bugün

öss yi kazanmış olarak ilk sene gidiliyorsa hem heyecanlı hem de hüzünlü bir şekilde olur evden ayrılış.daha sonra ki senelerde eğer okulda iyi bir ortamın varsa hiç üzülmezsin ,yoksa eğer sen gitsen bile gönlün evinde kendi şehrinde kalır.
evden ayrılmak hayaliyle üniversiteye gidenleri de vardır.
efendim eve bir daha dönmek istememektir. neden diye soracak olursanız, çünkü başka bir şehirde artık veliniz sizsinizdir sabah istediğiniz saatte kalkabilirsiniz gece istediğiniz saatte eve gelebilir yatabilirsiniz, kaç yaşında olursanız olun baba ocağına döndüğünüzde 1. sınıftaki evlatlarına davrandıkları gibi davranacaklardır.
(bkz: özgürlük)
üniversiteye gitmek için ayrıldığında, önceleri insan kendini kocaman bir özgürlüğün içinde bulur.genç için yeni bir dönem baslar, karışan, oraya gitme diyen, eve erken dön diyen, sıkı giyin diyen yok tam gençliğimi yasamanın sırası diye düsünür.bir müddet sonra ortam sıkmaya basladığında, insan ailesinin sıcaklığını aramaya onları özlemeye baslar ne kadar yakın arkadas olsada can değildir, karsılıksız degildir hiç bir şey. yıllarca ailesi tarafından her seyden korunan kus yuvadan uçunca yalnızlığın yanınında hayatın gerçeklerni de öğrenecektir hele bir de memleketinde sevdiğini bıraktıysa her sey yalandır üniversitede.
bu pozisyonu çok iyi özetleyen bir durum benim başıma geldi kahvaltı masasında ;
babam: oğlum ne yapacan başka yerde, kalsana burada ev var araba var işte.
ben: yok baba gidecem ben, başka il yazacam.
babam: oğlum daha ne istiyon,
kısadan son bölüme gireyim; dedim ki: yaw baba burada eve karı atamayacam, diyince masayı terk etmişti adam unutamıyorum o anı.
terk-i diyar eylemek.
süreli yeni bi hayat.
özgürlüğün dibine vurmak.
ilk başta özgür olmak umuduyla akla yatar. fakat işin öyle olmadığı daha ilk aylardan anlaşılacaktır. 5. senem olmasına rağmen, bugün evden ayrılıp tekrar okula gidecek olmama rağmen içimde bir sıkıntı vardır ve her gidişimde böyle olmuştur. özgürlüğe gidiyor olsaydım biraz sevinç olurdu heralde. tam tersine üni den eve dönüşün ilk günü harikadır. şimdi ki aklım olsa eve yakın bir üni de okurdum. belki de yaşanabilecek büyük pişmanlıklardan biridir.
üniversite okumak isteyen her gencin göze aldığı bir durumdur.
Evden ayrılmak için üniversiteye gitmektir belki de.
(bkz: kızgın kumlardan serin sulara)
yaşamayı hep bir parça da olsa istediğim,ama içten içe de korktuğum durumdur.sonunda üniversiteyi yaşadığım şehirde okumaya başlamamla korkular sona ermiş,acılar başlamıştır. çünkü beni evimden değil ama dostlarımdan ayırmıştır bu mecburi düzen. alışmak zordur,böyle olunca hayat da büyümek de zor gelir insana. arkada kalmak da gitmek kadar zordur çünkü. yazık ki buna da alışmak zorunludur,iç çekilerek yaşamaya devam edilir...
bir devrin bitip yeni bir devrin başladıgı andır, gündür, hüzünlüdür. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

özetle, klasik can eğrisi gibi olur hayatın. baslangıcta anne-yemekler-o temiz yatak burnunda tüter, evine geri dönmek istersin. sonra alısırsın tabiki, nelere alışmıyor insan. çevre yaparsın. arkadaslar, barlar, gez-toz... son sene gelir cat diye, anlamazsın nasıl geçti. tez yaz derler bu sene biter mi len dersin mezun olmalıyım. o da biter, en nihayetinde her şey bitiyor.. velhasıl tırs tırs geri dönersin annen yine yavrum hiç yemek yemiyorsun, baban saat kac oldu nerdesinlere başlar sen hala onsekizmişsin gidi. yine basladıgın nokta yine dibin dibi... bulutlarım üstünden luuup yeryüzüne, yerçekimine karsı duramıyor insan.

anam nerden girdim nerden cıktım yaw.. bir ben kıymet bilemedim siz bilin demediğim kaldı. ama hakikaten evden ayrıldıgı için ağlayanları gördükce su an cok kızıyorum elimde değil. şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler iki kuple lafım olacak sanırsam..
sonuncunda, lise formatına dönmek istemeyenlerin iş için okuduğu şehirde kalmak bahanesini uydurması gereken eylem.
benim için çok ama çok zor gerçekleşen eylem.
tecavüz kaçınılmaz olduğundan zevk alınmaya bakılır.
ilk senemde değil de ikinci sene kazandığımda yaptığım eylem. *
seneler geçmesine rağmen ilk günler burukluk yaşamama engel olamadığım durumdur.
ege üniversitesi turizm otelcilik bölümünü kazandığınızda daha çok tatile gitmek için evden ayrılmak söz konusudur. çeşme'de fakülte mi olur ya. bir git allah aşkına.
askere gitmek için evden ayrılmaktan daha iyidir. o psikoloji nasıl bir şeydir bilemiyorum.
yeni üniversiteye gidecek olan gencin tripleridir. kavak yelleri ve türevleri gençlik dizilerinde gördüğü üniversite hayatını yaşayacağını zannettiği için çok heyecanlıdır. gerçeği görünce de geri dönemeyecek olan ve hayatta ayakları üstünde durmayı öğreneceği bir aşamadır.
ev için üniversiteden ayrıldım. annemler dublex'e taşınmış kaçırır mıyım ?
bi daha eve temelli şekilde dönemeyeceğini dönsende geçici olacağını anlaman gereken hadise
(bkz: yuvadan uçmak)
pekçoğumuz hayata merhaba demektir bir bakıma. su, elektrik faturaları, kira, mutfak giderleri, ev temizliği vs. vs. hepsini öğrenirsiniz.
birazdan okuyacaklarınız üniversiteyi üçüncü yılında kazananbirinin beyanatıdır: "dünyanın en güzel şeyi lan, bi kere ders çalış diyen yok oğlüüüm."