bugün

öğretmenliği 3 ay tatil ve maaşla tanımlayan bilinçsizin eline su dökemeyecek olan bilinçsizdir.
bilinçsiz şeklinde yaftalamanın doğru olmadığının farkında olmayan insandır.etiketlenmiş başlık lardan birisi nihayetinde. ancak anlatılmak istenen yani asıl değinilmek istenilen konu bambaşka. evet, yıllardır bizlere öğretmenlik kutsaldır denildi. ne olursa olsun öğretmen her alanda ve her koşulda kutsal sayıldı. hatta hala yurdumun en ücra köşelerinde ilah gibi tapılıyor adeta.

peki geçmişle günümüz kıyasladığımız zaman ortaya çıkan tablo ne? aradaki fark ne? eğitim aynı eğitim, cehalet de aynı cehalet emin olun! değişen yalnızca insanların egoları. bir eğitimci olarak söylüyorum bunları, olayların dışında olup da ahkam kesmeye benzemez bu işler. üstelik birinin yapmış olduğu bir hatanın bedelini diğerlerine yükleyerek genelleme yapamazsınız.

öğretmen var, öğretmen var. öğretmenden öğretmene fark var sevgili dostlarım. bugün gidin de bir görün hakkari'de görev yapan meslektaşlarımın hallerini. su yok, elektirik yok, kışın derme çatma kulübesinde hiç üşenmeden her gün soba yakayarak ısınıyor yahu. ki bu insanlar batıda en iyi üniversitelerde eğitim görmüş insanlar. kendinizden pay biçin sevgili yazarlar. üniversite ortamında harmanlanıyorsunuz ve sonra tüm koşulların kötü olduğu bir ortamda buluyorsunuz kendinizi. bitin ve pirenin cirit attığı yataklarda yatıyorsunuz çocuklarla beraber. yanınızdan bit şampuanınızı ayırmamayı öğreniyorsunuz. öyle yemek seçme huyunuzdan da vazgeçiyorsunuz inanın. yok ben sebze yemem, yok ben et yemem diyemiyorsunuz. çalıştığınız okulda ki yemek çıkıyorsa dua edin aç kalmadığınıza, ne çıkıyorsa onu yemek zorundasınız. müzik yok, internet yok. o hiç vazgeçemediğiniz kafeler, barlar, gece kulüpleri...vs. hiçbiri yok. hani canınız sıkıldığı zaman bir arkadaşınızı arayıp da "hadi dışarı çıkalım, iki lafın belini kıralım." diyorsunuz ya ona a heveslenmeyin hiç. çünkü okul ve ev arasında mekik dokuyorsunuz adeta. tek eğlenceniz o çocuklar. bir şeyler öğrettiğiniz zaman bu sizi mutlu ediyor. hastlandıklarında baş ucunda duruyorsunuz, onların saf ve masum duygularına tanık oluyorsunuz yetmez mi? sizi karşılıksız seven gerçek yürekler onlar! öğrettikleriniz şehirdeki çocuklar üzerinde bıraktığı etkiden çok daha kalıcı ve değerli! siz bir örneksiniz onlar için! yatılı ilköğretim bölge okulu başlığı altında yazdıklarıma bir göz atın sevgili yazarlar. anlatmak istediklerim daha iyi anlaşılacaktır o zaman. ha zaman zaman umutsuzluğa kapıldığınız da oluyor elbet. "acaba ben burada köreliyor muyum?" düşüncesi kaplıyor bazen. ama mesleğini en iyi şekilde yerine getiren bir öğretmen bunun üzerinde durmadan devam etmeli değil mi?

diğer yandan şehirdekilere bakın bir de. özel ders üstüne özel ders verip de midesi doymayanlara bakın. geneline değil sözüm yanlış anlaşılmasın, birçoğuna. aldıkları maaş eşit ancak koşullar farklı. derste yüzeysel anlatıp da fakirin çocuğunu önemsemeden parası olana özel ders vererek değer veren eğitimciler onlar. eğitimci olmaktan çok işkembesi doymayan mahlukatlar onlar. elbetteki şartlar bunu gerektiyorsa olacak, buna sözüm yok. ancak önce vicdan konulmalı ortaya.

şimdi gerisini siz düşünün. herkes para kazanıyor ancak herkes bedelini ödemek zorunda kalıyor bazı şeylerin. geriye ne kalıyorsa sizin yarattığınız eserler kalıyor. o prıl pırıl çocuklar kalıyor geriye. öğretmenlik gerçekten ama gerçekten kutsal bir meslek. ancak işini tam hakkıyla yerine getirene!!
şereflice yaptıktan sonra her meslek güzeldir. ama bazı mesleklerin ayrı bir yeri vardır. doktorluk, hemşirelik, öğretmenlik, yargıçlık vb gibi. bunlar insan hayatında çok önemli yere sahip olan meslekler olduğundan el üstünde tutulurlar. ve bu toplumdan topluma değişebilen bir algılamadır. bizim toplumumuzda doktorluk, öğretmenlik gibi mesleklere kutsiyet atfedilir. ne yazıktir ki bunu istismar eden çok insan var. mesleğini hakkıyla yapana helal olsun fakat bulunduğu konumu şahşi çıkarları, egosu için kullananlar mesleklerinin yüz karasıdır.
herkesin öğretemeyeceğini idrak edemeyen takoz cümlesidir.
(bkz: kutsiyet atamak)
(bkz: sana türkçe öğretenler gerçekten bilinçsizmiş)
"hiç bir şey olamadıysan öğretmen ol!" zihniyeti yüzünden, işsizliği bu şekilde azaltabileceğini düşünen bilinçsiz siyasiler yüzünden kutsallığı tartışılan bir meslek olmuştur öğretmenlik.
öğretmenlğin kutsal bir meslek olduğuna inanmayan insandır.dün düşüncelerimi söylemiştim bu konuda, üstüne güzel bir mail aldım. sizlerle de paylaşmak istedim sevgili yazarlar. bu kutsiyete inanmayanlar şunları bir okusunlar bakalım.

" BiZ ÖĞRETMENLERE "NE GÜZEL iŞiNiZ VAR, BOL TATiLiNiZ VAR, YATA YATA PARA KAZANIYORSUNUZ" DiYENLER HAKLI. AŞAĞIDA ÖĞRETMENLERiN YAPTIKLARI iŞLERi OKUYUNCA ÖĞRETMENLiĞiN GAYET BASiT BiR MESLEK OLDUĞUNU SiZ DE GÖRECEKSiNiZ. ŞAYET OKUMAYA DAYANABiLiRSENiZ:

1- Toplantılara katılınacak,
2- Yıllık plan yapılacak
3- Günlük plan yapılacak
4- OGYE çalışmasına katılınacak
5-TKY çalışmalarında bulunulacak
6- Nöbet tutulacak
7- Sınıflar düzenlenip panolar hazırlanacak
8- Toplantılar hafta sonları veya ders saatleri dışında yapılacak
9- Kurumların açtığı sınavlara ucuz iş gücü olarak gidilecek,
10- Seçimlerde zorunlu olarak sandık başkanı olunacak
11- Envai çeşit tören, kutlama vb . programa katılınacak.
12- Her hafta tüm öğrenciler için ve tüm derslerde değerlendirme formları doldurulacak.
13- Kişisel dosyalar her dönem sonunda doldurulacak.
14- Öğrenci tanıma fişleri doldurulacak.
15- Portfolyo dosyalarına hiçbir çalışma getirmeyen öğrencilere çalışmalarını getirmeleri için yalvarılacak.
16- Öğretmenliği öğretmenlerden iyi bilen velilere dert anlatılacak.
17- Sosyal kulüp çalışmaları ve toplantıları yapılacak.
18- Rehberlik çalışmaları, anketleri yapılacak ve raporları tutulacak
19- Ders işlemek yerine internetteki ve kitaplardaki bilgileri bize okuyarak "bak okuyan toplumuz" imajı veren insanların zorunlu seminerlerine katılınacak.
20- Pansiyonda nöbet esnasında öğrencilerin yemek etüt, uyku, banyo, hastalık, can sıkıntısı, aileden ayrılık sendromu, koğuş ve oda düzeni durumlarına bire-bir müdahil olunacak.
21- Sınırsız sorumluluk, öğrenci takılıp düştüğünde polise ifade verilecek. Hiçbir dayanağı olmaksızın dayakçı öğretmen olmakla suçlanılacak.
22- Öğrencilere çalışma kâğıdı hazırlanacak
23- Öğrencilere yarın ne gibi etkinlikler yaptırabilirim diye düşünülecek
24- Velilerle görüşülecek
25- Teneffüslerde çocukların şikâyetleri dinlenecek
26- Panolara asılan şeyler belli aralıklarla dosyalanacak
27- Her hafta rehberlik ve sosyal etkinlikler dersi için tutanak tutulacak
28- Toplum hizmeti için zaman yaratılacak
29- 40 dk içinde yüz kere öğretmenim diyen bücürlere efendim denilecek
30- Kavga edenler ayırt edilecek, kafası gözü yarılanlara pansuman yapılacak,
31- Değerlendirme testleri hazırlanacak
32- Değerlendirme testleri evde değerlendirilecek,
33- Üstüne saldıran veliler ikna edilecek,
34- Bilgi yarışmalarına öğrenci hazırlanacak,
35- Öğrencilerin evlerine gidilip hal hatırı sorulacak,
36- Saha çalışması yapıp okula gelmeyen öğrencileri toplayacak ve okula getirecek,
37- Temizlik, spor, fotokopi, demirbaş, sabun, tuvalet kağıdı için para toplanılacak,
38- Taşımalı öğrencileri sabah servisten inerken sayıp kontrol edilecek,
39- Öğle yemeğinde listeden çağırıp sıraya koyulacak,
40- Okul çıkışı öğrenciler servislerine bindirilecek.
41- Belirli Gün ve Haftalarla ilgili program hazırlanacak,
42- Öğrencilere katılım için yalvarılacak,
43- Belirli günler ile ilgili pano hazırlanacak,
44- Panolar için yazı ve şiirler, bulunacak ya da kontrol edilecek.
45- Veliler okulda bilgilendirilip, eğitilecek
46- Kanuni hak olan sevk ve izin istenirken mahcup, hafif ve ince bir sesle rica edilecek ve sevk dersin olmadığı bir zamana denk getirilecek, hasta hasta derslere girilecek, bazı yerlerde muayene saati sevke yazdırılacak (diğer çalışanlara da mesai dışında mı sevk alın deniliyor acaba).
47- Veli toplantıları yapılacak.
48- Okul aile birliği toplantılarına katılınıp velilerin kahırları dinlenecek.
49- Her dönem ve gerektiğinde zümre toplantıları yapılıp tutanak hazırlanacak.
50- Yeni müfredat konusunda veliler bilgilendirilecek.
51- Gözlem dosyaları tutulacak
52- Etkinlik yaptırılacak(yapmayanlara bir şey yapılmayacak)53- Sınıf başkanı, kitaplık görevlisi, temizlik başkanı seçilip görevlerini yapıp yapmadıkları günlük olarak takip edilecek.
54- Hizmetlilere ya da idareye bildirilen temizlik, tamirat ve görüşler bu kişiler tarafından dikkate alınmayacak.
55- Gelen giden evrak defteri doldurulacak
56- Laboratuar düzenlenecek, temizlenecek
57- Müdür ve müdür yardımcılarının yapmak istemedikleri görevler yapılacak
58- Çocukların elbise, saç, tırnak temizliği ile ilgilenilecek.
59- Deneyler, gözlemler, etkinlikler için hazırlık yapılacak.
60- Beslenme saatinde beslenme yaptırılacak.
61- Başarısızlığın sebebi araştırılacak.
62- Mahallede kavga edenlerin aileleri okulda dinlenecek.
63- Müdür Beye hesap verilecek.
65- Dersi boş olan, derslerine branş öğretmenleri giren (özellikle sınıf öğretmenleri) öğretmenler, ''işlerim var şu boş sınıfa derse giriver'' diyen idarecilerin derslerine girilecek.
66- Birilerine ek ders ücreti verebilmek için açılan seminer, hizmet içi eğitim vb . şeylere gerçekten ihtiyacı olup olmadığını bilmeden, sormadan zorunlu olarak ders saatleri dışında katılmak zorunda kalınacak.
67- Sorumluluğu çok yüksek olan nöbetçilikler yapılacak.
68- Son zamanlarda artık iyice raydan çıkan eğitim sisteminde öğretmenlikten çok dadılık yapılacak.
69- Müdür ve müdür yardımcılarının imalı ve iğneli sözlerine kulak asılmayacak, duymazlıktan gelinecek.
70- Spor parası toplanacak.
71- Yakacak ve ihtiyaçlar için aidat toplanacak hatta vermeleri için yalvarılacak
72- Onur kurulu ve disiplin kurulu toplantılarına katılınacak
73- Nöbet günü ve diğer günler öğrencilerin kılık kıyafet kontrolü yapılacak
74- Nöbet defterine gelmeyen öğretmen yazılacak ve sınıf defteri imzalanacak.
75- Zaman zaman öğrenci çantalarına arama yapılacak
76- Okula getirilmesi yasak olan eşyalar için tutanak tutulacak ve bu eşyalar ailelerine teslim edilecek.
77- Aidat toplanacak hatta vermeleri için yalvarılacak
78- Nöbetlerde mıntıka temizliği yaptırılacak.
79- Ünitelendirilmiş Yıllık Plan Yapılan Açıklamalar
80- iş Günü Takvimi
81- Ünite Süre Çizelgesi
82- Yıllık Çalışma Programı
83- Haftalık Ders Programı
84- Ünite Çalışma Dosyası
85- Sınıf Ders Defteri
86- Deney defteri Raporu
87- Gezi Planı
88- Öğrenci Kişisel Robşayanı
89- Öğretmen Not Defteri
90- Kitaplık ve Defteri
91- Çevre incelemesi
92- Tebliğler Dergisi Fihristi
93- Sınıf Demirbaş Listesi
94- Ders Dışı Etkinlik Dosyası
95- Yazılı Kağıt ve Cevapları
96- Ödev Listesi-Ödevler
97- Dershane Araçları
98- Koordinasyon Kurulu Kararı
a. Cümle Listesi
b. Metin Defteri
c. Metinler
d. Kontrol Tablosu
99- ????????????????????? (soluklanalım biraz)
100. Teneffüslerde ve öğlen aralarında çocukların sorunlarını dinleyecek, varsa anlamadıkları ya da çözemedikleri derslerin sorularını cevaplayacak.
101. Evde yazılı okuyacak, çalışma kâğıdı, performans -proje ödevi hazırlayacak.
102. Tüm bu okul işlerinden zaman kalırsa kendine, evine varsa eşine ve çocuğuna zaman ayıracak.
103. Okul idarecilerinin yapamadığı e-okul, ilsis vb . işleri yapacak
104. Sınıfını boyamak için boyacılık yapacak.
105. Okul idaresinin velilerden toplaması gerektiği paraları toplayacak.
106. Bir çocuğun burnu kanasa çocuğun başında hastanede refakatçi olacak.
107. Gerektiğinde sınıfını temizleyecek.
108 köy okullarının sobaları yakılır.
109 tuvaletler her hafta düzenli olarak temizlenir.
110. Bozulan sandalye, masa idareciye bildirilir, o ilgilenmezse hizmetliye oda benim işim değil dedikten sonra tamiri yapılır.
111. Okul önlerinde trafik kazalarını engellemek için gönüllü trafik memuru olunur,
112. Okul önlerine gelen it, çakal ve uğursuz takımı okulun huzurunu bozmasın diye okul müdürüne bildirilir, nöbetçi öğretmen değil misin ilgilen dedikten sonra çocuklarla konuşulup uzaklaştırılır.
113. Çocuğunu azarladı diye öğretmeni tehdit eden veliden korumak üzere diğer öğretmen arkadaşla mesai çıkışında durağa kadar beraber gidilir. Bir gün yanında gitmezsin velinin öğretmene saldırdığını duyarsın hastanede ziyaretine gidersin.
114. Yukarıdaki madde başından geçen öğretmenin hiç suçu olmadığı halde ceza alabilirim korkusuyla ne öğrenciye ne de veliye hiç bir şey yapamadığını duyar sinirden isyan edersin.
115. Okulun zaten olmayan eğitim öğretim araçları için çevrede çalışma yapılır,
116. On Dokuz Mayıs, Yirmi Üç Nisan, Yirmi Dokuz Ekimlere öğrenci çalıştırırsın.
117. Bayramlara öğrenci çalıştırmak için dersten bir saat erken gelirsin MEB'nın haberi bile olmaz ama bayram günü okula gelmiyorsun diye (ne demek oluyorsa) ek dersin kesilir sinirden küplere binersin.
118. Okuma bayramı düzenlersin.
119. Okul Aile Birliği çalışmalarına katılırsın.
120. Bölge zümre öğretmenler kuruluna katılırsın.
121. Sosyal etkinlikler kuruluna katılırsın bütün özel günlerin kutlamalarında çalışırsın.
122. Okulun elektrik tesisatında sorun olduğu zaman çözüm bulur tornavidayı eline alırsın.
123. Elektrikler kesilir, veli öğrenciyi almaya gelmez çocuğu evine kadar götürürsün, anneyi evde bulamaz komşuları arar sonunda bir komşuda konken partisinde bulursun. Veli çocuğu almayı unuttuğunu söyler tımarhaneye bir adım daha yaklaştığını hissedersin.
124. Öğrenci kütüklerine bilgileri girersin, aynı bilgileri e okula, öğrenci tanıtma kartına ve ruhsal dosyalara da girdiğin için öğrencinin ev adresine kadar her şeyini ezberlemiş olursun.
125. Veli toplantıları yaparsın veliler toplantıya katılmadığı gibi akşamı gelir benim çocuğun durumu nasıl öğretmen bey der anlatırsın.
126. Okul gezileri düzenlersin, piknik düzenlersin, yılsonu partisi düzenlersin, pilav gününü ayarlarsın, sonunda kendini Ahmet San zannetmeye başlarsın.
127. Önemli günler ve haftalarda okul ses düzenini ayarlarsın. işleri ileri götürür dizüstü bilgisayarınla müzik parçalarının çalınmasını sağlar kendini dj zannedersin. Hatta daha da ileri götürüp düğünlere ton maister olarak katılırsın.
128. Okul bahçesine fidan diker sulanmasını sağlarsın.
129. Öğrenci doğum günlerini ezberler zamanı gelince kutlarsın.
130. Okul ve sınıf duvarlarını çok dikkatli kullanırsın nitekim hazırlaman gereken pano vs.ler var olan duvar büyüklüğünden fazladır.
131. Okulun tamirat tadilat işlerini ME üstlenmediği için iş başa düşmüştür eşe dosta haber salar, firmalarla görüşüp sonunda askerler ve belediye sayesinde halledilmesini sağlarsın.
132. Çalışmayan bütün okul araç gerecinden haberdar olur nasıl çalıştırılabileceği üzerine düşünürsün.
133. Tam yastığa başını koyarsın ki bugün Meltem'in babasının öldüğü haberi aklına gelir iki gözün iki çeşme ağlarsın.
134. Bir öğretmen, bir dolap ve kırk üç öğrenci küçük bir sınıfa nasıl sığar bilmecesini çözmen için tam bir yılın vardır her türlü kombinasyonu dener sonunda çözümün olmadığını fark edersin ama yapacak bir şey yoktur.
135. Öğrencinin defterine yazdırdığın ödevi veliler de bilsin diye okul kapısına da asarsın akşam tam televizyonda eğlence seyrederken telefonda kaba bir ses "Haaa ögretmen hoca çocuğun ödevi ne ola?" sorunsalıyla karşı karşıya kalırsın bir de ona ödevi anlatırsın.
136. Çocuklara verdiğin ödevleri derste kontrol edersin.
137. Ödevini yapamayan ya da yanlış yapan öğrenciyle teneffüslerde ödev yaparsın.
138. Çocuklara en güzel hikâye kitaplarını en ucuza almak için kırtasiye kırtasiye dolaşırsın.
139. Okula gelen müfettişlere takla atar sınıfının ne kadar çalışkan olduğunu anlatmaya çalışırsın.
140. Sen teneffüste öğretmenler odasında otururken sınıfa giren veli öğrenciyi alır götürür. Her yere telefon açar sonunda ne olmuş ki cevabını alırsın.
141. Öğrencilerin dersi anlayamayacağını düşünüp ek materyaller ve çalışmalar hazırlarsın.
142. Yapamayan ve bireyselleştirilmiş eğitim programına sahip öğrenciler için farklı çalışmalar yapmaya çalışırsın.
143. Okula gelen sinemanın, tiyatronun biletlerini satar bilumum satıcıların uğrak mekânı halini alırsın.
144. Çocuklarının sınıfta çekilen fotoğrafları için veli ile satıcı arasında arabulucu görevi yapar ikisi beşe olmaz mı hocam sorusuna çare aramaya çalışırsın.
145. Karnı, başı ve bilumum organları ağrıyan öğrenciler için eve telefon açar gelip çocuğu almasını istersin.
146. Beslenme saatinde öğrencilerin beslenmelerini yapmaya yardımcı olur, sütlerini açar, meyvelerini soyar, dökülenleri temizlersin.
147. Burnu akan öğrencinin burnunu temizlersin.
148. Okula yeni gelen öğrenciyle bahçeye çıkar oyunlar oynarsın.
149. Beden eğitimi derslerinde beşinci sınıf öğrencisine koşu yarışı yaparsın. Yenilirsen yaşlandığını artık kabul etmeye başlarsın.
150. Birinci sınıf öğrencileri teneffüslerde amca şu çocuk bana "dıt dıt dıt dıt dıt." dedi der sen de ona hem nasıl söylenmesi gerektiğini, seninde bir öğretmen olduğunu anlatmaya çalışır, çocuğu rahatsız edeni bulup cezalandırırsın.
151. Öğrencilere yazılı, sunu, değerlendirme testi, konu testi, ünite değerlendirmesi hazırlamak için saatlerini harcarsın bir de bunların değerlendirilmesi vardır.
152. Deprem, yangın tatbikatı yaparsın, gerçek zannedip korkan öğrencileri sakinleştirirsin.
153. Bayramlar, önemli günler ve haftaların yapılabilmesi için okula izin dilekçesi yazar, olup bitenlerin tutanaklarını tutarsın.
154. Civcivleri doğuran, inekleri ağıldan çıkaran MEB tarafından basılıp TTKB tarafından değerlendirilen kitapların yaptığı hataları düzeltmek için raporlar hazırlar öğrenciler bunların hatalarını anlatırsın.
155. iki satır harf yazmakla sözcükleri birer kez yazmakla okuma yazma öğrenileceğini zanneden okuma yazma öğren(em)iyorum kitabıyla çocuklara okuma yazma öğretmeye çalışacaksın.
156. "tulete tittem" (tuvalete gideceğim) diyen çocuğun okuma yazma öğrenemeyeceğini daha kalemi bile tutamadığını söylediğin halde veli bu konuda ısrarlı olacak mecburen okulda tutacaksın. Ancak okuma yazma öğrenemediğinde yine sen suçlu olacaksın.
157. Kurallara uymayan bir çocuğa müdahalede bulunacaksın çocuk öğretmen beni dövdü diyecek. Soruşturmalarda derdini anlatmaya çalışmayacaksın.
158. Yurdumun daha polisinin giremediği yerlerinde askerin tek başına dolaşamayacağı dağlarında tek başına görev yapacaksın.
159. Üç yüz bin kişilik öğretmen içinde bir tanesi öğrenci dövdüğü için dayakçı öğretmenler olarak anılacaksın. Bunu kimseye anlatamayacaksın.
160. Teneffüslerde tam sohbet ortasında öğretmenler odasına gelen öğrencinin kanayan yerlerini pansuman edeceksin.
161. Okuyan öğrencilere kırmızı kurdele dağıtacaksın. Alamayanlar ağlayacak neden alamadığını anlatacaksın.
162. Yazı defteri, kitabı, resim defteri, boyaları ve bilumum malzemesi olmayan öğrenciyle ders yapmaya çalışacaksın.
163. Okulun ilk haftası okula gelen öğrencilerinden ağlayanlara kendinin sevdirmeye çalışacaksın.
164. Sınıfının daima temiz olmasını sağlayacaksın.
165. Öğrencilerin sınıfa getirebileceği malzemelerle deneyler tasarlayacaksın.
166. Malzeme getirmeyen öğrenciye farklı çalışmalar bulacaksın.
167. Sabah öğrencilerden önce okulda olup sobayı yakacaksın.
168. Karlı havalarda ayakları ıslanan ve lastik ayakkabıları içinde donma tehlikesi yaşayan öğrencilerinizin ayakkabı ve çoraplarını çıkarıp, sobanın yanında kurutup, tekrar giymelerini sağlayacaksın. (1. sınıf olunca çok daha fazla için burkularak)
169. Her teneffüs bir yerlerini inciten kanatan öğrencilerinize pansuman yapacaksın
170. Bu kadar olumsuz koşullarda işinizi en iyi şekilde yapmaya çalışırken gelen müfettişlerin duvardaki panoların neden simetrik olmadığını sorduğunda estağfurullah çekerek cevap vermek.
171. Aslında idarenin yapması gereken 4-8. sınıfa kadar öğrenci notları, aldıkları belgeler elektronik ortama aktarılacak,
172. Bir dönemde kaç kitap okuduğu e-okula yazılacak,
173. Bilgisayar kullanmasını bilmeyen müdür yardımcılarına derse girmeyip yardım edilecek,
174. Okul çıkışlarında etüt yapılacak,
175. Hafta sonu kursa girilecek,
176. Her dönemin başında ve sonunda zümre öğretmenler tarafından müfredatı değerlendirme raporu yazılacak ama bu raporlar bir tek Allahın kulu tarafından adam gibi okunmayacak, öğretmenler müfredatla ilgili aynı sıkıntıları yaşamaya devam edecek...
177. Okul sitesini yapacaksın. (Bazıları gönüllü yaptı vazifemiz olmamasına rağmen.)
178. Olmadı üstüne il,ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü sitesini yapmaya çalış.

BiR DE BiZ ÖĞRETMENLER "ÇOK YORULUYORUZ..." DERiZ. ŞUNCACIK iŞ YAPMAKLA HiÇ iNSAN YORULUR MU?"
köydeki vekil öğretmenin günlüğü:
1 mart-bugün a harfini öğrettim, ikinci ders top oynattım, onlar oynarken günlük planı doldurdum.
2 mart-bugün çocuklara evlerinden odun getirttim, sobayı yaktırttım, yerleri sildirttim.
3 mart-bugün b harfini öğrettim, dörtlere de toplamayı anlattım, pek anlamadılar.
4 mart-bugün c harfini öğrettim, toplamayı anladıklarını kabul edip çıkartmaya başladım. beden dersinde camları sildirttim.
bilinçsiz insanların öğretmen kadrolarına dolmasıyla bazılarının gözünde tüm öğretmenlerin aşagılanmasıdır bu kaygısız. öğretmenlik bir vijdan meselesidir. bir yılda yüzlerce öğrenciniz olur, onları doğru yola teşvik etmek, bir şeyler öğretmek, ufuklarını genişletmek, onları dimdik sapasağlam hayata durmayı öğretmek en kutsal görevlerdendir. bunlar göz önüne alındığında herkese çok gelen öğretmenlerin tatilleri, gördükleri değer ,aldıkları maaşlar azdır bile. çünkü öğretmenler her an bilgiyi paylaşmaya hazırdır, o mevkiye gelene kadar öğrendiği her şeyi belleğinde tutmak zorundadır. hatasız olmak zorundadır. öğrencisi bir şey sorduğunda 'dur ben bi google a yazıyım.' diyemez. zihin ve beden olarak fazlasıyla yorulur. öğretmenlerin en temel kuralları öğretmesi de gözardı edilemez. şunu demek istiyorum, belki iyi bir aileden gelmiş olabilrsiniz, aileniz size temel eğitimi vermişte olabilir. fakat herkes bu seviyede değildir malesef. bir sınıf öğretmeni çocuğa tuvalette poposunu nasıl yıkamasını gerektiğini, çıkınca ne yapması gerektiğini bile öğretir. bu ülkenin bazı kesimlerinde tuvalet kağıdını bilmeyenler var, bu ülkeyi aponun kurduğu sanan çocuklar var. şimdi söyleyin bana bunları düzeltmeyi bir öğretmenden başka kim başarabilir? iyi bir zihin engelliler öğretmeninin bir özürlüye kattığı o kadar çok şey vardır ki...o hayata 1-0 yenik başlayan çocuklar ayakkabılarını bağlayamaz, kaşık kalem tutamazken bu öğretmenler onlara çok şey katar. öyle kolay değildir ailelerin bir özürlüye eğitim vermesi, yıllarca eğitim alan öğretmenler ile zorlanır yeri geldiğinde. bu mesleğin bir de insani boyutu vardır. mesela öğretmenler gördüm kızları bataklıktan kurtaran, madde bağımlısı öğrencilerin ailesiyle irtibata geçen, hatta ve hatta öğrencisini intihardan kurtaran...tersi öğretmenler de vardır elbet onlardır zaten bu mesleğe leke sürdüren. elinde çayı,gazetesi zaman dolduran... zaten böylelerini öğretmen olarak adlandırmak da yanlıştır. hayatın her alanında olduğu gibi bu konuda da genelleme yapmak gayet sakıncalıdır. *
realist dünyada öğretmenlik basit bir meslektir ve kutsiyeti yoktur kardeşim. herkes işini yapıyordur, o da yapacaktır. ama spiritüel dünyada (manevi deyince dinci diyorlar dingiller) bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum denmişse güzel abilerim ablalarım, o zaman kutsiyetin kralı onlarda. ama ben senden daha kutsalım tribine girmeye lüzum yok. hee, öğretmenlerin de bu şuursuzluğu onurla ve kıvançla taşıdıklarını bilirim. biz öğretmeniz lan, kutsalız amınakoyim, her bir boku yesek de haktır bize, sürünün pezevenkler, tribinde çocuklara köle muamelesinde bulunduğunu da herkes kadar öğretmenler de bilir güzelim. ama işte, neremiz doğru ki.
#6008185

-aynı madde çevrilip çevrilip tekrar yazılacak
-siktriboktan işler süslü kelimelerle önemli gösterilecek
-bir öğretmenin meslek hayatında hiç karşılaşmayacağı durumlar sanki her gün yapılan rutin işmiş gibi gösterilecek
-bu müthiş, etksra, süper, hüper yapılacaklar listesinden boş vakit bulunup sözlüğe entry girilecek, hatta copy paste yapılacak.sen neymişsin be abi?

içim acıdı...

19 yıllık öğrencilik hayatım oldu bir kere olsun herhangi bir öğretmenin değişen müfredat konusunda velimi bilgilendirdiğine şahit olmadım ben, ya da bahçedeki fidanları suladığına yada bir kimya hocasının spor parası topladığına. öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğu tartışılacak bir konu değil elbet ama, aynı şekilde çok boş vakti olan kolay bir meslek olduğu da aynı derecede tartışılmaz. en azından yüz bilemem kaç maddeyi yazabilecek kadar boş vakit bulmuş sevgili öğretmen arkadaşımız. *
yıllardır bir şey öğrenmediğimi görünce bilinçsizlik olduğunu düşünmeye başladığım davranıştır , öğretmenlik kutsaldır, tabii benim karşımdaki türkçeden yoksun, iki lafı bir araya getiremeyen saygısız
"işini yap, paranı al" zihniyetini öğretmenden saymazsak.
günümüzde de kendisine sıklıkla rastlanabilen fedakar öğretmenlere kutsiyet atamış insandır. öğretmenin veya öğretmenliğin kutsal tarafını görmüştür, tanık olmuştur.
büyük şehirlerde az rastlansa da küçük yerleşimlerde vazifesini kutsal belleyen ve sonuna kadar görevine bağlı nice öğretmen vardır. suç bunları duymamazlıktan gelen ve duyurmayandadır, öğretmenini sadece kötü örnekleriyle anandadır.
sadece dersine girip çıkan öğretmeni baz alıp, aldığı paranın karşılığında vazifesinin on katı fazla iş yapanı gözardı edende, karşılık beklemeksizin gecesini gündüzüne katanı yaşamıyor ve bu meslekten değil farzedendedir...
ya bu entry e yorum bile yapmam ben. adı üstünde. " bilinçsiz. " bir insanın kendisini bilmesi kadar, tanımlaması kadar daha güzel ne olabilir ki?
evinde insanlar kendi bir iki cocuguna sabredemiyor "ah su okullar acılsa da rahatlasak" diye duaya kalkısıyorlar. millet de kalkmıs ogretmenlik bedava meslek diyor. bir sınıfa topla 40-50 ogrenciyi ya sabır de basla ise ne kadar kolaymıs. devlet salak tabi yattıgı yerde ogretmenlere maas veriyor.
eski maliye bakanı geçmiş zaman yaptığı bir açıklamasında devletin personele ödeyeceği maaşı o göreve duyulan ihtiyacı baz alarak belirleyeceklerini anlatmıştı. o zamandan beri öğretmen maaşında pek bir artış olmadığına göre öğretmenliğin ihtiyaç katsayısı epey düşük demek ki.
(bkz: ben demiyorum devlet diyor)
öğretmenlik mesleğine mühendis atayan bilinçsizden daha bilinçli bilinçsizdir.
her meslek kendi çapında kutsaldır. özel olarak bir mesleğe kutsiyet yüklemek olmaz. orman bekçisi de, ülkesini yurtdışında temsil eden sporcunun da görevi kutsaldır. tabii, ülkemizdeki öğretmen mesleği ayrı bi şişirilmiş gösteriliyor ama öğretmenlerin içinde de çıkıyor sapıklar, tecavüzcüler. yaa yaa.
insanın fikir sahibi olmadan zikir sahibi olmasına ne kadar güzel bi örnek diye düşünülmesine sebep olan başlık. batıda okudugunuz okullarda gördügünüz bikaç ögretmenle fikir sahibi olabileceginizi sanıyosunuz yazık! ögretmenligin o oldugunu sanıyorsunuz. dışardan bakınca 'aman canım ne var girip derse iki lak lak yapıyolar götürüyolar parayı, ayrıca da habire yatıyolar anasını satayım' diye yorumlar yapabildiğiniz bi meslek ögretmenlik. size ne söylense anlamazsınız. ama sizi ıgdır'da dört tarafı daglarla cevrili, teröristlerin cirit attıgı bi köye çok degil bir haftalıgına ögretmen olarak gönderelim bakalım nereniz titreyerek kacacaksınız batıdaki sıcak yuvanıza!
tüm sene yan gelip yatıyorlar.

çalışırken bile ''yan gelip yatarlarken'' bir de üstüne tatil üstüne tatil yapıyorlar.

%97'si öğrencileriyle ilgilenmiyor. üstüne devletten çatır çatır para alıyorlar. rahat iş arkadaşım.

hani nerde kutsallığı? öğretmenmiş peh.
ögretmenlerin devletten maaş alması zoruna giden arkadaşlara :
çok zorunuza gidiyorsa bunu sürekli söyleyeceğinize oturun çalışın devletten maaş alabileceğiniz bi meslek sahibi olun. yok o cok kolay meslek dediginiz ögretmenligi yapmak derdindeyseniz girin kpss'ye alın çatır çatır puanı atanın da görelim ne kadar kolaymış!
kutsal olan meslek değil gerizekalı. O mesleği icra edenlerin temsil ettiği değerlerdir kutsal olan.

edit: "Gerizekalı" aşşağılama amacı ile değil, kişinin sahip olduğu aklı saçma sapan kullandığını belirtmek amacı ile koyuluştur.
ögretmenlik meslegine ulkemizde cok farkli bakis acilari mevcut. birinci kisim basligi acan arkadas gibi düsünüyor. 3 ay tatil resmi bayramlar tatil salla basi al maasi. bunun yanisira ögretmenlere nefes almak disinda hic bir eylemi yakistiramayan kisiler de mevcut ne yazik ki.diyelim ki ogretmen oldugunuzu beyan ettiniz ve birisiyle konusuyorsunuz kolunuzda dövme var ve siz ogretmensiniz size yakisiyor mu ya da birseyler soylediniz bir de ögretmen olacak suna bak gibi tepkiler alabiliyorsunuz.
bu meslekte cok yeni olan biri olarak soyle söyleyebilirim ki gecen pazartesi ilk defa bir devlet okulunda ucretli olarak calismaya basladim. daha kapidan girer girmez müdür önüme bir sürü sey koydu ve hocam yillik plani ne zaman hazirlarsiniz, zümre toplantisini yapin, günlük planlar hazirlayin etkinlik dosyalari ivir zivir bir sürü sey saydi. sanildigi kadar kolay bir meslek degil. 6 saat icinde 120 farkli ögrenciyle tanistim ve simdiden kendimi onlara karsi sorumlu hissediyorum.
kutsiyet meselesine dönecek olursak bir ögretmenin hareketlerini kisitlamasi gerekiyor cogu yerde cünkü pek cok sey bir ogretmene yakistirilmiyor ve buda zaman zaman baski yaratabilir. yukarida da bahsettigim gibi, sen ögretmensin sunu yapamazsin söyle davranamassin baskisinin pek cok ögretmenin de hosuna gitmedigini düsünüyorum.
dışarıdan bakıldığında 3 ay tatil, maaş, sigorta gibi bakan takoz zihniyet için bu önerme doğrudur.
ben öğretmenim, özel okulda çalışıyorum, aldığım para para değil, hafta sonum bile yok, bizim zamanımızdaki öğrenciler gibi değil hiç birisi ve evet kabul etmeseniz de ben onlara bir şeyler öğretmeye çalışıyorum, hepsini tek tek çok seviyorum, okul çıkışında, teneffüs arasında "öğretmenim sizi öpebilir miyim" diye geliyorlar ya, ağlamamak için zor tutuyorum kendimi. gözleri farklı bakıyor size, büyüğü de küçüğü de aynı. farklı bir duygu bu.
öğrencilerime öyle şeyler verebileyim ki bir gün hiç biri çıkıp " bu mesleğin neresi kutsal hadi orda bee" şeklinde konuşan bilinçsizlerden birisi haline gelmesin.
öğretmenlik mesleğini kutsal saydığı için " bilinçsiz " olarak adlandırılmış kişi.
(bkz: ben)
(bkz: #5894353)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar