şaban çalış ve ihsan dağı adlı iki akademisyenin kontrolunde sürdürülen bir kampanya. medyada yaygarası koparılan üniversiteler türbanı istemiyor şeklindeki bir düşünceye alternatif sanki...
"istisnasız her demokratik ülkede olduğu gibi üniversitelerimizde de kılık-kıyafet serbestliğinin; hiçbir din, inanç, düşünce, ırk, grup ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın bütün öğrencilere tanınması gereğine inanıyor; aksi yöndeki tüm düzenleme ve uygulamalara bir an önce son verilmesini talep ediyoruz" şeklinde bir talebin altına üniversitelerdeki akademisyenler imza atmaya başlamışlardır. gittikçe büyüyor ordunun buna bir el atması lazımdır.*
buyurun bu da linki: http://universitedeozgurluk.blogspot.com/
çoğu insanın totosunun yemeyeceği bir işe kalkışmış akedemisyenlerdir, bakalım neler yapabilecekler. henüz yıldız teknik ve itü den kimseyi göremedik, bizi şaşırtabilecekler mi acaba?
not: artık ne olduğu belli olmadığından en mantıklı tanım budur herhalde. zira bir üniversitede özgürlük safsatası almış gidiyor. bakalım, sonumuz hayır ola...
imza atan isimleri görünce şok olduğum, özgürlüklerden yana olduklarına inandığım ama kendi üniversitemden bir hocamın bile olmamasına üzüldüğüm kampanya.
Türbana verilen özgürlük biçimi.Diğer insancıkların es geçildiği aksine özgürlüklerinin kısıtlandığı bir durum.Her gelen iktidar egemenine mensup olan insanların ihtiyaçlarını dikkate alırsa bu durumun devinimsel olarak süre geleceğinden hiç kuşkumun olmayacağı kesin.
üniversiteye özgürlük! ilk bakış da kulağa hoş gelen bir laf. elebette akademide özgürlük alanın genişletilmesi çok önemlidir. ama ben samimi bulmuyorum. şöyle bir açıklama yapmışlar bu özgürlükçü zatlar:
--spoiler--
"üniversitelerde kılık-kıyafet yasağı" konusunda bir grup öğretim üyesi olarak aşağıdaki bildiri metnini imzaya açıyor ve bu konuda desteklerinizi bekliyoruz."
--spoiler--
şimdi ben bu 700 küsür tane "özgürlük düşkünü" akademisyene soruyorum? efendim, yıllardır üniversitelerde oruç tutmayan öğreniclere satırlar ile kesilirken nerdeydiniz? ya da hükümet üniversitelerin döner sermayelerine el koyduğu vakit hangi işle meşgudünüz? veya araştırma görevlilerine verilen harcirah kaldırlıdığın da ne yapmaktaydınız? farklı sisyasi tercihlerinden dolayı (sağcı-solcu) üniversitelerde öğrenciler dayak yerken sanırım uyuyordunuz? örnekleri çoğaltmak mümkün! her nedense bu akademisyenlerimizin "türban" konusu ortaya atılınca "ünversiteye özgürlük" akıllarına gelmiş!
zaten listedekiler şöyle bir baktım. içlerinden tanıdıklarım da var! mesela ali nesin! babasına yapılanları ne çabuk unutmuş?
mesela jale par, sanırım kendisine süslü kokana kahpe diye itham edenleri unutalı yıllar olmuş da onlar ile kol kola girmiş.
listedeki hiper solculara, 2. cumhuriyetçilere ve badem bıyıklı akademisyenlere diyecek lafım yok! zaten onların çizgisi belli!
deme o ki! benim kılık kıyafetle bir derdim yok ama bu samimiyetsiz "özgürlük naralarına da karnım tok! neredeydiniz efendiler bu vakte kadar! o çocuklar dayak yerken, üniversitlerin döner sermayelerine el konulurken vs. neredeydiniz? şimdi bir kuru türbandan kendinize ekmek çıkartmaya çalışmanız, "bakın biz demokratız" göndermeleri yaparak bir yerlerden medet umma girişiminiz son derece samimiyetsiz ve ahlak dışıdır!
Özgürlük nerede olursa olsun desteklenilmesi gereken bir olgudur, kimin ne niyetle savunduğu tartışılabilir ama bu gerçek değişmeyecektir, bu olması gerekendir.
evet.
beklediğimiz nefesti bu adamlar. üniversitelerin statükocu, militarist insanların eline kaldığını düşünüp umutsuzluğa kapıldığımız bir anda hızır gibi geldiler.
çok kısa zamanda 758'i buldu sayıları.
vay be!
gurur duyuyorum lan üniversitelerimle. 200 militarist statükocuya karşı bir anda 750 kişi. çok güzel.