bugün

Duvar halısı.

Babaannemin köy evinde fırınlı sobanın yandığı küçük bir oda... yerler ve tavan tamamen ahşap. Soba yandıkça ahşap kokusu daha bir keskin hale gelirdi. Biçimsiz duvarları ise sarı cılız bir ışık aydınlatırdı. Sobanın karşısında yaylı bir döşekten bozma divan vardı. Yerlerde ise muşamba örtüler. Bu küçük odanın içerisindeki tek teknolojik alet ise 37 ekran Saba marka bir televizyondu.

Benim unutamadığım en büyük detay ise Divanın dayandığı duvara boydan boya asılmış duvar halısıydı. Doğu'ya dair bir coğrafyayı andıran bir yerde dört genç kadının her detayını zihnime nakşetmişim. Bir kadının sigara içişi, diğerinin elinde fal bakar gibi bir fincan tutması, bir diğerinin ise gayet şuh bir edayla ayağındaki terliği sallaması.

Bu detayları hatıra çöplüğüne görmüşken bu halının fotoğrafına denk gelmem ile birlikte 20 yıl öncesine geri döndüm. O cılız ışıklı odada Babaannemin dizinin dibindeydim.

görsel
görsel
anneanemin evindeki peçka (kuzine) üzerinde pişirilen kestane, börek ve üzerinde yapılan demleme çay. aynı zamanda suyun kaynamaya yakın çıkardığı tarif edemeyeceğim o ses...

görsel
Geçen evde temizlik yaparken eski dergilerin arasında bunları buldum. Dergi 15 yıllık, ama çokomel kağıtları en az 20 yıllık. Çocukken ben biriktirmiştim bunları. Bütün alfabeyi tamamlayınca akülü araba hediye ediyorlardı. 20 yıldan fazla zaman geçmiş. Akülü arabam falan da olmadı. Ve en kötüsü de bu çocuk iyimserliğiminden eser kalmamış.

Çocukluk gitti, iyimserliği, iyi niyeti,saflığı bir derginin arasında saklanıyormuş.

görsel
her pazar günü sobanın yanına muhakkak bu leğen gelirdi.
görsel

evlerin vazgeçilmez perdesi
görsel

eskilerin tost makinası
görsel

dıııt sesi unutulmaz
görsel

şeker kız candy ve anthony
görsel

şimdi nereye çufçufluyoruz *
görsel

huzur!..
görsel

sokakta oynayan son nesil
görsel

kaptan tsubasa
görsel
görsel

Bir horozlu şeker parası bu kadarmı zor tedarik edilirdi.
Şu balık tutma oyuncağı.

Hafızamdan tamamen silinmiş. Birden aklıma geldi. Ben bunun daha büyüğünü bir komşu çocuğunda görmüştüm. Yani bunda 6 balık varsa onda 26 balık vardı. Öyle hoşuma gitmişti ki bütün gece oynadım. iki gün sonra babam işten elinde bununla gelmişti. O zamanlar maddi durum berbat sanırım parası anca bu küçük olana yetmişti. Öyle mutlu olmuştum ki! Çok basit şeyler bile mutlu edebiliyormuş insanı.

görsel
görsel

oynamaktan asla yorulmadığım oyun. halhal. ne güzel günlerdi.
görsel
görsel
Birkaç gündür bakıp salak salak gülümsüyorum

Dudakları yukarı büktürmeyi 8 yaşında öğrenmiştim
görsel
Diz ve dirseklerde her zaman en az bir tane bulunan kabuklu yaralar.

Bayram günü giyilen tül fırfırlı soket çorapların ve rugan ayakkabıların üzerinde pek çirkin görünürdü.
O meşhur elli kiloluk üstü saten kaplı anneanne yorganıdır şüphesiz. Her gördüğümde duygulanırım.
- pamuk şekerin pamuktan yapıldığı.
- bohçacıların o bohçalarla çocuk kaçırdığı.
- renkli gözlü insanların renkli gördüğü.
- tüm bebekleri leyleklerin getirdiği.
- bir gece aileden uzak kalındığın da hemen onların çocuğu olunacağı.
- serçelerin büyüdüğü zaman güvercin olması.
- kuşbaşı etini gerçek kuş başı zannetmek.
- kahve içersen kara olursun.
- hamur yersen karnın ağrır.
- yemezsen arkandan ağlar.
- gitme bak öcü varmış orada.
- ayın bir dede olması.
- radyonun içinde adam olduğu.
- tolga abiyi hugo'nun babası sanmak.
- banyodan sonra sıhhatler kelimesini saatler olsun olduğunu sanmak.
- herkesin türkçe konuştuğunu düşünmek.
- filmleri ve dizileri gerçek sanmak.
- acı yendiğin de sesimizin güzel olacağı.
- gözlük takanların çok zeki olması.
- doktor yazısı ayrı bir dil değilmiş.
- solucanların büyüyünce yılan olacağını sanmak.
- herkesin hep yanında olacağını sanmak.
- hep çocuk olarak kalacağımı zannetmek.
- hep iyiler kazanır.
- büyümenin iyi bir şey olduğu düşüncesi.

çocuk olsam yeniden...
bir tek düştüğüm için acısa içim,
ve kalbim;
çok koştuğum zaman çarpsa sadece...

cemal süreya.
görsel