynayabilen kızları değil. üzüldüğünde günlüğüne sığınan, yaralarını kendileri saran kızları değil; dünyayı onlara dar eden kızları seviyorlar. sorununu anlatmaya çalışan değil sorunları biriktirip önlerine yığan kızları, uyuyakalıp uyandıklarında "sorun değil bir tanem, iyi uyudun mu?" diyen kızları değil "bna i gclr dmdn nsl uyrsn.s" diyenleri, makyaj yapmayanları değil boya kutusuna düşmüş gibi gezenleri, en sevdiği yazar pucca olanları, tek şair ismi bilmeyenleri, facebook bile kullanmayanları değil de sürekli check-in yapanları, sabah kahvesini hazırlayıp uyandıranları değil yatağa kahvaltı bekleyenleri, deniz kenarında yürüyüşü değil alışverişi tercih eden kızları... seviyorlar. sevin, sevmeyin de demiyorum ama sevmiyormuş gibi yapmayın bari. kabul edin starbucks bardağıyla selfie yapan, nutellayı kaşık kaşık yerken midesi bulanmayan kızları seviyorsunuz. her sabah spor yapan ya da apocalyptica veya draconian dinleyen kızlar size göre değil. bir kızla barda tanışmak istiyorsunuz, kütüphanede değil.