üniversite mezunu olmanın bir sike yaramaması

    15.
  1. Üniversite hiçkimseye hiçbir şey vadetmez.
    Yani hiçkimse kalkıp da, "okursanız şöyle iş sahibi olursunuz yok efendim böyle bir hayat yaşarsınız" falan demez.
    Üniversite meslek edindirme birimi değildir, böyle bir misyonu yoktur. Tarihte de Eski Yunan'dan bu yana hiçbir zaman böyle bir görev üstlenmemiştir.
    Haliyle ortada vadedilmiş bir akıbet ya da sözü verilmiş bir iş güç, yaşam biçimi, statü yoksa kimsenin kalkıp bir şey demeye de Hakkı yoktur. Bu kadar basit. Dolayısıyla, üniversite, iş bulucu ya da sosyal statü arttırıcı bir kurum değildir. Üniversite kavramında tanımlanmış böyle bir misyon yoktur.

    Üniversitedeki bölümünüzden, mezuniyet sonrası için herhangi bir iş ya da hizmet, ayrıcalık ya da referans beklerseniz çok büyük bir hatanın içine düşersiniz.

    Üniversite insana hiçbir şey vermez. Hiçbir şey vadetmez.
    Üniversite insana, dilediği herşeyi istediği gibi yapıp deneyimleyebileceği, kendi içinde serbestliği ve imkanları olan özel bir Zaman dilimi sunar. işte önemli olan şey, öğrencinin, 2 ya da 4 yıllık olsun bu süreci kendi gelişimi ve öğrencilikten bireyliğe geçişi bakımından iyi değerlendirebilmesidir.

    Mesela lisansta hayallerim vardı ama üniversiteden bu bağlamda hiçbir beklentim yoktu.
    Bir yıl ingilizce hazırlık okudum, sonra Sayısız işsiz mezunun bulunduğu bir edebiyat fakültesi bölümünde Dört yıl lisans okudum bir de okulu uzatınca lisans etti sana 6 yıl.
    Hep KYK'da kaldım. Her yıl yaz döneminde garsonluk yaptım.
    Yüksek lisansta hala garsonluk yapıyordum çok zor şartlar altında, günde ortalama 12 saat çalışıyordum.
    Sonra gittim DeFacto da çalışmaya başladım. Üçüncü yılın sonuna doğru tezimi bitirip artık memlekete dönecektim. Çünkü kadro falan yoktu. Başvurduğum yerler de olmuyordu. Eve dönüp garsonluk olsun, mağazacılık olsun bir şeyler yaparım diyordum. Ama Bazı gelişmeler oldu istediğim gibi bir iş sahibi oldum çok şükür. Ama olamaya da bilirdim.
    Bu gerçekten düşük bir orandı. Ama olamasaydım da şu an güzel bir işte çalışmak için yırtınıyor, kendimi geliştiriyor olurdum. Çünkü lisan ve yüksek lisans sürecinde 8-9 yıl boyunca üniversitede ücretsiz verilen ve alanımla hiç ama hiç alakası olmayan dünya kadar kursa gittim ama sertifika için değil öğrenmek için. Gece gündüz emek verdim, dilimi geliştirdim, hemen hemen tüm tasarım yazılımlarını ileri düzey kullanabilir hale geldim. Bir sosyal bilimci olarak kalkıp bir dönem boyunca programlama kursuna gittin, veri tabanı, web tasarım, animasyon kursuna gittim. Boş vakitlerimi kütüphanede alakasız alanlarda okuma yapıp kendimi geliştirmek için harcadım. sadece kendi alanıma yönelip körelmek yerine böylede her alan ve saha üzerinde genel kültür ve donanım sahibi oldum, özel sektörde sayısız yerde çalışarak işten ve işsizlikten korkmamayı inanarak sabır ve özgüvenle hiç gocunmadan çalışabilmeyi öğrendim. Yüksek lisans yaparken kendi alanımla hiç alakası olmayan, yarısı bizzat olmak üzere tam 54 yere başvuru yaptım, günlüklerimde yazar hala. Hiçbiri beni almadı mesela. Çoğu ben yüksek lisans yapan birini böyle bir işte çalıştıramam kusura bakmayın bu size göre değil dediler. Cv me bakıp hep geri çevirdiler. Sonra bir arkadaşım vasıtasıyla mağazada iş buldum. Yüksek lisans yaparken lisans öğrencileri de bize hocam diye hitap ederlerdi. Ben o okulun pırıl pırıl koridorlarımdan çıkıp mağazaya geçerdim ve DeFacto nun turuncu çikin tişörtünü giyip onlarca insan içinde yerleri silerdim, depoya koli taşırdım, kasada işlem alırdım. ilk Zamanlar utanırdım mesela bunları yaparken ama sonra keyif almaya başladım, kaç kez ayın elemanı seçildim çünkü alanla ilgili araştırma da yapıyordum sürekli. çalıştığım her yerde ardımda güzel bir referans bırakmaya çalıştım.

    Hasılı kelam, üniversiteden iş ummayın, kendinizi umun. Statü beklemeyin, Kendinizi bekleyin. Öğrenciliktin bir birey olmaya giden yolda emek verin donanım sağlayın. Yalnızca kendi alanınıza gömülürseniz yarın kendi alanınızda bile iş bulsanız kaybedenlerden olursunuz çünkü dört yıl boyunca tek bir bölümde tek bir konu grubuna yoğunlaşmak insanı hayatım diğer alanlarından sonsuza kadar koparır ve hayatla olan bağlantınız her geçen gün biraz daha azalır. Kendi işinizi çok iyi yapsanız bile, Genel kültürü olmayan, donanımsız ve hayat bakımından çelimsiz; özgüveni eksik güçsüz ve yalnız bireyler haline gelirsiniz. Hiçkimse üniversite okumak zorunda değildir arkadaşlar. Okuyanlar de kendileri bakımından Hakkını vermezlerse ancak dört yıl dolanıp gelmiş olurlar. Ve üniversite süreci hayatınızda yalnızca bir kez olur. Bir daha kendinizi geliştirmek için böyle imkanlar veren bir zaman dilimi bulamazsınız.
    14 ...
  2. 12.
  3. Adam açıköğretimden işletme okumuş. Bi işe yaramıyor diyor. Yaramaz tabi.
    13 ...
  4. 62.
  5. işletme okursan bi sike yaramaz , evet .
    9 ...
  6. 63.
  7. bölüme ya da üniversitene bağlıdır. sen mühendisliği boğaziçi değil de burdurda okursan gireceğin işi de boğaziçili kapar.
    acı ama gerçek.
    8 ...
  8. 34.
  9. Yarıyor karşim.

    işsiz olacağına, diplomalı işsiz oluyorsun.
    6 ...
  10. 3.
  11. Doğru önerme.

    Belirli üniversitelerden mezun olmadıkça üniversitede kültüre kültür katmaktır sadece. Önemli üniversiteler için çok çalışmak gerekir.

    Yine de üniversite okunmalıdır.
    6 ...
  12. 6.
  13. Ona bakarsan üniversite mezunu olamayan da ancak asgari ücret kadar maaş alıyor. Çöpçü bile lise mezunu.
    5 ...
  14. 30.
  15. Babalarınızın meslekleri devlet teşviği ile tekelleşerek zenginin işi oldu yavrular. Artık bakkal yok, kasap yok; sütbakkal, konfeksiyon yok. Hayvancılığı da ağa babalar aldılar! Meralar ve otlaklar da zenginlerce kiralanıyor. Sen hayvanlarını yem alarak besleyeceksin artık. Milyonlarca hayvancılıktan geçinen kesimi yeni ağalar besleyecek ya!
    Abd de ve ab ülkelerin de böyle olduğu için biz de aynısını yapıyormuşuz.

    E iş böyle olunca da her genç ekmeğini kurtarmanın yolunu devlet kapısın da buluyor. Devlette bu gençleri oyalamak, işsizliğin sebebini işsize atmak için sınavları " sırat köprüsüne " çevirdi.

    Geleceğe aç kalma korkusu ile bakan gençlerin olduğu yerde huzur, güven, bilim, teknoloji, adalet olmayacağını bilmiyorlar mı? Gelsinler kendilerine tek tek anlatayım.
    5 ...
  16. 1.
  17. Güzel ülkem şartlarında üniversite diploması pek bir anlam ifade etmemeye başlamıştır, zira ülkemin dört bir yanı üniversitelerle donatılırken, buralardan mezun olacak değerli gençlerimize iş kapıları ardına kadar kapalıdır. Bir de eklemeden geçmek istemediğim ve eklerken bile utanacağım bir şey vardır ki, torpil olayıdır. Artık mühendis alırken bile torpil soruluyor. Mesleğini sevebilir, o alanda harikalar da yaratabilirsiniz ama arkanızda bir abiniz, dayınız ya da amcanız yoksa, kahve köşelerinde sürünmeye devam edersiniz. Çok üzücü bir durum, çünkü diğer taraftan mesleğini sevmeyen ve başarısız olan nice bireyler torpilleri sayesinde çok iyi yerleri işgal edebiliyorlar.
    5 ...
  18. 17.
  19. yukarıda arkadaşın söylediği gibi üniversite iş bulma kurumu değildir. eğitim kurumudur...
    iş bulmak meslek sahibi olmak adına okumak, okumuş cahilliktir.

    iş ilanlarında istenilen eğitim seviyesi, iş için aranılan kriterin aynı zamanda eğitimli kültürlü kişi olması istendiğindendir.
    22/25 yaşları civarında bir birey üniversite bittikten sonra askere gider.
    o kadar okuduk istediğimiz işi yapalım bari deyip iş aramaya başlar, kendisini tatmin edici iş bulamaz.
    yaşı 30 olur. üniversite okuduk bari devlet kapısında çalışalım der. ancak bu seferde karşısına 28 yaş sınırlaması çıkar.
    demem o ki geleceğinizi üniversite hayatınız başlamadan hemen önce belirlemiş olmanız ve bu doğrultuda gitmeniz faydanıza.
    asla işsiz kalmayacağınız meslekler arasında pilot ve gemi kaptanı tavsiyemdir. 70 yaşına bile gelseniz rahat iş bulursunuz tecrübenizden ötürü.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük